
Bilmiyorum kacınız cizgi romanlarla, super kahramanlarla haşır neşir. Bilmiyorum kacınız zamanında super kahramanların varlığına ciddi anlamda inandınız ama şunu soyleyebilirim ki bugune kadar boyle şeyleri zerre kaale almamış bir hiphop dinleyicisi Grayskul dinlediği veya dinleyeceği zaman en buyuk super kahraman meraklısı haline gelip ya Marvel'in kapısını sık sık calabilir ya da Grayskul'un ''Deadlivers'' albumunu haddinden fazla dinleyip kendini super kahraman sanmaya başlayabilir.
Bu zamana kadar sitede bircok ismi tanıttık ve hepsinin de ne kadar farklı olduklarından bahsettik. Gercekten de hepsi farklıydı bircok sebeple, Grayskul’da gercek anlamda gonul rahatlığıyla ''kendine has'' diye adlandırabileceğimiz bir grup ve ''lyric'', ''sound'' uyumunu daha guzel yakalayabilen başka bir grup dinlemedim. (bu kadar ovmek icin cidden sebeplerim var)
Grayskul kurulmadan once, ''Oldominion'' tayfasından iki mc,''Onry Ozzborn'' ve ''JFK'' ortak projeleri icin bir suredir fikir alışverişleri icindedirler, onları fişekleyen ise ''Cannibal Ox'' un 2001 yılında yayınlanan ''The Cold Vein'' albumu olmuştur. Bu iki zıpkın mc yanlarına ''Onry Ozzborn''un solo albumu ''The Grey Area'' da da yer alan bascı ''Rob Castro''yu da yanlarına alarak bu guzide grubun temellerini atmışlardır. Grup kurulduktan sonra bircok konserde boy gostermiş ve 2004 yılında ''Eyedea'', ''Abilities'' ikilisiyle beraber cıktıkları turlarda dinleyicilere ''Creature'' ve ''The Adventures'' adlı iki tur cdsiyle selamlarını yollamışlardır. İlk başta sadece 200 tane basılan ''Creature'' albumunun produktorluğunu Coley Cole, Smoke ve Snafu yapıp albumde ''Meet Bobby & Billy'', ''Santa Marina'' gibi Grayskul'un ilk muazzam şarkılarını gormekteyiz. (''The Creature'' albumu ilk baskının ardından 1000 adet daha basılmıştır)

''Creature'' albumuyle aynı yıl yine tur cd si olan ve sınırlı sayıda uretilen ''The Adventures” ile dinleyicinin karışına cıkar Grayskul. Slas Blak, Sun Spot featlerinin yer aldığı bu albumle artık iyiden iyiye belli bir Grayskul tarzından bahsetmek mumkun hale gelir. Birbiriyle cok iyi uyum yakalamış iki mc ve vokal-sound-lyric arası mukemmel bir ahenk. Bu uyumun getirdiği guzel şarkıların en tipik ornekleri albumun ikinci ve ucuncu şarkısı olan ''Middle Earth'' ve ''Fable''. Bu tur cdlerinin hepsinde Grayskul sabit tarzları uzerinde yoğunlaşmış ve bircok kişinin imrenerek dinledikleri muziklerinin ayarını cok da kurcalamadan bildiklerini yapmışlar ve zaten kafadan farklı olan tarzlarını en iyiye goturmek icin kendilerinden gayet emin adımlar atmışlardır. Şarkılarında sıklıkla cok yaratıcı ''storytelling'' ler kullanan, şarkılarda genellikle mistik bir atmosfer yaratıp artık grubun değişilmezleri olan super kahramanları ve onların masallarını dinleyicilerin beyinlerine kazıya kazıya aktaran ''Grayskul'' underground şirketlerin kancalarını attığı bir grup haline gelmişti. ''Oldominion'' kucumsenecek bir tayfa değildi kesinlikle ama Grayskul'un daha fazla tanınması icin bir değişiklik şarttı ve zaten o zamana kadar ''Rhymesayers'' şirketinden bircok isimle sahneye cıkmış grubun ''Rhymesayers'' şirketiyle anlaşacağı buyuk olasılık kazanmıştı.
2005 yılında ''Atmosphere'' grubuyla beraber cıktıkları bir turnede ''Wand And The Gun'' Coley Cole, Smoke ve Bles One produktorluğunde yayınlanır. Bu zamana kadar anlattıkları super kahraman hikayeleri, albumlerde yaratıkları o gizemli, mistik atmosfer ve iyiden iyiye konsept grup imajı yuklenen grup ilk albumlerindeki kadar cesur, ilk albumlerindeki kadar ne yaptıklarını bilen bir yol izlemeye devam eder. Barfly, Destro, Nyqwill featlerinin yer aldığı albumden şahsen onerebileceğim en iyi parca ''Monsters Delight''. Bu şarkıda back vokallerin Grayskul'a ne kadar buyuk derinlik kattığı cok acık, belki de diğer albumlerine taşınacak backvokal sıklığının ilk orneğini bu şarkıda gorebiliriz. Grup elemanlarından JFK'e gore grubun en iyi albumu olan ''Wand And The Gun''ı burada noktalayıp bana gore grubun en guzel albumu olan ''Deadlivers''a geciyoruz.

