
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Rusya-Ukrayna savaşı, Ermenistan'ın Azerbaycan tarafına gerçekleştirdiği son saldırılar,Tunç Soyer'in açıklamaları ve Akkuyu'daki son durumu da değerlendirdi. Ayrıca Erdoğan, muhalefetin 'yurt' açıklamalarına da tepki gösterdi.
Özbekistan'da dikkat çeken karelerCumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamaları şöyle; Özbekistan Cumhurbaşkanı Sayın Şevket Mirziyoyev’in davetine icabetle, Şanghay İşbirliği Zirvesine ilk kez ‘özel misafir’ olarak katıldım. Türkiye 2012 yılından bu yana Teşkilatın diyalog ortağıdır. Ülkemiz, Teşkilatın Enerji Kulübü Üst Düzey Grubunun Dönem Başkanlığını da üstlenmiş, 2017 yılında Grubun Üçüncü Yüksek Düzeyli Grup Toplantısı’na Ankara’da ev sahipliği yapmıştır. Teşkilat ile Türkiye arasında belli bir müktesebat oluşmuş durumdadır.
"KÜRESEL EKONOMİDE ASYA KITASININ OYNADIĞI BELİRLEYİCİ ROL ZATEN ORTADADIR"
Şanghay İşbirliği Teşkilatı kuruluşundan itibaren gerek güvenlik, gerekse ekonomi ve ticaret alanlarında ciddi mesafeler kat etmiş, bu çerçevede genişlemesini sürdürmüştür. Küresel ekonomide Asya kıtasının oynadığı belirleyici rol zaten ortadadır. Avrasya coğrafyasının yüzde 60’ını kapsayan Teşkilat coğrafyasında 3,2 milyar insan yaşıyor. Teşkilat üyeleri 20 trilyon dolara ulaşan bir ekonomik büyüklükle küresel gayri safi yurt içi hasılanın yüzde 30’dan fazlasını üretiyor.
Türkiye’nin, Yeniden Asya Girişimi kapsamında kıta ülkeleriyle iş birliğimizi ikili ve çok taraflı düzeyde daha da geliştirme iradesi katidir.
Erdoğan'dan Özbekistan'da 'Her alanda iş birliğine hazırız' vurgusu"İŞ BİRLİĞİNE VERDİĞİMİZ ÖNEMİN ALTINI ÇİZDİK"
Zirvedeki hitabımda tarihi, kültürel, insani bağlara sahip olduğumuz ata yurdu Asya’nın güvenlik, istikrar ve refahının teminini, dış politika önceliklerimiz arasında telakki ettiğimizi belirttik. Bölgemizde ve ötesinde güvenlik ve istikrarın sağlanması için iş birliğine verdiğimiz önemin altını çizdik. Zirvede salgın sonrası iyileşme döneminde ekonomilerimizin dayanıklılığını artırmak amacıyla birlikte atabileceğimiz adımlara ilişkin değerlendirmelerde bulunduk. Görüşmelerde ayrıca, küresel ekonomik gelişmeleri de ele aldık. Küresel enflasyonla mücadelede iş birliğinin önemine değindik. Teşkilat bünyesinde ülkemizle iş birliğinin daha da geliştirilmesi yönünde irade ve istek bulunduğunu memnuniyetle müşahede ettik. Bu Zirve, ülkemizin önceliklerini vurgulamak ve Teşkilatı ilgilendiren temel konularda sağlayabileceğimiz katkıları dile getirmek bakımından önemli bir vesile teşkil etti.
Zirve marjında Azerbaycan, Çin, Moğolistan, Özbekistan, Rusya ve İran’ın cumhurbaşkanları ile Pakistan ve Hindistan’ın başbakanlarıyla verimli ikili görüşmeler de gerçekleştirdik. Görüşmelerimde ikili ilişkilerimizin yanı sıra, güncel küresel meselelere dair fikir teatisinde bulunduk. İstişarelerimizin ve temaslarımızın hayırlı sonuçlar doğurmasını temenni ediyorum.
