Herkese merhaba,

Buraya konu acmamın sebebi; belki benim yaşadığım sıkıntıları yaşayan arkadaşlar olur da bu konuyu gorurlerse kendilerini uzmesinler, morallerini yuksek tutsunlar diyedir.

Yaklaşık 2 ay kadar once evde dengemi kaybederek sol ayağımın ustune catırt diye bir sesle duştum ve cok buyuk bir acı yaşadım. Burkulma olduğunu duşunduğum icin sadece buz tedavisi ve burkulma kremleri ile evde kendi kendime gecirmeye calıştım. Aradan 1 ay gecmişti ve hala ayağımın ustune basamıyordum. Ustelik ayağımın rengi değişikti ve parmaklarıma kadar şişmişti. En sonunda aile buyukleri ''Bu nasıl bir burkulma!!'' diyerek beni zorla hastaneye rontgene goturduler ve rontgende sol ayak tarak kemiğimin kırıldığını oğrendik. Hemen yarım alcı ve sonrasını biliyorsunuz 1 ay alcıda kalacağı soylendi.

Tek kolumun altında değnek ile eve geldim. Hayat artık cok daha farklı geliyordu bana. Kendi kendime tuvalete bile gidemiyordum. Yemeğimi birilerinin hazırlaması ve getirmesi gerekiyordu her zaman. Cok ağrılarım oldu. Psikolojik olarak da surekli yatmanın verdiği moral bozukluğu ile cokmuştum. En ufak bir şeyde ağlıyor, ayağımın gecmeyeceğini ve sakat kalacağımı duşunuyordum.

Her gun kemik suyundan corbalar, pilavlar, yemekler yedim. Her gun Solgar'ın 1000 UI D vitamini kapsulunu tukettim. Her gun mutlaka yumurta, peynir ve yoğurt yedim. Ve ayağımı mumkun olduğunca hareket ettirmedim.

Alcımın 27. gunuydu. Gece yine o lanet tuvalete tek ayakla zıplayarak gitmeye calışırken(Ki ayağımı da yine tuvalete giderken duşup kırmıştım) tekrardan dengemi kaybedip alcılı ayağımın ustune duştum. Ayağımdaki alcının tabanı yamulmuştu o derece sert vurmuştum ayağımı yere. O gece apart topar acile goturduler beni. Rontgen cekildi. Elimde rontgen ile acil doktorunun odasına girdiğimde kafamda ''Acaba yine mi kırıldı'' ''Sakat mı kaldım'' gibi kotu duşunceler donuyordu ve moralim cok bozuktu. Doktor rontgeni aldı evirdi cevirdi inceledi ve ''BU AYAK İYİLEŞMİŞ'' dedi. O an hissettiğim mutluluğu, icimde yeşeren umudu size hicbir şekilde tarif edemem.

Yaklaşık 2 aydır yere basamayan, yuruyemeyen, koşamayan, kendi ihtiyaclarını bile karşılayamayan bir insanın karşısına cıkıp ''Bu ayak iyileşmiş'' diyerek ona dunyaları armağan ettiğinin farkında olmayan acil doktoru, ''Evet ayak iyileşmiş, 30. gunun sonunda gel, alcını alsınlar'' dedi.

Ve dediği gibi 30. gunun sonunda tekrardan cekilen rontgen sonucunda alcımı gercekten de aldılar. :')

Alcıdan cıkan ayak, 30 gundur hava almadığı icin kurumuş ve dokulmekte olan deri parcaları ile beraber cıktı. Ayağımı yere dokundurduğum ilk o an, sanki bebekken ilk adımımı atmaya calıştığım an gibi geldi bana. Bilmiyorum belki de ben cok dramatize ediyordum ama 2 ay boyunca yere basmayan ve sakat kalacağına inanan bir insanın o duruma kadar gelebilmesi, bana bir mucize gibi geliyordu.