Brent Sayers'ın (Rhymesayers'ın patronu olarak anılan adam) sayesinde ''Rhymesayers'' etiketiyle yayınlanan ve ciddi anlamda promosyonuna caba harcanan album Grayskul'a ciddi bir tanınma sağlamış ve calıştıkları isimlerin de albume katkısıyla bana gore kariyerlerinin en leziz albumune imza atmışlardır. Bir yan proje olarak adlandırılan ve iki formatta (cd + 2lp) piyasaya surulen bu albumde yazımızın başında bahsi gecen storytelling olayının en kral ornekleri mevcut. Albumun ''2lp'' formatında albumden cıkarılmış şarkıları, featleri dinleyebilirsiniz. Bu zamana kadar hiphop dunyasında bircok storytelling yapılmıştır ama bu adamlarınkiler cidden cok ayrı bir yerde. Sage Francis'de gorulen alterego durumları Grayskul elemanlarında da mevcut ve bu albumde alter egolar gercek kimlerin onune gecmişe benziyor. ''Onry Ozzborn'' gitmiş yerine alteregosu Reason gelmiş, ''JFK'' gitmiş yerine aynı şekilde Fiddleback Recluse gelmiş ve ortaya storytelling harikası şarkılar cıkmış. Dediğimiz gibi cok storytelling yapılmıştır ama sazı alteregoların eline aldığı ve canlanan bir oyuncağın hikayesinin yapıldığı şarkılar işitmek de pek sık olmamıştı. Yuzeysel anlamda bakıldığı zaman gayet masalsı, mitolojik oğelerle dolu, ejdarhaların, dunyayı kurtarmak uzere gorevli super kahramanların yer aldığı bir album goruntusu cizse de aslında iki mc’nin hayatlarını metaforlara sığınarak aktardığı ve gayet normal gozuken olayları son derece ilgi cekici hale getirdiği bir album ''Deadlivers''. Gercek hayattan cok uzakta gozukmesine rağmen ona bu kadar da bağlı olduğunu gosteren bir albumu kotarabilmek kesinlikle her baba yiğidin harcı değil. Bu albumde back vokaller o kadar onemli ki şarkılara sadece teknik anlamda katkıda bulunmalarından ziyade anlattıkları hikayelerin, durumların anlam kazanmasında bel kemiği rolu ustlenmiş haldeler. Hikayelerde bahsi gecen karakterlerin ruh hallerini vermede, onların duşunce şekillerini veya gecmişle olan bağlantılarını, alterego gercek kimlik arası koprulerin kurulmasını back vokaller sırtlamış. Albumdeki konuk sanatcılara baktığımız zaman Canibus, Aesop Rock, Mr.Lif, Abstract Rude ve ''Secret Wars'' şarkısında ''Oldominion'' tayfasını goruyoruz. Hic gereksiz yere yağlamıyorum albumdeki her parca şahane ama ''Action of Figure Speech'', ''Voltranic Instructional Espionage'', ''Do They Exist'', ''After Hours'' (yeşilcam'ın altın donemlerine denk gelse soundtrack olarak kullanılacak cinsten bir havası var), ''Once Upon A Time'' en kallavi parcalar olarak beni mest etti. Aslında yazılası daha cok şeyler var ama daha onumuzde iki album var. Şahsi duşuncem, ilk kez Grayskul dinleyecek arkadaşların bu albumle yola cıkması cunku grubu bana gore en acık yansıtan album ''Deadlivers''.
''Deadlivers'' dan bir sene sonra 2006 yılında bu sefer biraz daha karanlık,yer yer kaotik bir şekilde ''Name In Vain'' albumuyle bizleri selamlar Grayskul. Bu bahsettiğimiz karanlık, kaotik durumlar ozellikle albumun sounduna cok hakim bir vaziyette baş gosterir. Alışagelinmiş rap soundundan bu kadar uzak gozukup bu kadar net ve doyurucu rap icra edilen, kıvamı tam oturmuş bir album belki ''Name In Vain'' i tarif etmekte kullanabileceğim, aklıma gelen ilk tarif. Albumun ikinci şarkısı olan Coley Cole featinin yer aldığı ''Phantom Recon'' paranoyak triplere şiva niyetine dinlenebilecek bir şarkı, hicbir şeyini sevmeseniz en azından nakaratı hatrına baya baya dinlersiniz. Şarkının sonlarına doğru peydah olan scracthlere de selamlarımı yollayıp albumdeki diğer favorime geciyorum. ''Living Nightmares'' bu albumun ozetidir; bu albumun tum şarkılarını topla sıkıştır işte ortaya ''Living Nightmares'' cıkar ben de omru billah dinlerim. Bu albumun genelinin produktorluğunu NorthCzar, Esoteric yaparken tek şarkıda Castro adını gormekteyiz. Coley Cole dışında ise Typical Cats'den Qwel, Barfly, Bishop I vokalleriyle albumde yer alır diyoruz ve meraklara merak katarak beklediğimiz 11 Eylul tarihinde yayınlanan ''Bloody Radio''ya geciyoruz.

