Donmalarda ilkyardım nasıl yapılır
Sağlık0 Mesaj
●0 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Kültür & Yaşam & Danışman
- Sağlık
- Donmalarda ilkyardım nasıl yapılır
-
19-09-2022, 15:12:54
Soğukta donmamak icin neler yapmalı?
ULKEMİZ soğuk bir kış yaşıyor. Meteoroloji uzmanları, yeni gelen Sibirya soğukları ile havanın daha da soğuyacağını duyuruyor.
Haber bultenleri donarak olenlerden bahsediyor. Belki coğumuz ‘‘vah vah ’ ’ deyip geciyoruz, ama bilmemiz gerekir ki donma tehlikesi sadece sokakta kalanlar icin gecerli değildir. Kapalı ortamda yaşayan yaşlılar ve kucuk cocuklar icin de bu tehlike soz konusu. Donmak icin, suda olduğu gibi, sıfırın altında bir ısı gerekli değil. Bir insanın vucut ic ısısı 35 derecenin altına duştuğu zaman bu kişi donarak olebilir.
KAPALI ODADA BİLE DONABİLİR
Tıp dilinde hipotermi olarak adlandırılan bu durum, vucudun urettiği enerjiden daha fazlasını kaybetmesi sonucunda oluşur. Kucuk cocuklar ve yaşlılar bu acıdan daha fazla risk altında. Ayrıca zayıflar, yetersiz gıda ve sıvı alanlar, dolaşım sorunu olanlar da bu acıdan tehlike taşıyor. Ozellikle yalnız yaşayan yaşlılara bu gunlerde cok dikkat etmek gerekiyor. Odun, komur, doğalgaz gibi ısınma kaynaklarının fiyatlarının bu denli artmasının yanı sıra, ulkemizin peş peşe yaşadığı sel ve kar felaketleri nedeniyle gıda maddelerinin de fiyatları cok yukseldi. Yaşlılarda iştahsızlık ve dolaşım sorunları da olabileceği icin az yiyen ve yeterli ısınmayan bir kişi, kapalı ortamlarda bile kolayca donarak olebilir. Sağlıklı ve normal koşullardaki kişiyi rahatsız bile etmeyen ısılar, bu durumdaki kişiler icin tehlikeli olabilir. Boyle gunlerde ozellikle yalnız yaşayan yaşlıları, eş, dost, akraba ve komşuların mumkunse misafir etmeleri ya da gunde birkac kez ziyaret ederek ısınma ve beslenmesine ozen gostermeleri yararlı olacaktır.
RUZGÁR, DONMAYI KOLAYLAŞTIRIYOR
Acıkta olanlar icin en buyuk tehlike, ıslaklık ve ruzgár... Meteoroloji bultenlerini izliyorsanız, ‘hissedilen ısı ’ diye bir kavramdan bahsedildiğini duyuyorsunuz. Eğer ruzgár ve nem coksa, vucudun kaybettiği ısı cok daha fazla olacağı icin hissedilen ısı cok daha duşuk olacaktır. Eğer soğukta, acıkta kaldıysanız, giysilerinizin ıslanmamasına ve ruzgárda kalmamaya caba gosterin.
ŞAPKASIZ CIKMAYIN
Kafa derisi, deri altında yağ dokusu olmadığı ve atardamarlar yuzeye cok yakın olduğu icin cok ısı kaybettirir. Soğuk gunlerde başı ve kulakları ortecek bere ya da şapkayı ihmal etmemek gerekir.
‘OLMUŞ ’ DEYİP BIRAKMAYIN
Hemen belirteyim ki, insan donarken solunumu ve kalp atışları giderek yavaşlar. Bu nedenle henuz olmemiş kişi de yanlışlıkla olmuş gibi değerlendirilebilir. Ustelik cok duşuk ısılarda kalbi durduktan cok uzun sureler sonra da hayata dondurulen kişiler olabilmektedir. Bu nedenle hemen ‘olmuş ’ diyerek bırakmamak gerekiyor.Hipotermi sadece kış sorunu da değildir. Ozellikle suda kalanlarda her mevsim gorulebilir. Orneğin yazın 21 derecelik bir denizde ya da havuzda 2 saat gibi sureyle suda kalmak komaya girmek icin yeterlidir. Su ısısının daha duşuk olduğu ya da ruzgar estiği ortamlarda bu sure cok daha kısadır. Ozellikle cocuklar acısından cok dikkatli olmak gerekebilir.
