Barbar Conan Efsanesi


"...Şunu bilin ki Prensim, kabaran okyanusların Atlantis'i ve onun gorkemli kentlerini yutmasından sonra Dunyada o gune değin gorulmemiş bir cağ başlamıştı. Aryas'ın oğullarının doğduğu bu cağda, Dunya uzerindeki imparatorluklar ve uygarlıklar, gokteki yıldızların mavi parıltıları kadar dağınık fakat belirgindi. İşte bu sıralarda Kimmeryalı Conan geldi. Celik bilekli elinden kılıcını hic bırakmayan bu kara saclı, şahin gozlu yiğit tum imparatorlukları sandallı ayağının altında ciğnemek istiyordu.."


[CENTER]
Yazar Robert Ervin Howard, kahramanı Conan’ı tanımlamasına boyle başlıyordu. Gizemli kılıc ve buyu romanlarının yazarı Robert E. Howard, 22 Ocak 1906’da Texas’ın Peaster kentinde doğdu. Cocukluk yıllarında obur bir okuyucuydu ve tarihi konular onu buyuluyordu. Gecen yıllar boyunca bu alanda derin bir kultur edindi. Gecliğinde turlu işlerde calışan Howard, avukat katipliği, ucuz kartpostal ozanlığı, gazete yazarlığı yaptı. Kuşkusuz bu işleri yaparken, gercek arayışını surduruyordu.
18 yaşına geldiğinde inanılmaz bir verimlilikle tarihi roman calışmalarına başladı. İlk oykusunu “Weird Tales”e sattı. Bugunun eli kılıclı, sert ama durust barbar kahramanlarının buyuleyici oykuleriyle okuyucular ilk kez o yıllarda tanıştılar. Bu kahramanların en tanınmışları 1929’da yazdığı Valusia’nın efsanevi barbar kralı Kull ve 1932’de yazdığı Kimmeryalı Barbar Conan’dı. Howard’ın kahramanları gunumuzden yirmi bin yıl once yaşıyorlardı. Yazının icadının 5000 yıl onceye uzandığını anımsarsak, Howard, kahramanlarını bilenen tum tarih zamanlarından, hatta Tufandan once yaşatıyordu. Bu ise Howard’a, tarihi gerceklerin sınırlarında hapis olmamak ve duş gucunu ozgurce kullanma olanağı sağlıyordu.


[CENTER]
Howard boylece, okuyanlara dramatik etki yapan, başarılı bir tarihi roman yazarı oldu. Verimliliği diğer yazarları kıskandıracak duzeydeydi. Yazdığı Barbar Conan oykuleri, “Weird Tales”de yayınlandıktan sonra, “Fatih Conan” (Conan the Conqueror) adlı bir kitapta toplandı.

Texas’ın Cross Plains kentinde ailesiyle birlikte yaşayan Howard, bu kentin en tanınmış kişisi olmuştu ve kazancı, yerel bankanın kazancından daha buyuktu Son oykusunu de ilki gibi Weird Tales’e sattı. Robert E. Howard, annesinin de olduğu 11 Haziran 1936 gunu, girdiği bir bunalım sonucu tabancasını başına dayadı ve intihar ederek yaşamına son verdi. 30 yaşındaki trajik olumunden hemen sonra yazı makinesine takılı kağıtta şu son sozleri bulundu;

“Her şey olup bitti,
Oluleri yakacak odunların ustune yatırın beni,
Ziyafet sona erdi, sondurun kandilleri...”
Howard olumunden sonra, doneminin diğer unutulmuş yazarları arasından sıyrıldı cunku calışmaları olumsuzdu. Eserlerinin bazıları Gnome Books yayınevi tarafından yeniden yayınlandı. 60’lı yıllarda Conan’ın oykuleri, geniş dağıtım olanağına sahip sureli yayınlarda yer aldılar. L. Sraque de Camp ve Lin Carter, bu oykuleri derleyip yayına hazırladılar.


