Serebrovaskuler Hastalık (Beyin Damar Hastalıkları) ......Bilgi Ve Paylaşım Alanı
Sağlık0 Mesaj
●0 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Kültür & Yaşam & Danışman
- Sağlık
- Serebrovaskuler Hastalık (Beyin Damar Hastalıkları) ......Bilgi Ve Paylaşım Alanı
-
19-09-2022, 01:05:01
TANIM: Serebrovaskuler hastalıklar beyni besleyen damarların tıkanması veya kanaması ile ortaya cıkan, hasar goren beyin bolgesi ile ilgili belirtiler veren bir hastalık grubudur.
SIKLIK: Serebrovaskuler hastalıklar olum nedeni olarak dunyada 3. sırayı alırken, sakatlık oluşturma yonunden birinci sırada yer almaktadır. Serebrovaskuler hastalık sıklığı toplumlar ve cinsiyetler arasında farklılık gostermektedir. Bu farklılıkta genetik faktorler kadar, yaşan tarzı farklılıkları da rol oynamaktadır.
RİSK FAKTORLERİ VE KORUNMA
Risk faktorleri temel olarak, değiştirilemeyen ve değiştirilebilir risk faktorleri olarak karşımıza cıkmaktadır. Değiştirilebilir risk faktorlerini tanımak ve bunlarla mucadele etmek hastalığı onlemede cok onemlidir.
Değiştirilemez risk faktorleri:
Yaş: İleri yaşlarda serebrovaskuler hastalıklar daha sık ortaya cıkar ve daha ciddi seyreder.
Cinsiyet: Erkeklerde daha sık gorulur.
Genetik faktorler: Bazı toplumlarda serebrovaskuler hastalık daha sıktır.
Değiştirilebilir risk faktorleri:
Hipertansiyon: Kontrol altına alınmamış hipertansiyon serebral damarlarda harabiyet, plak oluşumu ve daralmalara neden olabilir. Yuksek kan basıncı damarların yırtılmasına neden olarak beyin icine kanamalara da neden olabilir. Duzenli antihipertansif tedavi ve diyet ile serebrovaskuler olay sıklığını onemli olcude azaltmak mumkundur.
Hiperlipidemi: Kan yağlarının yuksekliği (kolesterol ve trigliseridler) serebrovaskuler hastalık icin iyi bilinen bir risk faktorudur. Diyet, egzersiz ve bazı durumlarda ilaclarla bu durumun giderilmesi gereklidir.
Diabetes Mellitus: Kan şekerinin kontrolsuz olarak yuksek syretmesi damar yapılarında ve kan pıhtılaşma fonksiyonlarında bozulmalara neden olarak serebrovaskuler olaya neden olabilmektedir. İyi bir diabet kontrolu cok onemlidir.
Aterosklerotik damar hastalıkları: Hipertansif ve hiperlipidemik kişilerde sıklıkla rastlanan bu durum damarda oluşan plağın daha ilerdeki damarlara giderek tıkaması vaya bulunduğu yerde darlık- tıkanma oluşturarak beynin ilgili bolgesine kanlanmanın azalması veya durmasına neden olmaktadır.
Obezite (şişmanlık): Yukarda sozedilen diğer risk faktorlerine neden olarak serebrovaskuler hastalık oluşmasına neden olabilmektedir.
Sedanter yaşam: Yeterli hareket ve egzersiz yokluğunun serebrovaskuler hastalıklara neden olsuğu bilinmektedir.
Sigara: Serebrovaskuler risk faktorleri arasında en yaygın nedenlerdendir.
Alkol : Sık ve aşırı miktarlarda alınan alkol kalp ritm bozukluklarına ve damar duvarı hasarına neden olabilmektedir.
Kalp hastalıkları: Kalp kapak hastalıkları, ritm bozuklukları, yetmezlikler pıhtı oluşumu ve emboli ile serebrovaskuler hastalığa neden olabilmektedir.
Bazı metabolik bozukluklar: Troid hastalıkları ve homosisteinemi gibi bazı durumlar da strok icin risk
oluşturmaktadır.
