Guncelleme Tarihi: Ağustos 31, 2022 12:53
Marketten bir şeyler alırken kacınılmaz bir secimle karşı karşıya kalabilirsiniz. Normal mi yoksa organik mi? Bu, hemen herkes icin farklı anlamlar taşıyan karmaşık bir soru. Bazıları icin organik daha sağlıklı ve daha besleyici anlamına geliyor, bazıları icin ise cevre dostu ve lezzetli manası taşıyor. Kimileri icin ise sadece pahalılığı ifade ediyor. Ancak organik gıda demek kesinlikle sağlıklıdır mı demek?
Organik gıda endustrisinin 2010 yılında 29 milyar dolar olduğu tahmin ediliyordu ve o zamandan beri yılda neredeyse yuzde 10 buyuyor.
Peki uzmanlar ne diyor? 8 soruda ele aldık...
1) BİR URUNE ORGANİK DEMEK İCİN HANGİ KOŞULLARI SAĞLAMALI?
ORGANİK OLMA ŞARTI URUNE GORE FARKLILIK GOSTEREBİLİR
Bir urune organik demek icin urunune gore yasal olarak belirlenmiş bircok koşulun olduğunun altını cizen Gıda Muhendisi Ebru Akdağ, “Organik olma şartı icin organik gubre ve organik pestisit kullanmak, en az uc yıl oncesinden toprağı organik tarıma hazırlamak, temiz sulama yapmak, doğaya verilen zararın en aza indirilmesi gerekli. Hayvanların ise organik yemlerle besleneceği, ozgurce dolaşabileceği koşulların sağlanması şarttır” dedi.
2) ORGANİK URUNLER DAHA SAĞLIKLI VE DAHA GUVENLİ Mİ?
BİLİMSEL VERİ YETERSİZ
2014 yılında British Journal of Nutrition'da yayınlanan 343 calışmanın analizi, organik urunlerin geleneksel urunlere kıyasla daha yuksek duzeyde hastalıklarla mucadele eden antioksidanlar icerdiğini ortaya koymuştur. Diğer calışmalarda ise onemli bir fark bulunmamıştır.
Bir zamanlar yalnızca secilmiş marketlerde secilen organik tarım urunleri icin şimdilerde hemen her markette ayrılmış buyuk bolumler var. Genel olarak organik gıdalar geleneksel olarak uretilen muadillerine gore yuzde 50 oranında daha pahalıdır. Aynı zamanda organik urunlerin tuketiciler tarafından geleneksel alternatiflere kıyasla daha besleyici ve daha guvenli gıdalar olduğuna inanılıyor.
Akdağ ise bu inanışın akademik cevrelerde de oldukca fazla tartışıldığını soyleyerek, “Tuketiciler organik urunleri genellikle daha sağlıklı olduğu algısı ve aynı zamanda cevre, hayvan refahı ve hayvan sağlığı uzerindeki olumlu etkilerine olan inancla tercih eder. Ote yandan, organik tarıma atfedilen bu sayısız fayda, bilimsel kanıtlarla tam olarak desteklenmez. Organik urunler, ağır metaller, mikotoksinler ve bakteriler tarafından geleneksel urunlere gore daha az kontamine değil. Aslında organik tarım urunlerinde mikotoksinlerin ve bakterilerin varlığına karşı koymak icin daha az arac bulunur ve bu tuketiciler acısından bir risk yaratabilir” ifadelerini kullandı.
Consumer Reports'un Nisan ayında 2 bin 224 ABD'li yetişkinle yaptığı ulusal capta temsili bir ankete katılanların yuzde 42'si organik gıdaların daha besleyici olduğunu, yuzde 66'sı ise pestisit veya gubreye maruz kalmalarını sınırlamada daha başarılı olduğunu duşunduklerini soyledi.
Reports'un Nisan ayında 2 bin 224 ABD'li yetişkinle yaptığı ulusal capta temsili bir ankete katılanların yuzde 42'si organik gıdaların daha besleyici olduğunu, yuzde 66'sı ise pestisit veya gubreye maruz kalmalarını sınırlamada daha başarılı olduğunu duşunduklerini soyledi.
3) ORGANİK VE DOĞAL AYNI ANLAMA MI GELİYOR?
