Gastroenteroloji - Sindirim Sistemi Hastalıkları Safra Kesesi Hastalıkları Bilgi Ve Paylaşım Alanı
Sağlık0 Mesaj
●0 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Kültür & Yaşam & Danışman
- Sağlık
- Gastroenteroloji - Sindirim Sistemi Hastalıkları Safra Kesesi Hastalıkları Bilgi Ve Paylaşım Alanı
-
18-09-2022, 19:27:53
SAFRA NEDİR?
Safra yağlı gıdaların sindirimi icin gerekli enzim adı verilen maddeleri iceren sarı renkte bir sıvıdır. Safra karaciğerde uretilir ve ana safra kanalı (ductus choledocus) ile onikiparmak bağırsağına (duodenum) taşınır. Ana safra kanalının ucunda bir kapak vardır. Aclık sırasında bu kapak kapalı kalarak safranın bağırsağa akmasına onler. Bu sırada uretilen safra ana safra kanalına kısa bir bağlantı ile ilişmiş olan safra kesesine gelir ve burada birikir. Safra kesesi gelen safrayı, icindeki suyun bir kısmını emerek, daha yoğun bir hale getirir. Yemek yeme sonrası safra kesesi kasılarak buzuşur ve icerisindeki yoğun safrayı ana safra kanalına boşaltır. Bu sırada kanalın ucundaki kapak acılır ve yenen gıdalar ile safra karışır ve sindirim faaliyeti başlar.
SAFRA KESESİ TAŞLARI
Bazı bireylerde safra kesesi icindeki yoğunlaştırma işlemi sırasında hatalı gelişen bir dizi kimyasal reaksiyon sonucunda safranın kristalleşmesi yani camur (sludge) ve taş oluşumu gelişir. Oluşan taşlar birkac milimetre ile 2-3 santimetre arasında değişik boyutlarda olabilir. Kadınlarda, kilo fazlası olanlarda, doğum kontrol hapı (ozellikle yuksek ostrojen hormon icerenler) kullananlarda safra kesesinde taş oluşumu ihtimali daha yukselir. Ayrıca yaş ilerledikce de safra kesesinde taşa rastlanma ihtimali artar. 30 yaş altında safra taşlarının gorulme sıklığı % 3 ’ten azdır. 60 yaş ustu insanların yaklaşık beşte birinde safra kesesinde taş vardır.
SAFRA KESESİ TAŞLARININ ONEMİ
Safra kesesinde taş olan bireylerin coğunda (% 70) herhangi bir şikayet veya rahatsızlık olmaz. Bunlar sessiz safra taşları olarak adlandırılır. Safra kesesinde taş olan her uc bireyden birinde taşların sebep olduğu şikayetler vardır. Buyuk taşlar safra kesesinin cıkışını tıkayabilir. Tıkanma genellikle gecici veya kısmi olarak gercekleşir. Bu durumda ozellikle yemek yemeyi takiben karnın ust veya sağ tarafında sırta veya omuza vuran ağrı hissedilir. Taş tarafından cıkışı tıkanan safra kesesinin boşalmak icin kasılması ağrıyı oluşturur. Bulantı, kusma ve terleme ağrıya eşlik edebilir. Ağrı onbeş dakika ile birkac saat icerisinde azalır. Taşların hareket etmesi veya tıkanmanın tam olmaması nedeniyle safra kesesi bir sure sonra boşalınca ağrı hafifler ve kaybolur. Burada artık semptomatik hale gelmiş, yani şikayete yol acmış, safra kesesi taşları soz konusudur. Kronik kolesistit adı da verilen bu durumdaki bireylerde artık nedene yonelik tedaviyi planlamak zamanı gelmiştir. Şişkinlik, hazımsızlık veya sık geğirme ihtiyacı gibi şikayetler eğer ağrı ile
beraber değilse muhtemelen sebep safra kesesi taşları değildir. Bu durumda safra kesesine yonelik bir girişim yapmak gerekmeyecektir. Safra kesesi cıkışının taş ile tam tıkanması durumunda akut kolesistit adı verilen tablo ortaya cıkar. Boşalması engellenmiş olan safra kesesi icinde genellikle bağırsaktan gelen bakterilerin de katıldığı iltihabi bir reaksiyon başlar. Karnın sağ ve ust tarafında şiddetli ağrı vardır. Ağrı saatler gecmesine rağmen hafiflemez. Bulantı ve kusma olur. Surec ilerledikce ateş yukselmesi olur. Acil tedavi gereksinimi olan bu durumda mudahale gecikirse safra