Basur - hemoroid - mayasıl
Sağlık0 Mesaj
●1 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Kültür & Yaşam & Danışman
- Sağlık
- Basur - hemoroid - mayasıl
-
19-09-2022, 08:08:21
Hemoroid hastalığı nedir, acıklar mısınız?
Halk arasında basur ya da mayasıl olarak bilinen hemoroidal hastalık, normalde her insanda varolan anal kanaldaki yastıkcıkların dışarı doğru prolobe olması yani fıtıklaşması olarak kabul edilir. Bu yastıkcıklar anusun daralmasına bağlı alarak o bolgede sıkışarak şişer, bunun sonucunda da kanamalara ve ağrıya neden olur. Bu hastalıkta ağrı ikinci plandadır, ilk bulgusu genellikle kanamadır.
Bu hastalığın onemi icin neler soyleyebilirsiniz?
Hemoroidal hastalık, toplumumuzda veya dış ulkelerde cok sık rastlanan bir rahatsızlıktır. Yapılan bir araştırmaya gore, toplumun dortte ucunde bu hastalığın gorulduğu fakat hemoroidal rahatsızlığı olan kişilerin ancak dortte birinin hekime ulaştığı, dortte ikisinin kendi icinde bu sorunu halledebildiği ortaya cıkmıştır. Cunku hemoroidal hastalık grubu alevlenmeler ve iyileşme donemleri gosterir. İyileşme doneminde kişi rahatladığını, bu şikayetlerinden tamamen kurtulduğunu hisseder ve doğal olarak doktora gitme ihtiyacı duymaz. Ancak kanama devam ederse, doktora gider. Hasta kanama ile geldiği zaman aksi ispat edilinceye kadar ilk akla gelecek şey, makat bolgesinde bir rektal kitle var mı, bu kitle tumoral bir lezyon mu, kanser mi gibi risklerdir. Eğer kanser ise, sonucları cok daha vahim olabilir. Burada saha hekimlerinin, sağlık ocağında calışan hekimlerin veya uzman hekimlerin dikkat etmesi gereken şey, boyle bir semptom ile polikliniğe başvuran, yani kanamalı bir lezyon ile gelen hastaya sadece şoyle bir bakıp evet sizin hemoroidiniz var, şu ilacları kullanın demek tamamen yanlıştır. O hastanın rahatsızlığının mutlaka ve mutlaka bir rektal muayene veya bir endoskopik yontem ile teyit edilmesi, bunun sonucunda hastaya evet rektal bir kitleniz yok veya kanama yapacak başka bir rahatsızlığınız yok, hemoroid nedeni ile kanamanız var diyebilmek gerekir.
Hemoroid hastalığının belirtileri nelerdir?
Hastalar, ozellikle ic hemoroidli hastalar kanama şikayeti ile geliyorlar. Cunku ic hemoroidlerde ağrı daha az sıklıkta goruluyor. Dış hemoroidler ise, alevlendiği, şiştiği, icinde kan pıhtısı biriktiği zaman hastalar ağrı şikayeti ile doktora başvuruyorlar. Zaten halk da bu konuda bilinclenmiş diyebilirim, yani kanaması olur olmaz insanların ilk aklına gelen şey acaba ben de tumor mu var veya kanser miyim diye duşunuyor. Nadiren de kaşıntı ve o bolgede ıslaklık hissi şikayetleri ile geliyorlar.
Hemoroid hastalığında risk grupları var mıdır?
Bu hastalık genellikle ayakta iş yapan kişilerde gorulur ve garson hastalığı olarak bilinir. Ayrıca, uzun sureli oturanlarda sık olarak karşımıza cıkar. Hamilelikte mevcut hemoroidin, karın ici basıncın artmasına bağlı olarak o yastıkcıkların dışarı doğru cıkma ihtimali daha da yukselir. Eğer hamilelik oncesinde buna benzer semptomlar var ise, hamilelik bu semptomları daha da arttırır. Bunun da nedeni; karın icindeki basınc artar ve bu basınc artışına bağlı olarak oradaki yastıkcıklar iceride durmayıp, dışarı doğru cıkma girişiminde bulunurlar.
