Cocukluktan bugune yaşanan iyi ve kotu tum olayların bilinc dışında depolandığı alana bilincaltı denir. Doğru kullanılan bilincaltı, kişinin en guvenilir kaynağı olarak, yol gosterici bir rol ustlenir ve hayatı kolaylaştırır. Doğru kullanılmayan bilincaltı ise takıntılı, yorgun, mutsuz ve endişeli bir ruh yansıması ile kendisini gosterecektir.

Uzm. Dr. Mehmet Yavuz

Noroloji Uzmanı





Bilincaltı cop kovası değildir, Bu nedenle bilincaltı temizliğine onem verilmelidir. Bilincaltı 0-5 yaş arası yoğunluk olmak uzere 5-10 yaş arasında anne-babalar ve yakın cevre tarafından kodlanmaktadır. Bilincaltında biriktirilen 25 yaşına kadar kendini gostermemektedir. Bu yaştan sonra depolanan her şey davranışlara yansıyarak kendini gostermektedir. Tabi ki bu durumu değiştirmek kişilerin elindedir.

Gecmişe bağlı koşullanmaların sonucuyla, coğunlukla istekleri hayata gecirmeyi bazı duygu ve davranışlar engeller. Eğer yaşam sadece bilincli duşuncelerle şekillenseydi hayatın her alanında başarılı olmak kolay olabilirdi. Bu yuzden bilincaltının gondereceği olumsuz mesajları goz ardı etmeyi oğrenmeliyiz.

Orneğin; Bir arkadaşa kırıldığında ne kişi kendini ne de arkadaşını cezalandırmamalıdır. Kişiler bu gibi durumlarda sakinleştikte sonra birbirleriyle suclamadan, ses yukseltmeden konuşmalıdır. Uygun bir dille kırgınlıklar anlatılmalı ve negatif enerji bilincaltına yerleşmeden uzaklaştırılmalıdır.

Bir konudan dolayı kişi kendini hatalı bulduğunda, sucluluk duyguları ve keşkelerle kendini boşuna yıpratmamalıdır. Hatayı telafi etme yoluna gidilmeli ve bu meselenin suruncemede kalarak, surekli zihninizi meşgul etmesine izin verilmemelidir.

Bilincaltımız ruyalarla bize mesajlar verir

Bilincaltı, vucudun sağlığını dengede tutmak icin koruma altına alır. Vucudun kendi kendini doğal olarak iyileştirme kabiliyetinin olması bundandır. Ruyalar ise bilincaltındaki fazla enerjinin uyku esnasında deşarj edilmesi olup, bilincaltının gizemli ifadeleridir. Ruyalar bastırılan olumsuz anıların, arzu ve durtulerin, beklentilerin, yakın gecmişte ya da gun icinde etkileyen olayların oykumsu sembolleridir.

Olayları değiştirmenin yolu duşunceleri değiştirmekten gecer

Yaşamdaki olayları değiştirmek icin once duşuncelerin değiştirilmesi gerekir. Hayattaki kafa karışıklıklarından, uyumsuzluklardan, sınırlamalardan kurtulmak icin neden ortadan kaldırılmalıdır. Bu neden; bilincaltındaki duşunce ve imgelerdir. Neden değişirse sonuc da değişir. Dolayısıyla hayatın yasası, inanc yasasıdır. İnanc ise zihninizdeki duşuncedir. Asla olumsuz, negatif şeyler duşunulmemelidir. Bilincaltının kişiyi iyileştirme, guclendirme, zenginleştirme ve ilham verme gucune inanılmalıdır.




Zor durumlarda bilincaltına danışmak işleri kolaylaştırır

Bir turlu karar verilemeyen ya da cozumun gorulemediği zor durumlarda asla umutsuzluğa ya da karamsarlığa kapılmamak gerekir. Aksi takdirde, bilincaltı cozum icin kişinin gucunun olmadığını fark ederek, teslimiyetci bir yaklaşımla tum cıkış yollarını kapatır. Kişi de bir turlu cozume ulaşamaz. Halbuki basit bir teknikle sorunları bilincaltınıza danışmak mumkundur.

Diyelim ki, sıkıntılı bir anınızdasınız. Problem ne denli karmaşık olursa olsun, once zihninizi sakinleştirin ve hareketsiz kalın. Bedeninizi rahatlatıp gevşetin. Sonra sorununuz uzerine tum dikkatinizle yoğunlaşın. Bu sorunu, mukemmel bir bicimde cozeceğinizi, gerekli gucun zihninizin derinliklerinde olduğunu duşunun. Kendinize, cevabı bulduğunuz takdirde ne kadar mutlu olacağınızı, bunun icin de mutlaka bir cozume ulaşacağınızı telkin edin. Cevap icin arayış duşuncelerinde iken sonuca gittiğinizde ne kadar sevineceğinizi duşunerek gerekirse uykuya dalın. Uyandığınızda hala cozumu bulamamışsanız zihninizi başka şeylerle meşgul edin. Zihniniz başka şeylerle oyalanırken, beyninizde aniden bir ampul yanacak ve cevap aklınıza gelecektir.

kaynak:sağlık yaşam