Zayıf olabilirsiniz. Ancak yeni araştırmalar zayıf goruntulerine rağmen bazı kişilerin ozellikle ic organlar cevresindeki aşırı yağlanmadan dolayı risk taşıdıklarını gosteriyor. Uzmanlar bunu, Dışardan Zayıf İceriden Şişman Olma Sendromu TOFI olarak tanımlıyor...



Bazı insanlar vardır cevremizde, tıka basa yer ama hic kilo almazlar. Hicbir zaman kalori hesabı yapmayan bu kişilere cevrelerindeki herkes gıptayla bakar. Ancak yeni araştırmalar gıptayla bakılan bu kişilerin hic de gorundukleri kadar sağlıklı ve zayıf olmadıklarını gosteriyor. Medikal araştırmacılar, yeni geliştirilen bir vucut inceleme tekniği (body scanning technique) sayesinde bu zayıf kişilerin ic organları cevresinde yuksek oranda yağ depoladıklarını, kalp/damar hastalıkları ya da diyabet acısından sanılanın aksine yuksek risk taşıdıklarını ortaya cıkarmış.


Gercekten de bu kişiler kendilerinden kat be kat daha şişman gorunen ancak yağlarını vucutlarının dışında, orneğin kalca ve basen cevresinde taşıyanlara gore sağlık acısından cok daha fazla risk taşıyorlar. Bilim adamları, bu sıra dışı durum icin yeni bir isim kullanma onerisinde bulunuyor: Dışardan Zayıf İceriden Şişman Olma Sendromu TOFI (Thin On The Outside, Fat Inside). Imperial College, vucut goruntuleme tekniklerinin geliştirildiği onemli merkezlerden biri. Bu merkezin Medical Araştırma Kurulu başkanı Profesor Jimmy Bell, dış goruntunun coğu zaman yanıltıcı olduğunun altını ciziyor: 'Cok zayıf bir goruntuye sahip olmak ic organlarınız etrafında yuksek oranda yağ kitlesi depolamadığınız anlamı taşımıyor.' MRI (Manyetik Resonance İmaging) ile yapılan araştırmalar zayıf insanların ic organları etrafında yuksek yağ depoları taşıyabildiğini gosteriyor.

İc yağlar hastalıklara zemin hazırlıyor

Ozellikle bobrek ya da ciğerler gibi hayati onem taşıyan ic organların etrafında depolanmış yağlarsağlık acısından buyuk risk yaratabiliyor. Bu yağlar aynı zamanda kana karışarak arterler boyunca birikebiliyor ve kardiyovaskuler hastalıklara ortam sağlıyor. Bu gizli yağ depoları vucutta farklı bicimlerde sinyaller veriyor. Orneğin genelde obezlerde rastlanan insulin direnciyle ilgili problemler bu kişilerde de gorulebiliyor.




Araştırmalar her yıl obeziteye bağlı hastalıklardan dunyada 30 bin civarında kişinin olduğunu gosteriyor. Bu kişilerin buyuk bir bolumu BMI (Body Mass Index) yani vucut kitle endeksine gore klinik acıdan obez olarak kabul ediliyor. Ancak uzmanlar vucut kitle endeksini tartışmalı kabul edip belki de coğumuz zaten klinik acıdan obez olduğunu soyluyor.

Yağlanma gercekten kompleks ve karışık bir konu. Tukettiğimiz yağın vucut yağı olarak bize geri donduğunu duşunmek onu hafife almaktan başka işe yaramıyor. Yağ oluşumunda pek cok bileşen bulunuyor. Bunlardan biri de vucudunuzun başka bolumlerinde buyuk hasarlar yaratabilecek hormonlar. Yapılan araştırmalar sonucunda bel cevresinde biriken yağların basen ve popo bolgesinde biriken yağlardan daha tehlikeli olduğunu, tip-2 diyabete ve kalp-damar rahatsızlıklarına yol actığını artık biliyoruz. Oyleyse belki de organların etrafında biriken bu yağların ozellikle kardiyovaskuler sisteme bağlı hastalıklar acısından buyuk bir risk taşıdığını soylemek hic de yanlış olmayacaktır, diyor uzmanlar.