Hastalığın nedenleri hakkında bilgi verir misiniz?
Hemoroidin oluşması icin kabızlık onemli bir kolaylaştırıcı faktordur. İkinci olarak kişinin doğru bir beslenme alışkanlığının olmaması, ucuncu planda ise, tuvalet disiplinimizin olmaması geliyor. Burada şunu kastediyorum; sabahları genellikle gunun telaşı icinde kahvaltı yapmayız, defekasyon ihtiyacımız gelse de erteleriz, cunku zaman kısıtlıdır. Nasıl olsa bir ara yaparım diye duşunuruz. İş yerinde de insanların buyuk bir kısmı buyuk abdestini yapmak istemez, eve donunce kendi tuvaletini kullanmayı ister. Doğal olarak defekasyon yapmanın normal ritmini kacırırız. Eğer ritm kacarsa, beslenme alışkanlığı da bozuksa, kişi kabız kalır. Kabız kalındığında ıkınmayla birlikte karın ici basınc artacak, yine o yastıkcıklar dışarı doğru cıkmaya calışacaklardır. Bu hastalıktaki en buyuk neden, karın ici basıncını artırmaktır. Bir başka neden olarak sigarayı soyleyebiliriz. Sigaranın burada onemi, solunum yollarında daralmaya neden olmasıdır, bronşit ya da kronik akciğer hastalığı yapmasıdır. Bunun sonucunda aşırı zorlu oksurme karın icinin basıncını yine artırır. Kişi, oksurduğu zaman oradaki yastıkcıklar dışarı doğru cıkmaya calışırlar. Bunun sonucunda da hemoroidal hastalık yine sık olarak gorulur.
Hemoroid hastalığı şiddetine gore sınıflandırılabilir mi?
Esasında iki sınıflama var. Bu sınıflamalardan birincisi hemoroidlerin iceride veya dışarıda olmasına gore ic hemoroidler ve dış hemoroidler olarak, ikinci sınıflama ise, hastanın semptomlarına gore yapılır. Semptomlara gore yapılan sınıflama ic hemoroidler icin kullanılır. İc hemoroidlerde evre 1'de sadece hemoroidal yastıkcıkların anal kanalın icine doğru cıktığını goruruz. Evre 2'de hasta buyuk abdest yaptığında hemoroidal yastıkcıklar dışarı cıkıp, kendiliğinden iceri kacar. Evre 3'de hasta buyuk abdest yaptığı zaman, hemoroidal yastıkcıklar dışarı cıkar ve hasta bu yastıkcıkları kendi el yardımıyla iceri yerleştirir. Evre 4'de ise, buyuk abdest sonrası bu yastıkcıklar tamamen dışarıdadır, hasta el yardımıyla dahi iceri itemez. Yani toplam 4 evre vardır.
Hastalığın tanı yontemlerinden soz eder misiniz?
Hemoroidde tanı yontemi son derece basittir. Oncelikle anal bolge ile ilgili fizik muayene yapılmalıdır. Parmak ile yapılan rektum muayenesi dediğimiz yontemle anal kanalın icinin tamamen değerlendirilmesi gerekir. Proktoloji masasında yan yatar pozisyonda veya secde pozisyonunda anal kanalın değerlendirilmesi yapılır. İkinci tanı yontemi endoskopik yontemdir. Başka bir hastalık olup olmadığını tespit etmek icin mutlaka endoskopik değerlendirme yapılmalıdır. Biz kliniğimizde daha cok rektoskopiyi kullanıyoruz. Rijit bir rektoskop yardımı ile (yaklaşık 30 cm'lik bir alettir bu) tum anal kanal, rektum ve sigmoid kolonun goruntulenmesi yapılır. Anal kanaldan itibaren ilk 30 cm'lik kısmı gormemiz birtakım hastalıklardan hemoroidi ayırt etmemizde bize yardımcı olur. Muayeneden sonra hastaya hemoroidal bir hastalığınız vardır ya da yoktur diyebiliriz. Ayrıca, bu yontemler hemoroidal hastalığın makattaki catlak, kaşıntı ve benzeri bir benign anorektal hastalığın ayırıcı tanısını net olarak koymamızda fayda sağlar.
