Gerek Avrupa ulkelerinde gerek ulkemizde kalp damar hastalıkları erişkinlerde en onde gelen olum nedeni ve tum nedenler arasında olumlerin yaklaşık yarısını oluşturuyor.


Prof. Dr. Lale Tokgozoğlu

Kardiyoloji Uzmanı





Modern tıbbın başarıları, etkin ilaclar, halkın bilinclenmesi ve hizmete ulaşmadaki kolaylıklara rağmen hasta sayısı yeterince azalmamaktadır. Bunun nedenini anlamak icin kalp damar hastalıklarının nicin oluştuğunu irdelemek gerekir. Aslında bugunku bilgilerimize gore kalp damar hastalıklarına yol acan nedenlerin coğu onlenebilirdir. Kalıtsal eğilimlerle kalp damar hastalığı olanlarda bile hastalığı geciktirmek mumkundur. Kalbe ve beyine giden damarların yapısını bozup, daralıp tıkanmasına yol acan risk faktorlerinin başlıcaları sigara tuketimi, kan basıncının yuksek seyretmesi yani hipertansiyon, şeker hastalığı, kan yağlarından ozellikle LDL kolesterol (yani kotu kolesterolun) yuksek olması, ozellikle karın bolgesinde kilo fazlalığı, sağlıksız beslenme alışkanlıkları ve hareketsiz yaşamdır. Kalp hastalıkları ve inme sebepli erken olumlerin buyuk coğunluğu, sağlıklı beslenme, duzenli fiziksel aktivite, tutun dumanından kacınma ve mevcut risklerin tedavisi (orneğin yuksek kan basıncının tedavi ile duşurulmesi) yoluyla onlenebilmektedir. Bireyler kendi kalp ve damar hastalığı risklerini duzenli fiziksel aktivite yaparak, tutun kullanımından ve pasif icicilikten kacınarak, meyve ve sebzeden zengin bir diyet secerek, yağ, tuz ve şekerden zengin gıdalardan kacınarak, Batı tipi diyet dediğimiz hazır ve işlenmiş gıdalardan uzak durarak ve sağlıklı bir vucut ağırlığını muhafaza ederek azaltabilirler.






Ozellikle ulkemizde Avrupa ulkelerine kıyasla yuksek olan olum oranlarını duşurmek icin girişimlerde bulunulmaktadır. Ulkemizde kalp damar hastalıklarının diğer Avrupa ulkelerine kıyasla daha fazla olmasının başlıca nedenlerini; sigara ve tutun urunleri tuketiminin hala yuksek olması, giderek artan kilo alımı, hareketsizlik ve sağlıksız beslenmeye bağlı gelişen metabolik sendrom sıklığının ve diyabetin ozellikle kadınlarda hızla artması.
‘25 e 25 ’ Projesi

Butun dunyada kalp damar hastalıklarının adeta bir salgın hale gelmesi nedeniyle Dunya Sağlık Orgutu ve farklı Kardiyoloji Dernekleri bir araya gelerek ’25 e 25 ’ projesini başlattı. Projenin hedefi 2025 yılında bu hastalıkların yol actığı erken olumleri yuzde 25 oranında azaltmak.






Bu hedefe ulaşabilmek icin belirlenen basamaklardan birkacı aşağıda:

* Hareketsiz yaşam tarzını yuzde 10 azaltmak
* Aşırı alkol alımını yuzde 10 azaltmak
* Tuz tuketimini yuzde 30 azaltmak
* Sigara iciciliğini yuzde 30 azaltmak
* Yuksek tansiyonu yuzde 25 azaltmak
* Diyabet ve şişmanlıktaki artışı durdurmak

Ulkemizde Ulusal Kalp Sağlığı Politikası Kapsamında Yapılan Bircok Calışma Var

Aslında Avrupa ’nın ilk Ulusal Kalp Sağlığı politikası dokumanlarından biri 2007 yılında Turk Kardiyoloji Derneği ve Sağlık Bakanlığı işbirliği ile hazırlandı. Ulusal Kalp Sağlığı Politikası dokumanı, Turkiye ’de kalp ve damar hastalıklarının şu andaki durumunu ve onumuzdeki 10 yıl icindeki gelişimini dikkate alarak kalp ve damar hastalıklarının milletimiz icin olumsuz etkisini en aza indirmek uzere geliştirilmesi gereken stratejileri belirlemek ve bu konuda siyasal otoriteye gerekli ipuclarını sunmak uzere hazırlandı. Bu calışmada oncelikli sorunlar belirlendi ve aksiyon planları cıkarıldı. Bu dokumanda saptanan oncelikler doğrultusunda yurutulen ‘Sigara ve obezite ile savaş ’ programları, ‘10.000 adım ’ programı, ‘12/8 ’ programı gibi bircok halk bilinclendirme projesiyle farkındalık arttı ve risk faktor kontrolunde bir miktar başarı sağlandı.





Hızla Mudahale ve Yenilikci Tedaviler

Kalp damar hastalıklarının en korkulan sonucu kalp krizidir, cunku olumle veya kalpte kalıcı hasar nedeniyle hayat kalitesinde onemli duşme ile sonuclanabilir. Ancak hastalara kılavuzların ongorduğu modern tedavileri sunabilirsek olumsuz sonucları minimuma indirmenin mumkun olduğu kanıtlanmıştır. Nitekim kılavuzların ongorduğu modern tedavilerin uygulanması ile son yıllarda kalp krizine bağlı hastane ici olumler azalmıştır. Bu tedavilerin hızla yapılması gerekmektedir, cunku vakit kaybedildikce kalpte hasar artar ve komplikasyonlar artar.
Tedaviye Hızlı Erişimin Hayat Kurtardığını Biliyoruz

Gecer diye bekleyen, mide ağrısı olduğunu varsayıp dikkate almayan, gece ağrı başlarsa sabahın gelmesini bekleyen cok sayıda hasta olduğu yapılan calışmalarda saptanmıştır. Ustelik hastaların yarısından fazlası ambulans yerine ozel aracla gelmeyi tercih etmekte, bunların oluşturduğu zaman kaybı hasta sağlığını olumsuz yonde etkilemektedir. Halbuki zamanında ve ideal tedavi ile olum oranı cok duşer. Kalp krizi ile başvuran hastada 90 dakika icerisinde tedavinin başlaması ve tıkanan damarın acılması ve kılavuzların ongorduğu ilac tedavilerinin uygulanması hayat kurtarır. Bu konudaki bilinclenmeyi artırma amacıyla Turk Kardiyoloji Derneği tarafından pilot illerde gercekleştirilecek bir başka bilinclendirme projesi de ‘An Meselesi Can Meselesi Projesi ’ olacak.

ALINTIDIR.
KAYNAK:sağlık yaşam