DOĞAL EŞİTTİR SAĞLIKLI EZBERİNİ BOZMAMIZ GEREKİYOR
Organik ve doğalın birbirine cokca karıştırılan iki farklı kavram olduğunu vurgulayan Akdağ, “Aslında doğal olan sağlıklıdır yaklaşımı hatalı bir mantıksal cıkarımdır. En etkili zehirlerden biri olan aflatoksin de doğaldır ama karşılaşmak istemezsiniz. Her yıl doğadan topladığı doğal mantarlar dolayısıyla bircok insanın zehirlenmesi ve bazılarının hayatını kaybetmesi de uzucu bir gercektir. Dolayısıyla doğal eşittir sağlıklı ezberimizi bozmamız gerekir” dedi ve ekledi:
“Organik urunler, kaynakların surdurulebilirliğine katkı sağlayan, ekolojik dengeye yardımcı olan, toprak ve su kalitesini koruyan ve iyileştiren, sentetik malzemelerin kullanımını en aza indiren ve biyolojik ceşitliliği koruyan tarımsal uretim uygulamaları kullanılarak uretilmesi gereken urunlerdir. Gelelim doğal etiketlemesine…Turk Gıda Kodeksi ’ne gore bir gıdayı doğal olarak beyan edebilmemiz icin tek bir bileşen icermesinin yanında fiziksel, enzimatik veya mikrobiyolojik işlemler dışında herhangi bir işleme tabi tutulmamış, bitki, algler, mantar, hayvan, mikroorganizma veya mineral kaynaklı olan ve doğal yapısında onemli bir değişikliğe sebep olacak herhangi bir işlem uygulanmamış olması gerekmektedir. Ayrıca ek olarak katkı maddesi, aroma verici icermemeli.
Yani doğal koşullarda uretilmiş urunlerin organik icin gerekli kurallara uygun olduğu anlamına gelmez. Ancak doğal veya organik olan en iyisidir demek de gıda guvenliği, besin değeri ve gıda guvencesi kavramlarına at gozluğuyle bakmak anlamına gelir.”
4) ORGANİK URUNLER DAHA AZ MI PESTİSİT İCERİYOR?
ONERİLEN SEVİYENİN UZERİNDEKİ DOZLAR ZEHİRLEYİCİ OLABİLİR
Environmental Research dergisinde 2019 yılında yayınlanan kucuk bir calışma, geleneksel beslenmeden organik beslenmeye gecen kişilerin idrarlarında daha duşuk seviyelerde pestisit metabolitleri olduğunu ortaya koymuştur. Tarımsal pestisit maruziyetinin astım, bronşit, Parkinson hastalığı ve bazı kanserlerle ilişkili olduğunu duşunuluyor.
Tuketicilere neden organik gıda aldıkları sorulduğunda ise en onemli nedenleri pestisitlerden kacınmak oluyor. Coğu insan organik gıdanın herhangi bir pestisit icermediğini duşunuyor. Peki kimyasal pestisitler ile doğal pestisitler arasında gercekten buyuk bir fark var mı?
Pestisitlerin gorevinin urune zarar verebilecek zararlıları etkisiz hale getirmek olduğunu soyleyen Akdağ, “Dolayısıyla pestisitler organik veya sentetik olsun, ilgili urun icin onerilen seviyenin uzerindeki dozlarda kullanılması durumunda zehirleyici olabilir. Pestisitlerden tamamen vazgecmek ciddi bir mahsul kaybına neden olabileceği icin gunumuzde uygun bir cozum değildir. Onemli olan organik veya sentetik fark etmeksizin, bunların guvenli duzeylerde kullanılmasıdır” dedi ve ornekle acıkladı:
“Bakır sulfat doğaldır ve mantar ilacı olarak organik urunlerde kullanılabilir. Ancak bu kimyasalın dikkatsiz ve bilincsiz kullanımı gıdalarımızda, topraklarımızda ve sularımızda kalıntılar bırakabilir.”
2014 yılında yapılan bir calışmada organik urunlerde antioksidan iceriklerinin %18-69 arasında daha fazla olduğu gozlemlenmiş. Geleneksel urunlere uygulanan sentetik kimyasal pestisitler olmadan, organik bitkilerin haşere saldırılarına karşı savunmak icin daha fazla antioksidanlar uretebileceği tahmin edilir.
Gıda Muhendisi Ebru Akdağ5) BİTKİSEL KAYNAKLI İLACLAR DA CEVREYE ZARARLI MI?
ORGANİK TARIMDA İLACLAR SON CARE OLMALI
Organik tarım yontemlerinin cevre uzerinde daha az etkisi olup olmadığı, organik tartışmanın ana konularından biri.
Bitki Koruma Bolumu Oğretim Uyesi Prof. Dr. Cem Ozkan, organik tarımda bitki kokenli ilacların sentetik ilaclar kadar zehirli olmadığını vurgulayarak, “Ancak bu ilacların da son care olarak kullanılması gerekir. Ulkemizde ise ne yazık ki ilk care olarak kullanılıyor. Zararlılar icin oncelikle biyolojik mucadele olmalı, sonrasında ise kulturel onlemler alınmalı” ifadelerini kullandı.
