D vitamini ve Alerji
Sağlık0 Mesaj
●2 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Kültür & Yaşam & Danışman
- Sağlık
- D vitamini ve Alerji
-
19-09-2022, 11:34:02
Vucudumuzda devamlı bir kimyasal olaylar zinciri suregelmektedir. Yediğimiz gıdaların sindirilmesi, kana karışması, ceşitli organlara gidip oraları beslemesi, atıkların oluşması, bunların toplanması, atılması. Birbiri ile sonsuz uyum icinde calışan mukemmel bir fabrika gibi… Bu olaylar, cocukların buyumesini, buyuklerin sağlıklı yaşamasını sağlar. Bu duzenin sağlıklı devamı, dengeli bir beslenme ile gercekleşir. Alınan dengeli oranlardaki protein, karbohidrat ve yağ icerikli besinler, birbiri ile birleştirilerek vucuda uygun hale getirilir. İşte bu birbiri ile birleştirme aşamasında vitaminler devreye girer. Temel maddelerin olduğu ortamda yardımcı olarak gorev yaparlar. Pek cok kişinin yanlış bildiği şekilde vitaminler beslenmeyi sağlamaz; alınan besinlerin işlenmesine yardım eder. Yemek yaparken yemeğe lezzet katan tuz, biber gibi ceşni gorevi gorur.
Vitaminlerin de vucuttaki belli organlarda iş yuku paylaşımı soz konusudur. Orneğin B vitamini, siniri sistemi ve kan yapımında daha aktif gorev gorur. C vitamini, enfeksiyonlara direnci artırır. Konumuz olan D vitamini de ağırlıklı olarak iskelet sistemi; yani kemiklerin sağlığında ana gorev gorur.
D vitamini, yağda eriyen vitaminlerdendir. Suda eriyen vitaminlerde olduğu gibi fazlası vucuttan idrarla atılamaz; depolanır. Fazlasının kendine gore zararları vardır. Az tuz yemeğe lezzet katar; cok tuzlu yemeği ise yiyemezsiniz. Dengesi onemlidir.
Hayatın ilk 1 yılında, beslenme esas olarak anne sutune bağımlıdır. Bebeğin hareketi ve direkt guneş ışınlarıyla karşılaşması da kısıtlı olduğu icin butun yuk anne sutune duşer. Anne sutundeki D vitamini ise bebeğin ihtiyacını karşılamada yetersiz kalır. Hele annenin kendisinde D vitamini eksikliği varsa, bu yetersizlik iyice belirginleşir. Bu nedenle de ozellikle ilk 1 yaşta bebeğin gunluk D vitamin ihtiyacı damla olarak eklenir. Kemik gelişiminin oldukca hızlı olduğu; henuz kıkırdak aşamasında olan iskeletin kemikleşmeye gecişi bu donemlerdedir. Bu aşamada D vitamini eksikliği; kemiklerin yetersiz, eğri buğru oluşmasına yol acar. Butun ic organların yerleştiği kemik catının bozuklukları icindeki butun ic organları ve onların fonksiyonlarını etkiler. İlk 1 yaş boyunca ortalama gunde 400 unite kadar D vitamini desteği cok onemlidir.
Daha sonraki yaşlarda D vitamini vucutta kendi yapılır. Alınan gıdalardaki kolesterol ana madde olarak kullanılır, deriye ulaşan guneş ışınları bunları işler; bobrek ve karaciğerin de yardımı ile aktif D vitamini yapıp ihtiyacını karşılar. Ya yeterli ana madde oluşacak gıda alım yetersizliği ile ya da derinin direkt guneş ışığını yeterince alamaması sonucu ise D vitamini eksikliği gelişir. Yanlış yapılan diyetler, ozellikle hanımların giyinme alışkanlıklarına bağlı vucudun yeterli guneş gormemesi sonucu her yaşta D vitamini eksikliği olabilir. Bizim ulkemizde de gerek kadınlarda, gerek erkeklerde D vitamini eksikliği sanıldığından cok daha fazladır. Bir Akdeniz ulkesi olan ulkemizdeki bol guneşten yeterince yararlanamıyoruz.
Başta dedim ki; D vitamini eksikliği , kemik ve ic organları etkileyen sorunlara yol acabilir. İşte solunum sistemi de bundan payını alıyor. Allerjik hastalıklarda da D vitamini ile ilişkiler bulunmuştur. Yapılan pek cok calışmada, D vitamini eksikliği ve bunun derecesine bağlı olarak astım gorulmekte veya şiddeti artmaktadır. Sadece astım değil, egzema, alerjik nezle gibi diğer alerjik hastalıkların da D vitamini eksikliği ile ilişkisi vardır. Sadece eksik olan D vitaminini tamamlamakla astım kontrolune buyuk katkılar sağlanabilir.
D vitamini, guneş ışınlarının cok yatık geldiği sabah erken veya akşam gec saatlerde uretilemez. Daha dik geldiği oğle civarındaki ışınlar daha etkilidir. Bunun icin guneş altına yatıp uzanmak gerekmez. Kollar, bacaklar gibi acık olan vucut yuzeyleri de yeterli olabilir. Sadece D vitaminini değil; butun vitaminleri doğal yollardan, gıdalardan almak en doğrusudur. Pek cok annenin yanlış alışkanlıkları olan hadi bir de vitamin verelim yaklaşımı doğru değildir. Neyse ki ilac olarak verilen vitaminlere bağlı yuksek doz yan etkileri kolay kolay oluşmuyor. Yine de doktorunuza danışmadan cocuğunuza devamlı vitaminler, balık yağları, bitkisel diyerek zararsız olduğu sanılan ilacları vermeyin.
Son yıllarda kanserojen etki riski ile guneş ışınlarından aşırı sakınmak da soz konusudur. Guneşten koruyucu kremler cok yaygın kullanılmaktadır. O zaman da D vitamini eksikliğine zemin hazırlamaktadır. Peki ne yapalım? Hem kanserojen ışınlardan korunun diyorsunuz, hem guneş ışınları faydalı diyorsunuz. Her konuda olduğu gibi bu konuda da denge onemli. Hicbir kısmını abartmadan; hem guneşlenelim, hem de aşırıya kacmadan korunalım. Medyada gorduğumuz bazı kişiler gibi yaz boyu deniz kenarındaki şezlonga uzanıp yarı zenci kıvama gelene kadar karamak da doğru değil, ellerini kapatmak icin eldiven , yuzunu kapatmak icin pece takacak kadar aşısı sakınmak da doğru değil.
Cocuklar, iclerinden gelen durtulerle en doğruya ulaşır. Eskiden cocuklar sokaklarda daha doğrusu acık havada oynarken bu sorun bu kadar yoktu. Şimdi kapalı ortamda, bilgisayar ve benzeri elektronik oyunların başında, guneşle tanışmadan yaşadıkları icin D vitamini eksikliği de cocuklar arasında cok yaygın gorulmekte.
Benim onerim, en azından cocuklarımıza herhangi bir nedenle kan tahlili yaptırmak gerekirse, bir de kandan D vitamini duzeyi baktırıp, eksiklik varsa doktoruna danışarak tamamlanmasını sağlayın.
Kaynak=doktor sitesi