Kış aylarında dışarıda olacakların meteoroloji raporlarına dikkat etmeleri yararlıdır. Ancak ani hava değişimlerinin bazen meteoroloji uzmanları tarafından onceden bilinemeyebileceğini de hatırdan cıkartmayıp temkinli olmakta yarar var.
Uygun giysiler secilmelidir. Bir tane kalın palto yerine, soğan kabuğu gibi kat kat giyinmekte yarar var. İce yunlu giysi dışa da yağış ve ruzgárı ice gecirmeyen, naylon gibi bir giysi uygun olmaktadır. Onceki gunlerde de belirttiğim gibi ıslaklık ve ruzgar soğuğun etkisini arttırıcı yonde etki ederler. Giysilerinizin ıslanmaması icin caba gosterin. Aynı şekilde aşırı efor harcayarak terlememeye de ozen gosterin. Terin ciltten buharlaşması vucudun ısı kaybını arttıracaktır. Ayrıca vucudu sıcak tutmak icin gerekli olan enerjiyi de gereksiz eforlarla tuketmemekte yarar var.
Şapka ya da bere giymek cok onemlidir. Vucut ısısının yuzde 30 ile yuzde 50 civarındaki bir kısmı kafa derisinden kaybedilir.
Uşuduğunuzu hissediyorsanız ve de şiddetli ruzgar varsa, kuytu bir yer aramakta ya da ruzgarı kesecek bir engel yaratmakta yarar var. Tabii ki ateş yakma olanağı varsa bunu ihmal etmemek gerekir. Bol sıvı ve bol gıda almak gerekir. Eğer şupheli hava koşullarında yola cıkacaksanız, yanınıza bol enerji veren tatlılı yiyeceklerden ve pekmez, meyve suyu ya da su gibi iceceklerden bol miktarda almakta yarar var. Cay, kahve, kolalı icecekler gibi kafeinli iceceklerle, alkolden kesinlikle kacınmak gerekir. Bunlar, vucuttan ısı kaybını arttırırlar. Ozellikle alkol, başlangıcta sıcaklık hissi yaratırsa da, ciltteki damarları genişletip ısı kaybını yuksek boyutlara ulaştırarak donmayı kolaylaştırıcı etki yaratır. Unutmayın, her zaman icin korunmak, iyileşme careleri aramaktan cok daha kolay ve doğrudur.
Soğuk ısırması nedir?
Yanıt: Burun, el ve ayak gibi organların aşırı soğuğa maruz kalması durumunda cilt ve yuzeysel dokular donar. Soğuğun ciltteki ilk etkisi kızarıklık ve karıncalanma şeklinde ortaya cıkar. Doku daha da soğursa, cilt giderek solgunlaşır ve uyuşma hissi ortaya cıkar. Orta dereceli soğuk ısırması durumunda, bolge ısınmaya başladıkca kaşıntı ve şişme gorulur. Bazı hallerde deri su toplar. Ciddi soğuk ısırması vakalarında dokular olur ve vakit gecirmeden cerrahi mudahale ile bunların cıkartılması gerekir.
Soğuk ısırmasından korunmanın en kolay yolu soğuktan, ruzgardan veya sıkı giysilerden uzak durmaktır. Bu gibi durumlarda ilk yardım olarak oncelikle hastalıklı bolge ılık suyla ıslatılır ve cok hafif bir şekilde ovuşturulur. Cilt kesinlikle bastırarak ovulmamalıdır, cunku bu durumda doku daha fazla hasar gorur.
Soğukta donmak
Gectiğimiz haftalar icinde İstanbul ’da havanın sıfır dereceye yaklaştığı ve biraz kar serpiştirdiği gunler oldu. Bu gunler icinde birkac kişinin soğuktan donarak olduğunun haberleri gazetelerde yer almıştı. Bu haberleri okuyan birkac dostumun, ‘Doğu Anadolu bolgesinde sıfırın 20-30 derece altında, insanlar birşey olmazken, nasıl oluyor da, İstanbul ’da sıfır derece civarında insanlar donarak oluyor ’ şeklinde sorularıyla karşılaştım.