Hemoroid hastalığının tedavisinde ne yapılmalıdır?
Oncelikle hastaya tuvalet eğitimi verilmelidir. Toplumumuzun dortte ucu dışkılama prensiplerini yani nasıl tuvalet yapılacağını bilmemektedir. Evet, hepimiz tuvalet yapıyoruz ama bunun zamanı, geciştirilmemesi, ıkınmadan tuvalet yapabilme gibi birtakım disiplinlerin sağlanması gerekir. Yani insanlara nasıl bir defekasyon ile makat bolgesi hastalıklardan kurtulabileceklerini oğretiyoruz. Ayrıca, toplumumuzda hazır gıdalar cok populer. Fast-food dediğimiz yiyecekler, kolalı, gazlı icecekler de sistemi agreve ediyor. Ozetle ilk planda yapılması gereken tuvalet eğitimidir. Gunluk her sabah, yataktan kalktıktan sonra nasıl elimizi, yuzumuzu yıkıyorsak aynı şekilde tuvalete gidip, en az bir 5 veya 10 dakika zaman ayırıp, buyuk abdestiniz gelse de gelmese de ıkınmadan tuvaletinizi yapmaya calışmalısınız. Şunu biliyoruz ki, 10 gunun veya 14. gunun sonunda hasta her sabah kalktıktan sonra rutin olarak aynı saatte buyuk abdestini yapar hale geliyor. Boylece birikmeyen buyuk abdest orada katılaşmıyor ve normal yumuşak kıvamda cıkıyor. Sertleştiği zaman ise orayı hırpalayarak, yırtarak cıkar. O nedenle ilk planda yapılması gereken defekasyon alışkanlığını hastalara oğretmek ve bu konuda hastaları eğitmektir.
İkinci olarak, her buyuk abdest sonrası sıcak su banyoları yapılmalıdır. Hasta, her buyuk abdestten sonra duşa girerek makat bolgesine telefon duşlarını 5-7 dakika tutup sıcak su banyosu yapmalıdır. Bu beş-on dakikalık sıcak su banyoları sayesinde hastaların %60-70'inde semptomatik olarak şikayetlerin gerilediği veya tamamen kaybolduğu bildirilmektedir.
Ucuncu aşama, diyettir. Hastalara diyet uygularken, gunluk yaşantılarında uygulayabilecekleri bir diyet programı onerilmelidir. Mesela; her sabah saat 07.00-07.30'da duzenli olarak kahvaltı edilmeli, bu saatler geciştirilmemelidir. Yine her sabah bir kahve fincanı sızma zeytinyağı ve altı-yedi tane taze doğal zeytin bir kasenin icine konularak, esmer ekmek veya kepek ekmeği batırarak yenilmelidir. Sızma zeytinyağının gercekten barsaklar uzerine olumlu etkileri tespit edilmiştir. Sabahları bu şekilde kahvaltı edildikten sonra hastalara gun icinde en az 7-8 bardak su icmelerini tavsiye ediyoruz. Burada su, barsak sıvısını artırarak buyuk abdestin yumuşak bir şekilde cıkmasını sağlayacaktır. Ayrıca, kafeinli ve kolalı iceceklerden ve caydan uzak durmak gerekir.
