Zayıf kalmanın tarihi sırları
Bahar temizliğine yediklerinden ve yağlarından başlayanlara uzman goruşlerle sağlıklı yaşam kılavuzu.
Hakkında en cok konuşabileceğiniz 3 kelime soyler misiniz?'' diye sorduğunuzda alacağınız cevapların %70’inin icinde “diyet'' kelimesi olacaktır.
Gunumuzde obezite ve sıfır beden tartışmaları yapıla dursun, yemek yiyebilmek ve 34 beden olabilmek uğruna hayatını tehlikeye atan insan sayısı gun gectikce artıyor. Gelişim cağındaki genclere kotu ornek olması nedeniyle sıfır beden mankenlerin podyumlarda boy gostermesinin yasaklandığı İngiltere, İspanya, İtalya gibi ulkelerde aşırı zayıflığa karşı onlem alınırken, terazinin diğer ucundaki şişmanlık hastalığının dunya uzerindeki seyri de endişe duyulacak rakamlarla karşımıza cıkıyor. Dunya Sağlık Orgutu’nun yaptığı araştırmaya gore Turkiye şişmanlık sıralamasında 194 ulke arasında % 57’lik bir oranla 54. , Yunanistan % 68.5 ile 16. ve Amerika 74.1 ile 9. sırada yer alıyor. Birincilik ise % 94.5 ile Nauru’da. Peki bunun bir orta noktası yok mu?

Once kucuk evinizi; “vucudunuzu'' tanıyın

Hepimiz kataloglarda, reklamlarda gorduğumuz modeller gibi olmayı isteriz. Kim vitrinde gorup ic gecirdiği giysilerin icinde pamuk prenses olmak varken, ruhu bedenine dar gelen bir kahramanı oynamak ister ki? Peki hayalimizdeki olculere kavuşurken, sağlıklı yaşamdan diskalifiye olmamak icin neler yapmalıyız? Yanlış yapılan diyet ile hayatımızı tehlikeye atmamak ve omrumuzun geri kalanını kalıcı sistematik hastalıklarla mucadele ederek gecirmemek icin yapmamız gereken tek şey; vucudumuzu tanımak ve işin uzmanlarına kulak vermek.
Doc Dr. Mesut Başak’ın yaptığı acıklamalara gore vucudumuzun %60’ını su, geri kalan %40’lık bolumunu ise cokluk sırasına gore karbonhidratlar (KH), yağlar ve proteinler oluşturuyor. Bu son 3’luyu Redkit’teki “Dalton Kardeşler’e'' benzetmemiz mumkun. En uzun olanı karbonhidratlar, ortanca olanı yağlar ve en kucuk olanı da proteinler.
Bu uc temel yapı taşı, en onemli enerji kaynağımızdır. İnsan vucudundaki toplam enerjinin %50’si KH’lardan, %35’i yağlardan ve %15’i de proteinlerden oluşur. 1 gr KH’dan ve proteinden 4 kalori, 1 gr yağdan ise 9 kalori enerji elde edilir. Alınan enerji ile harcanan enerji arasında terazi şeklinde bir denge vardır, eğer bu dengede alınan taraf ağır basarsa kişi kilo alır, tersi olur da harcanan taraf ağır basarsa kişi zayıflar. Yani aslında en onemli gorevimiz, aldığımız kadarını yakmak, daha fazlasını değil. Gunluk hic bir aktivite yapmadan ihtiyacımız olan enerjiye bazal metabolizma enerjisi denir. Dengeli bir beslenmede ağırlığımızın her yarım kilosu icin 10 kalori almamız bazal metabolizma ihtiyacımızı karşılar, ayrıca bu kalorinin uzerine gunluk aktivitemize gore ihtiyacımız olan 400-700 kaloriyi de almamız gerekir.

Diyet aracınız değil amacınız olsun

Yuzyılın hastalığı olan “obezite (şişmanlık)''ye yakalanmamak veya ondan kurtulmak icin gunumuzde kabul edilen iki onemli unsur vardır; birisi diyet, diğeri de egzersiz. İkisi sayesinde alınan enerji ile harcanan enerji kontrol altına alınarak, kişinin zayıflaması veya kilo almaması sağlanmağa calışılır.
Sağlıklı bir şekilde kilo vermek icin ilk yapmamız gereken “Diyete girmek'', “Diyete başlamak'', “Diyette olmak'' gibi kavramları daha baştan reddetmek. Bu kavramlarla zihnimizde bir “diyet oncesi'' bir de “diyet sonrası'' donemin olduğunu kabullenmiş oluyoruz . Yani bu kavramları kullandığınız anda, aynı zamanda bir sure sonra bu diyeti bırakacağınızı da ifade etmiş oluyoruz.
Bunun yerine uyku saatlerimiz, hafta sonu programlarımız, yıllık tatillerimiz gibi yiyeceğimiz yemek miktarını ve saatlerini de hayatımızda bir sistematiğe oturtmamız gerekiyor. Aksi takdirde girdiğimiz “diyet tunelleri''nden yorgun duşup, eski kilomuza kısa bir surede geri donebiliriz.

Tarihi sırlar

DOYMADAN YEMEKTEN KALKMAK

Sadece bu prensibi hayat tarzımız haline getirsek kilo alma veya kilo verememe problemimiz kalmayacaktır. Sebebi ise cok basit; midemizi ne kadar cok doldurursak o kadar cok genişler ve buyur. Midenin buyumesi ve genişlemesi de her defasında daha cok gıda doldurularak gerginlik hissi ve dolayısıyla doyma hissi oluşmasına yol acar. Fakat doymadan yemekten kalkarsak, midemizde buyume ve genişleme olmayacak ve az miktarda gıda alarak daha da erken doymaya başlayacağız.

MİDENİN UCTE BİRİNİ BOŞ BIRAKMAK Bu prensipte de amac mideye girecek olan yiyecek miktarını azaltıp, midenin buyumesini engellemektir.


YEMEK MASASINDA İDEAL OTURUŞ

Sandalyede otururken bir ayağımızı altımıza alıp, diğer dizimizi dikerek mide bolgemizi bacağımıza yaslayarak oturmak… Bu oturma pozisyonunda midemiz uzerine bacağımız tarafından dıştan baskı yapılıp, hacmi kucultulerek (genişlemesi engellenerek) daha az miktarda yiyecek ile erken doymamız sağlanır.

AZ VE SIK YEMEK

Sağlıklı şekilde kilo verebilmek icin diğer bir yontem de az ama sık yemektir. Boylece mideniz ac kalmayacak ve iştahınızı kontrol altına almış olacaksınız


Milliyet