Horlama, ust solunum yollarında bulunan yapıların ve dokuların titreşmesi sonucu ortaya cıkan virtuel (titreşimsel) bir sestir. Uyanıkken horlama meydana gelmemesine rağmen, uykuda kaslar gevşediği icin solunum yolları daralır ve bu durum horlamaya zemin hazırlar. Horlama asla basit bir problem değildir…




Horlama Pek Cok Hastalığa Neden Olabilir!

Hava yollarında daralmaya neden olan her şey horlamaya da neden olabilir. Bu durumun daha ciddi hali olarak bilinen ve genellikle pek cok hastada horlamaya beraber gorulen uyku apnesi sendromu ise uyku esnasında solunumun belli sureler boyunca ve tekrarlayan şekilde durması olayıdır. Uyku apnesi sendromunda hava yollarında belirli bolgelerdeki dokular tıkanarak (kolaps) solunumu engellemektedir. Rahatsızlığın ciddiyetini belirlemek ve uyku apnesi sendromu teşhisi koyabilmek icin uyku esnasında ve 1 saat icerisinde solunumun en az 5 kere durması, ayrıca bu surelerin 10 saniyeden uzun olması gerekmektedir.

Horlama, Kalp Krizi Sebebi!

Horlama ve uyku apnesi kişinin genel sağlığı ve yaşam kalitesini oldukca olumsuz yonde etkilemektedir. Bahsedilen rahatsızlık nedeniyle ortaya cıkan en yaygın şikayetler, gunduz uyku hali ve uyuklama, sabah kalkınca yorgun ve uykulu hissetme, uyanıldığında bilhassa ense bolgesinde gorulen terleme, dikkat dağınıklığı, keyifsizlik, gun icerisinde oturulan yerde uykuya dalma, konsantrasyon eksikliği ve buna bağlı iş veriminin duşmesidir. Fakat sayılan belirtiler genellikle kısa vadede ortaya cıkan basit belirtilerdir. Uyku apnesi teşhisi konulmayarak uygun tedavi uygulanmadığında, daha uzun vadede depresyon, kilo alımı, bazı metabolik rahatsızlıklar ve en onemlisi de ciddi kalp-damar hastalıkları ortaya cıkabilmektedir. Uyku apnesi ozellikle kalp damar sistemi dokularının cok daha erken yaşlanmasına neden olmaktadır. Ağır uyku apnesi gorulen hastaların yuzde 100 ’unde, rahatsızlığı takip eden 10 yıl icerisinde ceşitli kalp-damar hastalıkları meydana gelir. Kısaca soylemek gerekirse tedavi edilmeyen uyku apnesi vakalarının tamamı, kalp-damar hastalıklarına yakalanmak icin aday kişilerdir! Hatta cok ağır uyku apnesi vakalarının bazılarının uyku esnasında hayatlarını kaybettikleri bile rapor edilmiştir.

Horlayan Kişi Neden Horladığının Farkına Varmaz?

Horlama genelde kasların iyice gevşediği derin uyku doneminde meydana gelir. Derin uyku doneminde horlamayı uyku apnesi takip etmiyorsa ve kişi tıkanarak uyanmıyorsa, horladığını fark etmeyebilir. Fakat uyku apnesi ataklarının sayısı fazla ise kişinin horladığının farkına varması kolaylaşır.

Horlamanın Şiddeti Bir Otobus Motoru Kadar Olabilir!

Bircoğumuzun şahit olduğu uzere uyku apnesi sadece hastayı değil, cevresindekileri de oldukca olumsuz etkiler. Horlamanın şiddeti bir otobus motoruna eşit olabiliyor,

Horlayan kişinin yanında yatan kişilerde sinirlilik, kalp carpıntısı, uyku kalitesinde bozulma ve uzun donemde depresyon gibi belirtiler ortaya cıkıyor, Hatta horlayan hastaların yanında yatan kişilerde işitme kaybı bile gosterilmiştir… Erkekler Daha Fazla Horluyor!

