Kardeş ilişkileri
Çocuk Büyütme0 Mesaj
●0 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Kültür & Yaşam & Danışman
- Hayatın İçinden
- Çocuk Büyütme
- Kardeş ilişkileri
-
17-09-2022, 08:36:44
Her anne-baba icin cocukları, hayatlarındaki en onemli ve yerleri bir başkası ile doldurulamayacak kadar ozel varlıklardır. Aynı şekilde cocuk icin de anne-babası oyledir. Fakat cocuğun eğer kardeşi varsa onlar da neredeyse ebeveynleri kadar onemli ve ozeldir. Her ne kadar cocuklar kardeşleri ile anlaşamasalar da, biribirlerini kıskansalar da, şiddet iceren kavgalarda bulunsalar da bu durum boyledir. Cunku onlar “aile” denen bir bağ ile birbirlerine bağlıdırlar.
Kardeşlerin birbiri ile ilişkisinde cocuğun dunyaya geliş sırası, yaşı, cinsiyeti gibi faktorler etkili olabilimektedir. Ancak en onemli faktor anne-baba tutumudur.
Konuyu dunyaya geliş sıralaması acısından ele alacak olursak; “buyuk cocuk” kardeşi olana kadar ailenin tek cocuğudur, ilk goz ağrısıdır. Anne-babası sadece ona aittir. Ancak yeni kardeşin gelişi ile birlikte anne-babasını paylaşmak zorunda kalmıştır. Ebeveynin gozundeki yerinin ve değerinin sarsılacağından korkmakta ve zaman zaman onların hoşuna gitmeyecek davranışlar sergileyerek bunu test etmeye calışmaktadır. Bir taraftan da kardeşlerinden once dunyaya gelmiş olmanın bir takım ayrıcalıklarını da yaşamaktadır. Ona zorla olmamak koşuluyla kardeşleri ile ilgili sorumluluklar verilmesi, kardeşlerine rağmen onunla da birebir vakit gecirilmesi cocuğun ruh sağlığı acısından gereklidir. Hepsinden onemlisi, onun kardeşlerinin buyuğu olmasına rağmen bizim kucuğumuz, olduğunu unutmamamız ve yaşından olgun davranmasını beklemememizdir.
“Ortanca cocuk”, onun durumu diğer kardeşlerine gore biraz daha zordur. Cunku kendisini buyuk kardeşi ile kıyasayarak yetersiz hissedebilir. Kucuk kardeşe gosterilen ilgi ve ozen yuzunden de değersizlik duyguları yaşayabilir. Bu değersizlik ve yetersizlik duygularından dolayı herkesle yarış icerisine girebilir. Ebeveynlerin onu olduğu gibi kabullendiklerini ve her koşulda seveceklerini ortanca cocuğa hissettirmeleri cocuk acısından iyi olacaktır. Ona da aile icerisinde bir takım sorumluluklar verilmesi, başarılı olacağı ortamlar oluşturulması sağlıklı gelişmesine yardımcı olur.
“Kucuk cocuk”, ailenin ilgi odağıdır. O ne kadar buyuse de hep kucuk kalır. Bu ilk bakışta iyi bir şey gibi gorunse de sanıldığı kadar iyi değildir. Cunku hem onun benmerkezci davranışlar geliştirmesine, hem de kendini buyuk kardeşleri ile kıyaslayıp yetersizlik duyguları icerisine girmesine neden olur. Ailenin uzerine duşen en buyuk gorev, onun buyumesine izin vermektir. O ailenin en kucuğu olsa bile girdiği ortamlarda diğer cocuklardan herhangi biri olacaktır. O ortamlarda ailesinin kendisine davrandığı gibi davranılmadığında ise uyumsuz davranışlar gostererek hırcınlaşması ya da kendine guvenmeyerek icine kapanması olasıdır.
