Şişmanlık; vucut ağırlığının istenilenden fazla olmasıdır.Vucut ağırlığını, gıdalarla alınan enerji ile harcanan enerjinin birbirine eşit olmasıyla dengede tutabiliriz. Eğer alınan enerji harcanan enerjiden fazla ise vucutta fazla miktarda yağ depolanır ve bu da şişmanlığa neden olur.

Şişmanlığa; cok yemek yeme, fiziksel aktivitenin az olması, psikolojik bozukluklar, metabolik ve hormonel bozukluklar sebep olabilir. Bunlar arasındaki en buyuk etmen de cok fazla yemek yemektir. Zayıflamak icin kişinin harcadığı enerjinin, aldığı enerjiden daha cok olmasına dikkat etmeli ve fiziksel aktivitesini artırmalıdır.

Bireyin zayıflamaya karar verdikten sonra bazı kurallara dikkat etmesi gerekmektedir;
· İlk etapta birey, diyette başarılı olmak istiyorsa beyin olarak diyete hazır olup olmadığını duşunmesi gerekir. Eğer kişi buna hazır değilse diyeti tam olarak uygulayamayacak, kacamaklar yapacak ve başarısızlığa uğrayacaktır. Başarısız oldukca da umutsuzluğa duşecektir.
· Bireyin hedeflerini, yani kac kilo vereceğini ve bu kiloyu ne kadar surede verebileceğinin belirlenmesi gerekir. Kişi hicbir zaman kısa surede kilo kaybetmeyi planlamamalı, bu şekilde uygulanan diyetlerle belki hedeflere ulaşabilir. Fakat daha sonra koruma safhasına gecildiğinde başarılı olunamaz. Hatta birey diyet yapmaya başladığı kilonun da uzerine cıkabilir.
· Standart diyet yoktur, her diyet kişiye ozel olmalıdır. Bir diyet uzmanı tarafından, o kişinin beslenme alışkanlıklarına, yaşına,cinsiyetine, iş koşullarına, bazal metabolizma hızına ve sağlık problemlerine (yuksek kolesterol, tansiyon, diyabet ) uygun diyet programı belirlenmelidir. Herkesin aynı diyeti yapması soz konusu olamaz. Her bireyin kişisel ozellikleri farklı olacağından diyete vereceği cevap da farklı olacaktır. Kimi sağlıklı bir şekilde kilo verirken diğer bir kişi hic kilo veremediği gibi metabolizmasına uygun olmadığı icin bircok, geri donuşu zor sağlık problemleri ile karşılaşabilir.
· Diyette oğunler, azar azar ve sık tuketilecek şekilde duzenlenmeli, oğun atlanılmamalıdır. Genelde diyet yapan bireyler tum gun boyunca ac kalıp, metabolizmalarını zayıflatırlar ve metabolizmanın en zor calıştığı akşam saatlerinde cok daha fazla yemek tuketirler, buna paralel olarak hızlı bir şekilde kilo alırlar. Akşam yemekleri en gec 19.00-19.30 saatleri arasında yenilmelidir.
· Diyetler genelde 3 ana ve 3 ara oğun olacak şekilde duzenlenir. Fakat ana oğunler kadar onemli olan ara oğunler her zaman ihmal edilir ve atlanılır. Kan şekeri, kişi oğununu tukettikten 2-2,5 saat sonra yavaş yavaş duşmeye başlar ve boylece aclık hissi doğar. Buradaki ara oğunlerin amacı da kan şekerinin duşmesini ve aclık duyulmasını engellemektir. Bu nedenle de ara oğunlere gereken onem verilmeli.
· Diyet icersinde, her besin grubunda bulunan besinler dengeli bir şekilde dağıtılmak koşulu ile bulunmalıdır. Tek tip besinlerle yapılan diyetlerin coğu en başta kilo kaybetmeyi sağlamakta fakat başlangıctaki hızlı kilo kaybından sonra eskisinden daha cok kilo alınmasına neden olmaktadır.
· Diyet sırasında en az 2 – 2,5 litre su icilmelidir. Herhangi bir sağlık problemi yok ise, bu miktarın uzerinde icilen su bobrekleri gereksiz yere calıştıracaktır. Sular yemeklerden once icilmeli yemek arası veya yemekten hemen sonra icilmemelidir.
· Diyet sırasında koşullar el verdiği surece spor yapmalıyız. Ne yazık ki gunumuz şartlarında spora pek vaktimiz kalmıyor. Bu nedenle gunluk hayatta mumkun olduğunca hareketli olalım. Mesela yuruyen merdivenler ve asansorler yerine merdivenleri, cok yakın mesafelerde yurumeyi tercih edelim. Genelde beyaz ekmek tuketenler diyet sırasında kalorisi azalacağı duşuncesi ile ekmeği kızartırlar. Fakat bu şekilde sadece ekmekte su kaybı olurken, kalorisinde hic bir değişiklik olmamaktadır. Aynı zamanda bu uygulamayla protein kaybı da soz konusudur.
· Yine aynı şekilde sabahları ac karnına icilen sıcak su veya limonlu su gibi iceceklerinde vucuttaki yağları erittiği duşulur. Bunların vucuttaki yağları eritmek gibi fonksiyonları yoktur ama ac karnına icilen bu icecekler bağırsakları harekete gecirir ve kabızlığı ortadan kaldırır.
· Meyve ve sebzelere diyette cok daha fazla onem verilmelidir. Bu besinler vitamin ve mineral acısından oldukca zenginlerdir. Aynı zamanda posa iceriği yuksektir. Posa iceriğinin yuksek oluşu kişide kabızlık problemi varsa onun tedavisine yardımcı olurken bir cok sağlık probleminin de tedavisine yardımcı olacaktır.
· Kepekli ekmek, meyve ve sebzeler gibi posa oranı yuksek bir besindir. Beyaz ekmek yerine tercih edilmesi bircok avantaj doğurur. Bağırsak hareketlerinin duzenlenmesinde, kan şekerinin ve kan yağlarının dengelenmesinde, midede şişerek tokluk hissinin artmasında etkilidir. Aynı zamanda kalori değeri daha duşuktur.
· Kalorisi duşuk olduğu icin iceriğinde tatlandırıcı bulunan urunler diyet suresince fazlasıyla tercih edilir. Fakat bunlar zayıflama diyetlerine yonelik urunler değillerdir. Bu urunler (receller, cikolatalar, baklavalar... vb. ) diyabet (şeker) hastalığı olan insanlara yonelik geliştirilmiş urunlerdir.
· Yapılan en buyuk hatalardan biri de zayıflama donemi bittikten sonraki donemdir. Genelde kilonun korunması gereken bu donemde, diyete başlamadan onceki, şişmanlamaya neden olan kotu beslenme alışkanlıklarına geri donuş yapılır. Burada yapılması gereken, sağlıklı beslenme alışkanlığının bir yaşam tarzı haline getirilmesi ve diyet suresince belirlenen ilkelerin bu donemde de benimsenmesidir. Bu beslenme alışkanlıklarını benimsenmesinin yanında bazı davranış değişiklikleri de yapmak gerekir. Orneğin;
Alışverişe giderken liste yapıp onun dışına cıkmamak, her zaman tok karnına alış veriş yapmak,
· Tabağı cok doldurmamak,
· Yemek yerken yiyecekleri cok ciğnemek ve gereksiz yere masa başında vakit gecirmemek,
· Fast-food turu besinlere, hamur işlerine ve tatlılara ağırlık verilmemek,
gibi ornekleri geniş tutmak mumkundur.

Beslenme ve Diyet Uzmanı
Şengul Sangu