BELİRTİLER: Serebrovaskuler hastalık belirtileri beynin etkilenen bolgesine gore değişiklik gostermektedir. Bu belirtilerden once uyarıcı belirtiler olabilir. Bunlar birkac saat suren gelip gecici baş donmeleri, gorme kayıpları, konuşma bozuklukları, hafıza problemleri, vucudun bir yarısında oluşan uyuşma, karıncalanma, kuvvet kaybı durumları beyin kan akımında gecici azalmalar nedeniyle oluşabilir. Bu durumda yapılan incelemelerde serebrovaskuler sistemde hastalık duşunulurse hasta ikinci bir atağı onlemek icin koruyucu tedaviye alınabilir.
Hastalık belirtileri aynen gelip gecici belirtilerde olduğu gibi bilinc bozuklukları (hastanın sorulanlara cevap verememesi, etrafındakileri tanıyamaması, bulunduğu yeri bilememesi, uykuya eğilim gostermesi gibi.), konuşma bozuklukları (sorulanlara cevap verememesi veya sorulanları anlayamaması), gorme kayıpları (ozellikle bir tarafı gorememe şeklinde) vucudun bir tarafında duyu kaybı veya guc kaybı, denge kaybı şeklinde ortaya cıkabilir ve birkac saatte duraklayabildiği gibi ilerleme de gosterebilir. Bu belirtilere zaman zaman bulantı kusma, başağrısı, ajitasyon eşlik edebilir.
Bu belirtileri fark eden hasta ya da hasta yakını hic gecikmeden en kısa zamanda hastaneye başvurmalıdır.
SEREBROVASKULER HASTALIK TANISI
Hastalık belirtileri ile başvuran bir hastada serebrovaskuler hastalık tanısını koymakta hasta ve hasta yakınlarının vereceği bilgi cok değerlidir. Bu nedenle hastanın yanında olayın gelişimini en iyi bilen kişilerin olması tanının daha cabuk konmasına yardım eder.
Hastanın muayenesini takiben yapılacak goruntuleme tetkikleri gereklilik sırasına gore duzenlenir. Kranial tomografi en sık kullanılan ve tanıya oldukca yardımcı bir inceleme metodur. Bazı hastalarda duruma gore kranial MRI ve anjiografi de gerekebilir. Hastalığın nedenini bulmaya yonelik kan tahlilleri ve kardiak tetkikler de başvuru sırasında tamamlanır.
TEDAVİ: Hastalığın etkin tedavisi kalp krizi tedavisinde olduğu gibi en hızlı şekilde başlamalıdır. İlk uc veya altı saatte getirilen hastalarda uygulanabilen damar tıkanıklığını acmaya yonelik pıhtı eritici yontemler tedavide oldukca yuz guldurucu sonuclar verebilmektedir. Daha gec ulaşan hastalarda ise yine damarda tıkanıklığı onlemeye yonelik tedaviler (heparin ve turevleri, coumadin, antiagregan tedaviler), beyinde odem varsa bu durumu gidermeye yonelik tedaviler uygulanmaktadır. Kanama durumlarında yaklaşım farklılık gostermekte nadiren cerrahi tedaviler de uygulanmaktadır. Ayrıca bu duruma neden olan kardiak, hematolojik diğer sistemik problemlerin de giderilmesi gerekir. Daha sonraki aşamada ise hastaların kaybettikleri fonksiyonlarını tekrar kazanmalarına yonelik rehabilitasyon girişimleri uygulanmaktadır.
MULTİPL SKLEROZ
MULTİPL SKLEROZ NEDİR?
Multipl Skleroz (MS) merkezi sinir sistemine ait bir hastalıktır. Merkezi sinir sistemini beyin ve omurilik oluşturmaktadır. Merkezi sinir sisteminde sinir liflerini cevreleyen, koruyan ve gorevlerini yerine getirmelerini sağlayan miyelin isimli yağlı bir doku vardır. MS ’te, beyin ve omurilikten gelen elektriksel mesajları organlara ileten sinirlerin miyelin kılıflarındaki iltihaplanmalar ve daha sonra bu iltihaplanan kısımlarda oluşan sertleşmeler nedeniyle mesajların organlara iletilmesinde bozukluk ve bunun sonucunda da hastalığa ait belirtiler ortaya cıkmaktadır. Hasar goren bu bolgeler plaklar veya lezyonlar olarak adlandırılmaktadır.
HASTALIĞIN NEDENLERİ NELERDİR?
