Doğadaki tum varlıklar bunlara bitkiler ve hatta mantarlar ve bakterileri de ekleyebiliriz, insan bedeni de gece ve gunduz değişiminde belli bir ritim ile calışır buna ‘ ’sirkadyan ’ ’ ritim denir. Sirki anımsatan bu terim yerine genelde ‘ ’biyolojik saat ’ ’ tanımlaması daha cekici olabilir.

İnsan vucudunun gece uyurken ve gun icindeki gereksinimlerine gore bir reaksiyon bicimi vardır. Hemen, hemen her fonksiyonumuzda bu reaksiyon bicimi ile ilintilidir.

Tum bu ritmi beynimizdeki hipotalamus bolgesinde bulunan ‘ ’suprakiazmatik nukleus ’ ’ kontrol etmektedir. Gorduğunuz uzere bu yazıdan yeni ‘ ’nick name ‘ ’ olanakları da cıkartabilirsiniz. Bu cekirdek bolge hem fizyolojik hem de davranışsal kontrol noktalarında onemli gorevleri vardır. Bu cekirdeğe gelen en onemli uyarı noktalarından birisi gozden gelen gorsel uyarılardır. Boylece ışık ile gunduz ve gece arasındaki farklılaşma sağlanmaktadır. Nitekim tamamen ışıklı ya da karanlık ortamda tutulan bireylerin biyolojik saatleri ileri ya da geriye gidebilmektedir. Ama illa da belli bir ritim sağlanmaya calışılmaktadır. Yani ritimsiz olmaz.

Biyolojik saatimizin en onemli ateşleyicisi melatonin hormonudur. Beynimizin ortasındaki epifiz bezinden salgılanır. Gunumuzde uykusuzluk ve jet la icin kullanılan formları vardır. Gorme ozurlulerde gunluk ritimin sağlanması icin de kullanılır. Melatonin biyolojik saati ayarlamak ile kalmaz aynı zamanda uyku uzerinde de bu şekilde etkilidir. Son yıllarda melatonin icin beklentileri aşan bir ilac yorumu yapıldığını ekleyelim.





Saat 21 00 gibi Melatonin hormonu salgısı artmaya başlar boylece uykuya hazırlık evresine geceriz. Uykuya gececeğimiz icin yeme icme faaliyetlerine de gereksinim duymayacağımız icin barsak hareketleri 22.30 gibi en duşuk duzeye cekilir. Melatonin etkisi ile gece saat 02 gibi derin uyku donemi başlar, uyku ile birlikte artık tam istirahat haline gectiğimizden metabolizmamız iyice yavaşladığından vucut ısımızda sabah 05 gibi en duşuk duzeye duşer. Gece saat ikiden itibaren sekize kadar da kan şekerimiz yuksek seyreder boyle uyanmak icin enerji duzeyimiz Sabah saatlerinde 06.30- 07.00 arasında kan basıncımızda sıkı bir yukseliş olur. Bu yukseliş ‘ ’ hadi sabah oldu kalk ayağa ’ ’ olarak yorumlanabilir. Sabah sekize doğru artık sabah olduğunda ve uyumamanız gerektiğinden! Melatonin duzeyleri de suratle duşer. Bu donemde kortizol yani stres hormonları da % 50 dolayında artar. Bu da gune başlamak icin gerekli bir destektir. Kahvaltınız yaptıktan sonraki donemde 08 00 – 09 00 arasında barsak hareketleri en yuksek duzeye ulaşır. Bu nedenle kabızlık cekenlere bu donemde barsaklarınız en azında daha terbiyeli davranmaya zorlayarak tuvalete gidilmesi onerilir. Sabah saat 09 00 gibi testosteron duzeyi maksimuma ulaşır. Bazı erkeklerde sabah gorulen ereksiyona ’da bunun yol actığı soylenir. Onun icin gebelik icin calışan ciftlere sabah saatlerini onermek daha uygun olabilir. Bazı ‘ ’ iyi sıhhatte olsunlar ‘ ’ ise bu ereksiyonun mesane doluluğu ve derin uyku donemi ile ilgili olduğu soylerler. Neyse konumuzu yataktan kaldırmaya devam edelim. Sabah saatlerinde oğrenmenin aktif olması ve saat 10 – 12 00 arasında beyinsel faaliyetlerin en yuksek duzeyde olduğu donemleridir. Oğle saatleri ile beraber bir yavaşlama olsa da saat 14 00 – 17 00 arasında koordinasyon, hareket yeteneği ve kas gucunde bir artış olur. İşte bu da sizin icin en iyi spor saatlerini gosterir. Artık tek yapacağınız her gun bu saatlerde işten kacabilmeniz icin duzenli ve kabul edilebilir mazeretler bulmak. Yine aynı şekilde akşamustu saat 18 00 – 19 00 gibi kan basıncınızda en yuksek duzeye ulaşır. Buna da gunun yorgunluğu diyebilirsiniz. Sonrasında da yeniden melatonin hormonu devreye girer.

Burada vurgulamamız gereken başka bir konuda ozellikle akşam 20 – sabah 06 arasında artık tamamen bir dinlenme doneminde olduğumuz ve sonucta yeme donemimizin bittiğidir. Bu yuzden diyet icin bu saatlerde pek bir şey yenmemesinin istenmesinin temel sebebi de saatimizin oyle istemesidir.

Ayrıca biyolojik saatin aslında tek bir saat olmadığı veya tek bir ritmimizin olmadığı her organın da kendine ozgu bir ritminin olduğu vurgulanır.

Ozet olarak uymamız gereken bir ritim ve takip etmemiz gereken bir biyolojik saatimiz olduğu gercektir.

Ritminizi kaybetmeyin ve sağlıcakla kalın.



Kaynak=doktor sitesi