Gercek bir zehir olarak adlandırılan şeker bağımlılığından nasıl kurtulacağız?


Şeker en buyuk zehir!" başlıklı yazıları son zamanlarda cok fazla okur olduk. Uzmanlar şekerin zararlarını sıralamak ile kalmıyor gercek bir bağımlılık olarak adlandırılan şekerden nasıl kurtulacağımız konusunda oneriler vermeye de devam ediyor.

Uyuşturucu ile eş değer bir bağımlılığı olduğu belirtilen şekerin zararlarının farkında mısınız?

Şeker tuketimini azaltmanın ve tamamen hayatımızdan cıkartmanın bize ne gibi faydaları olacaktır?

İngiltere sağlık Bakanlığı, fazla şekere karşı bir 'şeker vergisini' gundeme getirdi. Bu demek oluyor ki şeker bundan 10 sene sonra, şu an uyuşturucu maddelerin gozumuzdeki yerine sahip olacak.

HANGİ ŞEKER ZARARLI?


Hangi şekerin zararlı, hangisinin zararsız olduğu, kafaları en cok kurcalayan soru. FitWell Beslenme Kocu Cenk Ozyılmaz, şekerin vucutta nelere donuştuğunden, fazla tatlı yiyince ne yapmanız gerektiğine kadar bilmeniz gereken her şeyi kaleme aldı...

Şekeri tanımaya once besin değeri ile başlayalım. Şeker, şeker pancarının fabrikalarda işlenerek şeker kısmının ayrılmasıyla elde edilir. Pancar doğal bir besin olmasına karşın, şeker saf besindir. Şeker saf enerji kaynağı sayılır. Ancak, tek başına alındığında yani protein, vitamin ve mineraller olmadığında şekerden enerji uretilemez. Bu nedenle şeker, 'boş kalori kaynağıdır'.

ASLINDA VUCUDUN İHTİYACI YOK
Şeker; un, yağ, ceviz, fıstık, kaymak gibi besinlerle karıştırılıp kalori değeri cok yuksek tatlılar yapılır. Şekerlemelerin esası da şekerdir. Tatlı ve şekerlemeler zevkle sevilerek yenir. Boylece kişi farkında olmadan harcadığından fazla kalori alır ve obeziteye neden olur.

Obezite ise bircok hastalığa zemin hazırlar. Şekerin zehir etkisi yaratmaması icin dengeli ve yerinde kullanılması gerekir. Yediğimiz ekmek ve diğer tahıl urunleri de sindirildiğinde şekere cevrilir. Bu nedenle, insanın aslında şeker gereksinmesi yoktur.

Yani hic şeker tuketmesek de vucudumuz buna ihtiyac duymaz.

Şeker, vucudun istediği bir besin değil, gerektiğinde diğer gıdalardan kendisinin uretebildiği bir besindir.

Nişastalı ve şekerli besinler yendikten sonra sindirilir ve meyvelerde bulunan basit şekerler şeklinde kana gecer. Sindirim sistemine şeker ve nişastalı maddelerin girmesi, pankreas organımızı uyararak 'insulin' hormonunun salgılanmasını sağlar.

Bu hormon, şekerin hucre icine girerek karaciğerde saklanmasına, parcalanarak vucut tarafından kullanılmasına yardımcı olur.

Normal durumda kandaki şeker miktarı ile salgılanan insulin hormonu miktarı, dengelidir. Boylece, yediğimiz şeker ve nişastalı besinlerden sindirim sonucu oluşan şeker kanda durmaz. Bir kısmı karaciğerimizde yedek olarak tutulur, kalanı da hucrelerde parcalanarak enerjiye ya da yağa cevrilir.


'ADETA SALGIN HASTALIK'
Amerikan Kalp Derneği tarafından tavsiye edilen şeker miktarı, gunde altı tatlı kaşığı. Fakat The American Journal of Clinical Nutrition ’da yayımlanan yeni bir araştırmaya gore, biz her gun bunun uc katından fazlasını alıyoruz. Bu da, gun aşırı şekerden gelen en az 300 eksta kalori demek. Cleveland Kliniği Wellness Enstitusu ’nden Uzman Kristin Kirkpatrick, “Aşırı şeker tuketimi adeta salgın hÂline geldi” diyor.

Ozellikle kucuk cocuklarda şekerli mamalar cok yendiğinde, buyume, gelişme duruyor ve cocuklar hastalanıyor. Obezite her hastalığın oncusudur ve obezitenin temel nedeni aşırı şeker tuketimi. Aşırı fruktoz alımı leptin direncini de artırıyor. Leptin bize yeterli miktarda yemek aldığımızı bildiren bir hormondur.

Buradaki problem ise genellikle beyinden gelen bu sinyali dikkate almamamızdan kaynaklanıyor.

Şekerin 'sessiz katil' olarak adlandırılmasının nedeni ise yol actığı hastalıklara haber vermeden, yani belirtiler gostermeden neden olmasıdır. Şekerin obezite dışında yol actığı pek cok rahatsızlık bulunuyor:

FAZLASI APTALLAŞTIRIR
- Uzun vadede safra kanalı kanserine ve akciğer kanserine neden oluyor.