Mevcut yapılmış olan araştırmalarda hastalığa neden olabilecek cok ceşitli nedenler (genetik yatkınlık, daha once gecirilmiş virutik enfeksiyonlar, cevreden kaynaklanan bazı zehirli maddeler, beslenme alışkanlıkları, coğrafi etmenler, vucudun savunma sistemindeki bozukluklar) sorgulanmşsa da hic biri kesin neden olarak gosterilememiştir. Yani genetik olarak yatkın kişilerde, MS ile ilgili kesin olarak bilinmeyen bir tetikleyici mekanizmanın devreye girip, vucudun bağışıklık sistemini olumsuz yonde harekete gecirerek, sinirlerin miyelin tabakasına saldırmaya ve onu tahrip etmeye yonlendirdiği soylenebilir.
EN COK HANGİ YAŞLARDA ORTAYA CIKAR?
Hastaların yaklaşık 2/3'unde ilk belirtiler, 20-40 yaşlar arasında ortaya cıkar ancak 10 yaş gibi erken başlangıclı hastalar ve 40 yaşından sonra başlayan vakalar da vardır. Kadınlarda erkeklere oranla 3/2 kat daha sık rastlanmaktadır.
MS KALITSAL MIDIR?
MS kalıtsal bir hastalık değildir. Bununla birlikte, genel olarak ailelerde genetik ortak faktorler kuşaktan kuşağa taşındığından ailelerinde MS bulunan kişilerin MS'e yakalanma eğilimi az da olsa vardır. Bunlara ek olarak MS'te bulaşıcılık da soz konusu değildir.
MS KİMLERDE GORULUR?
Hastalık genellikle genclerde, kadınlarda, sosyo-ekonomik duzeyi yuksek toplumlarda, kentlerde yaşayan eğitim duzeyi yuksek kişilerde gorulen bir hastalıktır.
BELİRTİLERİ NELERDİR?
Belirtiler merkezi sinir sisteminin etkilenen bolgesine gore değişkenlik gosterir. Herkes aynı şekilde etkilenmez. Belirtiler sadece kişiden kişiye değişiklik gostermekle kalmayıp, aynı kişide zaman icinde de değişiklik gosterebilir. Bu belirtiler ciddiyet ve sure acısından da ceşitlilik gosterebilir. Belirtiler genellikle, halsizlik, karıncalanma, hissizlik veya duyu zayıflaması, koordinasyon zayıflığı, yorgunluk, denge problemleri, gorme bozuklukları, istemsiz hızlı goz hareketi (nistagmus), titremeler, kas sertleşmesi (spastisite), konuşma bozukluğu, bağırsak veya mesane problemleri, yalpalayarak yurume (ataksi), cinsel işlev sorunları, ısıya hassasiyet ve kısa sureli bellek sorunları, hukum veya muhakeme problemleri (kognitif problemler) şeklinde olmaktadır.
Seyir olarak hastalığın dort tipi vardır:
1- İyi Huylu MS ( Benign ): Bu tipte hafif ataklar vardır ve atakları tam duzelme takip eder. Zamanla biriken bir kotuleşme olmaz ve kalıcı bir hasar bırakmaz. Ancak hastalığın başlangıcından 10-15 yıl sonra , bazı olgularda kucuk sekeller bırakabilirler. MS'li hastaların %10-15'i bu gruba dahildir.
2-Tekrarlayan ve Duzelen Tip (Relapsing-Remitting): MS'lilerin yaklaşık %25'i bu gruba girer. Erken donemde genellikle benign tipe benzer ve tekrarlayan ataklar sonrası bazı sekeller kalabilir.
3-İkincil İlerleyen Tip: Başlangıcı "Tekrarlayan ve Duzelen" tip gibidir.Relapsing-Remitting MS'lilerin % 40-50'si ikincil ilerleyen tipe donuşur. Tekrarlayan ataklar sonrası duzelme daha zorlaşabilir, hatta durabilir. Boylece sekeller artabilir. Bu grup genellikle hastalığın başlangıcının 15-20 yılı icinde ortaya cıkar.
4-Birincil İlerleyen Tip: Ataklarla birlikte ya da ataksız seyir gosterebilir. Hastalığın başlangıcından itibaren giderek artan fonksiyonel kayıplar, ataklarla daha da şiddetlenebilir ve kalıcı fonksiyonel bozukluklar artar. MS'lilerin % 10-15'i bu gruba girer.
TANISI NASIL KONMAKTADIR?
