Cok su icme, sık idrar cıkma, halsizlik, baş ağrısı, iştahsızlık, mide bulantısı, uykusuzluk gibi belirtilerle kendini gosterebilen bobrek yetmezliği pek cok etkene bağlı olarak gelişebiliyor. Ozellikle kalpteki yetersizlik durumu, bobreklere doğrudan etki ediyor. Uz. Dr. Can Kinalp, bobrek yetmezliği ve tedavisi hakkında bilgi verdi.

Kalbin, kanı vucuda ihtiyacı karşılayacak miktarda pompalayamadığı durumda ciddi bir sağlık problemi olan “kalp yetmezliği” gorulmektedir. Tıp alanındaki gelişmeler ile pek cok hasta ileri yaşlara kadar yaşayabilse de, insan omrunun uzaması ile kalp yetmezliği ile karşılaşma riski de artmaktadır Kalp yetmezliğinde yoğun ilac tedavilerine ve hayat tarzı duzenlemelerine rağmen; zamanla bobrek fonksiyonları azalabilmekte ve bobrek yetmezliği riski oluşabilmektedir.

Kalp yetmezliği icin alınan ilacların etkisi
Kalp yetmezliği icin kullanılan ilac tedavilerine rağmen vucudun farklı bolgelerinde, değişen miktarlarda sıvı toplanması olmakta; sonucta akciğer odemi, karın icinde sıvı toplanması ya da bacaklarda odem meydana gelmektedir. Oluşan odem hastanın nefes darlığına neden olarak gunluk aktivitesini, dolayısıyla yaşam kalitesini olumsuz yonde etkilemektedir.

Kalp yetmezliği olumsuz kısır donguyu tetikler
Kalp yetmezliğinin derecesine gore bobreklere ulaşan kan miktarı azaldığı icin klinik tabloya bobrek yetmezliği de eklenmektedir. Bobrek yetmezliği sonucu odem daha da artmakta, ek olarak bobreklerin vucuttan uzaklaştırdığı bircok zararlı atık maddenin duzeyi giderek artmaktadır. Tum bu olumsuzlukların kendisi hem kalp hem de bobrek uzerine olumsuz etkide bulunarak mevcut durumun daha da kotuleşmesine neden olmaktadır. Sonucta kalp yetmezliği, bobrek yetmezliğine neden olarak olumsuz kısır donguyu tetiklemektedir.

Bobrek yetmezliği oluşmuş ise ilac etki etmeyebilir
Bu durumdaki hastalar icin kullanılan bircok ilac vardır ve en onemli grubu idrar sokturuculer oluşturur. Kalp yetmezliği ilerledikce idrar sokturuculerin dozlarını artırmak gerekmekte fakat zeminde bobrek yetmezliği de olduğu icin bir sure sonra yuksek dozlar bile yeterli etkiyi oluşturamayarak hastalarda yaygın odem meydana gelmektedir. Ayrıca idrar sokturucu ilacların yuksek dozlarda kullanılması sıvı dengesi uzerine olumsuz etki ile bobrek yetmezliğini daha da artırmaktadır.

Vucuttan sıvı nasıl atılmalı?
Bu durumda vucuttan uzaklaştırılamayan sıvı ana sorundur ve ilaclar bu konuda yetersiz kalmaktadır. Bu şekildeki hastalarda nefrolojik yontem olan periton diyalizi uygulamaları tedavi surecine eklenmektedir.

Periton diyalizi cozum mu?
Vucuttaki fazla sıvının ana toplanma yeri olan periton boşluğuna (karın boşluğu) bir kateter yerleştirerek yapılmaktadır. Periton diyaliz kateteri yoluyla oncelikle bu sıvı boşaltılır. Ardından periton boşluğuna farklı yoğunluklardaki steril sıvılardan doldurularak periton zarının (karın zarı) gecirgenliğinden faydalanılarak vucuttan sıvı cekilir. Eğitim tamamlandıktan sonra hasta ya da yakınları tarafından evde uygulanabilir. Filtre olarak periton zarı kullanılmaktadır. Periton diyaliz kateteri yıllarca kullanılabilmektedir. Periton diyalizinin surekli olarak uygulanması ile artık vucutta sıvı birikimi olmamakta ve bu nedenle hastaneye yatış zorunluluğu cok azalmakta ya da ortadan kalkmaktadır. Bu sayede hastaların yaşam kalitesi belirgin derecede artar.

En onemli koşul hijyen
Periton diyalizinde en onemli konu genel temizlik kurallarına uymak ve periton boşluğuna sıvı doldururken ve boşaltırken ortamın temizliğine ve el temizliğine ozen gostermektir. Aksi durumda peritonit denilen periton zarı iltihabı oluşabilir. Bu durum antibiyotik tedavisini gerektirir ve her peritonit atağı periton zarının gecirgenlik kalitesini bozacağından sık tekrarlayan peritonitler sonucu sıvı cekilmesinde sorun yaşanabilir. Bu durumun oluşmasını onlemek sadece temizlik kurallarına uymakla mumkundur.


Kaynak:sağlıktayenilik