Oğle yemeğinde ise, mutlaka bir kase corba, sebze yemeği (ozellikle kabak, semiz otu, ıspanak, lahana vb.) yanında bir kase yoğurt ya da bir tabakyeşil salata yenmelidir. Kırmızı et kesinlikle yasak olmamakla birlikte, yeterli miktarda alınmalı fakat ağırlıklı olarak kırmızı et ile beslenilmemelidir. Yeşil yapraklı bitkilerden ıspanak, pırasa, karnabahar, brokoli cok onemli besinler olup, yine kabızlığı engelleyici, defekasyonu duzenli olarak yapmamızı sağlayan bir rolleri vardır. Yemekten 1 saat sonra bir tane kabuklu elma yenilmelidir. Yine bu da posalı diyet icine girer ve buyuk abdestin yumuşak bir şekilde cıkmasını sağlar. Akşam yemekleri genellikle gec saatlere bırakılmamalı, en gec saat 8'de yenilmelidir. Akşam yemeğinden bir saat sonra da bir tane kabuklu elma tavsiye ediyoruz. Bunun dışında yine kabuklu yiyeceklerden fındık, fıstık veya patlamış mısırı cerez olarak, aşırıya kacmamak kaydı ile onerebiliriz hastalarımıza. Diyet olarak genelde posalı gıdalardan oluşan bu tarz bir beslenme şekli oneriyoruz. Fakat onerdiğimiz bu diyetin kalorisi yuksek olduğu icin hastalarımızı hamurlu ve tatlı gıdalardan uzak durmaları konusunda uyarıyoruz. Aksi takdirde bu beslenme şekli ile aşırı kilo alma durumu ortaya cıkabilir.
Hemoroid hastalığının tedavisinde medikal tedavinin yeri nedir, bilgi verir misiniz?
Medikal tedavi iki aşamalıdır. Birincisi, cok yaygın olarak bilinen, o bolgeye surulen krem, merhem, pomat, fitil gibi ilaclar, ikinci kısmı ise, ağızdan alınan ilaclardır. Şunu biliyoruz ki, o bolgeye fitil, krem, merhem veya benzeri ne uygulanırsa uygulansın sadece hastalığın yatışması sağlanmakta yani semptomlar geciştirilmektedir. Onun icin genellikle bir prensip olarak hastalarımızı o bolgeye herhangi bir krem, merhem vs. surmemeleri konusunda en baştan uyarıyoruz ve boyle bir yontemi kabul etmiyoruz. İkinci olarak, tedavide ağızdan alınacak ilaclardan bahsedebiliriz. Genellikle kalsiyum dobeksilat ya da flavonoidler gibi etken maddeli ilaclar kullanılmaktadır. Bunların icinden genellikle flavonoidler tercih edilmektedir. Ağızdan alınan bu ilacların klinik calışmalarda hemoroidal hastalığın semptomlarını gecirmede son derece etkili olduğu, %80-85'lere varan başarı oranları olduğu bildirilmiştir ki, biz de bu ilaclarla aynı şekilde başarılar elde ettik. Bu ilaclar vaskuler paternin genişlemesini sağlayarak, yastıkcıkların sonmesine, orijinal haline gelmesinde etkili olurlar. Aynı zamanda eş zamanlı olarak kalp-damar cerrahisinde de kullanılmaktadırlar. Buradaki inflamasyonun geciştirilmesini sağladığından ve damarları koruyucu etkisi olmasından kaynaklanmaktadır. Hastaya bir işlem uygulanacaksa, ondan onceki donemde hastalığın evresinin gerilemesine ve daha optimum koşullarda mudahale etmemize olanak sağlar. Yani hastalığa agrevisyon gosterdiği akut donemde, alevli donemde mudahale edilmesi ile yatışmış donemde mudahale edilmesi arasında cok onemli farklar olmaktadır. Bu ilaclar konservatif yontemlerin başarısını son derece artırmakla birlikte, ilac tedavisi tek başına yeterli değildir, tedavinin bir parcasıdır. Mutlaka yardımcı yontemlerle birlikte değerlendirilmelidir.
Hemoroid hastalığının cerrahi tedavisi zor mudur ve bu tedavi şekli kesin cozum sağlar mı?
