

Büyük Taarruz’un perde arkasında zorlu mücadeleler verildiğini, düzenli orduya geçişten dış politikaya kadar her ayrıntının hesaba katıldığını söyleyen İstanbul 29 Mayıs Üniversitesi ve Milli Savunma Üniversitesi Öğretim Üyesi, Emekli Öğretmen Kıdemli Albay, Dr. Öğr. Üyesi Zekeriya Türkmen, Türk İstiklal Harbi tarihinde Büyük Taarruz’nun, askeri harekat konsepti açısından büyük öneme sahip olduğu belirtti.
'II. VİYANA KUŞATMASI’NDAN SONRA BİR İLK'
Dr. Öğr. Üyesi Zekeriya Türkmen, “Aslına bakılırsa Türk İstiklal Harbi, son üç asırlık Osmanlı tarihi dikkate alınarak değerlendirildiğinde, 1683’teki II. Viyana hezimetinden sonra başlayan o büyük çözülme ve geri çekilmeye Sakarya Zaferi’yle son veren, Büyük Taarruz Zaferi’yle bunu perçinleyen büyük bir direniş hareketi olarak da karşımıza çıkıyor” dedi. “Büyük Taarruz harekâtı içinde Başkomutan Meydan Muharebesi veya 30 Ağustos Zaferi bu bakımdan önemli” diyen Türkmen, “30 Ağustos 1922’de kazanılan Büyük Zafer, 23 Nisan 1920’de temelleri atılan yeni Türkiye’nin Lozan Barışı’yla uluslararası alanda tesciline de zemin hazırladı” şeklinde konuştu.

30 Ağustos’ta kazanılan büyük zaferin Türk topraklarının işgal kuvvetlerinden tamamen temizlenmesini sağladığını ve Türk milletinin gerektiğinde neler başarabileceğini gösterdiğini vurgulayan Dr. Türkmen sözlerine şöyle devam etti:
Alıntı MetniBüyük Zafer’in tüm dünyada yankı bulduğunu da sözlerine ekleyen Türkmen, “Büyük Taarruz Zaferi Türkiye’de bütün vilayetlerde hatta işgal altındaki İstanbul’da da büyük bir coşku ve sevinç gösterileriyle kutlandı. İslam dünyasında pek çok ülkede Türk ordusunun başarısı için mitingler düzenlenip, gösteriler yapıldı, dualar edildi. Bu zaferin sadece İslam dünyasına değil, diğer kültürden toplumlara ve milletlere de etkisi oldu. Mustafa Kemal Paşa’nın ve Türk ordusunun başarısı dünya basınında, dünya kamuoyunda büyük yankı uyandırdı” ifadelerini kullandı.