[CENTER]
Uzayın sınırsız boşluğunda gumuşi gorunumu ve sorf tahtasıyla takılarak karizma olayında cığırlar acan Silver Surfer, aslında Norrin Radd isimli sıradan bir insan. Norrin, Zenn-La isimli utopik bir gezegende, kız arkadaşı Shalla-Bal ile mutluluk icinde yaşarken, hayatının bu muhteşem ahengi Galactus’un aclığını dindirmek icin bu gezegene gelmesiyle bozuluyor.
Fakat, Norrin gezegenini kurtarmayı başarıyor! Galactus’a, “Dur! Benim gezegenimi yok etme, beni hizmetkarın olarak al, ben de sana beslenebileceğin yuzlerce yeni gezegen bulayım, yeter ki benimkini bağışla” ana temalı bir soylemde bulunan Norrin, Galactus’un bu oneriyi kabul etmesiyle Zenn-La’yı kurtarmış oluyor.
Şimdi burada, “Ulan bu nasıl bir bencillik arkadaş, adama bak, benim gezegeni bırak sana yuzlerce bulayım diyor, boyle şey olur mu? Utopik gezegenden boyle adam cıkar mı?” diye duşunuyor olabilirsiniz. Aslında Norrin’in başta kotu bir niyeti yok. Kendisinin asıl planı da, Galactus’u bundan sonra icinde hayat olmayan gezegenlere yonlendirerek, medeniyetlere, canlılara zarar vermesini engellemek.
https://forumla.net/
Silver Surfer'ın gezegeni Zenn-La, Silver Surfer: Requiem hikayesinden...
Silver Surfer'ın gezegeni Zenn-La, Silver Surfer: Requiem hikayesinden...
Fakat tabi, karışısındaki de boru değil, koskoca Galactus… Galactus, Norrin Radd’in bu teklifini kabul ediyor, ve onu Marvel Evreni’ndeki en buyuk guclerden olan Power Cosmic’in bir parcasını kullanarak Silver Surfer’a ceviriyor. Ama, Silver Surfer’a cevirirken, icindeki o merhametli, sevecen Norrin Radd kimliğini de bastırıyor. Boylece Norrin’in asıl planı suya duşmuş oluyor, ve tek amacı Galactus’a hizmet etmek olan bir varlığa donuşuyor.
Ta ki, Dunya gezegenine gelene kadar. Silver Surfer’ın Marvel cizgi romanlarında da ilk gozuktuğu an olan bu hikayede, Surfer Galactus’u beslenmesi icin Dunya’ya getiriyor. Fakat, Fantastic Four’un gezegenlerini kurtarmak icin yaptıklarını gorunce, kendi icindeki o Norrin Radd kimliği de yeniden meydana cıkıyor, ve Galactus’a ihanet ederek onun Dunya’yı “yemesini” engelliyor. Galactus da Dunya’yı kendi haline bırakıyor bırakmasına ama, aynı zamanda da yıllar, belki de yuzyıllar boyunca evrende ozgurce sorf yapmış, o galaksi senin, bu galaksi benim dolaşmış, kozmik dunyanın tum guzelliklerini tatmış olan Silver Surfer’ı da, Dunya gezegenine hapsediyor.
https://forumla.net/
Surfer ve Galactus...
Surfer ve Galactus...
Surfer’ın melankolik bir karakter olarak kurgulanması da, bu iki olayla, yani (1) Norrin Radd kimliğinin Silver Surfer vucudunda yeniden ortaya cıkmasıyla ve (2) Dunya’ya hapsolmasıyla başlıyor. Surfer, bundan sonra Dunya’yı tanımaya, insanlarını anlamaya calışarak vakit geciriyor. Hatta, insanlığın bir medeniyet olarak gelişmesinin tek yolunun ortak bir duşmana karşı birleşmek olduğuna inanarak bir ara kendini bu duşmana cevirmeye de calışıyor, fakat sonra hatasını anlayıp, melankolik takılmaya devam ediyor.. Ara sıra da Fantastic Four’un yardımlarıyla Galactus’un kendisini tutsak ettiği gezegenden kurtulmaya calışıyor, ama pek başarılı olamıyor. Reed’in yardımıyla Dunya’dan kurtulduğu ilk anda gezegeni Zenn-La’nın, kendisinden intikam almak isteyen Galactus tarafından yok edildiğini goren Surfer, Dunya’ya geri donmek zorunda kalıyor. Tabi bu sırada da, Dunya’da pek cok yeni dost - başta kendisinin ruhunu ele gecirmek isteyen Mephisto olmak uzere, pek cok da yeni duşman ediniyor.