kesesi delinebilir ve iceriği karın boşluğuna dokulup karın zarı iltihabına(peritonit) yol acabilir. Safra kesesi taşlarının kucuk olanları safra hareketi ile beraber ana safra kanalına suruklenebilir. Safra kanalına gelen taşlar safranın barsağa akışını yavaşlatır ve hatta durdurabilir. Bunun sonucunda sarılık, kaşıntı ve ateş yukselmesi ile kendini gosteren tıkanma sarılığı adı verilen iltihabi bir reaksiyon başlar. Safra yolu komşuluğunda sindirim icin gerekli diğer enzimleri ureten pankreas bezi vardır. Ana safra kanalındaki iltihabi surec pankreas bezine de etkileyebilir ve pankreatit adı verilen bazen cok ağır seyreden bir tabloya yol acabilir.
SAFRA KESESİ HASTALIKLARINDA TANI YONTEMLERİ
Ultrasonografi safra yolu hastalıklarında en hızlı ve en doğru sonuc veren yontemdir. Ultrasonografi sırasında vucut dışından cilt uzerine değdirilen prob (başlık) parcasından cıkan ses dalgaları vucudun değişik katmanları ile karşılaştıkca farklı şekilde yansıyıp geri gelir. Cihazdaki bilgisayar yardımı ile gelen veriler bir resim haline getirilir ve safra kesesi, safra yolları ve pankreas hakında değerli bilgiler elde edilir. Ultrason tetkiki ideal olarak 8 saatlik aclık donemi sonrası yapılır. Ancak acil mudahale gerektiren durumlarda bu sure beklenmeksizin inceleme hemen yapılır ve genelde son derece faydalı bilgiler suratle alınır. Manyetik Rezonans (MRI), Bilgisayarlı Tomografi yontemleri Ultrasonografi sonucunun net olmaması durumunda nadiren gerekebilir.
SAFRA KESESİ TAŞLARINDA TEDAVİ
Taş oluşumundan safra kesesi sorumludur. Diğer yandan safra kesesi vucut icin vazgecilmez bir organ değildir. Semptomatik hale gelmiş taşlı safra kesesi hastalığında, safra kesesini taşlarla birlikte ameliyat ile cıkartılması esastır.
LAPAROSKOPİ
Gunumuzde safra kesesi ameliyatları coğunlukla laparoskopi kullanılarak gercekleştirilmektdir. Girişim genel anestezi (narkoz) eşliğinde yapılmaktadır. Bu yontemde karına acılan bir santimetrelik bir delikten sokulan minik bir kamera ile karın ici organlar gorulmektedir. Bunu takiben acılan başka 1 santimetrelik ve iki adet 5 milimetrelik kucuk delikten karına cerrahi aletler uzatılmakta ve girişim genellikle toplam 4 adet kucuk delikten yapılmaktadır. Ameliyat sırasında safra kesesinin damarı ve keseyi ana safra kanalına iliştiren ince yol milimetrik metal klipler yardımı ile bağlanmakta ve safra kesesi cıkartılmaktadır. Soz konusu klipler vucutta olumsuz bir reaksiyona yol acmamakta ve guvenlik nedeniyle gecilen metal dedektorlu kapılarda farkedilmemektedir. Laparoskopik cerrahide ameliyat icin buyuk bir kesi yapılmadığı icin mudahale sonrası ağrı en az duzeyde olmaktadır. Laparoskopik kolesistektomi (safra kesesi cıkartılması) ameliyatı sonrasında hastanede genellikle bir gece kalınmakta ve 5-7 gun icerisinde işe donulebilmektedir. Laparoskopik cerrahi sırasında karın icerisinde daha onceden ongorulemeyen yapışıklıkların olması veya anatomik (vucutsal) farklılıklar nedeniyle goruntunun guvenli ameliyat yapmaya uygun olmaması durumunda ameliyat sırasında acık ameliyata gecme gereksinimi, nadiren de olsa, olabilir. Bu
durumda ameliyat kesisi buyuk olduğu icin hastanede kalış suresi ve evde istirahat suresi uzayacaktır. Laparoskopik cerrahi sırasında gerekli tum tedbirler alınmasına rağmen kanama, enfeksiyon oluşması, safra yollarında yaralanma gelişmesi gibi komplikasyonlar ender olarak gelişebilir. Bu durumlarda soruna yonelik değişik tedavi ve cerrahi girişimler gerekecektir.