Ayrıntılı bir norolojik muayene, beyin ve omurilikle ilgili kesin ve oldukca detaylı goruntuler veren bir goruntuleme bicimi olan MRI (manyetik rezonans goruntuleme), “Uyarılmış potansiyeller” adı verilen ve merkezi sinir sisteminin belli bir uyarıya verdiği yanıtı olcen calışmalar ve beyin omurilik sıvısı bileşimini kapsayan incelemelerle tanı konmaktadır.
TEDAVİSİ NEDİR?
Bilinen bir tedavi mevcut değil. Ancak atakların sıklığını veya ciddiyetini azaltan ve ozurluluk artışını yavaşlatan yeni tedaviler verilmektedir. Multipl Skleroz ’un ilacla tedavisinin iki ana hedefi vardır. Birinci hedef, sinir dokusu icerisinde coğu zaman hic durmaksızın suren, myelin ve akson ( sinir teli ) yıkımına neden olan ve zaman zaman alevlenen iltihabi sureci kontrol altına almaktır. Bu hedefe yonelik ilaclar icerisinde yer alan steroidler, akut atakların şiddetini ve suresini azaltmak icin kullanılır. Steroide yanıt vermeyen ağır atağı olan hastalarda plazmaferez adı verilen, kandaki, bir anlamda iltihaba yol acan maddeleri ayıran bir yontemin yararlı olduğuna ilişkin bilgi ve gozlemler vardır.
Sık atak geciren ve kalıcı ozurluluk eğilimi gosteren hastalarda sinir dokusu icerisindeki iltihabi sureci etkilemek ve surekli kontrol altında tutmak icin ilac kullanmak gerekir. Uzun sureli tedavi gerektiren yukarıda belirtilen durumlarda sorumlu hekimin, kişiye gore yapacağı değerlendirmeyle azathiopirin ve benzeri ozgul olmayan bağışıklık sistemi baskılayıcıları ya da son yıllarda geliştirilen interferon beta turleri ya da glatiramer asetat gibi bağışıklık sistemini duzenleyici ilaclar secilebilir. Kaslardaki sertleşmeler bazı ilaclarla azaltılabilir. Spastisite ve yorgunluk fizik tedavi rehabilitasyon tedavisi ile de tedavi edilir. Mesane problemleri bazen ceşitli ilaclarla iyileşme gosterebilmektedir. Kendi kendine kateter takma gibi teknikler kolayca oğrenilebilir. İdrar yolları enfeksiyonlarının hemen tedavi edilmesi ve yeterli sıvı alımı başka mesane komplikasyonlarını onlemeye yardımcı olabilir. Bağırsak problemleri hacimi artırmaya yonelik diyet, fitiller ve ilaclarla tedavi edilebilirler. Yakıcı, ağrılı veya sıra dışı duyular ilaclarla tedavi edilebilirler.
REHABİLİTASYONUN YERİ
Rehabilitasyon, gunluk yaşamda bağımsızlığı iyileştirmeye hedefler. Giyinme, kendine duzen verme, yemek yeme ve araba kullanma tekniklerini oğretir ve koordinasyon ve kuvvetlenmeye yonelik egzersizler de sunabilir. Konuşma tedavisi kasların zayıflaması veya kotu koordinasyonu nedeniyle konuşma veya yutkunma zorluğu cekenler icin iletişimi kolaylaştırır. Konuşma terapistinin kullandığı teknikler egzersizi, ses eğitimini veya ozel aletlerin kullanımını icerebilmektedir.
EPİLEPSİ
Epilepsi Nedir?
Epileptik nobet beyinde zaman zaman ortaya cıkan anormal elektriksel boşalımların sonucu olarak gorulen gecici norolojik disfonksiyon donemidir.
Epilepsi, halk arasındaki adıyla sara, yineleyen nobetler ile karakterize ve sıklıkla gecici bilinc kayıplarına neden olan bir durumdur. Ancak bilinc kaybı her zaman oluşmaz.
Nobetler cok farklı şekilde ortaya cıkabilirler. Bazı nobetlerden once bir koku hissi, bulantı hissi, midede yanma gibi olağandışı bir algılama yaşanırken, bazı nobetlerde kişi yere duşebilir veya ağzı kopurebilir. Bazen de boşluk nobetleri denilen kişinin gozlerini bir noktaya dikmesi ve donuklaşması gibi durumlar ortaya cıkar.
Epilepsi nobetleri, değişik tiplerde olabilir. Nobetler; buyuk (genel, jeneralize tonik-klonik, grand mal, kasılma-cırpınma ile karakterize) ya da kucuk (kısmi, parsiyel, sadece yuz, kol yada bacakta kasılma[basit parsiyel] veya anlamsız konuşma ve davranışlar ile karakterize[kompleks parsiyel]) nobetler şeklinde ortaya cıkabilir.