Robert Ervin Howard


Robert E. Howard'ın calışmalarının populer kulture etkisini hesaplamak olanaksız. En azından J.R.R. Tolkien kadar cok insanı etkilemiş, o kadar olmasa bile. bunu Texas. Cross Pla-ins'deki kucuk bir evden yapmıştı. Robert E. Howard. yirmi yıllık kariyerinde, bir omre yetecek kadar kurgu ureni ve kahramanlık fantezisi turunu tek başına yarattı. Kurgulan dunyada mekik dokudu, bir duzine dile cevrildi ve yeni nesil fan'ları olumunden yetmiş yıl sonra bile esinlendirmeyi surduruyor. Howard. başta, dunyaca unlu Barbar Conan'ın yaratıcısı olarak tanınıyor, barbar ve dunyası, onun sınıflandırmaya tabi tutulamayacak denli ceşitli edebi turler zincirindeki başka bir sıradan halka olmaktan ote, yazarlık kariyerinin doruk noktası.


[CENTER]
Robert E. Howard. 22 Ocak 1906'da, Peasle,. Texasta doğdu. Babası Dr. Isaac M. Howard, ciftciler ve aileleriyle ilgilenen bir tasra doktoruydu. Dr. Howard, karısı Hester Jane Ervin'i ve genc oğullarını butun Texas'ta, bir kucuk kasabadan diğerine dolaştırdı. Howard, calışmalarını teşvik eden annesinin arkadaşlığına son derece bağımlıydı. Howard, hayal gucu geniş bir delikanlıydı. Hem duyduğu hem de eline gecirdiği her turlu kurgusal oykuyu ozumseyebiliyordu.

1919'da, aile, yirmilerde yaşanan ve yerel işlerin buyumesini sağlayarak cok sayıda insanın akınına yol acan petrole hucumun hemen oncesinde, Cross Plains, Texas'a yerleşti. Binlerce kişi petrol kuyularında calışmak icin kasabaya uşuşurken, başkaları da, petrol işcilerine mal ve hizmet satmak icin gelmişti. Onları, dolandırıcılar, kumarbazlar, boş gezenin boş kalfaları, salon kızları ve elbette, hızlı hızlı konuşan iş adamlarıyla birlikte, fırsat kacmadan (petrol tukenmeden) para kazanmanın yollarını arayan spekulatorler izledi.

Uygarlaşma manzaraları, acımasızlık ve zalimlik, hırsızlık ile gecekondu mahallelerinin yozluğu, Howard'ın dunyayı kavrayışında silinmez izler bıraktı. Yozlaşan medeniyet portreleri onun kurgusunda tekrar tekrar karşımıza cıkacaktı. 1931 yazında. Farnsworth Wright'a şoyle yazmıştı: "Petrole hucuma ilişkin tek bir şey soyleyeceğim: bir cocuğa, hayatın gercekten curumuş bir şey olduğunu, duşunebildiğim her şeyden daha hızlı oğretecek."

Cross Plains, Howard'ın ailesinin icinde yaşadığı en buyuk topluluktu. Kasabanın buyukluğu, siyah altın peşinde koşan insan gocuyle birleştiğinde, delikanlılara bol bol eğlence sağlıyordu. Howard'ın canlı duş gucu ve oykuler uydurmaya yatkınlığı, tıpkı boksu sevmesi gibi, yore cocukları tarafından kabul edilmesine imkan tanıyan bir ozellikti. Hward. lisede ortalama bir oğrenciydi; ama yazma becerisi, sınıf arkadaştan arasında sivrilmesini mumkun kılıyordu. 15 yaşındayken. gozde pulp dergilerinden biri olan Adventure'a bir oyku yolladı. Derhal reddedildi. Oysa on altısına geldiğinde, okul gazetesi icin yazdığı kompozisyonlarla oduller alıyordu. Onu etkileyen konularda yazmaya ve kendi sesini aramaya devam etti.

