Reflu ile reflu hastalığı aynı anlama gelmez. Her ikisi de farklı durumları ifade eder. Reflunun az bilinen yonleriyle tedavisi konusunda doğru bilgilere sahip olunmalı.




Reflu ile Reflu Hastalığı Aynı Anlama mı Geliyor?

Hayır. Her ikisi de birbirlerini cağrıştırmakla beraber farklı durumları ifade ediyorlar. Gastroozefajial reflu sağlıklı insanlarda mide ici muhtevanın efor harcamaksızın ceşitli defalar yemek borusu icine geri gelmesi demektir ve esasen fizyolojik bir durumdur. Yani bir hastalığı ifade etmez. Bu durumda hem bireyin şikayeti yoktur hem de yemek borusu ic duvarında endoskopik olarak gozle gorulur bir hasar yoktur.

Oysa Gastroozefajial Reflu Hastalığında (GORH) yemek borusu icine kacan mide muhtevası gerek mikroskobik ve gerekse endoskopik duzeyde hasar oluşturur. İlaveten hastanın refluden kaynaklanan şikÂyetleri ortaya cıkar. Bu şikayetlerin en tipik olanları ise goğuste yanma ve mide asidinin yemek borusuna gırtlağa erişebilecek derecede geri kacmasıdır. Hastalar bu hususu boğazlarına yakıcı acı bir su geldiği şeklinde ifade ederler.

Reflu Hastalarına Endoskopi Yapıldığında Bu İnceleme Reflu Hastalığı Mevcudiyetini Mutlaka Gosteriyor mu?

Her zaman değil. Bazı reflu hastalarında endoskopik gorunum normal olabilir. Reflu hastalığında şuphe kuvvetli ise boyle bir durumda yemek borusu ic duvarını doşeyen dokudan biyopsiler alınarak patolojik inceleme yapılmalıdır. Endoskopik incelemesi normal bulunan ve biyopsi alınmadan hakkında karar verilen vakalarda maalesef reflu hastalığı tanısı gozden kacmakta ve boylece hastalar ihtiyac duydukları tedavi seceneklerinden mahrum kalabiliyorlar.

Klasik Reflu Hastalığı Goğuste Yanma ve Asit Geri Gelmesi Şeklindeki Belirtileri Dışında Başka Hangi ŞikÂyetlere Yol Acabiliyor?

Yutma gucluğu reflu hastalığının yaratabileceği diğer şikÂyetlerden biridir ve vakaların yuzde 30 ’unda karşılaşılır. Bu daha ziyade katı gıdaların yutulması ile ilişkilidir ve yavaş yavaş gelişir. Reflu hastalarının bazılarında ağızlarının aniden hafif ekşi ve tuzlu bir sıvı ile dolması şikÂyeti mevcuttur. Ağrılı yutma, hıckırık, geğirme, bulantı ve kusma gibi şikayetlerde yine reflu hastalığı olan vakalarda yaşanabiliyor.

Reflu Hastalığının Astıma, Muzmin Oksuruğe Neden Olabildiğini Duyuyoruz. Gercekten Reflu Hastalığı ile Bu Rahatsızlıklar Arasında Anlamlı Bir İlişki Var mıdır?

Evet. Reflu hastalığı sadece yemek borusu problemleri yaratmakla kalmaz. Kalp kokenli olmayan goğus ağrısı, astım, posterior larenjit, kronik oksuruk, tekrarlayan zaturre ve bazen diş curukleri ile seyredebilir. Sindirim sistemine ait olmayan bu bulguları yaşayan reflu hastalarının bir kısmında klasik reflu şikÂyetleri olmakla beraber, cok buyuk bir kısmında sessiz reflu hastalığı mevcuttur. Dolayısı ile kronik oksuruk, goğus ağrısı, astım ve duzelmeyen larenjit problemleri olan hastalarda sebebin sessiz reflu hastalığı olabileceği aklında tutulmalı ve hastalar bu acıdan incelenmelidir. Şayet astım erişkin yaşlarda başlamışsa, astım acsından bir alerjen tespit edilememişse yahut astım bronş genişletici veya kortizon tipinde ilaclara yanıt vermiyorsa astım sebebi olarak reflu hastalığı araştırmalıdır. Reflu hastalığı kulak, burun ve boğaz gibi diğer organlarda da bazı rahatsızlıklara yol acar. Reflu larenjit bu rahatsızlıklardan en sık rastlananı olup seste boğuklaşma, boğazda yumru hissi, sık boğaz temizleme ihtiyacı ve tekrarlayan boğaz ağrısı ile kendini belli eder. Reflu hastalığı kronik oksuruğun sinuzit ve astımdan sonra gelen 3. sıklıktaki nedenidir.

