Her birey gerek etrafındakilerle iletişim kurmak, gerekse duygularını dışa vurabilmek icin sesini kullanmak zorundadır. Ses, cok guclu bir mekanizma olmakla birlikte kotuye kullanımdan ve cevresel faktorlerden etkilenir. Bireyin cevreyle en etkili şekilde iletişimini koruyabilmesi ve aktif olabilmesi icin sesini koruması ve en iyi duzeyde kullanılması gerekmektedir.




Ses Bozukluğu Nedir? Belirtileri Nelerdir?

Ses bozukluğu, sesin perde, şiddet ya da rezonansında meydana gelen anormallik olarak adlandırılır. Kişinin konuşurken zorlanması, ses kalitesinin bozuk (kısık, burundan konuşuyormuş gibi vb.) olması, konuşma esnasında nefes koordinasyonunun sağlanamaması, ses şiddetinde duşuş, kişinin şarkı soylerken tiz ve pes notalara gecişlerde zorlanması, boğazda acıma, yanma ve kaşıntı hissi, ses bozukluğunun başlıca belirtileridir.

Ses bozukluğu, kişinin sosyal ve iş yaşamını olduğu kadar psikolojik durumunu da olumsuz yonde etkiler. Ozellikle oğretmen, avukat ve ses sanatcısı gibi; iş yaşamında sesini aktif olarak kullanması gereken kişiler ses bozukluğundan daha fazla etkilenir. Kişi sesinden dolayı sosyal hayatta pasifleşebilir ve iletişim kurmaktan kacınmak isteyebilir.

Ses bozukluğunun nedenleri nelerdir?

Bağırarak konuşma, aralıksız cok konuşma gibi sesin yanlış kullanımı, dizartri ve ses teli felci gibi norolojik hastalıklar, sulkus, papillom ve kanser gibi organik nedenler, alkol ve sigara tuketimi gibi alışkanlıklar, gırtlağın alınması ve kalp ameliyatı gibi tıbbi operasyonlar, alerji ve reflu gibi kronik hastalıklar ses bozukluğuna yol acabilir.

Ses kısıklığı ciddi bir hastalığın belirtisi olabilir mi?

Ses bozukluğunun en sık rastlanan belirtisi ses kısıklığıdır. Her 3 kişiden 1 ’i hayatının belli doneminde ses kısıklığı yaşamıştır. Gecici ses kısıklığının nedenleri grip, boğaz ağrısı ya da sesin fazla kullanımı olabilir. Bir haftadan uzun suren ses kısıklığında ise kişinin vakit kaybetmeden bir KBB hekimine başvurması gerekir. Cunku yaşanan bu tur ses kısıklığı belirtileri, nodulden kaynaklanabileceği gibi kanser gibi ciddi bir hastalığın habercisi olarak da ortaya cıkmış olabilir.Bu konuda yapılan araştırmalarda, gırtlak kanseri teşhisi konan kişilerin %52 ’sinin ses kısıklığını onemsiz bir belirti olarak gorduğu ve doktora başvurmayı ertelediği gozlemlenmiştir.

Ses Bozukluğuna Daha Yatkın Olan Meslek Grupları Var mıdır?

Bazı meslek grupları, ses kullanım alışkanlıkları nedeniyle ses bozukluğuna daha yatkındır. Ses bozukluğuna en sık rastlanılan meslek grupları; oğretmenler, pazarlamacılar, ses sanatcıları, oyuncular, avukatlar, satış temsilcileri ve cağrı merkezi calışanlarıdır. Meslekleri gereği cok fazla konuşmaları gereken bireylere ek olarak, gurultulu ortamda calıştıkları icin de risk altında olan meslek elemanları da bu gruba girer. Bunlara ornek olarak servis elemanları, fabrika calışanları, polis memurları ve oğretmenler verilebilir.

Bu Meslek Gruplarında En Sık Rastlanan Ses Hastalığı Nedir?

