V for Vendetta
Çizgi Roman Tanıtımları0 Mesaj
●23 Görüntüleme
- ReadBull.net
- E-Kitap Forumları
- Çizgi Roman İndir
- Çizgi Roman Tanıtımları
- V for Vendetta
-
29-08-2022, 03:55:34
“V for Vendetta", George Orwell’ın "1984"u, Ray Bradbury’nin "Fahrenheit 451"i gibi disutopik romanlarla Batman’in bir karışımı gibi gorulebilir. Ucuncu Dunya Savaşı’nın ardından faşist bir parti olan Norsefire, İngiltere’de iktidara gelmiş ve ozgurluklerin kısıtlandığı bir donem başlamıştır. "Tam bu esnada" kendini sadece “V” semboluyle tanımlayan gizemli ve pelerinli bir karakter onlarla mucadeleye girişecektir.
Aslına bakılırsa oyku –sadece- V hakkında değildir. Onun yaşamlarına girdiği insanlar, V’nin temsil ettiği ideallerin gelişmesine şans verildiğinde olacaklar ve ozgurluk kavramı hakkındadır. Kitap olarak "V for Vendetta" farklı yonlerden tartışılabilir. Bunlardan bir tanesi V’nin gercek kimliğinin ne olduğudur. V, ozgurluğu mu yoksa totaliterizmi mi, iyiliği mi, kotuluğu mu temsil etmektedir?
V, karakter olarak karmaşık ve ilginc yonlere sahiptir. Mevcut hukumet sistemine duyduğu isyanı kararlı bir şekilde sergiler. Oyku ilerledikce V’nin ozgurluğu temsil edip etmediği sorusu buyuk bir acıklıkla cevaplanır. Gercekleştirdiği cinayet ve sabotaj eylemlerinin hep bir nedeni, bir amacı ve kendi gecmişiyle bir bağlantısı vardır. İnsanların ozgurlukleri icin bir umuda ve şansa sahip olmadıklarını duşundukleri anda, V onlara bu umudu ve ozgurluklerini tekrar kazanabilecekleri duygusunu verir. Toplumun ozgurluğu icin tek umut V’dir ve V de bunun bilincindedir. V, bu kaotik duzende bulmacanın sadece bir parcasını temsil etmektedir, yani yıkımı. Ozgurluğun bir diğer bicimi daha vardır: Yaratım. İnsanların duşledikleri gibi yaşayacakları bir dunyayı yeni baştan inşa etmek de en az mevcut duzeni yıkmak kadar gereklidir.
V şuphesiz iyidir, o butun toplumun bu uyuşmuş duygularını ve davranışlarını diriltmeye calışmaktadır. Kimsenin tam olarak bil(e)mediği gizemli bir gecmişe sahiptir. Larkhill Toplama Kampı’nda tıbbi deneylere katlanmak zorunda kalmış olmasına rağmen V’de deney suresince diğer deneklerde gozlenen psikolojik durumlar gozlemlenmemiştir. Dr. Delia Anne, onda daha cok şizofrenide gorulen bazı belirtiler teşhis etmiştir.
Diğer karakterlere karşı davranışları şaşırtıcı olduğu kadar inanılmazdır da. Genc bir fahişe olan Evey’i tecavuzden kurtarmayı tercih ederken gecmişinden bircok kişiyi acımasızca oldurur. Evey adlı bu karakterle olan ilişkisi oykude onemli yer tutar. İlk iki kitap boyunca Evey’i genc, olgunlaşmamış, kendinden ve geleceğinden emin olmayan bir karakter olarak goruruz. V, Evey’i eğitirken ona zor zamanlarında yardımcı olur. Hatta okuyucu, V’nin Evey hakkındaki niyetlerini ve planlarını merak eder. Ona niye bu kadar onem verdiğini, neden zamanının coğunu onu eğitmeye (onu ozgurleştirmek uğruna ona işkence etmeye) ayırdığını anlamlandırmaya calışır. Eylemleri boyunca V, amacından hic şaşmaz. Amacının ne olduğu ise V’nin gizemlerinden biri haline gelir.