Ayrıca kısa sureli (5-10 saniye), gozlerini dikip sabit bakma, bu anda cevapsızlık şeklinde, kasılmasız dalma nobetleri (absans) ile; ozellikle sabahları uykudan uyandıktan sonraki donemlerde ortaya cıkan ve kollarda sıcrama-atmalar tarzında miyoklonik nobetler de olabilir.
Epilepsi bulaşıcı bir hastalık değildir. Epilepsili kişinin hastalığının başkaları tarafından bilinmemesi icin bir neden yoktur. Yakın arkadaşlarınız, akraba ve komşularınız, oğretmeniniz hastalığınız hakkında bilgi sahibi olmalıdır.
Genel nufusun yaklaşık %2-5 ’inin omurleri boyunca en az bir epileptik nobet gecirdiği bilinmektedir.
Ancak 1000 kişiden 4-12 ’si kronik veya aktif epilepsisi olduğu ileri surulur. Nobetlerin durma şansı epilepsinin erken evrelerinde daha yuksektir. Tam bir iyileşmeden sonra tekrarlama riski azdır. Uzun suredir devam eden epileptik nobetlerde iyileşme olasılığı daha azdır. Epilepsinin yarıya yakını ilk 4-5 yaş icinde başlamaktadır.
Epilepsi Neden Oluşur?
Tumor
Cerrahi
Beyin ameliyatlarından sonraki donemde nobetleri onlemek amacı ile sıklıkla antiepileptik ilaclar kullanılır.
İskemik Lezyonlar
Beyne giden kan akımı azaldığında (iskemi) beyin dokusundaki besin maddeleri ve oksijen azalır. Bu da iskeminin neden olduğu hucre hasarına yol acar ve epileptik nobet oluşur.
Konjenital Malformasyonlar (Doğuştan olan bozukluklar) Bazı beyin lezyonları (Değişim gosteren doku bolgesi) Doğum sırasında oluşabilir.Febril Konvulziyonlar
(Ateşe bağlı istem dışı şiddetli kasılmalar)
Febril konvulziyonun tek nedeni yuksek ateştir. Her 1000 cocuktan 19 ile 36'sında en az bir kez yuksek ateş nedeni ile konvulziyon geliştiği tahmin edilmektedir.
Enfeksiyon Sistemik (tum vucudu etkileyen) ya da şiddetli enfeksiyonlar yuksek ateşe ve dolayısıyla febril konvulziyonlara neden olabilirler.
Tiroid Hastalıkları
Tiroid bezi vucuttaki sıvı dengesinin kontrolunde onemli bir rol oynar. Sıvı dengesi ise epilepsi eğilimini belirleyen bir faktordur. Genellikle tiroid sorununun tedavi edilmesi epilepsinin duzelmesi icin yeterlidir.
Beslenme
Bazı insanlarda epilepsinin nedeni olarak B6 vitaminin eksikliği saptanmıştır.
Nobet sırasında yapılması gerekenler :
• Hasta tehlikeli bolgeden uzaklaştırılmalıdır (Orneğin; trafik, keskin cisimler, koşeli yerler).
• Elbiselerin oncelikle boyun kısmı gevşetilir.
• Soluk yolunu acık tutabilmek icin hasta yan olarak yatırılır.
• Nobet dikkatle takip edilir.
• Saate bakın: Nobet suresi? Seyri takip edilir. İdrar kacırma, dil ısırma vs var mı?
Hemen ilk yardım doktoru cağrılır ve hastanın yakınlarına haber verilir.