Howard. liseyi bitirdikten sonra. Weird Tales'a "Spear and Fang Mızrak ve Azı Dişi" oykusunu satarak on sekiz yaşında ilk profesyonel satışını yaptı. Ust uste yığılan red yazılarının ardından gelen bu satış, profesyonel yazarlık konusundaki arzusunu arttırdı. Calışma hızını iki katına cıkardı ve Weird Tales'e yaptığı yeni satışlarla da cabasının karşılığını aldı. 1920 lerin ortalarında, stenograflıktan gazoz satıcılığına, ayak işlerinden petrol sahası raportorluğune ceşitli işlerde calışmakla birlikte, başka dergilere de hikÂyeler verdi. Başarılı bir şair olan Hovvard, coğu ancak olumunden yıllar sonra ortaya cıkacak tarihi konuların ağır bastığı sayfalar dolusu şiir yazdı, yine de Weird Tales'a pek cok şiir sattı. Ne var ki. Weird Tales ancak eserler basıldığında odeme yaptığından. Howard başka bir iş daha bulmak zorundaydı. Babası, Howard'a, onun yolundan gitmesi ya da başka bir konuda eğitim alması icin baskı yapıyordu. Howard ise saatle uyanmaktan ve ne yapacağının soylenmesinden nefret ediyordu.

Howard. H.P. Lovecraft'e şoyle yazdı: "...kaderi cizilmiş birinin, butunuyle yabancı, başka evrenlerden gelen insanların arasında bir mesleğe atılması hic de kolay değil; oyle bir meslek ki. Avrupa kıyıları kadar ırak, gercekten uzak ve belirsiz." Howardlar Cross Plains'de prestijli bir hayat surmekten hoşlanıyorlardı ve Robert'tan da babasının paltosunu tutması, ya da en azından saygınlıklarını zedelemeyecek bir tutum sergilemesi bekleniyordu. Bazılarına gore, Robert ebeveynlerini kucuk duşuruyordu. Diğerleri ise onu biraz tuhaf buluyorlardı (yazarlık yonune pek de yardımcı olmayan bir goruş), cunku cevresindekilerin goruş ve arzularına sahip değildi.


[CENTER]
Bu acıdan değerlendirildiğinde. Howard ilk marjinaldi; benzer ilgi alanlarını paylaştığı, goruştuğu ve beraber zaman gecirdiği bir grup arkadaşı vardı, ama ozunde, tutkularında yalnızdı. Zaman zaman yerel spor salonunda boks yaparak ter atardı. Vucut geliştirme ve egzersiz sayesinde,Howard ezici yumrukları olan, kahraman gorunuşlu, orantılı bir vucuda sahip olmuştu. Spor salonundaki başarıları kendisine olan saygısını artırmıştı, ancak işteki durumu evdeki huzursuzluk değişmedi.

Sonunda, babasıyla bir anlaşma yaptı: Howard Pane Universitesi'nin yakınındaki muhasebe kursuna katılacak, sonraki bir sene boyunca yazarlık konusunda şansını deneyecek, başarılı olamazsa muhasebeci olacaktı.

Olum yazılıyordu. 1927'de muhasebecilik diplomasını alır almaz, satılabilir oykulere konsantre olarak yazmaya başladı. Onu cevreleyen maddi dunyadan kacma arzusuyla, cocukluk fantezilerine sığındı, hafızalardan silinmeyecek karakterlerini yaratmak uzere Avrupa tarihinden ve kendi sert cevresinden faydalandı.

Muhasebecilik kursuna giderken. Howard sonraki kariyerini buyuk oranda etkileyecek bir karakter ve hikaye kurgulamıştı. Boylece, senaryosunu tekrar actı, elden gecirdi ve Weird Tales'in editoru Fransvvorth Wright'a gonderdi. Kabul edildiğinde, Howard buyuk bir coşku yaşamıştı. "The Shadow Kingdom - Golge Krallık", o ana kadar yazılan, Valusia tahtına cıkan Atlantisli barbar Kral Kull'u ve onu her yandan kuşatan komplolar, garip tehditler ve diplomatik entrikaları konu alan, ilk kılıc ve buyu hikayesiydi.

