“Oyle yorgunum ki kolumu kıpırdatacak halim bile yok… Tek isteğim kanepeye uzanıp, saatlerce dinlenmek… Gelmek isterdim ama cok yorgunum…” Bu cumleler size cok tanıdık geliyor, değil mi?

Modern cağın onemli bir sorunu, yorgunluk! Neredeyse 7 ’den 70 ’e hemen hepimizin yakındığı yorgunluk hali vucudumuzun bize gonderdiği bir uyarı aslında; “Dur ve kendini dinle” mesajı.

Yorgunluğun altında diyabet, demir eksikliği anemisi, tiroit hastalıkları veya depresyon gibi hastalıklar da yatabiliyor elbette. Ancak yaşamı cekilmez hale getiren bu yakınmamızın nedeni genellikle ‘hatalı alışkanlıklarımız ’ oluyor. Endokrinoloji ve Metabolizma Uzmanı Dr. Yaser Suleymanoğlu, vucudumuzu yorgun duşuren 10 hatalı alışkanlıklarımızı anlattı.


1.
Uykusuz kalmak




Hucrelerin onarımından ve yenilenmesinden sorumlu olan melatonin karanlık ortamlarda, ortalama olarak 23.00-05.00 saatleri arasında salgılanıyor. Az uyuyan kişilerde ise yetersiz ve duzensiz salgılanarak yorgunluğa yol acıyor. Melatonin hormonunun salgılanması ve hucre onarımı icin her gun 6-8 saat uyumak cok onemli. Ayrıca cumartesi gec saatlerde yatıp, pazar gunu de gec saatte uyanmak, uyku duzeni ve vucut ritmini bozuyor. Bu nedenle hafta sonları da uyku duzeninizi bozmamaya ozen gosterin.

2.
Gune kahvaltısız başlamak




Gece uyurken vucudumuz enerji tuketmeye devam ediyor. Karaciğerde biriken enerji deposu (glikojen) kısmen boşalıyor. Sabah saatlerinde de vucut kısmen boşalmış olan enerji deposunu doldurmak istiyor. Eğer sabah kahvaltı atlanırsa veya gelişiguzel yapılırsa, bu durumda enerji deposu yeterli yakıtı alamadığı icin kan şekeri duşuyor ve kişi gun boyunca kendini yorgun hissediyor. Enerjik olmak icin tam buğday ekmeği, peynir, yumurta ve mevsim yeşilliklerinden oluşan bir kahvaltı yapmayı ihmal etmeyin.

3. Hareketsiz bir yaşam surmek

Enerji harcamak yerine hareketsiz yaşam tarzı surduren kişiler genelde halsiz oluyorlar. ABD ’deGeorgia Universitesi ’nde yapılan bir calışmada; duzensiz yaşam tarzı (sedanter yaşam) surduren bir grubun 20 dakika egzersiz yaptıklarında, halsizlik belirtilerinin 6 haftada azaldığı ortaya konmuş. Dr. Yaser Suleymanoğlu, duzenli egzersiz yapmanın halsizlik ve yorgunluk yakınmasına iyi gelmesinin yanı sıra kalp ve damar sisteminin daha sağlıklı calışmasını da sağladığına dikkat cekiyor. Bu olumlu etki dokulara yeteri kadar oksijen ve besin taşınabilmesi sayesinde gercekleşiyor.

4. Tatil yapmamak




Yoğun calışma temposu olan kişilerde zamanla beyin yorgunluğu oluşuyor. Bu durum tatil yapma ihtiyacı geldiğine işaret ediyor. Cunku tatilin beyni ve vucudu dinlendirmek gibi son derece onemli bir işlevi var. Ancak tatilden verim alabilmek icinse oncelikle bilgisayar karşısında iş takip etmekten, telefonla iş konuşmaları yapmaktan kacınmak gerekiyor. Aksi halde tatilin bir anlamı kalmıyor ve kişi işe tekrar yorgun donuyor.

5. Teknoloji kullanımını abartmak




Tablet, bilgisayar ve akıllı telefonların oluşturdukları ışınlar, gece boyunca salınan melatonin hormonunu olumsuz yonde etkiliyor. Bu cihazların uyku oncesinde veya yatakta kullanımı kalitesiz uykuya neden oluyor. Kalitesiz bir uyku da, ertesi gune yorgun uyanmak anlamına geliyor. Yapılan araştırmalarda, bu tur cihazların az uykudan 2 saat once bırakılması gerektiğine dikkat cekiliyor.

6. Kahve ve cayı gec saatte tuketmek





Bircoğumuz gunun erken saatlerinde kahve ve cay gibi kafeinli icecekleri tercih ediyoruz. Oysa ki bu alışkanlık gune enerjik başlamamızı sağlasa da,kafein birikimi vucutta negatif enerji yarattığı icin ilerleyen saatlerde huzursuzluk ve halsizliğe yol acıyor. Ustelik akşam saatlerinde tuketeceğiniz kafeinli iceceklerin uyku kalitenizi bozduğunu da utmayın. Endokrinoloji ve Metabolizma Uzmanı Dr. Yaser Suleymanoğlu, bu tur icecekleri uykudan en az 6 saat once tuketmeyi bırakmanız gerektiğini belirtiyor.

7. Yeterince su icmemek




Vucuttaki su oranının sadece yuzde 2 ’sini kaybettiğimizde bile enerjimiz yuzde 20 oranında azalıyor.Amerika ’da Texas Ben Hogan Sports Hekimliği Sağlık Merkezi ’nin yaptığı calışmaya gore; vucuttaki sıvı kaybı kan hacminin azalmasına neden oluyor. Kan yoğunlaşınca da dokulara ve kaslara yeteri kadar oksijen ile besin ulaşamıyor. Bunun sonucunda da vucut halsiz kalıyor.Her gun en az 2 litre su icmeyi asla ihmal etmeyin.

8. Rafine gıdalar ve karbonhidrat ağırlıklı beslenmek




Rafine ve hazır karbonhidrat gıdanın ana maddesi olan glikozdur. Aşırı glikoz iceren besin alındığında fazla insulin salınımına yol acıyor. İlerleyen saatlerde de istenmeyen hipoglisemi, yani kan şekeri duşukluğu oluşuyor. Kan şekerinin duşmesi sonucu da; konsantrasyon kaybı, sinirlilik, uyku halı ve doğal olarak yorgunluk gelişebiliyor. Bunun yerine dengeli beslenmeli ve doğal besinleri (kepekli grisini,) (kuru meyve kaysı, incir, kuru erik veya hurma) ya da taze meyveleri (elma, armut ve ayva gibi) tercih etmeli. Turuncgiller ve muz ise hayli şeker icerdiklerinden az tuketilmeli.

9. Kendimize zaman ayırmamak

Sabah alelacele yapılan kahvaltının ardından işe yetişmek, toplantıdan toplantıya koşuşturmak, bitmek bilmeyen telefon ve maillere yanıt vermek, cocuğu okuldan almak, alışveriş yapmak, evi toparlamak, arkadaşlara ve aileye zaman ayırmaya calışmak… Sorumluluklarımızı en iyi şekilde yerine getirmeye calışırken, hemen her gun dur durak bilmeden koşuşturuyoruz… Hem bedensel, hem zihinsel olarak kendimize zaman ayıramamanın faturasını da yorgun duşerek oduyoruz.

Kaynak:everyday