Donmak, tıp dilinde hipotermi olarak adlandırılan, vucut ic ısısının 35 derecenin altına duşmesinin ardından gelen bir tablodur. Ortaya cıkmasında başlıca iki durum soz konusudur. Birincisinde, cok soğuk havalarda, birden fırtınaya yakalanmak, suya duşmek ya da uygun olmayan giysilerle cok soğuğa maruz kalmak gibi durumlar vardır. Okuduğumuz haberlerdeki olaylar bundan farklı. Havanın aşırı soğuk olması gerekmiyor. Yaşlılar ya da cok kucuk cocuklar, kronik bunyeyi yıpratıcı hastalığı bulunanlar, zeka ozurluler, alkol ya da uyuşturucu bağımlılığı olanlar, kapalı ortamlarda bile bulunsa, bu mekanlar yeterli derecede ısıtılmıyorsa, bir sure sonra vucut ısıları duşmeye başlar. Donarak olme bazen gunleri hatta haftaları bulabilir.
Risk faktorleri
Soğuk, aşağıdaki durumlarla bir araya geldiği zaman, hipoterminin ortaya cıkışı kolaylaşıyor. Bu yonde etki gosteren risk faktorleri arasında, alkol ve uyşturucu madde kullanımı, psikiyatrik hastalıkların tedavisinde kullanılan bazı ilaclar, tiroid bezinin az calışması hali (hipotiroidi), beslenme bozukluğu, sıvı kaybı, su ve metal gibi ısı iletimi fazla olan maddelerle uzun sure temasta kalmak, vucudu zayıf duşuren kronik hastalıklardan birinin bulunması.
Belirtiler
Soğuk suya duşmek ya da fırtınada acıkta kalmak gibi haller olmadıkca, hipotermi yavaş geliştiği icin belirtilerin kolayca farkına varılamayabilir. Vucut ic ısısı duştukce belirtiler artar. Oncelikle aşırı titreme vardır. Daha sonra tam tersine, vucut soğuk olmasına rağmen titreme kaybolur. Kollarda ve bacaklarda uyuşukluk ve hareket zorluğu olur. Duşunmede, hatırlamada, uygun karar vermede zorluk ve dalgınlık oluşur. Bunun sonucu olarak yardıma ihtiyacı olduğunu kabul edemez. Konuşma ağırlaşmış, nefes ve nabız zayıflamış, tansiyon duşmuştur. Giderek dalgınlık ve uyku hali derinleşir, şuur kaybolur ve ardından olum gelebilir. Bana ayrılan alan dolduğu icin boyle hallerde yapılması gerekenleri pazartesi gunu ele alacağım.
Soğukta donanlara ne yapılabilir?
Cuma gunku yazımda cok aşırı olmayan soğuklarda bile bazı insanların donabileceğinden bahsetmiş ve donma belirtilerini sıralamıştım. Bu yazımda da boyle durumlarda neler yapılabileceğini anlatmak istiyorum.
Tedavinin temelinde, donma derecesine gore farklılıklar gosterebilen ısıtma metotları yatar. Eğer tıbbi yardım imkanı yoksa ilk olarak şahsı kuru ve kuytu bir yere almak gerekir. Eğer kapalı ve ısıtılmış bir ortam varsa buraya taşımak daha doğru olacaktır. Uzerindeki giysiler ıslaksa bunları cıkartmak ve kuru bir battaniyeye ya da uyku tulumuna sarmak gerekir. Eğer yardım edebilecek başka bir şahıs varsa battaniyeye ya da uyku tulumuna birlikte girmeleri daha uygundur. Boylece onun vucut ısısından yararlanılmış olacaktır. Hastayı taşırken nazik davranmak ve cildini ovuşturmaktan kacınmak gerekir. Aksi halde beslenmesi bozulmuş cilt kolayca hasar gorecektir.
Vucut ic ısısının 35 ile 33 derece arasında olması hallerinde, battaniye, kaynar olmayan sıcak su torbaları ya da şişeleri, elektrikli battaniye, radyant etkili elektrikli ya da tupgazlı sobalarla ısıtarak cozum bulmak mumkun olabilir. Mumkun olan en kısa zamanda acil tıbbi yardım sağlamayı ihmal etmemek gerekir.
