Şu an itibariyle uzerinde durmak istediğim husus mirasbırakanın borclarından kişisel sorumluluk olgusudur. Kanun koyucu diyor ki: Mirasbırakanın borcları, onun olumuyle beraber mirascılarına intikal etti. Kanuni mirascılarına, varsa atanmış mirascılarına değil mi? Atanmış mirascılar da mirasbırakanın borclarından sorumludurlar. Sadece ve sadece cuzi halefler mirasbırakanın borclarından sorumlu değiller. Vasiyet alacaklıları orneğin mirasbırakanın borclarından sorumlu değiller. Atanmış mirascılar da mirasbırakanın borclarından sorumlular. Onlar da muteselsil olarak sorumlular.

Peki bu mirascılar acaba nasıl sorumlular? Kendilerine intikal eden mallarla sınırlı bir sorumluluk mu soz konusu? Yoksa kendi kişisel malları ile de mi sorumlular? Yani Bay mirasbırakandan sadece ve sadece Fatih ’te var olan o taşınmaz kalmış mirascılara ama mirascıların kendi alın terleriyle, kendi emekleriyle kazandıkları, kendi kişisel servetleri de var. Kendi malvarlığı değerleri de var. Kişinin villası var. Kişinin arabası var. Kişinin bankada parası var. Kişinin hisse senetleri var. Bunlar miras yoluyla kendisine intikal etmiş değil. Kendisine intikal eden ne var sadece ve sadece? Fatih ’teki o taşınmaz var. Peki mirascılar mirası bu anlamda iktisap ettiklerinde nasıl sorumlu hale geliyorlar mirasbırakanın borclarından? Tereke mallarıyla sınırlı olarak mı yoksa kişisel olarak mı? Butun resmi buyuk olarak gorduğunuzde anlamlandıracağınızı biliyorum ben sizin ama şu an itibariyle soyleyelim. Mirascılar mirasbırakanın borclarından şahsen sorumlular. Yani alacaklı sadece ve sadece tereke malından alacağını tahsil etmek imkÂnına sahip değil. Aynı zamanda mirascıların kişisel mallarına da muracaat edebilir. Eğer mirascı borclarını gonul rızasıyla odemiyorsa mirasbırakanın, mirascıların kendi kişisel mallarına da ne yapabilir? Orneğin; haciz koyabilir. Onların icra yoluyla satılmasını talep edebilir.

Bu anlamda bakıldığında adalet hissiniz sarsılabilir. Diyebilirsiniz ki: “Bay mirasbırakandan sadece ve sadece bir tane, basit, mutevazı ev kalmış, Fatih ’te iki oda bir salon. Buyuk bir borc kalmış. Butun bunlardan mirascı mı sorumlu olacak?” Merak etmeyin. Medeni Kanunun butun sistematiğini okuduğunuzda, Medeni Kanunun butun hukumlerine baktığınızda, mirascıları koruyan bir suru yontem var. Orneğin; tereke borca batıksa, mirascılar zaten mirası reddetmiş sayılıyorlar ve mirasbırakanın borclarından sorumlu olmuyorlar. Mirascılar mirasbırakanın borclarından sorumluluk altına girmek istemiyorlarsa, zaten mirası reddedebiliyorlar iradi olarak da. Mirascılar mirasın resmi tasfiyesini talep edebiliyorlar. Bir takım başka imkÂnları da var. Mirasın resmi defterinin tutulmasını talep edebiliyorlar.