Yaşlanma, serbest radikaller denen atık molekuller sayesinde gercekleşiyor. Dışarıdan alınan gıdalar, sindirim sisteminde bir dizi işlemden gectikten sonra, gozle gorulemeyecek kadar ince kapiller damarlar sayesinde hucrelere taşınıyor. Burada oksijenle yanarak, enerjiye donuşuyor. Enerji nasıl ki, insan yaşamı icin vazgecilmez bir konfor ve rahatlık sağlıyorsa, hucreler icin de aynı şekilde hayati bir onem taşıyor.
Beyin ve Vucut Yaşlanmasının Nedeni; Serbest Radikaller
Oksijen molekulu, enerji uretirken ya elektron vererek eksiklenir ya da elektron alarak oksitlenir. Bu aktivite esnasında bir elektronunu kaybetmiş veya bir fazla elektrona sahip enerji sonrası atık molekuller (serbest radikaller) oluşur. Dengesi bozulmuş serbest radikaller, yeniden cift elektronlu normal yapıya donuşmek icin, surekli başka molekullere saldırarak elektron alır ya da verir. Boylece vucudumuzdaki her hucre, gunde ortalama 10 bin serbest radikalin saldırısına maruz kalır. Hucrelerimiz urettiği antioksidan enzimlerle, bu oksitlenmiş ya da eksiklenmiş atık molekullere (serbest radikallere) elektron vererek, durumu notralize etmeye calışır.
Serbest radikaller, notralizan antioksidanlardan daha fazla olduğundan, hucre zarları ve kalıtım maddesi olan DNA, oluşan saldırılarla gunden gune zarar gorur ve dejenere olur. Hucre yenilenmesi maalesef DNA ’yı sıfırdan yenileyemez. Serbest radikaller nedeniyle hasar goren DNA, her yenilenmede, giderek yaşlanmış haliyle bir sonraki hucreye nakledilir. Dolayısıyla serbest radikalleri uygun gıda disiplinleri ile elimine etmek, beyin ve vucut yaşlanmasını, buna bağlı olarak da unutkanlık başta olmak uzere bircok hastalığı yenmemizi ya da yavaşlatmamızı sağlar.
Yaşa Bağlı Bellek Bozukluğu ve Alzheimer
Serbest radikaller, zaman icinde sinir hucrelerinin de yaşlanmasına ve yorulmasına neden olarak, yaşa bağlı bellek bozukluğu, bunama ve Parkinson gibi bircok norolojik hastalığa neden olur. Yaşa bağlı bellek bozukluğu (hafif kognitif bozukluk), adından da anlaşılacağı uzere, yaşlanma ile ortaya cıkan fizyolojik bir durumdur. Beyin yorgunluğu her yaşta gorulebilirken, bu tablo yaşlılığa has bir problemdir. Stres, şikayetleri tetikleyebilir. Kişiler eşyaları koydukları yerleri, isimleri ya da yuzleri hatırlamakta gucluk ceker ve bundan da şikayeti olur. Alzheimer ve diğer demanslarda kişi, genellikle unutkanlıktan şikayetci olmadığı halde, yaşa bağlı unutkanlıkta daha yoğun bir serzeniş vardır. Hatta kişi Alzheimer olduğundan korkmaya başlar ve bunu yuksek sesle dile getirir. Alzheimer ’daki unutkanlık, kişiden once cevreyi rahatsız eder, hasta yakınlarının isteği ve ısrarı ile doktora muracaat eder.
Yaşa bağlı bellek bozukluğunda kişi bizzat kendisi kliniğe gider ve “Acaba bende bunama mı var?” diye sorarak endişesini dile getirir. Bu yuzden kendiliğinden gelip, “Acaba Alzheimer ’a mı yakalandım?” diyenlerin buyuk coğunluğunun, aslında Alzheimer hastalığı ile uzaktan yakından ilgileri bulunmaz. Ayrıca Alzheimer ’da yakın hafıza kaybı soz konusu olup, gecmiş uzak hafıza nispeten korunduğu halde (ileri donemlerde uzak hafıza da kaybolur), yaşa bağlı bellek bozukluğunda boyle bir ayrım yoktur.
ALINTIDIR..
Beyin Yaşlanması Onlenebilir mi?
Sağlık0 Mesaj
●3 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Kültür & Yaşam & Danışman
- Sağlık
- Beyin Yaşlanması Onlenebilir mi?