Bacak venlerinin (toplardamar) içindeki kapaklarýn bozulup geri kaçýrmalarý, ‘Kronik Venöz Hastalýk-CVD' denen bir damar hastalýðýný doðurur. Bu hastalýk, baþlangýç döneminde hiçbir belirti vermeyebilir. Ardýndan bacaklarda istenmeyen kýlcal damarlar (1-3 mm çapýnda) görülmeye baþlar. Daha sonra 3 mm’den daha kalýn ‘spagetti görünüþlü 'varisler' kendini gösterir. Hastalýk kötüleþme sürecini devam ettirdikçe ayak bileklerinde þiþliðin kendini göstermesi, kýzarýklýk-kahverengi-beyaz renk deðiþiklikleri, yaralarýn geliþimi ile 'Kronik Venöz Yetersizlik-CVI' denilen ileri safhaya ulaþýr.

En çok Kuzey Amerika’da görülüyor

Varis ile ilgili kýta ve bölge bazlý rakamlara bakýldýðýnda Avrupa’da yüzde 21, Asya ve Orta Doðu’da yüzde 17, Afrika’da yüzde 5.5, Kuzey Amerika’da yüzde 23, Güney Amerika’da yüzde 22, Avustralya ve Yeni Zelanda’da yüzde 19 oranýnda hastalýðýn saptandýðý görülüyor.

Cinsiyet ve yaþ faktörü önemli

Kronik venöz hastalýk, sadece yaþlýlarda deðil, her yaþta görülebiliyor. Kadýnlarda ergenlik, hamilelik ve menopoz gibi etkenler yüzünden, erkeklere göre 2 kat daha fazla ortaya çýkýyor. 2012 yýlýnda Dünya genelinde CVD’li 91.545 kiþi ile yapýlan bir araþtýrmada hastalýðýn cinsiyete göre daðýlým oraný yüzde 32 Erkek, yüzde 68 kadýn þeklinde bulunmuþtur.

Diðer yandan CVD sýklýðý yaþla birlikte artmaktadýr. 2003 yýlýnda Amerika Birleþik Devletleri’nde yapýlan bir çalýþmada, hastalýðýn erkeklerde yüzde 35, kadýnlarda yüzde 65 oranýnda görüldüðü ve yaþ daðýlýmýnýn 40-79 olduðu söylenirken, yine ayný yýl Polonya’da yapýlan bir çalýþmada erkeklerde yüzde 16, kadýnlarda yüzde 84 oranýnda görüldüðü, hastalarýn ise 16-97 yaþlarý arasýnda olduðu saptanmýþtýr.

Ýlerleyen yaþýn getirdiði doku yýpranmasý ve yenilenme süratinin yavaþlamasý, venlerimizin içindeki kapaklarý da etkiler. Söz konusu kapaklar zayýflar ve bozulur. 60 yaþýna gelen erkeklerin yüzde 42’sinde varis görülüyor.

Hastalýðýn görülme oranýnda kalýtýmýn rolü büyük

Anne ve babasýnda varis bulunmayan bir kiþide, herhangi bir yaþta, hastalýðýn ortaya çýkma olasýlýðý yüzde 20 iken, anne veya babada var ise yüzde 25-62’ye ulaþýyor. Burada söz konusu olan bir kýz çocuk ise oran yüzde 60, erkek çocuk ise yüzde 25 olarak ortaya çýkýyor. Hem anne hem de babada kronik venöz hastalýk var ise doðacak çocuðun kýz ya da erkek olduðu fark etmeksizin hastalýðýn görülme oraný yüzde 90’a ulaþýyor.

Hamilelik sayýsý artýnca varisler de artýyor

Hamilelik sýrasýnda kadýn vücudu pek çok fiziksel ve hormonal deðiþiklikten geçer. Anne karnýnda bebek büyüdükçe, rahim, etrafýndaki venler üzerinde basýnç uygulamaya baþlar. Hormonal deðiþiklikler yüzünden venler gevþer veya zayýflar. Bu faktörler beraberce, bacaklardaki saðlýklý ven kapakçýklarýný bozar. Çalýþmalar, hamilelik sayýsý ve bacaklardaki varis sýklýðýnýn doðru orantýlý olarak arttýðýný göstermiþtir. Hiç gebe kalmamýþ kadýnlardaki varis sýklýðý genel olarak yüzde 32 iken, bir hamilelik geçirenlerde yüzde 38, iki hamilelik yaþayanlarda yüzde 43, üç hamilelikte yüzde 48, 4 veya daha fazla gebe kalanlarda yüzde 59’dur.

Kilo ve yaþam tarzý da etkili

Çeþitli çalýþmalar, hastalýðýn fazla kilolularda yüzde 53.6 daha sýk ortaya çýktýðýný göstermiþtir. Uzun süre hareketsiz biçimde oturmayý veya ayakta durmayý gerektiren meslekler, baldýr kasýnýn çalýþmasýný yavaþlatýyor ve durduruyor. Bunun sonucunda bacaklardan kalbe doðru olan kirli kan pompalanmasý iþi yavaþlýyor ve venöz hastalýk geliþebiliyor. Sürekli ayakta durarak çalýþanlarda yüzde 36, sürekli oturarak çalýþanlarda yüzde 27 oranýnda varis görülüyor. Orta Doðu’da yapýlan bir çalýþmada, hastalýðýn ileri dönem belirtilerini (þiþlik, ciltte renk deðiþikliði, yara) gösteren bireyler meslek gruplarýna göre incelendiðinde ev kadýný ve emeklilerde yüzde 63, öðretmen, gazeteci, asker ve ofis çalýþanlarýnda yüzde 14.5 oranýnda saptandýðý bildirilmiþtir. Ayrýca her türlü hormonal bozukluk veya içinde hormon barýndýran ilaçlarýn uzun süreli kullanýmýnýn ince kýlcal damarlarýn ortaya çýkmasýna yol açtýðý bilinmesine karþýn, araþtýrmalar bu ilaçlarýn 3 mm’den kalýn varislerin ve kronik venöz yetmezlik oluþumu ile bir ilgileri olmadýðýný göstermiþtir.

Varis tedavisindeki son yenilikler neler?

EVTA yöntemi þu an hastaya konforlu bir tedavi seçeneði sunuyor. Ýster radyofrekans isterse lazer enerjisi kullanýlsýn, ‘ince plastik boru’ olarak tanýmlanabilecek bir kateter aracýlýðý ile varis geliþmiþ hasta ven’in (toplardamar) içine ‘cerrahi dýþý yöntemle’ ýsý uygulanýyor. Dikiþ gerektiren hiçbir kesi yapýlmýyor. Görüntüleme altýnda hedefe yöneltilen ýsý, ven duvarýný etkiliyor, damar büzüþüp kendi üzerine kapanýyor. Devre dýþýnda kalan bu damar, vücut tarafýndan 8-12 ay içinde emilip yok oluyor. Giriþim yaklaþýk 9-17 dakika sürüyor. Yöntemin baþarýsý yüzde 80-90 arasýnda deðiþiyor.