SAFRA KESESİ AMELİYATINDAN SONRA NE OLUR?
Safra kesesi cıkartıldıktan sonra kişinin ozel bir diyet yapmasına gerek yoktur. Karaciğerde safra uretimi devam etmektedir. Vucut safra kesesinin yokluğuna kısa bir sure sonra uyum sağlar.
TESADUFEN BULUNAN SAFRA KESESİ TAŞLARI
Check-up tetkikleri sırasında safra kesesinde taş olduğu zaman zaman ortaya cıkmaktadır. Tıbbi araştırmalar herhangi bir şikayete yol acmamış ‘sessiz ’ safra kesesi taşlarının buyuk olasılıkla hayat boyunca sessiz kalmaya devam edeceklerini gostermektedir. Taşlar zannedildiği gibi aniden akut kolesistit, tıkanma sarılığı veya pankreatit gibi şikayetlere yol acmamaktadır. Genelde acil olaylar gelişmeden bir-iki ay kadar once ağrıların başladığı gorulmektedir. Bu durumda sessiz safra kesesi taşları olduğu tesbit edilen bireylerin her
ihtimale karşı ameliyat edilmelerinin onerilmesinin tıbbi gerekliliği yoktur.
SAFRA YOLLARINA DUŞEN TAŞLARDA TANI ve TEDAVİ
Safra kesesinde taş olan bireylerin kabaca onda birinde taşlar ana safra yoluna gecer. Ana safra yoluna gecen taşların bir bolumu herhangi bir şikayete yol acmadan bağırsağa duşmekle beraber onemli bir bolumu tıkanma sarılığı ve/veya pankreatit (pankreas bezi iltihaplanması) gibi sorunlara yol acar. Ana safra yolunda taş olduğu genellikle safra kesesi ameliyatı oncesi yapılan testlerle anlaşılır. Ultrasonografide safra yollarının capının geniş bulunması, kan tetkiklerinde karaciğer ve safra yollarını ilgilendiren bazı testlerin
(SGOT/AST, SGPT/ALT, Alkalen Fosfataz, Billurubinler vb.) değerlerinin yuksek olması ile tanı genellikle konur. Tam tanı ve tedavi icin ERCP ismi verilen yontem kullanılır. Burada ozel bir endoskop ile ağızdan girilip mide gecilir ve onikiparmak barsağına (duodenum) gelinir ve ana safra kanalının barsağa acıldığı kapak (Oddi sfinkteri) bulunur. Endoskopun uzantısı ile safra yolu icine girilip ilaclı rontgen cekilir ve taşlar gorulur. Bulunan taşlar basket adı verilen minik bir tel sepet ile tutulup safra yolundan dışarı cekilir. Ana safra yolu taşlardan temizlendikten bir veya birkac gun sonra laparoskopi yontemi ile safra kesesi cıkartılır. Nadiren hastaların ana safra yoluna taş duşmuş olduğu safra kesesi ameliyatından once farkedilemez. Kan testleri ve ultrasonografi normal olan bu kucuk grupta ameliyat ile safra kesesi cıkardıldıktan bazen haftalar bazen aylar sonra sarılık , kaşıntı vb. şikayetler gelişir. Bu durumda taşlar yine ERCP yontemi ile cıkartılır. Safra yollarına duşen taşların tetiklediği iltihabi reaksiyon sonrası pankreatit gelişen hastaların ise hastaneye yatırılıp ağızdan beslenmenin kesilmesi, damar yolu ile beslenmesi ve bazen yuksek doz antibiotik tedavisi verilemesi gerekir. Bu tedavi ile pankreas bezindeki iltihap geriledikten sonra genellikle hasta taburcu edilmeden laparoskopi yontemi ile safra kesesi cıkartılır.