Peki, ic organlarımız etrafında biriken bu yağlar acısından kimler daha cok risk taşıyor? Hareketsiz bir hayatı olan, oturarak calışan kişilerin buyuk risk altında olduğunu duşunuyoruz, cevabını veriyor Prof. Bell ve ekliyor: Haftada iki saatten fazla aerobik egzersizi yapmıyorsanız, sizin de ic organlarınızın etrafında yağlar birikmiş olabilir. Butun gun boyunca bilgisayar başında oturuyor, işe arabayla gidiyor, merdiven cıkmak yerine asansoru kullanıyor ve buna rağmen zayıf gorunuyorsanız, risk taşıyan grupta olabilirsiniz.

Bir başka yuksek risk grubu da surekli ağır diyetler yapan, kilo veren ve sonra tekrar kilo alan kişiler. Yani yo-yo etkisi yapan diyetler de ic organlar etrafında yağ birikmesine neden olabiliyor. Ağır diyetler vucuda kıtlık sendromu yaşatıyor ve ic organlar etrafında da yağ depolanmasına neden oluyor. Egzersiz yapılmadan girişilen diyetlerde ozellikle ciğerler, bobrekler, kalp ve pankreas gibi ic organlar etrafında yağ birikmesi goruluyor. Yine cok zayıf gorunen ve hic denecek kadar az egzersiz yapan kişiler de kısmen risk altında. Cunku bu tarz kişilerin neden zayıf olduklarını anlamak icin yapılan araştırmalar, onların bunyelerinin vucutlarının dış kısmı yerine ic organları etrafında yağ depoladıklarını gostermiş.




Vucut kitle endeksi yanıltmasın

Londra Hammersmit Hastanesi, İngiltere'de yağ ile ilgili araştırmalar yapan ve bunu acıklayan tek hastane. Tum bu araştırmalar obeziteye farklı bir şekilde yaklaşılması gerekliliğini vurguluyor. Bir kişinin obez olup olmadığını anlamak icin gunumuzde BMI (Body Mass Index)-Vucut Kitle İndeksi diye bilinen bir olcu sistemi kullanılıyor. Vucut ağırlığının kilogram cinsinden miktarının, boyun santimetre cinsinden uzunluğunun karesine bolunmesi ile elde ediliyor. Buna gore ortaya cıkan rakam 20-25 arasında ise normalsiniz demektir. 25-30 arasında ise yuksek kilolu, 30 uzerinde ise obezsiniz anlamı taşıyor. Ancak biraz once anlattığımız sebeplerden dolayı bu olcum bir kişinin şişman olup olmadığını anlamak icin cok ilkel kalıyor. Prof. Bell, Vucut kitle endeksiniz normal cıksa da bu ic organlarınız etrafında yağ depolamadığınız anlamı taşımıyor. İc organları goruntuleyen cihazlarla yapılan araştırmalar zayıf gorunen bir kişinin de ic organları etrafında 7 kilo civarında yağ depolayabildiğini kanıtlıyor. Normali ise bu organlar civarında en fazla 1 kilo yağ barındırmak, diyor ve ekliyor:

Vucut kitle endeksinin insanı yanıltan bir yanı var. Bu olcum sanıldığının aksine bir kişinin vucudunda ne kadar yağ taşıdığını gostermez. Bunu ancak ic organlarınızı goruntuleyen cihazlarla anlayabilirsiniz. Ancak tabi ki en iyisi bu yağlar oluşmadan onlem almak ve duzenli olarak egzersiz yapmak! Sumo gureşcilerini herkes bilir... Cok şişmandırlar ve vucut kitle endeksleri normalin cok cok ustundedir. Ancak bu kişiler bu yağları ic organları etrafında değil derilerinin altında taşırlar. Bu, sağlıklarını ic yağlar gibi tehlikeye atan bir durum teşkil etmez.