Hastaneye yattıktan en erken 48-72 saat sonra gelişen veya kulucka doneminde iken taburcu olup da sonradan ortaya cıkan enfeksiyonlara hastane enfeksiyonları adı verilir. Hastane enfeksiyonlarına sebep olan mikroorganizmaların buyuk bir kısmı hastane ortamında yoğun antibiyotik kullanımına bağlı olarak antibiyotiklerin coğuna direnclidir. Bu sebeple hastane enfeksiyonları bir taraftan tedavideki gucluk sebebi ile hastanedeki kalış suresinin uzamasına, tedavi giderlerinin artmasına ve işgucu kaybı ile ekonomik problemlere yol acarken, diğer taraftan yuksek olum oranı ve sekonder sebeplerle olume yol acabilirler.
Gunumuzde hastane enfeksiyonlarının onem ve kaynaklarını ortaya cıkarmak ve gerekli tedbirleri almak amacıyla yoğun calışmalar yapılmakla birlikte hastane enfeksiyonlarının gorulme sıklığı %3-21 arasında değişmekte ortalama %8.4 olarak bildirilmektedir. A.B.D.’nde yapılan araştırma sonuclarına gore hastane enfeksiyonları olum sebepleri sıralamasında kalp hastalıkları, kanser ve beyin kanamalarından sonra dorduncu sırada yer almaktadır.
Hastane enfeksiyonlarının oluşmasında rol oynayan en onemli faktor, hastanede kalma suresidir. Bu sure enfeksiyonun tipine gore genellikle 4-10 gundur. Halen Turkiye’de ve dunyada hastane enfeksiyonu oluşturabilen mikroorganizmalar arasında metisiline direncli Staphylococcus aureus (MRSA) ve metisiline direncli Staphylococcus epidermidis adlı bakterilerin onemli bir yeri vardır . Hastane enfeksiyonu etkeni olan S.aureus suşlarının en onemli kaynağı hastane personeli, aile bireyleri ya da bu suşlarla enfekte veya kolonize olan hastalardır.
Hastane enfeksiyonları oluşturan patojenler arasında oneminin giderek artması, salgınlara sebep olabilmesi ve tedavi seceneklerinin kısıtlı olması sebebiyle MRSA enfeksiyonlarının epidemiyolojisi ayrıntılı olarak incelenmiş, risk faktorleri araştırılmış ve epidemilerin kontrol altına alınabilmesi ya da onlenebilmesi icin ceşitli stratejiler belirlenmiştir.
Stafilokoklarda en sık rastlanan metisiline direnc mekanizması yeni bir penisilin bağlayan proteinin (PBP 2a) kazanılması ile meydana gelir. Bu mekanizma sebebiyle metisiline duyarlı olanlardan farklı olarak ilÂve yeni bir PBP vardır.
Modern tıbbın sahip olduğu butun imkÂnlara rağmen gunumuzde hÂl hastanede yatan insanlar icin en onemli risklerden birisi hastanede yatış suresi icerisinde kazanılan hastane enfeksiyonlarıdır. Yapılan araştırmalarda, hastane enfeksiyonlarında sık karşılaşılan etken mikroorganizmalar arasında S.aureus’un onemli yer tuttuğu tespit edilmiştir. S.aureus insanlarda lokal ve yaygın enfeksiyonlar yanında, toksinlerinin sebep olduğu toksik şok sendromuna ve gıda zehirlenmelerine de yol acmaktadır.
S.aureus ve diğer stafilokoklara oldukca etkili olan penisilinaza direncli metisilin 1960′lı yılların hemen başında kullanılmaya başlanmıştır. Ancak, birkac yıl icerisinde once İngiltere sonra Turkiye’den MRSA suşları bildirilmiştir. Başlangıcta MRSA suşları ile seyrek olarak karşılaşılmasına rağmen, 1968 yılından itibaren MRSA suşları ile hastane enfeksiyonlarının meydana geldiği kaydedilmiştir.
MRSA’un kolonizasyonu ve enfeksiyonu icin en onemli risk faktorleri yaş, altta yatan hastalıklar, burunda yerleşim ve yabancı cisimlerdir (kateter, trakeostomi, nazogastrik tup). MRSA ile enfekte olan hastaların coğunda yatış sureleri uzun, antibiyotik kullanımı fazla ve metisiline duyarlı S.aureus ile enfekte hastalara oranla altta yatan hastalık daha ağırdır.
MRSA’ların sebep olduğu hastane enfeksiyonlarına dunyanın tum ulkelerinde sıklıkla rastlanmaktadır. Antibakteriyel tedavi alanındaki hızlı gelişmelere rağmen bu bakterilerin etken olduğu enfeksiyonların tedavisinde karşılaşılan guclukler, enfeksiyonun onemini artırmaktadır. MRSA suşları dağılım acısından farklılıklar gostermesine rağmen tum ulkelerde direnclilik ozellikleri bakımından benzerlikler gorulmektedir. Metisiline direnc, stafilokok enfeksiyonlarında ß-laktam antibiyotiklerin kullanılabilirliğinin kriteri olarak kabul edilmekte, metisiline direncli suşlarla oluşan enfeksiyonların tedavisinde ß-laktam antibiyotiklerin onerilmediği belirtilmektedir.
Siprofloksasin, son yıllarda MRSA enfeksiyonlarının tedavisinde yaygın olarak kullanılan bir antibakteriyeldir. Ancak bu yaygın kullanım sonucu bircok ulkede dramatik bir şekilde direnc artışı (%49-76) olduğu rapor edilmiştir. Bu sebeple RMP ve siprofloksasin kombinasyonunun gerek daha etkin olması gerekse direnc gelişiminin az gorulmesi sebebiyle MRSA enfeksiyonlarının tedavisinde cok uygun olduğu bildirilmektedir
Hastane enfeksiyonları nelerdir hastane enfeksiyonlarından korunma yontemleri
Sağlık0 Mesaj
●1 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Kültür & Yaşam & Danışman
- Sağlık
- Hastane enfeksiyonları nelerdir hastane enfeksiyonlarından korunma yontemleri