SORU-CEVAP

- Türkiye’nin Şanghay İşbirliği Örgütü’nün içerisindeki yeri ve gelecek vizyonu hakkında bir soru yöneltmek istiyorum. Malum Avrasya coğrafyasının yaklaşık yüzde 60’ına ve dünya nüfusunun yüzde 40’ına hitap eden bir örgütten bahsediyoruz. Örgüt içinden Türkiye’ye üyelik çağrıları veya davet var mı? Zaman zaman bunun bir ‘eksen değişikliği’ olabileceği tartışmaları da yapılıyor. Bununla ilgili değerlendirmenizi merak ediyorum. Bir de malum Rusya-Ukrayna Savaşı devam ediyor, Çin-Tayvan-ABD gerilimi var. Bütün bu çatışmalarla ilgili, burada görüştüğünüz liderlere ne tür öneri ve telkinleriniz oldu?
"SAYIN PUTİN ONUN ÜZERİNDE ÖZENLE DURUYOR"
Biz ise başından itibaren sürdürdüğümüz o denge politikasıyla gerek batıya gerekse başta Amerika olmak üzere hepsine gereken cevabı, yaptığımız girişimlerle vermiş olduk. Tabii en önemlisi bu tahıl koridoru meselesi. Bununla ilgili olarak attığımız adımlar hakkında Sayın Putin’le burada yaptığımız görüşmede de konuştuk. Malum, tahıl koridorunun gelişmekte olan ülkelerden ziyade az gelişmiş ülkelere yönelik çalıştırılması gerekiyor. Bizim burada oynadığımız asıl rol bu. Burada da onu yine konuştuk; ‘biz az gelişmiş ülkelere bu tahıl koridorunu kullandırtalım, onlara ulaşalım, bunun gayreti içerisinde olalım’ dedik. Tabii Sayın Putin de onun üzerinde özenle duruyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan 2023 mesajı: Her oyunu bozmaya kararlıyız"BU ÜLKELERLE MÜNASEBETLERİMİZ, BU ATILAN ADIMLA ÇOK DAHA FARKLI BİR KONUMA TAŞINMIŞ OLACAKTIR"
Bundan sonraki süreçte de biz bunu inşallah en ideal şekilde çalıştırarak az gelişmiş ülkelere bu koridoru nasıl kullandırtacağız, buralara nasıl ulaşacağız, buralara ne yapabiliriz; bunun takipçisi olacağız. Bütün bu ülkeler bunun üzerinde de durdular, duruyorlar. Tabii biz de aynı şekilde bunun üzerinde durduk, duruyoruz… Tabii biz Şanghay Beşlisi içerisinde üye konumunda değiliz. Biz şu anda buraya ev sahibi Özbekistan’ın davetiyle özel konuk olarak katıldık. Tabii Şevket Bey ile bizim özel bir hukukumuz var. Bu özel hukukumuz dolayısıyla beni ve İlham Bey’i buraya özel olarak davet etmiş oldu. Şimdi bundan sonraki süreç ise bu işin en ileri kademesine doğru atılacak bir adımdır. Bu adım da tabii önümüzdeki dönemin ev sahibi olacak Hindistan’daki görüşmelerde belki gündeme daha ileri seviyede gelecek. Üye olmak-olmamak hepsi ayrı ama bizim bu ülkelerle olan münasebetlerimiz, bu atılan adımla çok daha farklı bir konuma taşınmış olacaktır.
- Kastettiğiniz üye olmak mı?

ERMENİSTAN'IN AZERBAYCAN'A SALDIRILARI
- Ermenistan’ın Azerbaycan’a yönelik saldırıları yeniden başladı. Burada Rusya’nın da dahil olduğu anlaşmaların ihlali anlamı çıkıyor. Türkiye ve Azerbaycan arasında Şuşa Mutabakatı imzalanmıştı. Bu beyannamede yer alan bir maddede ‘Azerbaycan’a yapılan saldırının Türkiye’ye de yapılmış bir saldırı olduğu’ belirtiliyordu. Çatışmaların daha da şiddetlenmesi durumunda teçhizatın, SİHA’ların, İHA’ların yanı sıra bölgeye bir askeri birlik gönderilmesi, sevk edilmesi durumu da söz konusu mu acaba?
Ermenistan’ın Azerbaycan’a yönelik provokasyonlarından vazgeçmesi, evvelce verdiği taahhütlere uygun davranarak bir an önce barış ve iş birliğine odaklanması burada önem taşıyor. Bizim dileğimiz, bölgemizde yürütülen normalleşme süreçlerinin başarıyla nihayete erdirilmesi ve bölgesel barış ve istikrarın kalıcı olarak sağlanmasıdır.
