İzalei şuyu davası; taksim davası yahut ortaklığın giderilmesi davası olarak bilinir. Burada cok ozellikli şartlar aranmaz. Turk Medeni Kanunu hukumlerinin genel yaklaşımı, kimsenin ortak mulkiyete zorlanamayacağı, ortaklığın devamına katlanmak zorunda olmadığı yonundedir.

Bu nedenle ortaklardan herhangi birisi her zaman ortaklığın sona erdirilmesi icin gerekli girişimlerde bulunabilir. Aşağıda ayrıntılarına değineceğimiz istisnai durumlar harictir.

Bir ortaklığın sona erdirilmesi icin hakimin paylaştırma yapması bir secenektir. Esasen ortaklar, aralarında yapacakları bir anlaşma ile ortaklığı sonlandırma imkanına sahiptir. Ancak anlaşma sağlanamaması durumunda izalei şuyu yolu izlenir.

Bu nedenle ortaklığın giderilmesi davasında ortaklar arasında ortaklığın giderilmesine yonelik olarak anlaşma sağlanamamış olması gerekir.

Uygulamada bu dava genellikle mirascıların elbirliği ile malik oldukları malların taksimi amaclı olarak acılmaktadır. Mirascılar coğu zaman aralarında yaptıkları paylaşma goruşmelerinden tatmin olmamakta ve taksim davası yoluna gitmektedir.

Ortaklığın giderilmesi davası basit yargılama usulu ile gorulen davalardandır. Yani dava dilekcesine karşı cevap dilekcesi verilir ve gereken şartlar oluşmuşsa yargılamaya gecilir. Ayrıca cevaba cevap ve ona karşı cevap dilekcesi verilmez.

Ortaklığın giderilmesi davasının yabancı uyruklu kişilerce acılacağı zaman teminat gosterme şartı aranır. Yani yabancıların izalei şuyu davası acabilmesi icin belirli bir miktar teminat yatırması gereklidir.