Bu meslek gruplarında en sık rastlanan ses hastalığı, ses teli noduludur. Ses teli nodulu, ses telinin serbest kenarlarında oluşan nasırımsı yapılardır. Ses teli nodulu genel olarak sesin yanlış kullanımı (bağırarak konuşma, cok hızlı konuşma, cok fazla konuşma, gurultulu ortamlarda konuşma, sık boğaz temizleme ve oksurme vb.) sonucunda oluşur ve belirtileri; ses kısıklığı, seste yorgunluk, seste catallanma vs. şeklinde sıralanabilir.

Nodul tedavisinde oncelikli olarak ses terapisi tercih edilir, ancak; ses terapisine yanıt vermeyen vakalarda cerrahi mudahale de soz konusu olabilir.

Bu Meslek Grupları Calışanlarında Nasıl Bir Yol İzlenmektedir?

Bahsedilen meslek gruplarında ses bozukluğu meydana gelmeden once onleyici calışmalar yapmak buyuk onem taşır. Boylece kişide oluşması muhtemel ses problemlerinin onune gecilerek; gunluk yaşamda, iş yaşamında ve sosyal hayatta yaşanabilecek olası sorunlar onlenebilir. Ses terapistinin bu grupla yaptığı calışmalar kişinin belli egzersizlerle ses tellerini guclendirmesini, one odaklı konuşmayı oğrenmesini, nefes koordinasyonu sağlamasını ve konuşma alışkanlıklarını yeni baştan inşa etmesini sağlar.

Ses Bozukluğundan Korunmak İcin Nelere Dikkat Edilmelidir?

Gunde en az 2 litre su icilmelidir. Su, ses tellerinin nemini korur. Gurultulu ortamlarda konuşmaktan kacınılmalıdır. Telefonda cok uzun konuşulmamalıdır. Uygun olmayan perde ve şiddette konuşulmamalıdır. Kalabalık bir gruba konuşma yaparken amplifikasyon sisteminden (ses yukselticisi) yararlanılmalıdır. Grip gibi hastalıklarda fazla konuşmaktan kacınılmalıdır. Fısıldayarak konuşmaktan kacınılmalıdır. Abur cubur fazla tuketilmemelidir. Cay, kahve ve asitli icecekler minimum duzeyde tuketilmelidir. Alkol ve sigara kullanılmamalıdır. Fazla baharatlı yiyecekler yenmemelidir. Kullanılan yastık yuksek olmalıdır. 1 haftadan uzun suren ses kısıklıklarında mutlaka KBB (kulak burun boğaz) hekimine başvurulmalıdır.

Ses Bozukluğunun Tedavisi Nedir?

Ses bozukluğuna uygulanacak tedavi yontemi genel olarak ses bozukluğunun nedeni ile doğrudan ilişkili olarak değişir. İlac tedavisi, cerrahi mudahale veya ses terapisi ya da birkac yonteme aynı anda başvurulabilir.

Ses Terapisi Nedir?

Ses terapisi, uzman ses terapisti tarafından uygulanan ve ozellikle nodul ve sesin yanlış kullanımı gibi vakalarda etkili sonuclar elde edilen bir tedavidir. Ses terapi teknikleri cok ceşitlidir ve uygulanacak terapi yontemleri kapsamlı bir değerlendirme sonrasında belirlenir. Ses terapisinde amac, ses kalitesini yukselterek normal haline ya da normale en yakın hale getirmektir. Ayrıca, sağlıklı ses uretimi icin solunum-fonasyon ve rezonans arasındaki dengenin tekrar kurulumu da hedeflenmektedir. Genel olarak terapi surecinde, kişi ses hijyeni ve beslenme alışkanlıkları konusunda bilinclendirilir, nefes koordinasyonu sağlanır ve ceşitli egzersizlerle kişinin ses telleri guclendirilir. Ayrıca, rezonans terapi yontemleriyle kişi one odaklı konuşmayı ve ses perdesinde uygun gecişler yapmayı oğrenebilir. Terapist gerekli gorduğu cevresel değişikliklerin yapılmasını isteyebilir. Ses terapisinin suresi, kişiye konulan teşhis, kişinin motivasyonu ve ses kullanım alışkanlıklarıyla ilgili olmakla birlikte genellikle ortalama 6-8 hafta surmektedir.

ALINTIDIR..