Reflu Hastalarının Bir Kısmının Aile Fertlerinde de Reflu Hastalığı ile Şikayetler Olduğunu Duyuyoruz. Reflu Hastalığı Kalıtsal Bir Ozellik mi Gosteriyor?

Yapılan calışmalarda reflu hastalığı olan bireylerin ikizlerinde %30-35 sıklıkla reflu hastalığı belirtileri ortaya cıktığı rapor edilmiş durumda. Ayrıca cocukluk cağında şiddetli formda gorulen reflu hastalığının 13. kromozomdaki bir anormallikle ilişkisi olduğu da iddia edilmiş durumda. Dolayısı ile bu hastalığın genetik bir zemini de olabileceği akla yatkın gorunuyor.

Son Senelerde Reflu Hastalığı Olan İnsanların Sayısında Buyuk Bir Artış Var Gibi. Bilimsel Olarak Da Bu Gozlem Doğru mudur?

Son 30 yıl icinde batı toplumlarında reflu hastalığı ve bunun sonucunda yemek borusu kanserlerinin giderek arttığı, bunun tersine ulser hastalığının ise giderek azaldığı saptanmış durumda. Son 20 yılda giderek artan bicimde ulserin ana nedenlerinden olan Helikobakter isimli bir bakteri, ulserli hastaların esdoskopileri esnasında tespit edildiğinde bu bakteriye karşıda tedavi uygulanmakta. Dolayısı ile batı toplumlarında son 20 yıldır helikobakter mevcut olan hasta sayısında ciddi azalma ortaya cıkmıştır. Helikobakter tedavisinin sık kullanımı sayesinde toplumda ulser hastalığının tekrarlanması giderek azalırken reflu hastalığı ve neticesinde gelişen yemek borusu kanseri sıklığı ise maalesef artmış goruluyor. Yine batı toplumlarında reflu hastalığı sıklığının son yıllarda onemli oranda artmış olmasının bir diğer nedeninin toplumda yaygınlaşan obezite sorunu olduğu da unutulmamalıdır.

Toplumda Reflu Hastalığının Yemek Borusu Kanserine Neden Olabildiğine Dair Bir Kanı Ve Korku Mevcut. Bu Bilgi Doğru mudur?

Gastroozefajial reflu hastalığı bulunan bazı kişilerde yemek borusu alt ucunda zaman icerisinde doku değişikliği ortaya cıkabiliyor. Bu durum Barrett ’s ozefagusu olarak isimlendirilir. Barrett ’s ozefagusu sıklığı gastroskopi (mide endoskopisi) esnasında endoskopist tarafından tanınır ve teyidi amacı ile bu bolgeden biyopsiler alınarak patolojik inceleme icin gonderilir. Reflu şikÂyetleri ile gastroenteroloğa giderek endoskopi yapılan vakaların %6-12 ’inde Barrett ’s ozefagusu saptanmaktadır. Onemli olan nokta Barrett ’s gelişmiş hastalarda yemek borusu kanseri riskinde onemli artış oluşmasıdır. Klasik Barretts ’s gelişmiş olan reflu hastalarında yemek borusu kanseri gelişme riski sağlıklı bireylerdeki riskin 30-125 katı seviyesindedir. Son 20 yılda reflu hastalığı nedeniyle ortaya cıkan yemek borusu kanseri sıklığı 5 kat artış gostermiş olup bu artış diğer tum organ kanserlerindeki artıştan daha yuksektir. Bu nedenler reflu hastalarında artmış kanser riskinin olup olmadığını ortaya koymak amacı ile reflu vakaları endoskopik olarak incelenmeli, gerekli gorulenlerde mutlaka biyopsiler alınarak patolojik inceleme yapılmalıdır.

ALINTIDIR..