PARKİNSON HASTALIĞI
Parkinson hastalığı henuz tam olarak bilinmeyen nedenlerle beynin dopamin ureten hucrelerinin azaldığı norolojik bir hastalıktır. Beyinde bazal ganglionlarda dopamin azlığına ve diğer reseptor bağımlı sistemlerin rolatif olarak aşırı aktivitesine bağlı olarak ortaya cıkar. Hastalığın sıklığı genel populasyonda binde 2-3 iken, 55 yaş uzerinde yuzde bir civarındadır.G enellikle 50 yaşından sonra , nadiren 40 yaşın altında ortaya cıkan , yavaş ilerleyen bir tablodur. Parkinson daki en onemli belirtilerden birisi istirahat halinde gorulen tremor yani titremedir. En cok ellerde gorulur, tremor genellikle saniyede 3 - 7 vuruşlu olup bir amaca yonelik hareket esnasında ve uykuda kaybolur. Parkinsonda diğer onemli bir belirti kas tonusundaki artmadır bu nedenle hastada bir katılaşma vardır, hastaya pasif bir hareket yaptırılmak istendiğinde bir direncle karşılaşılır. Orn. hastanın bukulmuş kolu dirsekten acılmaya calışıldığı zaman karşılaşılan direnc nedeni ile hareket zorlaşır buna dişli cark arazı adı verilir. Diğer onemli bir belirti hareketlerdeki genel yavaşlamadır. Yuruyuş kucuk adımlarla, kolları sallamadan ve vucut one eğik ( antefleksiyon posturu ) pozisyondadır. Bunlara ilave olarak mimiklerde azalma, monoton ve kısık sesle konuşma ve oturup - kalkma gucluğu de hastalığa eşlik eder.One, arkaya veya yana doğru duşmeler olabilir. Hipersalivasyon (salya artımı), sebore (ciltte ve saclı deride yağlanma, pullanma), konstipasyon (kabızlık) sık gorulen; empotans, enkontinans (idrar kacırma), ortostatik hipotansiyon seyrek gorulen otonom sinir sistemi belirtileridir. Depresyon ve ileri devrelerde demans (bunama) gorulur. Hastalık tablosu hastadan hastaya değişebilir
Parkinsonizmin en sık formu Parkinson hastalığıdır, ancak primer olabildiği gibi aşağıdaki başka nedenlere bağlı olarak ta gelişebilir;
Dejeneratif :
• İdiopatik Parkinson Hastalığı
• Parkinson artı sendromları
-Multisitem atrofi
-Progresif supranukleer palsi
-Kortikobazal dejenerasyon
-Lewy-body hastalığı
Semptomatik nedenleri:
• Posttravmatik ( travma sonrası )
• Sinir sistemini etkileyen bazı ilaclar
• Arterioskleroza bağlı
• Toksik (manganez, karbon monoksit, karbon disulfireye maruz kalma gibi.)
• Ensefalit ( beyin iltihabı )sonrası
• Anoksik ensefalopati (Beyin hucrelerinin oksijensiz kalması)
• Kronik bazı beyin hastalıklarına bağlı olarak (Alzheimer hastalığı .vb)
Parkinson Dopamin adı verilen sinir sistemi icin gerekli olan maddenin duzeyinin duşmesi ile ortaya cıkan bir hastalık olduğu icin tedavide de bu maddenin yerine konması prensibine bağlı medikal tedavi uygulanmaktadır.Bunun icin Dopamin, Dopamini taklit eden ilaclar ve Dopaminin yıkılmasını engelleyen ceşitli ilaclar kullanılmaktadır. Ayrıca Parkinson hastalığında rolatif olarak artan Asetilkolini azaltmak amacıyla antikolinerjik ilaclar kullanılabilir. Bazen hastalarda cerrahi tedaviler de yapılmaktadır. Bunun icin talamus, globus pallidus, subtalamik cekirdekler gibi bazı cekirdeklerin cerrahi olarak cıkartılması veya derin elektrotlar yerleştirilerek buradaki hucrelerin aktivitesini azaltmaya yonelik girişimler yapılabilmektedir.
Hasta yakını olarak yapabilecekleriniz…
Hastanın yaşam kalitesinin artırılmasına katkıda bulunabilirsiniz:
• Gundelik yaşamda, belirtiler ve hastalığın evreleri konusunda hekime bilgi vererek tanı konmasına yardımcı olabilirsiniz.
• Hastanıza, kısıtlılıklarına teslim olmaması icin moral destek sağlayabilirsiniz.
• Tedavinin doğru uygulanmasını gozleyebilirsiniz. Bu hastalıkla başa cıkmada temel noktalardan biridir.
• Hastaya lojistik ve idari destek sağlayabilirsiniz.
Fizik egzersizin duzenli olarak uygulanmasında hastaya yardımcı olun.
Egzersizler (duruş egzersizleri, yurume vb.) kalbi, kasları ve kemikleri olumlu yonde etkiler. Bir fizyoterapiste veya yetkili bir antrenore/masore başvurmaktan cekinmeyin.
