Gerek yurt icinde terorle mucadele alanında, gerekse Suriye ve Irak başta olmak uzere asimetrik harp alanında, derin tecrubeler ve arazi koşullarıyla şekillenmiş bir zırhlı araclar tecrubesine sahibiz. Konuyu ozetlemek gerekirse, EYP ve benzeri her turlu tuzaklara ve birleşik pusulara dayanıklı, dunya standartlarından daha korunaklı ve sağlam zırh beklentilerine sahip, uzaktan komutalı silah istasyonlarıyla duşmanı ateş baskısı altına alabilen, cevik ve modern sistemlerle donatılmış, bir kara aracı isterleri oluştu. Bu isterler doğrultusunda uretilen yerli urunler ise, yurt dışından da beğeni ve sipariş toplayabildi. Ozellikle asimetrik harp alanında uğraş veren bircok ulke icin ozgun cozumlerimiz, diğer rakiplerimizden daha cok tercih edilir durumda. Elimizdeki zırh kapasitesi yetersiz araclarımız ise hızla geri hizmetlere cekilmeye başlandı.

Fakat bu yenilenme surecinin ağır bir politik tercihle yonlendirildiğini gormekteyiz. BMC grubu bu hususta merkezi bir konumlanmaya getirilmek uzere surekli desteklenmektedir. FNSS ve Nurol yeterli miktarda ihale ile beslenerek kabiliyetlerini korumaktadır. Koc Otokar grubu ise acık bir negatif ayrımcılığın hedefi olma durumundadır. Siyasi iktidara yakın bircok irili ufaklı işletmeler de pastadan payını almaktadırlar. Bu nedenle yakın ve belki de orta vadede, Turkiye icindeki yerli temin ihalelerine adalet arayışında olmak gercekci değildir. Bu durum da gelişimini surdurulebilir kılmak isteyen tum zırhlı arac ureticilerinin, ceşitli seviyelerde ihracat, ortak uretim yada yurt dışı yatırımlarına girmesini gerektirecektir.