Vasiyet borcunun kapsamını saptamamız gerekiyor. Bundan kastımı da şoyle bir ornekle somutlaştırabilirim: Bay M olume bağlı tasarrufunda Bay A ’ya bir taşınmazını vasiyet ediyor. Taşınmazını vasiyet ettiğinde taşınmaz 5 katlıydı, olum anında 2 katlı hale gelmiştir. Yıkılmış veya kendisi yıkmıştır. Bir başka ornekte ise Bay M, taşınmazım Bay A ’ya ait olsun diyor. Vasiyetnamesini yaptığı anda taşınmaz 1 katlı veya cırılcıplak bir araziydi fakat olum anında taşınmaz 5 katlı hale gelmiştir. Kazandırma konusu mal bakımından mirasbırakanın vasiyetnameyi yaptığı andaki durumunu mu yoksa olum anındaki durumunu mu esas alacağız? Medeni Kanunumuzun “Teslim borcu” kenar başlığını taşıyan 518. maddesi diyor ki:
“Bırakılan belirli mal, mirasın acılması anındaki durumuyla teslim olunur; yarar ve hasar, mirasın acılması anında kendisine belirli mal bırakılana gecer.”

Yani vasiyet konusu malvarlığı değeri vasiyet alacaklısına murisin olume bağlı tasarrufu yaptığı andaki durumuyla teslim olunmaz. Yarar ve hasar, mirasın acılması anında kendisine belirli mal bırakılana gecer. Orneğin, vasiyetname yapıldığında vasiyet konusu mal bir arazi idi ancak daha sonra yÂni vasiyetci olunceye kadar bu arazinin uzerine bir bina inşa edildi. Orneğin, vasiyetname yapıldığında vasiyet konusu mal beş katlı bir bina idi ancak daha sonra vasiyetci olunceye kadar uc katı yıkıldı geriye iki katlı bir bina kaldı. Biz vasiyet konusu malı olum anındaki durumu ile teslim edeceğiz.

Aynı şekilde vasiyet yapıldığı anda vasiyet konusu malın uzerinde ucuncu kişiler lehine ipotek veya intifa hakkı kurulmuş değildi bu haklar daha sonra kuruldu. Vasiyet alacaklısı vasiyet konusu malı olum anındaki hali ile teslim almak zorundadır. Değişiklikler malın değerini azaltmış olsa bile onun hic kimseden tazminat talep etmesi mumkun değildir.