TAHIL KORİDORU MESELESİ
- Tahıl koridoruyla ilgili olarak Rusya’nın gemilerine hem garanti verilmemesi hem el konulması durumundan dolayı Rus gemileri kendi tahıllarını, tahılla beraber gübreyi de çıkartamıyor. En önemli meselelerden bir tanesi de bu. Avrupa Birliği yasaklamış, ambargo koymuş ama gübre meselesinde özellikle kendilerine alıyorlar. Asya, Afrika, Latin, Amerika ülkelerine hala yasak devam ediyor. Bu kapsamda Rusya’yla özellikle bu gönderilemeyen bölgelere -tahıldan bahsettiniz ama- gübrenin de gönderilmesi söz konusu olabilecek mi?
Yunanistan'ı korku sardı: Erdoğan'ı ciddiye almamız gerek

"AKKUYU İLE İLGİLİ OLARAK MUTABAKAT SAĞLANDI"
- Rusya Federasyonu’nun, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni tanıyabileceğine dair bazı yorumlar yapılıyordu bir süredir. Bu konu gündeme geldi mi ya da görüşmeleriniz de geliyor mu? Tanıma veya mevcut pozisyonları biraz daha ileri taşıma yönünde bir yaklaşım ortaya koyabilirler mi? Geçenlerde de manidar karşılanan bir büyükelçi atamaları oldu Kıbrıs’a. Bunun ötesinde Türkiye ile Rusya’nın mevcut iş birliği alanlarını Doğu Akdeniz’de daha da genişletmeleri gibi ilave birtakım adımlar söz konusu olabilir mi? Aslında buna ilave olarak sizin yakından takip ettiğinizi bildiğim, Akkuyu konusunda da, Akkuyu’nun gecikmemesi yönünde sizin de özellikle takip ettiğiniz yeni bir süreç vardı. Bu konuda bizimle paylaşabileceğiniz detay var mı?
KARABAĞ VE SURİYE KONUSUNDA İRAN'IN TAVRI
- Burada İran Cumhurbaşkanı ile de görüştünüz. İran'la Türkiye arasında bir sorun var mı? Çünkü Karabağ ve Suriye konusunda İran’da alt kademelerden Türkiye’ye yönelik biraz da üslupsuz açıklamalar geliyor. Bu anlamda Türkiye’nin, Karabağ ya da Zengezur Koridoru konusundaki tutumu ve Suriye’deki pozisyonundan İran ne kadar rahatsız ve bu görüşmede bu gündeme geldi mi? İkinci olarak da bu zirvede Astana Sürecine ilişkin herhangi bir temasınız oldu mu?
SOSYAL MEDYADA KONUŞULAN FOTOĞRAFIN HİKAYESİ

- Zirvede bir fotoğraf çıktı ortaya. Türkiye bu fotoğraf karesini konuşuyor. Fotoğraftan gördüğümüz, siz bir şeyler anlatıyorsunuz, diğer liderler de dinliyorlar. Hepsine birden hitap eder gibi bir haliniz vardı orada. Nasıl oluştu o kare ve ne anlatıyordunuz o anda?
- O kare üzerine “Masa böyle kurulur” ya da “Diğer masadakiler dağılabilir” şeklinde yansımalar oldu, yorumlar yapıldı.
MUHALEFETE "YURT" TEPKİSİ
- Açıkladığınız Sosyal Konut Projeleri ve Gençlik ve Spor Bakanlığının yurtları bu haftanın en önemli iki başlığıydı. Muhalefet cephesi buna eleştiriyle beton ekonomisi demeye başladı. Geçen sene ‘yurtlarda yer yok, hükümet yurt yapmamış’ diyorlardı. Proje açıkladığınız zaman da ‘hükümet sürekli betona yatırım yapıyor’ noktasında eleştiri getiriyorlar. Kanal İstanbul'a da köprülere de yollara da bu şekilde eleştiri getirmişlerdi. Sizin bu yatırımlarınıza yönelik muhalefet cephesi ‘Bunlar hep beton ekonomisidir’ sözünü sürekli tekrarlıyor. Sizin bu husustaki bu eleştirilere yorumunuz nedir?