V’nin amacı oykude hicbir zaman acık olarak belirtilmemişse de hukumete karşı gercekleştirdiği eylem ve davranışlarından tahmin edilebilir: Ozgurluk ortamını geri getirmek. Nasıl ozgurluk yok edilemez bir duşunceyse, ozgurluğu temsil eden V de olumsuzdur. Tam da okuyucunun V’nin, yani ozgurluğun yok edilemeyeceğini anlamaya başladığı noktada V birden oluverir. Ya da bize o an oyle gelir, zira ozgurluk isteği hicbir zaman yok edilemez. Dolayısıyla V’nin olumu de butun oykunun en şaşırtıcı kısmını oluşturur. Eğer V ozgurluğu ve iyiliği temsil ediyorsa nasıl olmuştur? Bu noktada, V’nin sozlerine kulak verelim: "Anarşinin iki yuzu vardır: Yıkım ve yaratım." (Sayfa 222). Eğer Evey’e geri donersek, artık onun gelişimini tamamlayarak ozgurluk kavramını anladığını goruruz. O, V’nin oğrettiklerini ve faşist duzeni yıkmadaki rolunu bilmektedir ve şimdi, kendinin bu ozgurlukler dunyasının tekrar yaratılmasında başrolde olduğunun farkındadır. V’nin kanlı eylemlerinin aksine Evey, oldurmekten hoşlanmayan ve tam tersine şefkatle yol gosteren bir lider olacaktır.
Oyku boyunca Alan Moore sembolizmden sonuna kadar yararlanır. Karakterlerin eylem ve diyaloglarından değişik yorumlar cıkarmak mumkundur. Bu da okuyucuların "V for Vendetta"yı her okuyuşlarında yeni şeyler gormelerine neden olur. Yukarıda değindiğimiz gibi oyku V uzerine değil, onun elde etmek icin mucadele ettiği ozgurluk kavramı uzerinedir. Ozgurluk olmadan adalet olamaz. Dolayısıyla V’nin sozde adaleti simgeleyen binalara karşı giriştiği yıkıcı eylemlerle Alan Moore, adaletin hukum surmediği bir dunyada ozgurluğun de olamayacağını anlatmaya calışır. Adaleti yaratan ozgurluklerdir ve ozgurluk olmadan gercek anlamda bir adalet de olamaz, sadece gostermelik/sozde bir adalet işleyişi olur. Oysa, her zaman galebe calması gereken ozgurluktur. V kendini gercek ozgurluklerin yaşandığı, daha iyi bir dunya icin kurban etmiştir. Kendi yaşamına aldırmaması onun bir kişiden cok ozgurluğu elde etmek adına yapılan mucadelede bir sembol olduğunun bir gostergesidir. O ozgurluğun ta kendisidir.
V Gercekte Kim?
"Oncelikle bu maskenin ardında kimin yuzu olduğunu bulmalısınız, ancak asla benim gercek yuzumu goremeyeceksiniz." (Sayfa 245)
"V for Vendetta"yı okuyup bitiren coğu kişinin aklında hep bir soru vardır: V gercekte kimdir? Oyku boyunca karşımıza cıkan herhangi bir karakter V olabilir ancak kitapta hicbir kesin kanıtın yer almaması ortaya atılan butun iddiaların kişisel yorumlardan oteye gecememesine neden olur. Hemen sormalı: V’nin kim olduğu onemli mi?
V, oykunun başından sonuna kadar cok sağlam şekilde oluşturulmuş, cok yonlu bir karakterdir. Prothero’yu sorgulaması ve Evey’i hapsetmesi dışındaki butun eylemlerini tek bir tarihi kişilikle ozdeşleştirebiliriz: Guy Fawkes, 16. yuzyılda yaşamış ve inancları doğrultusunda en uc eylemlerde bulunmuş İngiliz bir radikal.
Fawkes gibi V de değişmez inancları doğrultusunda mevcut duzeni yıkmaya calışmaktadır. Bu acıdan incelersek V’yi Fawkes’un devrimci kişiliğinin takipcisi olarak gorebiliriz. Ancak V’yi sadece modern dunyanın Fawkes’u olarak gormek doğru değildir, V, Fawkes’un temsil ettiği tek bir şeyle ilişkilendirilebilir: İsyan. Fawkes ve arkadaşlarının yaptıkları eylemi incelersek karşımıza en saf bicimiyle "isyan" cıkar: Hukumete isyan, dine isyan, ideolojiye isyan...
V, sadece bir isyancı değildir. Evet, Fawkes’u andırmaktadır ama ondan daha "buyuktur". Bu buyukluğu kendine sectiği addan bile cıkarabiliriz: Bu ad bir kelime bile değildir, sadece tek bir harften oluşur, "V". Bu tek harf gectiği yere gore bircok anlam kazanmaktadır. Bu amacla Alan Moore metinde bircok kelime oyununa da başvurmaktadır. Cizgi romanın adı "V for Vendetta" bile 2. Dunya Savaşı’nın unlu sloganı "V for Victory (Zafer)"ye yapılan acık bir gondermedir. Ayrıca kitapta her bolumun adı V harfiyle başlamaktadır.