- Vucutta kanser hucresi varsa bu hucreleri besliyor.

- Depresyona, anksiyete bozukluklarına ve dalgınlığa neden oluyor. Hafif bir aptallık hissediyor veya zihinsel netlik hissedemiyorsanız, bunun sebebi onceki hafta icinde tukettiğiniz aşırı karbonhidrat olabilir. Henuz fazla yaşlanmamışken zayıf hafızaya ve alzheimera neden oluyor.

- Diyabetin baş sorumlusu. Reaktif hipoglisemi ataklarına neden olup, olmadık yerlerde bayılmanıza sebep oluyor.

- Aşırı kilo almanıza sebep oluyor ve kilo vermenizi gittikce zorlaştırıyor. Sofradan ac kalksanız da kilo alıyorsunuz.

- Damar tıkanıklığına sebep oluyor.

- Kangren riskini artırıyor ve sinir sistemini tahrip ediyor.

- Cocukların buyume hormonlarının salgılanmasını engelliyor, tum vucut hormonlarının dengesini bozuyor.
- Konsantrasyon kaybına sebep olacağı icin cocukların ders başarısını duşuruyor.

- Dişlerin curumesine neden olarak buna bağlı bobrek ve bağırsak iltihaplanmalarını getiriyor.

- Migren hastalığına sebep oluyor ve sık sık baş ağrısı meydana getiriyor.

- Vucudun savunma sistemini zayıflatıyor ve ceşitli viruslere karşı saldırıya acık hale getiriyor. Ozellikle kış hastalıklarına davetiye cıkarıyor.

VUCUT İCİN İYİSİ KOTUSU YOK
Vucudumuz; meyve, bal ya da sutte bulunan doğal şeker ile şeker kamışı ve şeker pancarından cıkarılan işlenmiş şeker arasında ayrım yapamıyor. Aldığımız butun şeker, glikoz ve fruktoz olarak parcalanarak karaciğer tarafından işleniyor. Şeker glikojen ya da yağ olarak depolanıyor ya da glikoz olarak kan yoluyla hucrelerde kullanılmak uzere dağıtılıyor.

Sağlık acısından belirleyici olan, alınan şekerin miktarı. Hangi turden olursa olsun, beslenmemizdeki şeker miktarının toplam yediklerimizden aldığımız enerjinin yuzde 10'unu aşmaması gerekiyor. Yani yaşa, kiloya, aktiflik durumuna gore değişmekle beraber, aldığımız şekerin ortalama olarak erkekler icin gunde 70
gramı, kadınlar icin ise 50 gramı aşmaması gerekiyor.

MARKETTE DİKKAT: 100 GRAMINDA 15 GRAM ŞEKER VARSA...

50 gram şeker; uc adet meyveye, 13 tatlı kaşığı toz şekere, iki kutu meşrubata, sekiz cikolatalı biskuviye eşdeğerdir.

Marketlerde alışveriş yaparken de şunu olcu alabiliriz: 100 gramında 15 gram şeker barındıran bir işlenmiş gıda aşırı şekerli, 100 gramda 5 gram barındıranı ise duşuk şekerli olarak sınıflandırılabilir.
En iyi şeker alma yolu doğal besinlerle beslenmek. Lif iceren bu besinler şekeri, karbonhidratı, yağı yavaş yavaş vucuda vererek bu dalgalanmaların onune geciyor. Ayrıca bu besinlerde bulunan vitamin, mineraller ve diğer bileşimler organizma icin hayati derecede oneme sahip.

Fazla şeker tuketiminden sonra yarım su bardağı sut, iki adet ceviz, beş adet ciğ badem veya tarcın tuketerek kan şekerinin en ust seviyeye tırmanmasının onune gecilebilir.

Peki, hangi besinler şekere alternatif olarak kullanılabilir?

BAL
Organik bal; icinde pek cok vitamin ve mineral icerir. Hakiki bal icinde bu bileşimler super oranda bulunduklarından sağlık acısından cok faydalıdırlar. Ayrıca bal, şeker yerine kullanılabilecek en iyi tatlandırıcılardan biri.

HURMA
Tatlandırıcı gucu şeker ile aynı olan hurma lif, magnezyum, demir ve vitamin B6 acısından oldukca zengin. Hurmayı toz haline getirip sevdiğiniz tariflerinizde kullanabilir veya sabahları yediğiniz sut yulaf karışımınızı tatlandırabilirsiniz.

STEVIA
Stevia, Japonya ’da otuz yılı aşkın suredir milyonlarca kişi tarafından tatlandırıcı ve gıda katkısı olarak kullanılıyor. Guney Amerika ’da ise yuzyıllardır tatlandırıcı ve şifa bitkisi olarak kullanılıyor. Bu bitkiden elde edilen ozutun, kan şekerini duzenleyici etkileri olduğu kabul ediliyor. Stevia normal şekerden cok daha tatlı olduğu halde bileşiğinde şeker icermiyor.