Vucut ic ısısının 32 derecenin altına inmesi hallerinde vucudu icten ısıtmak gerekir. Bunun icin damardan, ısıtılmış serum, solunum yoluyla da ısıtılmış oksijen verilmesi yararlı olmaktadır. Bazı hallerde midenin sıcak suyla yıkanması, ayrıca sonda yoluyla mesaneye sıcak su verilmesi gerekebilir. Kalp cerrahisi imkanı olan hastanelerde, kalp-akciğer makinelerde kanı alarak istenilen dereceye kadar ısıtmak ve yeniden dolaşıma vermek mumkun olabilmektedir. Boylece vucut ısısı istenilen dereceye kadar yukseltilebilir. Yukarıda anlattıklarım hafif ve orta dereceli vakalar icindir. Bilincli bir yardımla bu şahısların hemen hepsi kalıcı bir hasar olmadan iyileştirilebilir.
Ağır dereceli hipotermi olayları, genellikle cok uzun sure ve aşırı soğuğa maruz kalmakla olabileceği gibi, cuma gunku yazımda da belirttiğim gibi yaşlılar, kucuk cocuklar, kronik yıpratıcı hastalığı olanlar, kalp ve solunum yetersizliği sorunu bulunanlarda gorulebilir. Bu şahısların durumu tehlikelidir. Isıtma ile ilgili ilk yardım onlemlerinden sonra mumkun olan en kısa zamanda bir hastaneye ulaştırılması cok onemlidir. Yarınki yazımda hipotermiden korunmak icin neler yapılması gerektiği yolunda da bazı bilgiler vermek istiyorum.
Hayatta kalmanın yolları
Dağda, karlı bir havada kaybolan bir insanın, oncelikle vucudunun ısı kaybını onleyecek yontemleri bilmesi gerekli.
Dağcı Haldun Aydıngun, kışın dağda kaybolanların genellikle hipotermiadan olduklerini soyledi. Aydıngun, bu durumu şoyle acıkladı: "Hipotermia, yani donma, vucut, ic bolgeyi ısıtamaz olduğunda meydana gelir. Bu sıcaklık normalde 36.5 derece olması gerekirken, 35 dereceye duştuğunde tum yaşam fonksiyonları durur."
Donmayı onlemenin tek yolunun vucudun ısı kaybını onlemek olduğunu belirten Aydıngun, "Bilinenin aksine pamuklu giysiler, eski usul fanila ve donlar giyilmeli. Sporcuların kullandıkları termal camaşırlar da kullanılabilir. Giysiler biraz bol olmalıdır. En cok ısı kaybedilen eller ve baş korunmalıdır." şeklinde konuştu.
Yerinde kal, yurume
Kaybolma anında yurumek yerine olay yerinde kalmanın daha faydalı olduğunu vurgulayan Aydıngun, aracla kaybolunduğunda ise aractan inilmemesi ve kaloriferin calıştırılmaması gerektiğini kaydetti. Aydıngun, "Mecbur kalırsanız zehirlenmemek icin camın en az ucte birini acık tutun." diye ekledi.
Aydıngun, araclarda battaniye, uyku tulumu, kuru yiyecekler, gazoz veya kolalı icecekler, cakı ve cakmak gibi temel malzemelerin bulundurulmasını isterken şu uyarıyı yaptı: "Kaybolursanız, arama ekiplerinin sizi bulabilmeleri icin doğada ender olan bez parcalarını gittiğiniz yone doğru bırakın. Kardan yapılan kulubeler insanı uşutmez. "
Burun ucu donması
Guneşli ve soğuk havalarda daha fazla uşurum. Hani “goruntu var, ses yok” misali bir durum işte... Tarafsız bolgeden dışarı bakınca gokyuzunde parlayan guneşi butun heybetiyle gorup sevinirsiniz. Sonra yanılıp burnunuzu dışarıya uzattığınızda donma tehlikesiyle karşılaşırsınız.
Sabahları yataktan yorgun kalkma durumunun mimarı lodos, hayatımı alt ust etti. Dinmeyen baş ağrısı ve halsizlik goz altlarıma yerleşti. Gunluk programıma bakınca bir yığın iş olduğunu gorup hemen bazılarını ileriki gunlere atma cabasına giriyorum. Diğerlerini ise erteleyemeyeceğimi bildiğimden soylenerek gune başlıyorum.
