Hatırlarsanız iki tane ornek cozmuştum. Bunlardan biri miras sozleşmesi (olumlu miras sozleşmesi) idi. Bir tanesi de olumsuz miras sozleşmesi yani mirastan feragat sozleşmesiydi.
Birinci orneği, mirasbırakan M ile A arasında yapılmış bir ivazlı miras sozleşmesi (olumlu miras sozleşmesi) olarak ele alalım. Yani sağlar arası ivaz borcu altında olan Bay A ’dır.
İkinci ornekte de Bay M ile Bay F (feragat eden) arasında bir mirastan feragat sozleşmesiyle (olumsuz miras sozleşmesiyle) karşı karşıyayız. Olume bağlı tasarrufta bulunan taraf iki ornekte de Bay M ’dir Yani bu son ornekte feragat edenin feragatini kabul eden taraf olume bağlı tasarrufta bulunmaktadır. Bu mirastan feragat sozleşmesi de ivazlıdır diyelim. Bu kez sağlar arası ivaz borcunun borclusu kimdir? Bay M, bir miktar para odeyerek veya bir malın mulkiyetini naklederek karşı tarafın feragatini sağlayacak.
Tam iki tarafa borc yukleyen akitlerde borclu temerrudunde alacaklının sozleşmeden donmesinin şartlarını hatırlıyor musunuz? Bir defa oncelikle borc muaccel olmalıdır. Borclu borcunu ifa etmemelidir. Ardından alacaklının ihtarı kural olarak şarttır. Ama bazen alacaklının ihtarı gerekmeksizin de borclu temerrude duşebilir. Orneğin taraflar vadeyi karşılıklı anlaşmalarıyla saptadılarsa o zaman tarih insan yerine ihtar eder ve artık ihtara gerek olmaksızın borclu temerrude duşer (TBK m. 117).
Tam iki tarafa borc yukleyen akitlerde sozleşmeden donmek icin prensip itibariyle alacaklının borcluya bir mehil vermesi gerekir (TBK m. 123). Alacaklı bu sureyi bizzat verebilir veya bir mahkeme aracılığıyla verilmesini sağlayabilir. Bu mehilin uygun bir mehil olması gerekir. Bu uygun mehilin sonunda borclu hala borcunu ifa etmiyorsa, alacaklı sozleşmeden donebilir (TBK m. 125).
Bazen de mehil tayinine gerek yoktur. Borclunun icinde bulunduğu durum oyle bir durumdur ki artık hicbir şekilde mehil tayinine gerek yoktur veya kesin vadeli işlemle karşı karşıyayızdır. Bu durumda alacaklı mehil tayinine gerek olmaksızın derhal sozleşmeden donebilecektir (TBK m. 124).
Şimdi Medeni Kanunun “Sozleşmeden donme” kenar başlığını taşıyan 547. maddesini okumam gerekiyor. 547. madde bize diyor ki:
“Miras sozleşmesi gereğince sağlar arası edimleri isteme hakkı bulunan taraf, bu edimlerin sozleşmeye uygun olarak yerine getirilmemesi veya guvenceye bağlanmaması halinde borclar hukuku kuralları uyarınca sozleşmeden donebilir.”
Bu hukumde altını cizmemiz gereken ifade “veya guvence bağlanmaması halinde” ifadesidir. Miras sozleşmesi gereğince sağlar arası edimleri isteme hakkı bulunan taraf yani olumlu miras sozleşmesi orneğinde Bay M, mirastan feragat sozleşmesinde Bay F (feragat eden) bu edimlerin sozleşmeye uygun olarak yerine getirilmemesi veya guvenceye bağlanmaması halinde Borclar Hukuku kuralları uyarınca sozleşmeden donebilir.
Dikkat edilecek olursa borclu temerrudune ilişkin hukumlerden sadece deyim yerindeyse bir milimetrik sapma var. O da nedir? Karşı tarafın guvence gostererek bu donme imkÂnını ortadan kaldırmasıdır. Evet, borcumu ifa etmedim belki, temerrutteyim, bana mehil tayin ettin borcumu hala odeyemiyorum ama şu anda teminat gosteriyorum, kefalet gosteriyorum, rehin gosteriyorum, ipotek gosteriyorum, banka teminat mektubu getirdim vs. Butun bu teminatlar alacaklının haklarını guvence altına alıyorsa o zaman karşı taraf sozleşmeden donemeyecektir.