Doktor ''Gunde 3 kere sıcak su tedavisi ve masaj, cok da zorlama ağır ağır yurumeye başla.'' dedi. Bana refakat eden annem hemen corabımı giydirmeye yeltendi. ''Dur'' dedim. ''Ben kendim giyebilirim''

Ve 2 ay sonra kendi corabımı acı hissetmeden giyebilmenin o sacma mutluluğunu da oracıkta yaşayıverdim. İlk kalkış anım zor oldu elbette. Kaslarım zayıflamıştı, kemiklerim incelmişti. Kıkırdaklarım sertleşmişti. Korktum acaba basarsam kırılır mı diye... Ben ayağımı incelerken doktor icimden geleni anlamış olacak ki ''Korkma, iyileştin artık, ustune bastın diye de tekrar kırılmayacak. Hadi başla şimdi yurumeye''dedi. Ondan aldığım guvenle ilk adımını attım ileri doğru. Allah'ım boyle bir mutluluk olamazdı. Gozlerim dolmuştu ama 26 yaşında hastanenin ortasında cocuk gibi ağlamak istemediğim icin dişlerimi sıkıp kendimi tuttum ve bir adım daha attım. Acı hissetmiyordum. Topuğumda iğne batırılıyormuş gibi bir sancı vardı. Ayağımın genelinde hafif bir sızı vardı ama basabileceğimi biliyordum. Değneğimden guc ala ala hastaneden annemle beraber cıktım ve bir taksiye binerek eve geldim.

Evin kapısından iceri girdiğim an, değneği kullandığım son anım oldu. ''Ben değnek kullanmayacak kadar guclu biriyim artık'' dedim ve o gunden sonra da hic elime almadım. Doktorlar 1 hafta 10 gun değnek kullanımını oneriyorlar bu arada yani siz bana bakmayın, kendinizi nasıl hissediyorsanız oyle yapın ya da doktorunuzun tavsiyesine uyun.

Bugun alcımın cıkışının 6. gunu. Tek başıma dışarı cıkabiliyor, markete gidebiliyor, ortalama yarım saat kadar yuruyebiliyorum. Sonra ise ağrılarım başladığı icin dinlenmek zorunda kalıyorum. Ayağımı aşağı doğru tuttuğumda kızarıyor, o yuzden sık sık altına yastık koyup uzanıyorum. Alcıdan cıkan bir ayağınız varsa yastık yontemini tavsiye ederim. Kesinlikle işe yarıyor.

Aklıma geldikce banyoda ılık su altında kaslarımı yumuşayıp masaj yapıyorum. Kurumuş ayak derime vazelin ve nemlendirici kremlerle masaj yapıyorum. Topuğumdaki olu deriler de yavaş yavaş bitmeye başladı.

D vitamini almaya ve sut urunleri tuketmeye devam ediyorum. Her gun en azından 1 kere dışarı cıkıyorum ve en kotu 5 dakika yuruyorum.

Ağrım var mı? Yalan yok var. Zaten aksayarak yuruyorum. Bileğim kaskatı olduğu icin bir muddet daha boyle olacağını duşunuyorum. Zaten doktor da boyle soylemişti. O yuzden uzulmuyorum.

Denizde yuzmek de cok cabuk iyileştiriyormuş. Ayağımı biraz daha rahat kullanabildiğim zaman deniz kenarına tatile gitmeyi duşunuyorum. Ne kadar cabuk iyileşirsek o kadar iyi değil mi

Alcıdan cıkan bir kırık ayağın hikayesini okudunuz. Soylemek istediklerim şimdilik bu kadar. Bana benzer kırık ve catlak rahatsızlıkları yaşayan arkadaşlar varsa, diledikleri gibi ulaşabilirler. Ben inanıyorum ki birbirimize moral vererek daha da cabuk iyileşebiliriz.

''Ayağınızın değerini iyi bilin, hala uzerine basabiliyorken.'' diyerek sozumu bitiriyorum.

Sevgiyle ve sağlıkla kalın.