Kivinin ulkemizdeki gecmişi cok eskilere dayanmıyor. Eminim icinizde benim gibi, kivinin pahalı ve egzotik bir meyve olarak blindiği gunleri hatırlayanlar vardır. Oysa gunumuzde, Cin kokenli bir meyve olan kivi, ulkemizde Karadeniz Bolgesi ’nde bol bol yetiştiriliyor ve tezgahlarda sıkca karşımıza cıkıyor. Kahverengi, tuylu kabuğunun altında kivinin siyah cekirdekli, parlak yeşil, etli kısım yer alıyor. Kimileri bu meyvenin mayhoş tadından pek hazzetmese de kivi-muz ikilisi ya da kivili pasta gibi tatların da pek cok seveni olduğunu inkar edemeyiz.

Lezzetini bir yana bırakacak olursak kivi, ozellikle C, E ve K vitaminleri ile potasyum acısından zengin bir meyve. Eğer beslenmenizde C vitamini ya da kalp ve kas sağlığını koruyan potasyum alımını arttırmak istiyorsanız, meyve tabağınıza rahatlıkla kivi ekleyebilirsiniz . E ve C vitaminleri vucutta serbest radikallerin yol actığı hasarı en aza indiren antioksidanlar. (Serbest radikaller vucudun yaşlanma surecini hızlandıran, kalp veya eklem hastalıklarının gelişiminde rol oynayan zararlı maddelerdir.) Vucudun genelinde dokuların ve hucrelerin yenilenmesi, kolajen uretiminin desteklenmesi, kemik sağlığının korunması ya da yaraların kolay iyileşebilmesi icin C vitaminine ihtiyac duyuyoruz. Ozellikle sigara icen kişilerin vucudunda C vitamini oranı duşuk olabileceğinden, antioksidan yonunden zengin besinlere yonelmeleri onemli. Kısaca boyuna bakıp da kiviyi kucumseyin. Haftada bir iki gun kivi tuketerek, bu saydığımız konularda sağlığınıza epey katkıda bulunabilirsiniz.

Kivinin Sağlığa Faydaları
Kalp sağlığı: Kivi zengin lif ve potasyum iceriği ile kalp sağlığını koruyan bir meyve. Kalp damar hastalıklarını en aza indirmek icin beslenmenizdeki sodyum miktarını azaltıp potasyum miktarınızı artırmanız, bu konuda karşılaşacağınız en yaygın tavsiyelerden biridir. Eğer bu tavsiyeye uymaya karar verirseniz gunde 2-3 adet kivi yemeniz potasyum seviyenizi arttırmak icin yeterli olur.




Duzenli olarak kivi tuketmek kandaki yağ oranının duşmesinde onemli bir rol oynayabiliyor. Ceşitli araştırmalar sonucu, kivinin damarlarda plak birikimini onlemeye ve boylece damar tıkanıklığının onune gecmeye de yardımcı olduğu belirlenmiştir .
Tansiyon: Potasyum iceriğiyle kivi, tansiyonun baş korukleyicisi sodyumun (tuz) kotu etkilerini elemeye yardımcı olabiliyor. Tıpkı fazla tuz tuketiminin yuksek tansiyon riski doğurması gibi, gunluk beslenmede potasyuma yeterince yer verilmemesi de tansiyon acısından sakıncalı .

Ancak kividen soz ederken sadece potasyumu one cıkarmak da haksızlık olur. Kiviye tansiyonu dengeleme ozelliği veren, ‘lutein ’ adlı bir başka antioksidan daha soz konusu. Ispanak benzeri koyu yeşil sebzelerde de bulunan lutein maddesi, tansiyonun yanı sıra ‘sarı nokta ’ olarak bilinen goz hastalığına karşı da koruyucu.
Sindirim sistemi: Kivi sindirim sisteminizin sağlığını korumaya yardımcı meyvelerden biri. Bağırsakların calışmasını ve hazmı kolaylaştıran, lezzetli bir lif kaynağı. Bağırsakları calıştırarak kabızlığı onlediği gibi proteinlerin hazmını ve sindirim sisteminin işini de kolaylaştırıyor. Bağırsaklarda sadece zararlı bakteriler bulunmaz. Sindirimi kolaylaştıran yararlı bakteriler de bulunuyor. İşte kivi bu yararlı mikroorganizmaları besleyerek sindirime yardımcı oluyor.