"The Shadow Kingdom" Howard'ın en cok satan oykusu oldu. Ardından duzenli olarak Weird Tales'a hikÂyeler satmaya başladı. Kısa bir sure sonra da, Weird Tales. İngiltere kıyılarında ve kara Afrika'da korsanlar ve yamyamlarla savaşan, Howard'ın bir diğer karakteri cesur ve dindar silahşor Salomon Kane'i tanıtan "Red Shadows - Kızıl Golgeler"i bastı. "Red Shadows" Kane'in, masum bir kadını ve kadının koyundekileri olduren Fransız haydut Le Loup'un peşine duşmesiyle Fransa'da başlar. Kovalamaca Kane'i Le Loup'tan masum yaşamları yıkmasının kesin ocunu almakta ona yardımcı olacak buyucu doktor N'longa ile tanışacağı Afrika'ya kadar surukler. Weird Tales'da. Howard'ın gelirine buyuk katkı sağlayan ve kahramanlık fantezi turunun yazan olarak ona prestij sağlayacak yedi Kane hikÂyesi basılmıştır.

Howard'ın ikinci atılımı, 1928 yılında Fight trories dergisine sattiği "The pit of Serpent - Yılan Cukuru" ile oldu. Hikaye Howaed'ın en kişisel ve en tepeden bakan karakteri Steve Costigan uzerine kuruluydu. Bir dizi dovuş hikÂyesinde, sağlam vucutlu denizci Costigan, beyaz bulldog kopeği Mike ile Asya denizlerine yelken acar. Steve, goril kadar cirkin, elle dovuş sanatları ustası, altın kalpli, celik yumruklu ama taş kafalıdır. Howard'ın hareketli aksiyona duşkunluğu, bu hikÂyelerde, ozellikle de bir boks macında yaşanan ikilemleri, odullu dovuşleri ya da yabancı limanların arka sokaklarını yansıtırken oldukca işine yaramıştı. Bu tuhaf hikÂyeler Hovvard'a hayatının ucretini kazandırmış ve Fight Stories, Action Stories, ardından da Jack Dampsey's Fight Magazine'in sayfalarında son derece populer olmuşlardı. 1928'in sonunda, Hovvard'ın muhasebeci olması konusundaki tum tartışmalar sona erdi.


[CENTER]
Costigan serileri duzenli bir gelir sağlarken, Howard da cocukluk karakterlerinden bir kacına daha hayat verdi; Britanya'da Roma ordusuyla carpışan Piktlerin Kralı Bran Mak Morn ile Doğuya seyahat eden ve El Borak adıyla tanınan silahşor Francis Gordon. Bu hikÂyeler icerdikleri turlu şiddet, aksiyon ve tarihsel oğeler nedeniyle genellikle Weird Tales ve yan dergisi Oriental Stories'de yayınlandı.

Howard her tarzda yazdı, hem de yetenekli, hızlı ve kelime başına odeme yapan editorlerin hoşuna giden bir tutumlulukla. Bu Howard'ın onları nakavt ettiği anlamına da gelmiyor. Pek cok hikÂyeleri icin sık sık editorlerden fikir alarak bir suru taslak hazırladı. Howard, icinden geldiği gibi, onsezilerine guvenerek yazıyor, cok hızlı uretebiliyor, hikÂyelerini yazıp bir kenara koyuyor. sonra alıyor, elden geciriyor, editorlere teslim ediyor, geri geldiklerinde tekrar duzenliyor ve başka yayınların editorlerine gonderiyordu. Bu cabaların sonucunda. Howard en unlu karakterini yarattı, hem onu olumsuzleştirecek hem de sonunu getirecek kahramanını...

