Artık, evlatlığın statusunu ve onun altsoyunun statusunu konuşmamız soz konusu olabilir. Kenar başlık “Evlatlık”, 500. maddesini konuşuyoruz Medeni Kanunumuzun. “Evlatlık ve altsoyu, evlat edinene, kan hısmı gibi mirascı olurlar.”
Medeni Kanunumuzun evlatlık bakımından kurduğu sistemde, bir mahkeme kararıyla ortaya cıkan bu ilişki bir yapay hısımlık meydana getirir. Kan hısımlığına oldukca benzeyen bir hısımlıktır. Bu hısımlık evlat edinenle evlatlık ve altsoyu arasında kurulur. İşte bu yapay hısımlığı, kan hısımlığına oldukca benzeten kanun koyucu aynı şekilde evlatlık ve altsoyu, evlat edinene onun altsoyu gibi, kan hısmı gibi mirascı olur diyor.

Ancak burada tek yonlu bir mirascılık ilişkisi olduğunu goruyoruz. Evlat edinen ve hısımları, evlatlığa mirascı olmazlar.

Ancak unutmayalım. Evlatlık, bir olume bağlı tasarruf yapabilir ve orneğin evlat edineni mirascı atayabilir. Mansup mirascı, atanmış mirascı kılabilir. Buna bir engel yok.

Aslında bu yapay hısımlığı, kanun koyucu, kan hısımlığına oldukca benzetmiş. Ama bire bir ozdeş kılmamış. Şoyle ki: Evlatlığın kendi ailesinden, kendi kan hısımlarından gelen miras payına da dokunulmaz. O da yine bu anlamda mirascı olmayı kendi ailesine karşı surdurur diyor. 500. maddenin birinci fıkrasının ikinci cumlesini konuşuyoruz. “Evlatlığın kendi ailesindeki mirascılığı da devam eder.”

Kaynak İsvicre Medeni Kanunundaki duzenlemesine baktığımız zaman boylesine bir yaklaşımın olmadığını gorursunuz. İsvicre ’deki duzenlemede, evlatlığın kendi ailesi ile olan mirascılık ilişkisi ortadan kaldırılmıştır.