Nispi butlanda ne vardı? Orneğin evlenirken kişi hata yapıyordu, aldatılıyordu, korkutuluyordu veya kişi gecici bir sebeple ayırt etme gucunden yoksun oluyordu. Peki, nispi butlan sebeplerinde acaba ilgililere dava hakkı tanınmış mıydı?

Orneğin; mirascılara dava hakkı tanınmış mıydı hatırlıyor musunuz? Hayır, prensip itibariyle hayır! Ama kanun koyucu nispi butlanla ilgili olarak bir ozel duzenleme getirmiş. Medeni Kanunumuzda. 159. maddesi var. Birinci cumlesine bakıyoruz. Hukmun kenar başlığı, “Mirascıların dava hakkı”: “Evlenmenin butlanını dava etme hakkı mirascılara gecmez.” Ne demek istiyor kanun koyucu aslında? Hangi davadan soz ediyor? Mutlak butlan davasından mı soz ediyor? Nispi butlan davasından soz ediyor, değil mi? Nispi butlan davasından soz ediyor. Mutlak butlan davası acma hakkı zaten bizatihi mirascılara tanınmış bir hak. Onun zaten mirasbırakandan mirascılara intikal eden bir hak olduğunu soylemiyoruz. Kanun koyucu nispi butlan davasını duzenlemeye calışıyor ve nispi butlan davasını ele alırken de bize diyor ki: “Evlenmenin butlanını dava etme hakkı mirascılara gecmez.” Nispi butlanını dava etme hakkı mirascılara gecmez. “Ancak mirascılar acılmış olan davayı surdurebilirler.” Yani, orneğin bir evlilikte erkeğin gecici bir sebeple ayırt etme gucunden yoksun olduğunu varsayalım ve bu cercevede bu evliliğin nispi butlanla sakat olduğunu varsayalım ve erkeğin bir dava actığını ve bu dava surerken vefat ettiğini varsayalım. Yani davacı davayı acmış fakat dava surerken vefat etmiş. Şimdi acaba mirascılar bu davaya devam edebilecekler mi devam edemeyecekler mi noktasında kanunumuz ne diyor bize? Diyor ki: “Mirascılar acılmış olan davayı surdurebilirler.” Aynı boşanma davasını surdurdukleri gibi, aynı oradaki ornek gibi burada da davaya devam edebiliyorlar.

Peki, davanın sonucunda ne olacak? Bu kez de 159. maddenin ucuncu cumlesini okumak zorundayız. Ucuncu cumlesini okurken de yine dikkatle okumak zorundayız. Bu ucuncu cumle hem mutlak butlanla ilgili hem de nispi butlanla ilgili bir cumle. “Dava sonucunda, evlenme sırasında iyi niyetli olmadığı anlaşılan sağ kalan eş yasal mirascı olamayacağı gibi, daha once yapılmış olan olume bağlı tasarruflarla kendisine sağlanan hakları da kaybeder.” Hem kanuni mirascılık sıfatını kaybediyor hem de daha once yapılmış bir olume bağlı tasarruf ona orneğin, atanmış mirascılık sıfatını veriyorsa veya daha once yapılmış bir olume bağlı tasarruf ona bir muayyen mal vasiyeti sağlıyorsa, butun bu menfaatleri de yitiriyor. Ancak kendisinin iyi niyetli olmadığının ispatlanması lazım. Yani bu evlenmede, bir nispi butlan sebebinin, bir mutlak butlan sebebinin bulunduğunu biliyor olmalı veya bilmesi gerekiyor olmalı. Dolayısıyla eğer sağ kalan eş iyi niyetli değilse, yani bu evliliğin mutlak butlanla veya nispi butlanla sakat olduğunu biliyorsa, o zaman kendisi bu evlilik olumle sona ermiş olmasına rağmen bir mirascılık sıfatı elde edemeyecek veya kendisine daha once yapılan olume bağlı tasarruflar da sona erecek, herhangi bir şekilde hukum ifade etmeyecek.