Robert. E. Howard en unlu karakteri Kimmeryalı Conan'ı 1932de yarattı ve sattı. İlk Conan oykusu Weird Tales'de cıkar cıkmaz hit oldu. "Kılıctaki Anka" başlıklı oykude, Conan coktan Akilonya tahtına cıkmıştı. Sağ kolu olan adam diplomatik bir oyunla uzaklaştırıldığı zaman, Conan bir suikast planı karşısında savunmasız kalmıştı (buyucu Thoth-Amon'un yardım ettiği bir girişim). Conan bir hayalet tarafından uyarıldığında sozde katillerine ho.ş geldin demeye hazırlandı. Eski krala sadık kumpascılar. yerleri onların kanıyla yıkayan yarı zırhlı Conan'a karşı, ozellikle boyle vahşi bir savaşta, hazırlıksızdılar:


Conan sırtını duvara verdi ve baltasını kaldırdı. Fethedilemez bir kale gibi ayakta dikiliyordu -bacaktan iki yana acılmış, başı one uzanmış, bir eli duvara dayanmış destek alıyor, diğeri tuttuğu baltayı yukarı kaldırmış, cizgi cizgi kabaran iri damarlı kastan demir gibi kaskatı kesilmiş ve yuz hatları dehşet veren olumcul bir ofkeyle gerilmiş- kanlı bir sis perdesinin ardında, gozleri korkunc bir şekilde parlıyordu. Adamlar sarsıldılar ne kadar vahşi, suclu ve ahlaksız olsalar da onlar, uygar denen adamların soyundandı; oysa karşılarında bir barbar vardı-katil doğmuş biri. Geriye cekilerek sindiler: Olmek uzere olan bir kaplan hÂl oldurebilirdi.

Kral Conan şuphelerini sezdi ve neşeyle, vahşice gulumsedi.

"Once kim olecek?" diye mırıldandı, buzulmuş, kanlı dudaklarının arasından.


"Kılıctaki Anka" Howard'ın Conan oykulerinin butun ilkel bileşenlerine sahip: buyu, macera, kılıc oyunları, politika ve en onemlisi de Howard'ın kendi felsefesinden bir parca: barbarlık sonunda zafer kazanmalı. Bircok oykude Barbar Conan'ın, etrafındaki aristokratlardan daha onurlu ve şerefli davrandığını goruyoruz. Howard bu temayı onceki Kull oykulerinde ele almıştı. Nitekim, "Kılıctaki Anka" aslında satılmamış ve yeniden yazılmış "Ben Bu Baltayla Hukmederim!" başlıklı bir Kull oykusudur. Yeniden gozden gecirilen Conan oykusu şimdi doğaustu oğelerin yanı sıra, gozu donmuşcesine hızlı bir aksiyon iceriyordu ki bu da kahramanlık fantezisinin doğuşuydu.


[CENTER]
Bunu diğer hikÂyeler izledi, her biri Conan'ın ceşitli mesleklerden oluşan kariyerinin ayrı bir evresinden ayrıntılar veriyordu: korsan, paralı asker, hırsız, gezgin ve kral... Weird Tales sayfalarında Conan eşi benzeri gorulmemiş bir şekilde hit oldu. Mektup sayfasında Howard'a sık sık gondermeler yapılıyor, fanların ve yazar dostlarının ovgusunu kazanıyordu. Şimdi bile Hovvard, H. P. Lovecraft ve Clark Ashton Smith'le birlikte, Weird Tales'in "uc silahşorler"inden biri olarak anılıyor. Bu uc yazar, nitelikli ve ozgun yazıların standardını ortaya koydular.

Daha once hicbir yazar Conan gibi bir şey yaratmamıştı. Hem karakter hem de tur olarak bu tamamen orijinaldi. Howard cok ceşitli ve belli belirsiz kaynaklardan esinlenmişti. Bunu Clark Ashton Smith'e şoyle anlattı: "[Conan| tanıdığım adamların basit bir birleşimidir... Bilincaltımdaki bir mekanizma ceşitli odul avcılarının, silahşorların, icki kacakcılarının, petrol kuyusu zorbalarının. kumarbazların ve temas kurduğum durust işcilerin baskın ozelliklerini almış ve hepsini bir araya getirerek. Kimmeryalı Conan adını verdiğim karışımı yaratmıştır."