Arada bir sahil gozumu boyuyor.
Bisikletiyle gezen, yuruyuş yapan insanlar beni de heveslendiriyor. Bir gayretle aralarına karışıyorum. Ama cok kısa bir sure sonra yine aynı burun ucu donması sendromu ortaya cıkıyor.
Sizin baharla ilişkileriniz nasıl bilemiyorum ama ben zorlanıyorum. Bahar yorgunluğu meselesi zaten oldum olası bilinir. Fakat ben galiba işleri biraz ilerletip daimi bir yorgunluk moduna gectim.
Cok eski zamanlarda patronlar yani zenginler hicbir iş yapmazlarmış. Şimdiki gibi oradan oraya koşturup yanında calışan herkesten daha cok yorulan patron modeli yokmuş. Tam tersine onlar, gec kalkar, keyif surerlermiş. Bir anlamda zenginliklerinin tadını cıkartırlarmış. Akşamustleri kendileriyle aynı statude bulunan kişilerle bir araya gelip puro icer fikir alışverişinde bulunurlarmış. Geceler ise eğlence demekmiş. Birbirinden guzel ve bakımlı eşlerini alıp o balo senin bu balo benim gezerlermiş.
Tabii bunlar tarihe karışmış yaşama bicimleri.
Milenyum cağında insanlar arı gibi calışıyorlar. Ne kadar başarılı olurlarsa bir o kadar yoruluyorlar. Bir ceşit zıtlık yani. Senede bir ya da birkac kere gidilen tatiller ise bir başka alem. Cep telefonları, diz ustu bilgisayarlar ve surekli bağlantı halinde kalınan sekreterlerle ne denli dinlenilirse artık...
Cok calışmanın tohumları Amerika ’nın bulunmasıyla atıldı gibi geliyor bana. Avrupalılar hic meraklı değillerdi yoksa. Ama goc ve beraberinde getirdiği mecburiyetler insanları calışmaya yoneltti. Arazi kapma yarışları bile başlı başına yeterli bu beyin yıkanmasına.
Bu cok calışma merakına karşı değilim elbette. Ama bazen yoruluyorum doğrusu. Ozellikle bahar aylarında. Kiraz cicekleri acmaya yuz tutmuşken, doğa yemyeşil elbisesini giymişken bir ağacın altına uzanıp butun nankorlukleri unutmak sadece temiz havayı solumak geliyor icimden. Bankalar, odemeler, kredi kartları, cekişmeler, kusmeler vs. Hepsini geride bırakıp temiz havayla icimi temizlemek istiyorum. Yorgunsam dinlenmek bu yeterli olmadıysa daha cok dinlenmek istiyorum. Derin uykularda saflaşmak, butun mucadelelere uzaktan bakmak ve sadece gulumseyip gecmek...
Galiba ben cok şey istiyorum.
Sozun Ozu
Duşunmeden konuşmak nişan almadan ateş etmeye benzer.
L E V H A
Hayat geriye doğru anlaşılır fakat ileriye doğru yaşanmak zorundadır.
Donma, felc getirebilir
Deriye renk veren pigmentlerin, esmer ve siyah tenlileri, soğuğa karşı hassas hale getirdiğini, ırklar arasında da soğuktan en fazla zencilerin etkilendiğini belirten Ataturk Universitesi Araştırma Hastanesi Deri ve Zuhrevi Hastalıklar Anabilim Dalı oğretim uyesi Doc. Dr. Şevki Ozdemir, "Soğuk, cilde cok zarar veriyor. Donmalar, inmeler, kurdeşen, siyon ayağı, liveteteduhs, permon gibi hastalıklar soğukla ilgilidir. Kış aylarında, tum ulke genelinde olduğu gibi, ağırlıklı olarak Doğu Anadolu'da donmalar ile cok sık karşılaşıyoruz. 1. ve 2. derece donmalarda doku kaybı olmamaktadır. Ancak 3. ve 4. derecedeki donmalarda sadece cilt değil, adale ve kemikler de zarar gorur. Soğuktan, iyi giyinerek ve dışarıda fazla kalmayarak korunmak gerekir" dedi.
Kaynak:kadınlaricin