Merhaba guzel ve guclu kadınlar, size tup Bebek başarı hikayemi anlatmaya ve elimden geldiği kadarıyla yardımcı olmaya geldim

Evlendiğimde ben 21 eşim 28 yaşındaydı. Hem birbirimize alışmak adına, hem de maddi olarak kendimizi toplamak adına bir sure cocuk duşunmedik, hatta olmasın diye o kadar dikkat ettik ki anlatamam. Cevremdeki herkes gibi bizimde istediğimiz zaman olacak zannetmiştik ama ne yazık ki oyle olmadı…
İlk denemeye başladığımızda 25 yaşındaydım. 4 ay denedik olmadı, olmayınca doktora gorunmekte fayda var deyip İstanbul ’da ozel bir hastanede bir profesore gittim. Muayene etti, smear aldı, 1-2 test istedi ve “ bir sorunun yok, 1 sene daha deneyin” dedi.
Biz de daha erken olur elbet dedik. Ovulasyon testi aldım hatta yumurtlama gununu kacırmayayım diye. Aradan 1 yıl gecti ama ben hala hamile kalamamıştım ve bu cok can sıkıcı bir hal almıştı. Sonra nasılsa bende bir sorun yok diye eşim cok unlu bir profesore gidip en kucuk ayrıntıya kadar baktırdı. Tamamen sorunsuz değildi ama doğal yoldan gebe kalmaya da engel değildi. 6 ay da oyle denedik, yine olmadı…

Artık doğal yoldan cocuğumuzun olmayacağının bilincine varmıştık. Hemen tup bebeğin ne olduğu ve nereye gidebileceğimizle ilgili araştırmalar yapmaya başladık. Bu konuya o kadar uzaktık ki ne yapacağımızı bilmiyorduk. Araştırmalarımız sonucu İstanbul Fulya ’da bulunan bir merkeze gittik. Orda da muayene oldum, muayene de herhangi kotu bir durum olmadığını soyledi doktor. Benden yanlış hatırlamıyorsam tsh, fsh, prolaktin, Amh ve rahim filmi istedi. Ben en kısa surede hepsini tamamlayıp tekrar gittim doktora. Rahmimde bir sorun olmadığını, testlerde de ters bir şey olmadığını sadece yumurta rezervimin yaşıma gore biraz az olduğunu ama onemli olmadığını soyledi. “3-4 ay daha deneyin, rahim filmi sonrası gebe kalan cok hastam var” dedi. Bir umutla cıkıp hayatımıza ve tabi denemeye devam ettik. Fakat 4 ay gecti yine olmadı…

Tavsiye uzerine 2 doktora daha gorundum, tekrar Amh testi yaptırdım ve iki doktorda daha fazla beklemememi, yumurta rezervimin yaşıma gore cok duşuk olduğunu, carenin tup bebek olduğunu soylediler. Yani diğer doktorun soylediğinin aksine yumurta rezerv azlığının en onemli sorun olduğunu soylemişlerdi bana. Kendimi cok kotu hissetmiştim. Hemen nerede tedaviye başlayacağıma karar vermeliydim cunku zaman aleyhime işliyordu.
Kararımızı verip once aşılama denedik icimizde kalmasın diye, belki tutar dedik bir umut ama tabi olmadı…
Cok yıkılmadım ama cunku tup bebekte şansım cok daha yuksekti ve o şekilde kesinlikle hamile kalabilirdim. Aşılama negatifi sonrası hemen ilk tup bebek tedavime başladık. İğneler, ilaclar, ultrason muayeneleri derken opu (yumurta toplama) gunu geldi. Genel anesteziyle sadece 3 yumurtam toplanmıştı. “olsun, bize 1 embriyo lazım” dedim ve moralimi yuksek tutmaya calıştım. Ertesi gun hastaneden aradılar ve “ 3 yumurtanız toplanmıştı ama yumurtlarınız cok kotu kalitede olduğu icin hicbiri dollenmedi, gelip doktorunuzla goruşun” dediler. Bu sefer yıkıldık tabi, boyle bir şey beklemiyorduk. Telefonu kapattıktan sonra uzun sure ağladım…
Ertesi gun nasıl bir yıkımla karşılaşacağımı bilmeden doktorla goruşmeye gittik. Ben, “ Umudunuzu kaybetmeyin, tekrar deneriz, daha gencsiniz” gibi cumleler bekliyordum doktordan. Ama elime yumurta goruntulerimi tutuşturarak, “ yumurtaların cok kotu durumda, dollenmiyor, istersen bir kez daha deneriz ama yine boyle olursa tekrar denemeye gerek yok” dedi. Bakakaldım, yutkunamadım, elim ayağım buz kesti. Yumurta kalitemi artıracak herhangi bir ilac, tedavi vs yok mu diye sorduk ama aldığımız cevap koca bir HAYIRdı. “Kıbrıs ’a veya Avrupa ’ya gidip donasyon yapabilirsiniz ama “ dedi. Donasyonun ne olduğunu sordum, ilk kez duymuştum cunku. “ Sağlıklı bir kadının yumurtasıyla, eşinin sperminden embriyo elde edip, sana transfer edecekler” dedi. O an resmen başımdan aşağı kaynar sular dokuldu… durumumun bu kadar umutsuz olduğunu duşunmemiştim hic. Oyle şeyler işitmiştimki doktordan o andan sonra o odadan başka bir kadın cıktı sanki. Kendime olan guvenim, inancım, sevgim, saygım yitip gitmişti. Odadan cıktığım andan itibaren gunlerce ağladım. Ne uyku kaldı, ne moral, ne iştah, ne de umut..
Ayrıca sonra tedavi olduğum hastanede tedavi işleyişini gordukten sonra ne kadar acemi, bilincsiz ve streril olmayan biyerde tedavi olup, boşa para ve zaman kaybettigimi anladım ne yazikki ..