Tarım Ticareti ve işletmeciliği Bolumu Oğretim uyesi Prof. Dr. Metin Turan ise, “Organik tarımın musaade ettiği zararlı canlıları kovucu urunlerin doğaya bir zararı olmamasına rağmen, arılara, balıklara ve doğal pek cok faydalı organizmaya olumsuz etkileri bulunur. Ozellikle yoğun kullanımda fitotoksik yani zehirli etki yaparak, bitkilerde de olumlere neden olabilir” dedi.
ORGANİK TARIMDA HAYVANSAL GUBRE KULLANILMALI MI?[/B]
ASIL SORUN HAYVAN YEMLERİ
Hayvan gubrelerinin E.coli gibi bakterilerin kaynağı olması ise onemli risklerin arasında. ‘Buna rağmen hayvansal gubreler kullanılmalı mı? ’ sorusunu yonelttiğimiz uzmanlar evet dese de risklerden kısaca bahsetti.
Kontrolsuz ve iyi fermente edilmemiş ahır gubresi kullanımının buyuk bir risk olduğunu soyleyen Turan, “Kontrolsuz kullanım hem yabancı ot hem de kok hastalıklarına neden olmasının yanında bir de gubreden sızan fosfat ve nitrit yer altı sularına karışarak, ulkemizde de onemli bir sorun olan nitrat kirliliğine sebep olur” dedi.
Ozkan ise toprağın surdurulebilirliği icin hayvansal gubrenin kullanılması gerektiğini soyleyerek, “Hayvansal gubrelerin iyice fermente olabilmesi icin 1-2 yıl kadar beklemesi gerekir. Bekleme suresi doğru olursa E.coli sorunu da olmaz. Buradaki asıl sorun hayvansal yemler. Eğer hayvanlara GDO ’lu yemler verilirse, ne yazık ki bu hayvanın dışkısından elde edilecek gubrenin de organikliği tartışılır” acıklamalarında bulundu.
7) GUNUMUZ ŞARTLARINDA ORGANİK GIDA YETİŞTİRMEK MUMKUN MU?
ŞEHİR ŞARTLARINDA ORGANİK URUN YETİŞTİRMEK ZOR
Organik urunlerin geleneksel ciftliklerden gelen ve organik tarımda kullanılmasına izin verilmeyen havadaki pestisitler nedeniyle kalıntıya sahip olabileceğini belirten Akdağ, “Oradaki kalıntılar organik gıdalar zincirinin tamamına bulaşabilir. Organik uretime uygun arazi bulmak da ozellikle buyukşehir koşulları dolayısıyla oldukca guctur. Elbette organik gıda yetiştirmek mumkundur; ancak unutulmamalıdır ki bu hem uygun arazilerin kısıtlılığı hem yuksek maliyetler bakımından zorlu bir uğraştır. Uzeri pisletilmiş yumurta veya yol kenarında satılan plastik şişedeki zeytinyağı tahmin edildiği gibi organik koşullarına uymuyor. Hatta ciddi sağlık riskleri de barındırıyor” dedi.
BİR URUNUN ORGANİK OLDUĞUNU NASIL ANLARIZ?[/B]
ORGANİK URUN İZLENİMİ OLUŞTURACAK KELİMELER KULLANILAMAZ
Gorsel olarak organik ve organik olmayan urunler arasında cok az fark olabilir ve coğu durumda tatları da benzer olabilir. O halde bir urunun organik olduğunu nasıl anlarız?
Akdağ, bir gıdanın goruntusune, tadına, kokusuna vs. bakarak o gıdanın gercekten tağşişe maruz kalmış bir urun olduğunu bile anlayamayacağımızı soyleyerek, “Organik olup olmadığını anlamamız mumkun değildir. Bunun icin organik urun sertifikası sorgulanmalıdır. Organik urunun etiketlenmesinde urunun kime ait olduğu belirtilir. Yurt icinde uretilerek pazarlanan organik urunlerin uzerinde organik urun logosu kullanılır. Yetkilendirilmiş kuruluşun adı, logosu, kod numarası ile urun sertifika numarası bulunur. Organik olmayan urunler icin, tuketicide organik urun izlenimi oluşturacak, haksız rekabete neden olacak, bio, biyo, eco, eko, org kelimeleri on ek, son ek veya tek başına kullanılamaz” acıklamalarında bulundu.
Grafik: Harun Elibol