“Tek cocuk” genellikle bir tercih meselesidir. Ancak bazı durumlarda bir takım zorluklar (annenin yaşının fazla olması, maddi sıkıntılar, engelli cocuğa sahip olma…) nedeniyle şartlar gereği de olabilir. Tek cocuğun avantajı daha iyi yaşam şartlarına ve eğitim olanaklarına sahip olmasıdır. Dezavantajı ise kardeşleri olmadığı icin diğer cocuklara oranla daha az deneyim ve oyun şansına sahip olmasıdır. Ancak artık anaokulları sayesinde bu ihtiyac kısmen de olsa karşılanmaktadır. Diğer bir dezavantajı ise anne-babanın tum ilgisi surekli tek bir cocuğun uzerinde olduğu icin bazen farkında olmadan aşırı koruyucu davranabilirler, cocuğun bir cok ihtiyacını kendileri karşılarlar, surekli şartları cocuğa uydurmaya calışırlar, tek cocuk olduğu icin toleranslı davranabilirler. Oysa bu davranışlar cocuğun kendini ifade etmesine ve ozguveninin gelişmesine sınırlamalar getirebilir. Cocuk surekli idare edilmeye alışmışsa başkalarından da onu bekler, idare edilmediğinde ise oyunlara alınmaz ya da kendisi katılmaz. Şartlara uyum sağlamak yerine şartların kendisine uymasını ister. Bunlar sosyal ilişkilerinde zorluklar yaşamasına neden olur. Fakat ebeveynler yeri geldiğinde cocuk ile ilişkilerine dışarıdan bakıp ve kendilerini cocuk gelişimi konusunda bilinclendirip hatalarını duzelttiği takdirde bu tur durumlar sıkıntı olmaktan cıkar.
“İkiz cocuklar” genelde surpriz durumlardır. Anne aynı anda iki cocuğa birden yetmeye calıştığı icin zor bir durumdur. Cocuklar daha doğduğu andan itibaren temel sevgi kaynağını (anne) boluşmek zorundadırlar. Diğer taraftan cocuklar birbirleri ile arkadaş olarak buyuyecekleri icin guzeldir de. Burada ailenin dikkat etmesi gereken, ikiz olsalar dahi herbirinin ayrı bir birey olduğunu unutmamak gerektiğidir. Surekli takım olarak giyindirmek, onlardan bahsederken isimlerini kullanmak yerine “ikizler” diye bahsetmek, surekli aynı ortamlara sokup aynı ilgilere yonlendirmek cocuklar acısından cok sağlıklı değildir. Cunku kendi bireyselliklerinin farkına varmaları zorlaşabilir. İleride ayrı ortamlarda bulunmak zorunda kaldıklarında tek başlarına kendilerini guvensiz hissedebilirler. Bir diğer sakıncalı tarafı ise surekli kenilerini birbirleri ile kıyaslarlar ve yetersizlik duyguları geliştirebilirler. Bu yuzden herbirini kendi ilgilerine gore yonlendirmek, aynı arkadaşların yanı sıra farklı arkadaş cevrelerine de katılmalarını sağlamak iyi olabilir.
Konuya cinsiyet acısından yaklaşırsak; “cok kız kardeş arasındaki tek erkek cocuk ya da cok erkek kardeş arasındaki tek kız cocuk” durumlarında ise genelde tek olana daha fazla ilgi gosterilir. Tek olan cocuk kendisini diğer kardeşlerinden ustun gorebilir ve diğerleri uzerinde baskı uygulayabilir. Ya da tam tersi diğer cocuklar birlik olup tek olanı ezebilirler. Ebeveynler her iki durum karşısında da dikkatli olmalıdır.
Cocukların yaşları ve gelişim donemlerinin birbirine yakın olması, birlikte vakit gecirme ve oynama acısından iyidir. Ancak yaş farkı azaldıkca ihtiyacların niteliği benzerlik gosterdiğinden kaynakları paylaşmak cocuklara zor da gelir. Bu nedenle yaş farkı azaldıkca kıskanclık durumlarının daha fazla gorulmesi olasıdır.
Yukarıda bahsettiğimiz faktorlerin her biri cocuğun kardeşleri ile arasındaki ilişkide değişik oranlarda belirleyici olmaktadır. Fakat anne-baba tutumu bunların hepsinden daha belirleyicidir. Anne-baba tutumu, ebeveynlerin deneyimsiz olması, cocuğun doğduğu doneme ozgu anne-babanın bireysel ya da kendi aralarında problemlerinin olması, cocuğun beklenmeyen bir bebek olması ya da ailenin istediği cinsiyette olmaması… stres yaratan ceşitli faktorlerden etkilenebilir.
Cocuk sağlıklı ebeveyn tutumları ile yetiştirildiği takdirde ailedeki sıralaması, yaşı ya da cinsiyeti kardeşleri ile olan ilişkisinde ikincil oneme sahip olur. Ebeveynler cocuklarını kendileri yetiştirmelerine rağmen her birinin farklı olabileceğini unutmamalı ve cocuklara davranışlarında onların bireysel ozelliklerini de goz onunde bulundurmalıdırlar.
Psikolog Canan Canturk