Kabızlık: Yapılan birkac klinik calışma, kivinin bağırsakları calıştırma yonunde orta şiddette bir etkisi olduğunu gosteriyor. Ozellikle kabızlık sorunu olan yaşı geckin kişilere duzenli olarak kivi yemeleri oneriliyor. Kivi bağırsakların gerektiği şekilde calışmasını ve dışkının yumuşamasını sağlayabiliyor .

Ancak kivinin laksatif etkisi cok cok fazla değil. Kabızlık nedeniyle sıkıntılı bir surec yaşıyorsanız, kayısı ya da kara erik meyvelerinde olduğu kadar etkili sonuclar alamayabilirsiniz.

Bağışıklık sistemi: Kivinin icerdiği antioksidanlar, vitamin, mineral ve diğer besleyici maddeler bağışıklık sistemi uzerinde olumlu bir etki gosteriyor. Bu da onemli bir nokta cunku guclu bir bağışıklık sistemi, pek cok hastalığa karşı vucudun kendisini daha iyi savunabilmesi anlamına geliyor .

Soğuk algınlığı: Soğuk algınlığından korunmak icin bol bol C vitamini almanız ve bunun icin de kış aylarının gozde meyvesi portakala başvurmanız epey yaygın bir tavsiyedir. Ote yandan kışın soğuk algınlığından korunmak icin evden eksik etmemeniz gereken başka bir C ve E vitamini deposu meyvenin de kivi olduğunu unutmamak gerek. Portakal-kivi ikilisi ile soğuk algınlığına karşı guclu bir kalkan oluşturmak mumkun.

Astım: Yapılan bazı araştırmalar C vitamini bakımından zengin meyveleri tuketmenin, akciğer fonksiyonlarını geliştirdiğini one suruyor . Bazı araştırmacılar C vitamininin, astımlı hastalarda akciğerlerdeki iltihaplanmayı onlediğini duşunuyor. Aralarında turuncgiller ve kivinin de bulunduğu ceşitli meyveleri haftada birkac gun tuketen astımlı cocuklarda, hırıltı şikayetinin daha az gorulduğune dair bazı bulgular da elde edilmiş .

Elbette astım gibi bir rahatsızlıkta pek cok faktor astım belirtilerini etkileyebiliyor. Bu nedenle ozellikle konu cocuk olduğunda, hastalık uzerinde sadece C vitaminin etkisinin ne kadar olculebileceği de bir başka soru işareti. Bu nedenle kivi ve benzeri gıdalar asla ilac ya da doktor tedavisi yerine duşunulmemeli, destek olarak değerlendirilmeli.




Kivinin Besin Değeri
Duşuk kalorili ama yuksek enerji veren, antioksidan zengini kivinin icerdiği besin maddelerine ve bu maddelerin yararlarına biraz daha yakından bakalım:

C vitamini: Her bir kivi gunluk onerilen C vitaminin neredeyse 2,5 katını iceriyor. C vitamini yaşlanmanın etkileriyle ve stresle savaşmakta yardımcı oluyor. Ayrıca bağışıklık sistemini guclendiriyor.
Lif: 2 adet kivi bir kase buğday kepeği gevreğinden daha cok lif iceriyor. Kalp sağlığının yanı sıra tansiyonu ve sindirimi duzenlemek adına bu, kayda değer bir oran.

Potasyum: Ozellikle spor yapan kişiler kivi yemeyi ihmal etmemeli. Bir adet kivi bir adet muzdan daha cok potasyum iceriyor. Vucuttaki sıvı-elektrolit dengesini sağlamak icin ideal bir besin.

Antioksidanlar: Kanser, kalp hastalığı ya da inme riskini azaltan antioksidanlar kivide bolca bulunuyor.

Duşuk glisemik indeksi: Kivi yağsız, duşuk karbonhidratlı, kan şekerini yukseltmeyen meyvelerden biri. Glisemik indeksi 52. Kilo vermek isteyenler veya diyabet hastaları icin onerilebilecek bir meyve.

Magnezyum: 2 adet kivi 30 mg magnezyum sağlıyor. Magnezyum sinir ve kas fonksiyonlarını geliştiriyor, enerji seviyenizi yukseltiyor.
Lutein: Kivi sarı nokta hastalığı olarak bilinen goz hastalığının yanı sıra pek cok goz hasarına karşı da koruyucu etkisi olan lutein maddesini iceriyor.

Folat: Gunluk onerilen folatın % 10 ’unu karşılayabilen kivi hamilelikte, hem annenin hem de bebeğin sağlığını korumaya yardımcı olabiliyor.

