A -
Abakteriyel: Bakteri bulunmayan
Abdomen: Goğus ile pelvis arasındaki vucut bolumu. karın, batın.
Abduksiyon: Orta cizgiden uzaklaşmak ve ya uzaklaştırmak.
Abduktor: Orta cizgiden uzaklaştıran (genelde kas yada sinir bu işi yapar)
Aberasyon: Normalden uzaklaşma.
Ablasyo (ablatio): Kesip cıkarma, yerinden ayrılma.
Abortus: Duşuk olayı ile uterus dışına atılan embriyo. yada fetus.
Absans: Kısa sureli şuur kaybı.
Abse: Cevre dokulardan kapsul tarzında doku ile sınırlı icerisi cerahat ile dolu oluşum.
Absorbsiyon: Emilim, orn.sindirim, gıdaların barsaklarda absorbsiyonudur denilebilir.
Adrenalin: Bobrekustu bezlerinin ic kısımları tarafından salgılanan bir hormondur. Hormonun gorevi, organizmayı acil harekete hazırlamaktır ve etkisini, nabzın atışı, kanın ic organlar ve deriden kaslara sevk edilmesi, karaciğerdeki glikojenin glikoza değişmesi ve boylelikle acil bir enerji kaynağı sağlanması şeklinde gosterir.
Afaki: Gozde, lensin olmaması.
Afazi: Beyindeki ilgili alanların tahribi sonucu, konuşma veya konuşulanı anlama yeteneğinin kaybı. Disfazi, aynı durumun daha hafif bir formudur.
Afrodizyak: Cinsel arzuyu artırıcı maddeler, ilaclara verilen isim.
Afoni: Ses kaybı. Kısmi veya tam olabilir. Afoni sebepleri, genellikle konuşma kaslarını kontrol eden sinirlerin hastalığı veya zedelenmesi, boğaz, gırtlak hastalıkları veya norozdur. Histerik afoninin nedeni, şuuraltı, hic konuşamamak veya ozel bir durumda konuşmamak arzusudur.
Aglutinasyon: Sıvı bir suspansiyonda, ufak cisimciklerin bir araya gelip birbirlerine yapışmasıdır.
Agorafobi: Geniş, acık bir sahada yalnız kalınca hissedilen, kontrol edilemeyen bir korkudur.
Ajitasyon: Kişinin etrafa saldırganlığı, aşırı aktivitesi ile karakterize durum.
Ajite: Rahatsız, huzursuz, taşkınlık yapan.
Akne: Yuz, omuzlar, sırt ve goğusteki yağ bezleriyle ilgili kronik bir deri hastalığıdır. En cok 14-20 yaşlar arasında gorulur ve bu hastalığın tipik belirtileri olan siyah noktalar, genellikle psikolojik rahatsızlıklara yol acar. Yağ bezlerinin kanalında bir tıkac oluşur ve bu tıkacın başı sertleşip siyahlaşır. Bazen, kanal tıkalı olduğu halde, bez yağ salgılamaya devam eder ve boylece ici yağ dolu bir kist oluşur. Siyah noktalara tıpta komedon adı verilir.
Akondroplazi:Tedavisi olmayan, sebebi bilinmeyen kalıtsal bir cucelik tipidir. Govde normal buyuklute olup, kol ve bacaklar anormal derecede kısa ve baş normalden buyuktur.
Akomodasyon: Gozun optik sisteminin ceşitli uzaklıklara uyum yaparak net gormenin sağlanması.
Akromegali: Beyin tabanında bulunan hipofiz bezinin on bolumunun aşırı calışmasına bağlı bir durumdur. Buyume tamamlanmadan, kemiklerin uzaması sona ermeden erken cağlarda baş gosterirse gigantism adı verilen dev gorunum oluşur. Bozukluk buyume cağının bitiminden sonra baş gosterirse, el ve ayakların genişlemesi, cene ve burnun buyumesi ve sesin kalınlaştığı gorulur.
Akustik Sinir: İşitme siniri.
Ambliyopi: Gozde belirli bir bozukluk olmaksızın oluşan gorme tembelliği.
Amnezi: Hafızanın kısmen veya tamamen kaybolması.
Analjezik: Ağrı kesici.
Anemi: Kısaca, halk arasında kansızlık olarak bilinen anemi, alyuvarların sayı olarak az olması ve alyuvarların icerisinde bulunan hemoglobin adı verilen maddenin miktarının azlığıdır.
Anemik: Kan değerleri duşuk olan, yani kan sayımında eritrosit sayıları ve hemoglobin miktarı duşuk olan kişi.
Anerji: Ozel bir antijene cevap verilmemesi hali. Organizmanın savunma yeteneğinin kaybolması.
Anestezi: Ameliyat sırasında hastanın ağrı duymaması icin, ameliyattan once hastaya değişik ilaclar verilir. Hastanın bilincini yitirerek uykuya gecmesine narkoz, boylece vucudundaki ağrıları duyamayacak duruma gelmesine anestezi, bu duyu yitimine yol acan maddelere de anestezik denir.
