Bu sınırlı ayni haklardan da ilk aklımıza gelen intifa hakkıdır. Medeni Kanunumuzun 797. maddesine goz attığımızda, intifa hakkına ilişkin duzenlemede, intifa hakkının şahısla kaim bir hak olduğunu goruyoruz. Kişinin yaşamıyla, sınırlı bir hakkın varlığından bahsedildiğini goruyoruz. Medeni Kanunumuzun 797. maddesi, 1. fıkrası “suresi” kenar başlığını taşıyor. “İntifa hakkı, gercek kişilerde; hak sahibinin olumu, tuzel kişilerde; kararlaştırılan surenin dolması, sure kararlaştırılmamışsa kişiliğin ortadan kalkmasıyla sona erer.”

Şu an itibariyle bizi ilgilendiren kısmı sadece şu cumle parcacığı: “ İntifa hakkı, gercek kişilerde; hak sahibinin olumu ile sona erer.” Dolayısıyla, gorduğunuz gibi kişinin mamelekinde intifa hakkı olabilir. Bir sınırlı ayni hakkı olabilir. Bu sınırlı ayni hakkı onun olumuyle beraber mirascılarına intikal etmeyecektir. Bu intifa hakkı şahısla kaim bir haktır.

Aslında şunu vurgulamaya calışıyorum. Dikkat edecek olursanız; kişinin mamelekiyle, yani sağlığındaki mamelekiyle onun olumu uzerine mirası adını alan, tereke adını alan malvarlığı arasında fark olabilir. Bunlar birbirine ozdeş olabilirler. Ama bunlar birbirlerine ozdeş olmayabilirler. Bir malvarlığı değeri, kişinin mameleki icerisinde yer alabilir. Ama onun terekesinde yer almayabilir. Cunku kişinin olumuyle beraber o hak sona ermektedir. Mirascılarına intikal etmemektedir.