Her hemoroidi olan hasta cerrahi olmak zorunda değildir. Biz bu hastalığın %80'inine yakınını konservatif yontemlerle yani mukozal fiksasyon metodları dediğimiz infrared, skleroterapi, band ligasyonu gibi yontemlerle tamamen cozmuş durumdayız. Cok az bir hasta grubunda bu tarz yontemlerden başarı sağlamayıp, cerrahiye gidilmektedir. Bu yontemlerden infrared, band ligasyonu veya skleroterapi genellikle evre 1 ve ikinci hemoroidal hastalığı olan grupta ilac tedavisi ve takiben sıcak su banyoları uygulanmaktadır. Band ligasyonu sık olarak kullanılan bir yontemdir. Bu yontemde anal yastıkcıkların normal yerine fikse edilmesi, yani aşağı doğru sarkan, prolabe olan yastığın yerine konulması şeklinde bir uygulama yapılmaktadır. Fikse edilmesi, bir bant aracılığı ile boğulması şeklindedir. Ve o band kendiliğinden duşer. İnfrared, lazer yontemi olup, daha cok evre 1'de uygulanan bir yontemdir. Skleroterapi ise, yine o bolgedeki hemoroidal yastığın kokune uygulanan bir ilac enjeksiyonudur. Bunlar konservatif, cerrahi yapılmayan proktoloji laboratuarında ayaktan tedavi edilebilen hastalık gruplarıdır. Yani hastanın hicbir şekilde hastanede yatmasına gerek yoktur, hastaya ek bir kulfeti yoktur. Bu yontemlerden sonra hastanın sadece dinlenmesi tavsiye edilir. Normal rutin işlerine ertesi gun donebileceği ifade edilir ki, hastalar da akut olarak semptomların gerilediğini ifade ederler.
Mukozal fiksasyon yontemlerinden bir sonuc alamadığımız ve cerrahi uygulamak zorunda olduğumuz hastalar ikinci grubu oluştururlar. Cerrahide Million Morgan yonteminden, Ferguson yontemine kadar geleneksel bazı yontemler vardır. Bunlar bilinen klasik yontemler olup, ehil olmayan ellerde yapıldığı zaman son derece ağrılı ve komplikasyonlara son derece acık olan uygulamalardır. Cerrahi mudahalenin ağrılı olması, hastanın cerrahiden kacmasına ve sonucta hastalığın şiddetlenmesine neden olmaktadır. Hastalığı cok ilerlemiş vakalarda, hastanın hem ic hem de dış hemoroidinin varlığında cerrahi tedavi gerekebilir. Biz kliniğimizde cerrahi uygulamamız gereken hastalarda guncel yontemleri tercih ediyoruz. Daha cok ağrıyı en aza indiren, ultrasonik dissektor, PPH stapler gibi yontemleri uyguluyoruz. PPH stapler de hastayı bir gun yatırmak gerekiyor cunku daha invazif bir işlemdir. Bir doku cıkartmanıza bağlı olarak bu hastalarda ağrı olabilir ama post-operatif 7.-8. gunden sonra bu yontemler arasında ağrı acısından herhangi bir ustunluk tespit edilmemiştir. Bizim en cok uyguladığımız yontem, ultrasonik dissektor ile hemoroidektomi yontemidir. Tabii mukozal fiksasyon yontemlerinden başarı sağladığımız icin hemoroidektomi yaptığımız hasta sayısının son derece azaldığını belirtmek isterim.
Cerrahi uygulama sonrasında hastalığın nuks etme sıklığı icin neler soyleyebilirsiniz?
Evet, hastalık nuks edebiliyor. Her genel cerrahi uzmanı hemoroidal hastalığın ne olduğunu bilmek zorunda ve bunun tedavisini uygulayabilir, ancak bir genel cerrahi uzmanının proktoloji eğitimi almasında fayda var. Mukozal fiksasyon yontemlerinin ne olduğunu, uygulanabilirliğini ve bu gelişmiş yeni teknolojilerin oğrenilmesi cok onemli. Yoksa bu hastalığın tedavisi geleneksel yontemlerle yapıldığı zaman birtakım sıkıntılar ortaya cıkmaktadır ki, bunların en başında da nuks ihtimalinin yuksek olması gelmektedir. Gereksiz ameliyatlar uygulanması ve bunun sonucunda da aynı bolgeden hastalığın tekrar etmesi sozkonusu olabilir. Ya da hekimin dışında hastaya ait faktorler nedeniyle nuks gorulebilir. Hastaya sadece cerrahi mudahale yapılmıştır, dışkılama eğitimi verilmemiştir, bir diyet protokolu onerilmemiştir. Hasta aynı şekilde beslenmesine devam etmektedir ve semptomları başka bir lokalizasyonla tekrar etmektedir.