SAFRA KESESİ POLİPLERİ
Check-up tetkiklerinin yaygınlaşması ve tıbbi teknolojinin ilerlemesi neticesinde insan vucudu artık daha sık buyutec altına yatırılıp incelenmektedir. Bu sayede pek cok hastalığın erken teşhisi ve tam tedavisi mumkun olmaktadır. Ancak incelemelerde ortaya cıkan bir takım bulgular aslında zararsız olmasına rağmen tedirginliğe sebep olmaktadır. Safra kesesinde poliplerin olduğu zaman zaman ultrasonografi raporlarında yazılmakta ve bu da zihinlerde soru işaretlerine yol acmaktadır.
POLİP NEDİR?
Sindirim sisteminin ic yuzunu doşeyen mukoza isimli tabakadaki hucrelerin bulunduğu yerde buyuyup minik bir yumru oluşturmasına polip adı verilir. Safra kesesi icinde gercek polipler (adenomatoz polip) cok nadiren oluşabilir. Oluşan poliplerin capı buyudukce habaset kazanma (kanserleşme) ihtimali ortaya cıkar. Genellikle capları 10 milimetre ustunde olan poliplerin risk taşıdığı kabul edilir. Gunumuzde ultrasonografi cihazları cok geliştiği icin polipler daha cok kucuk boyuttayken tesbit edilebilmektedir. Ultrasonografi ile bulunan ve safra kesesi ic yuzunde cıkıntı yapan yumruların buyukce bolumunun aslında gercek polip olmadığı ve mukoza icine yapışan yağ topakları (kolesterol polibi) olduğu ameliyatla safra kesesi cıkartıldıktan sonra anlaşılır.
SAFRA KESESİ POLİPLERİ NE TUR ŞİKAYETLERE YOL ACAR?
Gercek polipler ve kolesterol polipleri genellikle bir şikayete sebep olmazlar. Bazen kolesterol polibi adı verilen yumrular kucuk safra kesesi taşları gibi karın ağrısı ve hatta pankreatit sebebi olabilirler.
SAFRA KESESİ POLİBİ TESBİT EDİLDİĞİNDE NE YAPILMALI?
Şikayete (ağrı) yol acmış (semptomatik) veya komplikasyon yapmış (pankreatit) safra kesesi poliplerinde boyut ne olursa olsun ameliyat ile tedavi esastır. Bu durumda laparoskopik yontemle safra kesesi alınır . Tesadufen bulunan sessiz (semptomatik olmayan) safra kesesi poliplerinde 5 milimetreden kucuk olanların pek onem taşımadığı kabul edilir. Yıllık ultrasonografi incelemeleri ile buyume olup olmadığı takip edilir. 5-10 milimetre arasındaki poliplerde onceleri ucer aylık ultrason takibi yapılır. Buyume gozlenmiyorsa takip aralığı acılır. 10 milimetre ustu poliplerde mikroskopik kanser odağı taşıma riski yuksek olacağı duşuncesi ile genellikle takip yapılmadan ameliyat kararı verilir ve genellikle laparoskopi ile safra kesesi alınır.