Hastanın ev icinde guvenli hareket etmesini kolaylaştırabilirsiniz:
• Sehpa gibi odayı daraltan, engel ve risk yaratan eşyalardan kurtulun.
• Tuvalet ve banyolarda hem ice hem dışa acılabilen kapılar kullanın.
• Mutfak, banyo, tuvalet gibi mekanlara sağlam tutunma boruları yerleştirin.
Duşme riskini onlemeye ozellikle dikkat edin:
• Kaygan veya cok yapışkan zeminden kacının.
• Olabildiğince cabuk ulaşabilmek icin telefon numaralarını hastanızın yakınında bulundurun veya siz de ezberleyin.
• Kaymalarını onlemek amacıyla halıları sabitleyin.
Hastanın gunluk yaşamını kolaylaştırın:
• Tedavinin uygulanmasını basitleştirmek icin: İlac alma saatlerini alışkanlık haline getirin, unutmaları onlemek icin gunluk dozları onceden hazırlayın, evin her yerinde acil kullanım icin bir miktar ilac bulundurun (mutfakta veya komodin uzerinde vb.).
• Hastanın gunluk yaşamını kolaylaştırmak icin: Bir telesekreter sağlayın, kablosuz bir telefon kullanın, sokak kapısına "zili caldıktan sonra bekleyin" yazısı asın.
BAŞ AĞRISI
Baş ağrısı, sık karşılaşılan sağlık sorunlarının başında gelir. Erkeklerin %93 ’u, kadınların ise %99 ’u hayatları boyunca en az bir kez baş ağrısından şikayetci olurlar. Baş ağrısı coğu zaman hicbir ozel hastalığın gostergesi olmamakla birlikte, nadiren başka hastalıkların seyrinde ortaya cıkar; seyrek olarak da hayatı tehdit edici bir durumun ilk belirtisidir.
Toplumda en sık gorulen baş ağrısı tipleri:
1. Gerilim tipi baş ağrısı
2. Migrendir,
3. Kume başağrıları
4. Servikojenik başağrısı
5. Diğer nedenlere bağlı ikincil başağrıları
Gerilim tipi baş ağrısı genellikle enseden, goz kurelerinin uzerine doğru yayılır; sıkıştırıcı vasıfta ve hafif-orta şiddettedir. Suresi 20 dakika ile 7 gun arasında değişir.
Migren ise tek veya iki taraflı, orta-yuksek şiddette, bulantı, kusmanın eşlik edebildiği, zonklayıcı vasıfta bir baş ağrısıdır. Suresi 4 saat ile 3 gun arasında değişir.
Baş ağrısına eşlik eden şiddetli kusma, cift gorme, gorme kaybı, bilinc kaybı, nobet, surekli uyku hali, kişilik değişikliği, felc gibi durumlar acil olarak bir sağlık kuruluşuna başvurmayı gerektirir. Toplumdaki genel kanıların aksine, bu gibi durumların eşlik etmediği bir baş ağrısının altında tumor veya beyin kanaması olma olasılığı oldukca duşuktur.
Baş ağrılarının coğu, hekimle iyi bir işbirliği, baş ağrısına neden olan durumlardan kacınma, ilacların duzenli kullanımı ve kontrollerin zamanında yapılması ile tedavi edilebilir durumlardır.
Noroloji Bolumunun ilgi alını icerisinde olan hastalıklar;
Serebrovaskuler hastalıklar
Akut İskemik inmeler
Beyin kanamaları
Dejeneratif hastalıklar
Vaskuler Demans,Alzheimer Hastalığı,ALS vb Hareket Bozuklukları Parkinson Hastalığı,Distoniler,Diskineziler,Esansiyel Tremor,uzursuz bacak sendromu,
Huntington Kore vb Epilepsi,Fokal ,Generalize Epilepsiler,Status Epileptikus Demyelinizan Hastalıklar Multipl Skleroz,Akut demyelinizan Ensefalomyelit,
Transvers myelit Santral sinir sistemi Vaskulitleri,Noropatiler,Toksik metabolik,Immun noropatiler,Guillen Barre sendromu vb Kas hastalıkları Sinir kas kavşağı hastalıkları Myastenia Gravis Başağrıları ,Belağrıları ve Boyun ağrıları Vaskuler, Gerilim,Servikojenik başağrıları,Temporal arterit,Nevraljiler vb Konfuzyonel Durumlar
Delirium,Ensefalit vb.Baş Donmesi