Cerrahi tedavi sonrasında ortaya cıkabilecek komplikasyonlar nelerdir?
Cerrahi sonrasında ortaya cıkabilecek komplikasyonların başında, nuks gelir. Eğer uygun cerrahi yontem secilmez ve uygulanmazsa tekrar etme olasılığı vardır. İkinci olarak, eğer bu konuda ehil olmayan kişilerin elinde bir cerrahi yontem uygulanırsa ki bu cok onemli, anal bolgede darlık meydana gelir. Yani serce parmağın dahi giremeyeceği darlıkta bir anal kanal ile karşı karşıya kalabilirsiniz. Onun icin mutlaka hastaların cerrahını iyi secmesi lazım. Darlık dışında ucuncu komplikasyon, o bolgede apse oluşmasıdır. Bu saydıklarım hep cerrahi komplikasyonlardır. Bunlardan kacınabilmek icin, bunları yapmamayı oğrenmek gerekir. O nedenle de hasta sirkulasyonu yuksek olan merkezlerin veya bu konuda deneyimli kişilerin yanında bir eğitim almakta fayda vardır.
Hemoroid hastalığından korunmak icin neler yapılabilir?
Korunmak icin oncelikle defekasyon alışkanlığı kazanmak gerekir. İkinci planda diyet gelir. Lifli, posalı yiyecekler, yeşil yapraklı sebzeler, kabuklu meyveler ile posa miktarının artırılması gerekir. Boylece buyuk abdestin yumuşak bir şekilde cıkması sağlanır. Bunun dışında cay, kahve, kolalı iceceklerden uzak durulmalıdır. Ayrıca, gunluk yaşantının verdiği stresten uzak durmak cok onemli bir noktadır. Cunku stres, tamamen makat bolgesi hastalıkları ile paralel gider. Ayrıca, toplumsal olarak genellikle yapmadığımız spor konusuna da dikkat cekmek istiyorum. Basit, tempolu bir yuruyuş bile cok onemlidir veya yuzme butun vucut fonksiyonları icin cok iyi bir spordur. Ama yuzme sporu herkes icin mumkun olmayabilir. Eğer duzenli olarak yuzebiliyorsanız, bu da kaslarınızın guclenmesini, yine hemoroidal hastalık veya makat bolgesindeki hastalıklardan uzak durmanızı sağlar. Bunların dışında korunmada, gunluk duş alımı yani kişisel hijyene dikkat etmek gerekir. Duş alımı da o bolge terlemeye musait bir bolge olduğu icin onem taşımaktadır. O bolgenin temizliği cok onemlidir ve gunluk duşlarla da bunu destekleyebiliriz.
Ozellikle hemoroidli hastalara duzenli beslenmelerini; kepek ekmek, bol meyve, sebze yemelerini, su icmelerini tavsiye ediyorum.. Tahriş yapıcı maddelerden, baharat, turşu ve alkolden uzak durmalarını oneriyorum. Bir kez daha duzenli olarak tuvalet alışkanlığı edinmeleri gerektiğini vurgulamakta yarar goruyorum. Buyuk abdestlerini ıkınmadan yapmalıdırlar ve ağır yuk kaldırmama, ağır bir şey itmeme gibi noktalara da dikkat etmeliler. Ayrıca, aşırı kilo almasınlar. Onemle şunu da vurgulamak istiyorum, hemoroidal hastalığı olanlar, ozellikle bayan hastalar cerrahların buyuk bir kısmı erkek diye ve makat bolgesinden muayene yapıldığı icin sırf bu utanma duygusu nedeni ile muayene olmak istemiyorlar. Cunku bu konuda toplumda cok yanlış bir imaj var, muayene şekli bile coğu zaman alay konusu olabiliyor. Bunları hic onemsemesinler, cunku onemli olan hastalıklarıdır. Ve bu hastalığın da tedavisi olduğuna gore, mutlaka doktora gitsinler.
Kaynak: doktor sitesi