Gunler sonra arkadaş tavsiyeleriyle 2 ayrı doktora daha gittik. Bu 2 doktor tup bebek alanında cok başarılı ve cok daha pahalıydı. Ama ikisi de diğer doktorun aksine “ zor ama olmayacak diye bir şey yok” demişlerdi. Ozellikle de tedaviye başladığım sevgili doktorumun odasından cok daha umutlu ve mutlu cıkmıştım. Hatta eşim doktorun odasından gulumseyerek cıktığım icin cok mutlu olmuştu.
Tekrar tedaviye başladım, burada herşey inanılmaz steril ve profesyoneldi. En onemlisi de tum hemşireler, hasta bakıcılar ve doktorum mahremiyete cok ozen gosteriyorlardı. O yuzden ben de fazlasıyla rahat hissediyordum, doktorumun ve hemşirelerin guleryuzleri motive ediyordu beni. Gunler sonra yine opu gunu geldi ve bu sefer lokal anesteziyle 4 yumurtam toplandı, ertesi gun 2 tanesi dollenmişti, bu sefer de mutluluktan ağladım..
Bu sayede de doğru tedavi, doğru doktor, doğru bilgi ve labaratuvarla neler başarılabileceğini, umutsuz vaka olmadığımı gormuş oldum. 3. Gun transfer edildi, 12 gun beklemeye başladık. Ufak tefek tum işlerimi yaptım evde surekli yatmadım. Test gunu heyecanla gittik hastaneye ama sonuc ne yazıkki kocaman bir NEGATİFti…