Howard'ın, aslında var olmamış tarihsel bir dunyayı ve Amerikalı sıradan adam karakterini, hem de kucucuk bir Texas kasabasında capcanlı oluşturabilmesi hayranlık uyandırıcı. Daha da anılmaya değer olanı, Howard'ın yazar olarak. Los Angeles. Chicago ya da New York gibi buyuk yayımcılık merkezlerine taşınmadan başarı kazanmaya azmetmiş olması. Howard kurgusal edebiyat pazarını sonuna dek kullandı. Bir oykusu reddedilip de geri geldiğinde, doner dolaşır, başka bir yayımcıya yollardı. Weird Tales'in editoru Farnsworth Wright, Howard'ın başlıca gelir kaynağıydı. Buna rağmen Howard, diğer dergilere omur boyu hikÂyeler satmaya devanı etti.

1934'de, Howard. yeni oykuler yazmak icin Guneybatıya dondu. Action Stories'de, Breckenridge Elkins adlı dağ adamı hakkında ve karikaturleştirilmiş bokscu denizci hikÂyeleri tarzında, başka bir populer diziye başladı. İncelikli bir aksiyon komedi karışımı olan oykuler. Howard'ın olumunun ustunden iki yıl gecinceye dek dergide cıkmayı surdurdu. Howard modern westernler, ciddi westernle, hatta, doğaustu acılımları olan acayip westernler yazdı. Uygarlığın yozlaştırıcı olduğunu vurguladı. Zaten bu. western mitosuna cok iyi oturuyordu. Bir Lovecraft Cevresi yazarı olan dostu August Derleth'le yaptığı yazışmalar, Hovvard'ın folklor, Texas tarihi ve aynı gelenek cercevesindeki abartılı hikÂyelere duyduğu aşkı gosteriyor: Her iki adam da karşılıklı bakış acıları hakkında birbirine bilgi verirken, Amerikan yerlilerinin yaşadığı gucluklere anlayışla yaklaşıyor ve yerel kabileleri ayrıntılarıyla tartışıyorlardı. Nitekim, Howard'ın H.P. Lovecrafl'e yazdığı mektupları, onun soylu vahşi kavramını savunduğunu gosteriyor.

Buyuk Bunalımın ortasındaki ufak bir Texas kasabasında, yazar olarak hayalını kazanmaktaki buyuk başarısına rağmen. Howard'ın ev hayalı hic de tatminkÂr değildi. Babası evden gittikce daha uzun sure uzaklaştığından, verem hastası annesine bakmak icin yalnız kalıyordu. "Karanlık haller" diye soz ettiği bunalımlar geciriyordu. Bircok tanıdığı vardı ve arkadaşlık ettiği nice yazarla yazışıyordu: ama. ona yakın olup da acılabileceği pek az dosta sahipti.

Annesi Haziran 1936'da komaya girdiğinde. Hovvard son bir dize yazdı:


Her şey gecti gitti, her şey bitti;
Oyleyse kaldırın beni cenaze ateşine,
Lambalar sondu ve şolen bitti.


11 Haziran 1936'da intihar etti. Geride şiirleri dahil, tamamlanmış, ama yayımlanmamış oykulerden oluşan dopdolu bir dağarcık bıraktı. Otuz yaşındaydı.

Howard, hayattayken, hicbir yapıtının kitap halinde basıldığını gormedi. Olumunden sonra ise, şukran dolu sevenleri, bir populer kultur fenomeni oluncaya dek coğaldı. l946'da, Arkham House, (H.P. Lovccraft'in eserlerini yayımlamak icin kurulan yayımevi) Howard'ın bazı korku ve kara fantezi oykulerinin koleksiyonu olan Skull Face and Others'ı yayımladı. 1950'den başlayarak, Gnom Press, Conan oykulerini birkac cilt halinde yayımladı: Conan the Conqueror, The Svvord of Conan, King Conan ve Corning of Conan. Altmışların sonunda, bir cep kitabı yayımevi olan Lancer serileri devraldı ve cok tutulan fantezi ressamı Frank Frazetta'nın carpıcı kpaklarıyla yeniden bastı.