Anlaşıldığı uzere V bircok şeyi ifade etmektedir. V, Evey’le ilk karşılaştığında ona kendini bir suclu olarak tanıtır ["V for Villain (Suclu)"]. Bu tanımlama doğrudur, zira V, Norsefire’ın temsil ettiği her şeyin karşıtıdır. Bir duşmandır, Guy Fawkes’un Kral James ve Protestan Kilisesi’nin gozunde bir suclu olması gibi o da kendine bu rolu bicmiştir. V aynı zamanda beş rakamını da temsil etmektedir. V, fiziksel ve psikolojik donuşumunu gercekleştirdiği Larkhill’deki toplama kampında roma rakamıyla beş (V) numaralı odada tutulmuştur. Bu sembol rejim karşıtlığını, toplama kamplarında hapsedilen ve işkence edilen bircok insanı temsil etmektedir ["V for Victim (Kurban)"]. Bu oda numarasını ozellikle secen V, Norsefire’ın uyguladığı soykırımın yaşayan bir semboludur.
V, Valerie’nin mektubuyla da ilişkilendirilebilir ["V for Valerie"]. Bu mektubun, V’nin kişiliğini oluşturmasında buyuk bir etken olduğu rahatca soylenebilir: "Fakat onemli olan benim durustluğumdu. Cok mu bencilce? ... Bu cok ucuza satılabilecek bir şey ama burada elimizde kalan tek şey. Hepimizin en son parcası ama bu parcanın icinde herbirimiz ozgurduk." (sayfa 156). Bu noktada V’nin, Valerie’nin bahsettiği son parcalarının fiziksel cisimlenmesi olarak ortaya cıktığını soyleyebiliriz. Valerie, daha sonra mektubuna şoyle devam etmektedir: "Bunu asla kaybetmeyeceğiz, satmayacağız ya da bundan vazgecmeyeceğiz. Bunu bizlerden almalarına kesinlikle izin vermeyeceğiz." (sayfa 160). V isyanının yanı sıra bizlere şunları da gostermektedir: Halkı oluşturan her bireyin kendi kimliği vardır, durustluklerinden ve başkalarının fikri ne olursa olsun kendileri gibi olma ozgurluğunden vazgecmemelidirler.
V, butun bu fikirlerin ışığında bir arac haline gelmiş, fikirlerini hayata gecirirken intikamını almış ve kendi değerlerini halka anlatmayı başarmıştır. Oykunun sonunda Evey’nin V’nin yerini alması da doğal bir surecin devamıdır. Bir fikrin adamı ve guc olarak gercek V elinden gelen her şeyi gercekleştirmiş, sisteme başkaldırmış ve bastırılan halkın (Valerie’nin sozunu ettiği) son parcalarını uyandırmayı başarmıştır. Butun bunları gercekleştirdikten sonra ise artık başka bir amacı kalmamıştır: Evey, V’nin bıraktığı yerden devam edecektir. V’nin Guy Fawkes’un "suretini" odunc alması gibi şimdi de Evey, V’nin suretiyle kendi amacları doğrultusunda V’nin başaramadıklarını başarmaya calışacaktır: "Onlara onderlik etmeyeceğim. Ancak onlara bir şeyleri inşa etmede yardım edeceğim. Onlara oldurmede değil, yaratmada yardım edeceğim. Artık katillerin zamanı gecti." (Sayfa 260). Bu cumleden de anlaşılmaktadır ki ilk V her anlamda bir katil ve bir yıkıcıydı. Ama bir sonraki V, Evey, bir oğretmen ve yaratıcı olacaktır.
V’nin gercekte kim olduğu sorusu asla cevabı bulunamayacak bir sorudur ama bu sorunun cevabının o denli onemli olmadığı da bir gercektir. Evey tam da bunu anlamıştır, şoyle der: "Eğer bu maskeyi cıkarırsam bir şey sonsuza dek yok olacak cunku gercekte kim olduğun senin ifade ettiğin duşunce kadar buyuk değil." (Sayfa 250). Evey bunu kendi kendine soylerken aynı zamanda okuyucuya da aynı mesajı vermektedir. Onemli olan V’nin kim olduğu değil, neyi temsil ettiğidir.
"Bu noktadan sonra devam edip size gercekte V’nin kim olduğunu soyleyecektim ama uzgunum yazacak yerim kalmadı. Size verebileceğim tek tuyo V’nin Evey’nin babası, Whistler’ın annesi ya da Charles’ın teyzesi olmadığıdır. Bunların dışında ne yazık ki kendi başınasınız." (Alan Moore – Behind the Painted Smile)
Kaynak: seruven.org