Kadınlarda horlama sıklığı daha azdır. Halk arasında kadınlık hormonu olarak bilinen ostrojenin horlamaya karşı koruyucu etkisi vardır. Horlama, erkeklerde daha sık gorulmekle beraber erkeklerin sigara, aşırı alkol tuketimi gibi olumsuz alışkanlıklarının kadınlara oranla daha fazla olmasının da horlamayı tetiklediği soylenebilir.

Horlama Şişmanlatıyor!

Bu rahatsızlığı olan insanlarda insulin direnci ortaya cıkar, mevcut yağlanma oranı artar ve kilo vermek zorlaşır. Şişman kişilerde uyku apnesi varsa kilo kaybı daha da zorlaşır ve kilo arttıkca lipit profili kotuleşir; yani bu durum kolesterolu de kotu etkiliyor. Halk arasında kotu kolesterol olarak bilinen LDL miktarlarında artış gorulebilir. Kişi yağ yakamaz hale geldiğinde metabolizması yavaşlar ve metabolizma yavaşladıkca yağ yakımı daha da zorlaşır. Tedavi edilen bircok hastada kilo kaybı meydana gelmektedir.

Uyku Apnesi Cocuklarda da Gorulebilen Ciddi Bir Sorundur…

Uyku apnesi ve horlama cocuklarda ve hatta bebeklerde bile gorulebiliyor. Genellikle cocuklarda gorulen horlama, geniz eti ve bademcik buyumesinden kaynaklanıyor ve tedavisi yetişkinlerdekine kıyasla cok daha basit bir şekilde gercekleştirilebiliyor. Fakat ortaya cıkarabileceği problemler en az yetişkinlerdeki kadar ciddi olabiliyor.

Horlama ve Uyku Apnesi Tedavisinde Uygulanılan Yaklaşımlar Ve Tedavi Yontemleri Nelerdir?

Uygulanılan tedavi yontemleri hastanın yaşına, kilosuna, rahatsızlığın şiddetinin derecesine, problemin turune ve hangi bolgede olduğuna gore bireysel farklılıklar gostermektedir. Orneğin cok hafif vakalarda bazı hayat tarzı değişiklikleriyle veya basit cerrahi operasyonlarla problem cozulebilirken, daha ağır vakalarda daha kompleks cerrahi operasyonlar uygulanabilir. Ya da hastanın yaşı cok ilerlemiş ve kilosu da cok fazlaysa, hastaya uyku esnasında kullanabileceği ve ve vucuda oksijen desteği sağlayan bazı cihazlar kullanması tavsiye edilir. Bunların haricinde eğer hastanın sigara ve alkol gibi olumsuz alışkanlıkları varsa, mutlaka bırakması gerekmektedir. Aksi takdirde tedavinin başarısı olumsuz etkilenecektir.

Yeni yapılan calışmalarda uyku apnesinin yaşlandırıcı etkilerine karşı koruyucu olabilecek bazı aktiviteler ve yaşam tarzı değişikliklerinin oldukca olumlu etkileri olabileceği gorulmuştur. Bu aktivitelerden başlıcaları:

Sebze, meyve ve zeytinyağlıların bolca tuketildiği ve antioksidan bakımından zengin olan Akdeniz tarzı beslenme uygulanmalıdır. Haftada en az 3 gun ve 45 ’er dakikalık orta tempolu yuruyuşler yapılmalıdır. Bu yuruyuşler esnasında burundan derin nefes alınarak ağızdan verilmelidir. Bu sayede boyundaki gırtlağı acan kaslar calışmakta ve uyku esnasında bu bolgenin daralması belli olcude azaltılabilmektedir. Yuruyuş haricinde duzenli nefes alıp-verilmesiyle beraber yapılan koşu, yuzme ve kardiyo calışmaları da tavsiye edilmektedir. Yuk kaldırma gibi sabit egzersizlerin yapılmasının da olumlu etkileri olabileceği duşunulmekle beraber, bu egzersizler gırtlağı acan yuruyuş, koşu ya da yuzme kadar etkili değildir. Eğer sizde de horlama problemi olduğundan kuşkulanıyor ya da yakınlarınızda boyle bir sorun gozlemliyorsanız, en kısa zamanda mutlaka uzman bir hekime danışmanız, olası sağlık sorunlarının onune gecmeniz icin sizlere yardımcı olacaktır…

ALINTIDIR..