[CENTER]
Telif hakları sahibi Glenn Lord'un yardımıyla, Howard'ın buyuk envanteri başka yayımcılar buldu. İlk defa, Howard'ın karakterlerinin koleksiyonları, tek ciltlik bir butun halinde piyasaya suruldu. Yetmişlerde fantezi pazarı buyuduğunde, Howard'ın yapıtları bircok dile cevrildi ve dunyanın her yerinde yayımlandı.

1970'te Marvel Comics, Barbar Conan'ın 1. sayısını yayımladı ve 1 Howard'a yepyeni bir hayran kitlesi kazandırdı. Renkli cizgiroman, kardeş yayım siyah-beyaz cizgiroman dergisiyle birlikle (Conan'ın Yabani Kılıcı) 25 yıl boyunca cıktı ve koleksiyoncular taralından hÂl aranıyor. Artan populerlik, Arnold Schvvarzenegger'in başrol aldığı Barbar Conan filminin cekilmesine katkıda bulundu. Her şeyden ote bu, karakterin halkın kalbinde yer etmesini sağladı ve Conan, gunumuzun en tanınmış edebi karakterlerinden biri olmaya devam ediyor.

Robert E. Hovvard ve eserleri, yirminci yuzyılın sonunda, akademisyenler tarafından ciddi olarak incelendi. Tematik olarak, Ernest Hemingway ve Jack London gibi yazarlarla pek cok ortak noktası vardı. Az ve oz duz yazım tarzı, arkadaşı pulp yazarı Raymond Chandler'la karşılaştırılıyordu. Dunyası Hiborya Cağı, Tolkien'in Orta Dunyası kadar ayrıntılıydı. En onemlisi, Howard'ın kılıc ve buyu de denen kahramanlık fantezisi, daha once yayımlanan her tur eserden farklıydı. İcine buyulu ya da "acayip" (weird!) oğeler katılmış bir tarihsel kurgu kombinasyonu... Oykuleri, pek azı onun ustalığına yaklaşan bir suru taklitci doğurdu. Yine de sonuc olarak, eleştirilere maruz kalan Howard, bir dizi duşuk duzeyli yazarla aynı kefeye konuldu ve ya ciddiye alınmadı.


[CENTER]
Yazarları, bilginleri ve koleksiyoncuları Howard'a ceken, uretken bir yazar olması ve gercekci, dolaysız bir mekÂn duygusu yaratma yeteneğiydi. Oykuleri rahat okunuyor ve ozgunluk hissi yayıyorlardı... Ama Howard'ın en goze carpan huneri aksiyon tasvirleriydi; Az sayıda yazar, Hovvard'ın unlu olduğu, o insanı diken ustunde tutan ve dudak ısırtan aksiyon sekanslarının yanına yaklaşabilir. İster kumsalda iki korsan arasında bir kılıc dovuşu olsun, bu isterse binlerce katılımcıyı silip supuren buyuk bir savaş... Oykuyu diyaloglara dayanarak anlatına kabiliyetiyle birleşen şiddete yonelik şiirsel becerisi, onu, yirminci yuzyılın en buyuk macera yazarlarından biri yapıyor.


Yazan: Mark Finn LÂl Kitap'ın Conan 1 ve 2 sayılarında yayınlanan Robert E. Howard: Yalnız Fantazi Yıldızı yazısından alınmıştır.


Conan’ı Cizgi Romana Uyarlanması


1970 yılında Marvel Comics, Robert Ervin Howard tiplerini cizgi romana donuşturmek icin haklarını satın aldı. Bu alanda kesin yontemler geliştiren Roy Thomas, Robert E. Howard’ın “Barbar Conan” tipine hayran kalmıştı. Bu tipi cizgi romana uyarladı ve 70’li yılların en tutulan, bugun bile zirvedeki yerini koruyan, sonraki yıllarda sinemaya da aktarılan roman kahramanı cizgi romana adapte edilmiş oldu. Roy Thomas o gunleri şoyle anlatıyor; “ En başında şef editor Stan Lee ve Conan’ın hem yardımcı editoru, hem de senaristi olan bendeniz, Conan’ı kimin cizmesi gerektiğini duşunuyorduk. John Buscema favorimizdi.