Ben yurtları dolaşıyorum, bakıyorum. Yemekler hakeza öyle. Ücretler çok çok düşük. İşin böyle bir güzelliği de var. Bütün bunların yanında da tabii benim iftihar ettiğim bir şey de şu; öğrenci kişilik buluyor. Özellikle ‘Bu benim yurdum’ diyebiliyor. Biz ranzalarda kaldık. Şimdi üç yatak, karyola, çalışma odası, gardırobu her şeyi içinde. Yurtlar böyle… Birçoğu da manzarasıyla her şeyiyle çok çok farklı. Geçen gün Cebeci Öğrenci Yurdunun açılışını yaptım. Gençlik yıllarımda öğrenciliğimde Ankara’ya geldiğimde Cebeci Öğrenci Yurdunda arkadaşlarımla bir gece, iki gece beraber kalırdım. O yurt ile bunlar mukayese edilmez. İşte onu yıktık, şimdi sıfır yeni yaptık. Açılışı yaptık, odaları bir dolaştık. O zaman erkek yurduydu. Şimdi 4 bin kişilik bir kız yurdu oldu. Yani ‘Beton filan’ diyorlar ama bir gel, gez, gör, bak neyin nesidir? ‘Hakikaten nasıl bir yurt, bir göreyim şunu’ diye bir dertleri yok.
- Temel eleştiri aslında teknolojiye yatırım yerine buraya yatırım yaptığınız şeklinde; “fabrika kurmuyor, fabrika açmıyor’ şeklinde...
CUMHURİYET TARİHİNİN EN BÜYÜK KONUT PROJESİ
- TOKİ’nin sosyal konut ve arsa konusunda yapacağı arz çok konuşuldu. İkinci gününde başvurular 2 milyonu aştı. Talebin bu kadar çok olması, ihtiyacın da çok olduğunun bir göstergesi. İleriki dönemde bu arzın daha da artacağına dair bir eğilim var mı?
Bir taraftan da tabi kuraların çekilmesi, ondan sonra yerleşmeler başlar. Bu arada da biz işin ikinci etabına başlamış oluruz. Burada bizim para pul sıkıntısı yok. Tabii burada talebin yoğunluğu ortada. Onun için diyorum ki Allah nasip ederse seçimden sonra yeni bir etabı inşallah başlatacağız. Çünkü bizim arsa noktasında filan sıkıntımız yok. Arsa noktasında sıkıntı olmadıktan sonra, yeter ki iş yapacak bir iktidar olsun. İş yapacak iktidar da biziz. Tabii Bay Kemal ve avanesi ona da bir şey uydururlar. Ben arkadaşlara da söyledim, ‘Arkadaşlar hiç oyalanmayalım, Türkiye’nin dört bir yanında planlamaya göre hemen temel atmaya başlayalım. Yıl sonunu beklemeyeceksiniz’ dedim. Talimatı verdim ve yıl sonuna varmadan biz şu anda hangi şehirde ne kadar yapıyoruz, ona göre bir taraftan da temelleri atıp inşaatlara başlayacağız.
TOKİ'nin sosyal konut listesi güncellendi! İşte il il yeni liste..."1 MİLYON 170 BİN KONUTU YAPTIK, TESLİM ETTİK"
- Bunların yapılmayacağına dönük bir eleştiri var. Kemal Kılıçdaroğlu’nun bir tweeti var; Sosyal Konut Projesini desteklediğini ama bunların boş vaatler olduğunu söylüyor. Başvuru için alınan 500 liranın geri ödenmeyeceği, bunun bir seçim yatırımı olduğuna dair eleştiriler var.
YENİ EKONOMİK MODEL
- Yeni Ekonomik Model meyvelerini vermeye başladı. Son zamanlarda içeriden ve dışarıdan ‘Türkiye bu paraları nereden buluyor?’ diye sorular geliyor. Siz de şimdi söylediniz ‘para sorun değil’ diye. Sahi Türkiye bu paraları nereden buluyor?
Erdoğan'dan Tunç Soyer'in 'Osmanlı' sözlerine çok sert tepkiTUNÇ SOYER'İN AÇIKLAMALARI
- İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in, 9 Eylül’de İzmir’in kurtuluş yıl dönümünde söylediği skandal sözler çok tepki çekti, çok eleştirildi. Siz de eleştirdiniz. Yani sanki işgalci Yunanistan’ı değil neredeyse Osmanlı ve atalarımızı suçladı. ‘Yunanistan neredeyse hiçbir şey yapmış değil, bütün olan bitenden Osmanlı sorumluymuş’ gibi ifade etti. Bu konuda sizin değerlendirmenizi merak ediyorum.