Anksiete: İc sıkıntısı, ic daralması.
Anosmi: Koku alamama, nezle grip gibi enfeksiyonlarda olabildiği gibi koku siniri ile ilgili beyin bolgesindeki patolojilerde de gorulebilir.
Anoreksi: Anorexia Nervosa, ozellikle genc kadınlarda gorulebilen, yemek yememek, cok az uyumak, buna rağmen cok aktif olmakla beliren psikolojik bir bozukluktur. Bu durum genellikle kişinin cok şişmanladığı kanısı ile mubalağalı bir şekilde rejim uygulaması ile başlar, onceleri kontrol edilebilen iştah bir sure sonra hakikaten yok olur ve zayıflama normal olculeri aşar.
Ansefalit: Beyin iltihabı.
Antienflamatuar: İltihabi reaksiyonu onleyen madde, ilac...
Antiseptik: İnsan, hayvan ve bitkilerin dokularına yerleşerek hastalığa yol acan bakteri, virus, mantar gibi tek hucreli canlıları yok etmek amacıyla kullanılan maddelerdir. Antiseptik, antibiyotik ve dezenfektan gibi değişik adlarla anılan bircok madde bu amacla geliştirilmiştir. Ama genel olarak "patojen" olduruculer denen butun bu maddelerin ozellikleri ve kullanımları farklıdır.
Antispazmodik: Spazm cozucu, daha cok ic organlardaki duz kasların kasılmalarını cozen ilac grubuna verilen isim.
Antistatik: Statik elektrik birikimini onleyen madde.
Antitoksik: Toksin giderici.
Antitussif: Oksuruk giderici.
Antiviral: Viruslara etkili, virusların zararlı etkilerini onleyen.
Anuler: Halka şeklinde.
Anuri: İdrar cıkaramama.
Anus: Makat, sindirim kanalının bitiş kısmı.
Aorta: Kalpten cıkan, vucudun en buyuk damarı, kalpten cıktıktan sonraki kavisli bolumune arcus aorta, goğus kafesi icersinde seyreden kısmına torasik aorta ve karın icersinde seyreden bolumune de abdominal aorta denir.
Aortik Anevrizma: Aort damarının her hangi bir bolumunde gorulen genişleme.
Apandisit: Kor barsak (apendiks) iltihabı.
Apati: Cevre ile anormal derecede ilgisizlik, duygusuzluk, kayıtsızlık.
Apeks: Uc, tepe, zirve.
Apirojen: Ateş yukselmesine neden olan herhangi bir madde taşımayan.
Apne: Solunumun gecici bir zaman icinde durması.
Apopleksi: Felc, inme.
Araknoit: Beynin uzerinin orten ince zar.
Artrit: Eklem iltihabı
Artroz:Eklem beslenme bozukluğuna bağlı gelişen dejeneratif eklem hastalığı
Artroskopi: Artroskopla eklem icinin goruntulenmesi ve muayenesi.
Artralji: Eklem ağrısı
Asetabulum: Uyluk kemiğinin başının, kalca kemiği ile eklem yaptığı cukurluk
Asetilsalisik Asit: Yaygın olarak kullanılan ve bilinen aspirinin kimyasal adı.
Asidoz: Organizmanın asit baz dengesinde asit yonunde bozulma sonucu ortaya cıkan intoksikasyon tablosu.
Aso: "Antistreptolizin O" icin kullanılan kısaltma. Streptolizin, "Hemolitik Streptokok" adı verilen bakterilerin salgıladığı toksinin adıdır. Bu toksinin varlığını tespit icin yapılan tetkike de kısaca ASO adı verilir. ASO, romatizma gibi bazı Hemolitik Streptokok enfeksiyonlarında yukselir bu acıdan teşhis te ASO değerleri onem taşır.
Asthma: Astım. Bkz. Detaylı Bilgi
ASYE: Alt solunum yolları enfeksiyonunun kısaltılmış şekli
Aşil Tendonu: Baldır arka kısmındaki kas grubunun, topuk kemiğine birleşmesini ve ayağın aşağı yukarı hareketini sağlayan yapı (kiriş).
Atropin: Belladonna (Guzel Avrat Otu) adlı bitkiden elde edilen bir alkaloiddir. Tıpta cok değişik kullanım alanları vardır. Orneğin, goz dibinin muayenesinde, goz bebeğinin genişletilmesi icin, ayrıca anesteziden once ust solunum yollarında salgıların azaltılması icin kullanılır.
ALINTIDIR..
A'dan Z'ye Tıbbi Terimler Sozluğu Bilgi Ve Paylaşım Alanı
Sağlık0 Mesaj
●2 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Kültür & Yaşam & Danışman
- Sağlık
- A'dan Z'ye Tıbbi Terimler Sozluğu Bilgi Ve Paylaşım Alanı