11 Eylul tarihinde beni ilgilendiren iki album yayınlandı biri Necro'nun albumu diğeri de Grayskul'un. (bunların da albumu aynı tarihte cıktı ama Kanye West, 50 cent olayı gibi kimse konuşmadı ya da sidik yarıştırılmadı ki en guzeli.) Dediğim gibi 11 Eylulde Necro’da yeni albumunu patlattı Grayskul’da, kulvarları farklı iki isim olabilir tabi ama ben ikisine de cullandım ve Necro'nun albumu uzerine pek fazla yeni şeyler soyleyemedim ama Grayskul'un albumunde durum farklıydı. Album cıkmadan once feat yapılacak isimler acıklanmıştı ve o isimlerin icersindeki bir kişi beni fazlasıyla şaşırtmıştı. Bahsettiğim kişi Pigeon John. Pigeon John ve Grayskul birleşince ortaya ne cıkardı o zaman kestiremedim ama Grayskul'un kendisini tekrar etmeyeceğine dair bir ipucu vardı ortada. Son albume kadar duyduğum hicbir Grayskul albumunde Pigeon John'u hayal edemezdim. Pigeon John feati uzerinde fazla durdum cunku Grayskul bu albumde klasik Grayskul değil. Rhymesayers'ın sayfasında kendilerinin de dedikleri gibi underground hiphop'tan tutun emo'ya horrorcore’a kadar uzanan cok geniş bir turler harmanı var albumde. Sadece mitolojik oğeler veya sadece eğlence ya da sadece korkunc hikayeler değil bu albumun konsepti. Bu albumde hiphop muziğin tum alt turlerinden ornekler var ve bunu yapan Grayskul olunca ortaya değişik işler cıkıyor. Albumde tum alt turler kullanılmış ve yer yer yeniden şekillendirilmiş sonrasında da kendini tekrar etmemiş bir Grayskul karşımıza cıkmış.''Scarecrow'' şarkısında flexe varan vokaller, ''Haunted'' da kullanılan piyasavari altyapı, ''Heaven Is Still Coming'' daki Jedi Mind Tricks havası taşıyan altyapı, Pigeon John featinin olduğu ve sanki Grayskul albumunde değil de Pigeon John albumunde yer alır gibi duran ''Dance The Frantic'' ve hafiften Blockhead'in Aesop Rock'a verdiği beatlere benzeyen ''The Office'' albumun ne denli acayip bir harman olduğunu en guzel ortaya koyan şarkılar. Bunca farklı farklı şarkının olduğu bir album artık tipik Grayskul dinleyicilerinin parselinde olan bir album olmaktan ziyade dort bir tarafa servis edilmeye hazır bir album oluyor. ''Bloody Radio'' da misler gibi şarkılar var, ilk bakışta yukarıda saydığımız şarkılar benim ilgimi cekti; tabii daha sonraları cok keşifler yapılacak bu album icin. ''The Office'' de Aesop Rock'ın nakarattaki performansı mukemmel kategorisinde. ''The Last Lullaby'', ''Dope'', ''Is It Me'' eski Grayskul havalarının estiği parcalar. Albumu dinleyen, dinlemiş herkese kolay gelsin cunku kolay kolay icinden cıkılacak bir album değil. Son olarak bu albumle beraber Onry Ozzborn'un Count Draven, JFK'in de Count Magnus lakaplarını kullanmaya başladıklarını soyleyip album uzerine yorumlarımızı noktalayalım.
Mr.Lif'in dediği gibi ''Grayskul diğer rap gruplarının en az bir kez yapabilmek istedikleri şeyler surekli yaparken'' biz de ilk albumlerinden bu zaman kadar bu kadar cesur, farklı, kendilerinden emin bir muzik yaptıkları icin onlara saygılarımızı yollayıp, Turkiye'de daha cok kişinin onları dinlemesini dileyerek yazımızı bitirelim.
“Grayskul – Blood Radio” Tracklist:
01. 3000 Voices
02. Virginia NM2
03. Dope
04. Bloody Radio
05. How To Load A Tech feat. Cage
06. Missing feat. Andrea Zollo
07. Scarecrow
08. Haunted
09. Office - Grayskul & Aesop Rock/Slug
10. Is It Me
11. Dance The Frantic feat. Pigeon John
12. Give Me Love
13. Us Listen Listen
14. Last Lullaby Listen Listen
15. Heaven Is Still Coming
16. Disappear
Dope, Living Nightmares ve Action Figure of Speech Tracklerini İndirmek veya "Grayskul - Bloody Radio" Albumunu Satın Almak İcin HLL veya P.M.

__________________