Surfer’ın Dunya’dan kurtulup ait olduğu uzaya donmesini sağlayan asıl fikir ise, The Thing’den cıkıyor. Thing, Galactus’un Surfer’ı Dunya’ya hapsetmek icin kullandığı sistemin, sadece gumuş sorf tahtası ile ilgili olabileceğini duşunerek, Surfer’ı ve sorf tahtasını uzaya ayrı ayrı goturmeyi oneriyor. Bu plan işe yarıyor, ve Silver Surfer sonunda ozgurluğune kavuşarak kozmik maceralarda boy gostermeye devam ediyor.
Annihilation Wave’den sonra, kendi benliğini de koruyarak Galactus’un hizmetine geri donen ve aynı zamanda yeni Defenders takımına da katılan Surfer gunumuzde de, hem Dunya’da, hem uzayda maceralar yaşamaya, evrenin buyukluğu icindeki onemsizliğimizden, insan ırkının bir turlu medeniyete ulaşamamasına kadar pek cok konuya kafa yormaya devam ediyor…
Gucleri – Yapabildikleri
Silver Surfer’ın gucleri kozmik boyutlarda olduğundan, muhtemelen Dunya’daki tum karakterleri aşan seviyede gucleri bulunuyor.
[CENTER]
Her turlu maddeyi ve enerjiyi kontrol edebilmenin yanı sıra, 100 ton ağırlığı rahatlıkla kaldıracak bir super-guce, yok edilemez ve cok buyuk hasarlar haricinde zarar goremez bir deriye, ışık hızından daha hızlı seyahat edebilme yeteneğine ve neredeyse sınırsız dayanıklılığa sahip.
Nasıl daha yakından tanıyabilirim?
Silver Surfer, yan karakter olarak kullanılmadığı serilerin bir coğunda, kozmik bir yalnızlığa suruklenmiş, dramatik bir karakter olarak; ya da Marvel’ın aslında dışarıdan bakıldığında cok sacma gozuken, fakat icine girildiğinde belki de en eğlenceli hikayelerinin yazıldığı “kozmik evreni”nin bir parcası olarak yer alıyor.
Gucleri ve karakter ozellikleri duşunulduğunde belki de Marvel’ınn en kotu kullanılan karakterlerinin başında gelmesine rağmen, Surfer hakkında yazılmış pek cok başarılı hikaye de bulmak mumkun. Size ilk olarak, Gerekli Şeyler’in ilkini bastığı, ikincisini de basmakta olduğu Silver Surfer ciltlerini oneriyorum. Hem Turkce, hem uygun fiyatlı, hem de karaktere iyi bir giriş sağlayacak hikayeler bunlar.
Bunun dışında, 1990’ların Kozmik Marvel’ı dendi mi akla gelen ilk isim olan Jim Starlin’in yazdığı Silver Surfer cizgi romanları (Silver Surfer # 34 – 50), ve bunun bir tie-in’i olan Infinity Gauntlet serisine goz atabilirsiniz.
Biraz daha ciddi okumalar icin,Marvel’ın ana evreninde gecen resmi hikayeler olmasa da, Stan Lee’nin yazdığı ve gectiğimiz gunlerde kaybettiğimiz BD efsanesi Moebius’un cizdiği “Silver Surfer: Parable” cildini ve daha da onemlisi, J. Michael Straczynski’nin belki de en başarılı eseri “Silver Surfer: Requiem”i okuma listenize koyabilirisniz.
Tabi ki, Fantastic Four'un ikinci filmi, Rise of the Silver Surfer da, tahmin edebileceğiniz gibi, bu karakterle yakından alakalı.
Şimdi gelelim asıl ilginc kısma. Silver Surfer’ın bir ozelliği, populer kulturde belki hicbir Marvel karakterinin yakalamadığı ciddiyette bir populariteye sahip olması. Burada popularite derken, tabi en cok oyuncağı cıkan veya en cok tişorte basılan karakter olmasından değil, sinema – muzik gibi alanları etkilemesinden soz ediyorum.
Orneğin, 1983 tarihli Breathless filmi, Silver Surfer ile takıntılı bir ana karakteri (Richard Gere) konu alıoyr. Bu karakterin hareketleriyle, Silver Surfer karakterinin felsefesi arasında da enteresan paralellikler mevcut.
Bir başka Silver Surfer hayranı kutsal insan ise, Joe Satriani. Satriani abimizin ikinci albumunun adı, “Surfing With the Alien”, ve kapağı da şu şekilde:
Albumun acılış parcası da, albumle aynı adı taşıyor ve Silver Surfer’a adanmış. Satriani’nin Silver Surfer hayranlığı sadece bu album ve şarkılarla da sınırlı değil. Satriani’nin Flying in a Blue Dream albumunde “Back to Shalla-Bal” isimli bir şarkı daha bulunuyor. Hatta ve hatta, Engines of Creation albumunde de, “The Power Cosmic 2000” isimli iki parcalık bir esere daha yer vermiş...
Kaynak: altevren.net