3 ay sonra hem fiziken hem de ruhen toparlandım ve dondurulmuş embriyom transfer edildi. 5. Gun embriyosu olduğu icin daha fazla umutluyduk. Hic kimseye soylememiştik bu sefer. Ama 10 gun boyunca uzun yollar yurumek zorunda kaldım, bir suru moral bozucu şeyler yaşadım, ufak caplı bir kaza atlattık. Kabus gibi gecti 10 gun ve test gunu yine sonuc değişmedi, NEGATİF…
1 aşılama ve 3 tup bebek negatifi almıştım, mutsuzdum, umutsuzdum. Biraz ara vermek istiyordum cunku cok yorulmuştum artık. Ama eşim hicbir zaman umudunu kaybetmedi ve 2 ay sonra tekrar doktorla goruşmeye gittik.
Doktorum bu kez uzun protokol uygulayacağını soyledi. Ama bu uzun protokol oyle uzun ve oyle sıkıntılı gectiki…
Uzun protokol olduğu icin regl oncesi bir suru iğne kullandım. Sonra ultrasona gittim ve bir de ne gorelim ! Sağ ve sol tarafımda bol bol kist oluşmuş. Doktorum “ bu şekilde devam edemeyiz, hemen kistlerini boşaltmam lazım, hemşireler hazırlayacak seni” dedi ve gitti. Ben nasıl bir işlem olduğunu bilmediğim icin hem korku hem de surekli birşeyler ters gittiği icin aşırı sinirli bir şekilde yine tup bebek operasyon bolumune alındım, ameliyat onluğumu giyip beklemeye başladım. Beklerken sinirden ve tabi uzuntuden elim ayağım titriyor, surekli gozlerim doluyordu.
Bu işlemde yumurta toplama işlemi gibi yapıldı, iğneyle yumurtalıklarıma girilerek kistler cekildi. 10 dakika icinde bitti ama kendimi sinirden ve stresten o kadar kasmıştım ki inanılmaz yorulmuştum.
Sonra ustune diğer iğnelerde eklenerek tedavi surecine tam gaz devam ettik. Birkac gun sonra yine ultrasona gitim. Doktorum solumda kistten kaynaklı yumurtaların gelişmediğini, sadece sağda 2 adet yumurta olduğunu soyledi. Hatta “ istersen devam edelim, istersen bırak baştan başlayalım tedaviye, ama zaten senin en fazla 4 yumurtan oluyor, embriyoların da kaliteli oluyor, kararı sen ver” dedi. Moralim inanılmaz bozulmuştu. Tekrar bir dunya para odeyip, tekrar 12 gun bekleyip boş yere umut etmek istemiyordum. Ama eşim vazgecmedi yine. “Bu noktaya kadar geldik, o kadar iğne kullandın, boşa gitmesin deneyelim” dedi.
Yine opu gunu gelip catmıştı. Yine lokal anesteziyle yumurtalarım toplandı. 3 adet toplanmıştı ama 3.den bir şey cıkmayacağını tahmin ediyordum zaten. Eğer ikisi de dollenirse 2 adet embriyo transfer ettirmeyi cok istiyordum fakat sadece 1 tanesi dollenmişti. O kadar cabaya rağmen sadece 1 embriyom vardı.
Ertesi gun transfer icin cağırdılar beni. Tek embriyo olduğu icin 3. Veya 5. Gune gidebileceği belli olmadığı icin 2. Gun transfer etmek zorundalardı. Bir yandan icimde muthiş bir umut ama bir yandan da inanılmaz bir endişe. 2.gun embriyosunun tutunma şansı cok daha duşuktu cunku. O yuzden kendimi cok umutlandırmadım. Bu kez idrara cok sıkışık olmadan transferimi yaptırdım, oncekilerde işeme noktasındayken transfer olmuştum ve sonrasında cok zorlanmıştım.
Transfer sonrası idrara cok sıkışık olmadığım icin rahat rahat yarım saat dinlendim. Sonra yavaşca giyindim ve ilk kez tekerlekli sandalyeyle arabaya goturulme teklifini geri cevirmedim. Arabayla da sorunsuz ve yavaş bir şekilde evimize geldik. O andan itibaren diğer transfer sonrası sureclerimden farklı olarak 12 gun boyunca hic yemek, bulaşık, temizlik vs yapmadım. Ev icinde yarım saatte bir kan dolaşımı icin kısa kısa yuruyuşlerle yetindim. Cok umutlu olmadığım icin ve hem ruhen hem de fiziken cok cok yorgun olduğum icin buyuk bir boşvermişlikle uzanarak, kitap okuyarak cok sıkıcı bir 12 gun gecirdim.
Ve yine test gunu gelip cattı. Ben eşime hep umutsuz olduğumu soyluyordum ama cantamı hazırlarken icime tarif edemediğim, anlamlandıramadığım bir ferahlık geldi. Eşim tabi benim tam aksime inanılmaz umutluydu bu kez. Hastaneye gittim kanımı verdim ve kafeteryada kitap okuyarak zaman gecirmeye calıştım. Bir saat sonra eşim de geldi işten ve aynı hastanede bir yakınımız doğum yapmıştı, onu ziyaret ettik. Sonra tekrar kafeteryaya donup oturduğumuzda telefondan sonuca baktık ve ilk kez o ekranda “0,1” yerine bir suru rakam acıldı, inanamadım ve kodu tekrar gidim, evet bu kez olmuştu ve ben HAMİLEYDİM! Eşimle birbirimize sarıldık, inanamadık ve tabi cok sevindik. Heyecanla hemen doktorumuzun yanına cıkıp goruştuk, sonunda başarmıştık. Bir dahaki randevu tarihimizi alıp hastaneden inanılmaz bir sevincle cıktık. Hatta hastaneden cıktığımızda eşime “ ilk kez bu hastaneden bu kadar mutlu cıkıyorum” dedim.
Maddi,manevi ve fiziken bu kadar zor zamanları hep eşimin desteğiyle atlattım. Ailelerimiz, durumu bilen birkac arkadaşımız da hep destek oldular sağolsunlar ama gunun sonunda yastığa başımızı koyduğumuzda birbirimizden başka desteğimiz yoktu. Eşim bu kadar istekli ve iyi yurekli bir adam olmasaydı asla bu noktaya gelemezdik. Ve tabi işini buyuk bir ozveriyle yapan sevgili doktorum ve ekip arkadaşları sayesinde yıllarca suren uğraşlar sonucunda hamileydim artık.
Doğru eş, doğru zaman, doğru laboratuar, en en onemlisi doğru doktor ve tabi Allah ’ın mucizelerine olan inancımızı kaybetmediğimiz zaman imkansız diye bir şey yokmuş.

Şuan 4bucuk aylık bir bebeğim var cok şukur, ilk tedavimde cocuğum olmaz diye Kıbrıs'a gidebilecegimi soyleyen doktora inat hemde !

Allah'ım isteyen herkese en kısa zamanda nasip etsin inşallah


Hayat mucizelerle dolu, Sakın umudunuzu kaybetmeyin