Cinko: Kivi cinko iceriği sayesinde sağlıklı saclar, sağlıklı dişler ve parlak bir cilt icin de oneriliyor.

E vitamini: Kolesterolu duşurmeye yardımcı, bağışıklık sistemini guclendiren ve cildi guzelleştiren E vitamini acısından kivi onemli besin kaynaklarından biri .




1 adet orta boy soyulmuş kivi;
46 kalori 7 gram şeker 1 gram protein 2 gram besin lifi (gunluk ihtiyacın % 9 ’u) 66 IU A vitamini (gunluk ihtiyacın % 1 ’i) 70.5 mg C vitamini (gunluk ihtiyacın % 117 ’si) 1.1 mg E vitamini (gunluk ihtiyacın % 6 ’sı) 30.6 mcg K vitamini (gunluk ihtiyacın % 38 ’i) 19 mcg folat (gunluk ihtiyacın % 5 ’i) 25.8 mg kalsiyum (gunluk ihtiyacın % 3 ’u) 0.2 mg demir (gunluk ihtiyacın % 1 ’i) 12.9 mg magnezyum (gunluk ihtiyacın % 3 ’u) 25.8 mg fosfor (gunluk ihtiyacın % 3 ’u) 237 mg potasyum (gunluk ihtiyacın % 7 ’si) 0.1 mg cinko (gunluk ihtiyacın % 1 ’i) 0.1 mg bakır (gunluk ihtiyacın % 5 ’i) 0.1 mg manganez (gunluk ihtiyacın % 4 ’u) 31.9 mg toplam omega-3 yağ asitleri 187 mg toplam omega-6 yağ asitleri icerir . Kivi Ağızda Yara Yapar Mı?
Kivi ile ilgili cok merak edilen konulardan biri de kivinin aft (ağız yarası) sorunu olanlarda yaraların tetiklenmesine veya coğalmasına yol acıp acmayacağı. Ağız yaralarının nedeni tam olarak bilinmemekle birlikte belirtileri şiddetlendiren, tetikleyen gıdalar da kişiden kişiye değişiyor.

İnternette şoyle bir araştırdığınızda birkac gun kivi yiyerek ağız yaralarını iyileştirdiğini soyleyenler kadar kivinin ağız yarasına neden olduğundan şikayet edenleri de gorebilirsiniz .

Kivide yuksek oranda bulunan C vitamini ve diğer besin maddeleri ağız yarasını iyileştirmekte rol oynayabilir ancak bilimsel olarak kivinin afta iyi geldiği kanıtlanmış değil. Ote yandan kivi asitli meyveler arasındadır ve asitli meyveler aft sorunu olanlara pek onerilmez.
Bu durumda kivinin ağız yarası yapıp yapmayacağı kişiden kişiye değişecektir diyebiliriz.

Kivi ve Ağız Alerjisi
Şeftali, elma, portakal, karpuzun da aralarında olduğu pek cok meyve bazı kişilerde ağız alerjisine yol acabiliyor. Bu meyveler arasında kivi de yer alıyor. Ozellikle polen alerjisi olan kişilerde yaz meyvelerinin alerji yapma ihtimali daha yuksek cunku polenler ile meyvelerde benzer alerjenler bulunuyor.

Kivi alerjisi ağızda ve boğazda kaşınma, karıncalanma, yanma gibi belirtilerle kendini gosteriyor. Ayrıca gozlerde sulanma, hapşırma, burun akması gibi saman nezlesine benzer belirtiler de gorulebiliyor .

İyi Kivi Nasıl Secilir?
Kivi secerken baş ve işaret parmaklarınızın arasında tutacağınız kiviyi parmaklarınızın arasında hafifce sıkıştırın. Eğer kivi cok sert, taş gibi bir his yarattıysa o kivi ekşi demektir. Aksine kiviye bastırabildiğinizi hissediyorsanız tatlı ve olgunlaşmış bir kivi demektir. Olgun kiviler hem tatlıdır hem de daha cok antioksidan icerir. Ancak olgun ve curuk meyveyi ayırt etmeli, cok yumuşak, kararmış meyveler secmekten kacınmalısınız.

Kivinin buyuk olup olmamasının ise meyvenin kalitesi ile ilgisi yoktur. Sectiğiniz kivilerin biraz daha olgunlaşmasını isterseniz guneş ışığından uzak bir yerde, dolap dışında birkac gun bekletebilirsiniz .

Kaynak:iyi gelen yiyecekler