O zamanlar Buyuk John, bu alandaki en iyi cizerlerdendi, hatta bir avuc dolusu iyi cizerden biriydi. Jack Kirby’in yontemini ornek alarak yarattığı dinamizm, anatomi ve perspektif bilgisi, o zaman ki coğu cizerin ustundeydi. The Avenger, Sub Mariner ve 60’lı yılların erdem orneği Silver Surfer, hem hayranlarının hem de profesyonellerin bile başını donduruyordu. John, Conan’a biraz yabancıydı ve bu yuzden ona bazı cizimler gosterdik. Bize, bu işi sevdiğini, hatta yaşamı boyunca beklediği iş olduğunu soyleyince cok sevindik. Aniden onumuze bir engel cıktığında ben, coktan Conan’ın birinci sayısı uzerinde calışmaya başlamıştım bile.

John, doğal olarak Marvel’in en fazla kazanan on cizerinden biriydi ve aynı zamanda Robert E. Howard’ın mirascılarına, cizere orantılı bir telif ucreti odemek zorundaydık. Tam bu sırada yayıncı Martin Goodman, aynı olcude telif ucreti odememiz icin ucuz bir cizer bulmamızı soyledi. Stan ve ben cok uzulmuştuk. John gercekten cok iyiydi ve odenen para aslında azdı.
Fakat yayıncının sozleri yasa olduğundan John’a durumu bildirdik ve yeni birini aramaya başladık. Bir cok yetenekli cizer vardı ama ben Conan’ı alışılmışın dışında bir cizgi roman olarak tasarladığımdan, hicbirinin uygun olmadığını duşunuyordum. Bu sırada Stan, onerdiği her cizer adayına burun kıvırmamdan sıkılmaya başlamıştı. Stan ve ben sonunda goruş birliğine vardığımız bir cizer bulduk; Gil Kane.

Gil, zaten cizgi roman işinde cok uzun zamandır bulunan guvenilir bir kişi ve arkadaşımızdı. Aynı zamanda benden cok once Conan’ı cizgi roman yapmayı onermiş ve 60’lı yıllarda Conan’ın kitap resimlerinin cizimlerini yapmıştı.
Bu işi de yapılmışların en iyisi olarak yapmış ve haklı bir un kazanmıştı.
Marvel okurlarının yazdıkları mektuplarda, Conan cizgi romanı istedikleri sıralarda, Gil Kane bana gizli bir lider gibi gorunmuştu ve Howard’dan sonra Conan hakkında en cok bilgi sahibi olan belki de Oydu. Conan’ın 1950’lerde Gnome Press tarafından yayınlanan roman koleksiyonunun tumunu de bir tek onda buldum. Evet Gil Kane gercekten iyi bir secimdi.”

Marvel’in patronu, yeni ve tutup tutmayacağı onceden belli olmayan bir dizi icin John Buscema’nın ucretini fazla bulmuştu. Boylece Gil Kane, Conan cizimlerine başladı. Uzerinde durulan ve Conan’ı cizmeye başlayan bir başka cizer de Barry Windsor Smith adlı İngiliz cizerdi. Sonunda, Barry’in cizimleriyle yayına başlanılmasına karar verildi. Kane’in cizdiği “Bal Sagoth’un Tanrıları” adlı oyku, daha sonra 17. ve 18. sayılarda yayınlanacaktı.

Conan Marvel icin yeni bir tarz ve riskli bir projeydi. Alışılmış Marvel dizilerine benzemiyordu. İlk kez bir cizgi roman kahramanı hem insanlar hem de karanlık guclerle savaşacaktı. 1 Ekim 1970’de yayınlanan ilk sayı, başarılı bir reklam kampanyası ile tanıtıldı. “Barbar Conan bu ay cıkıyor, onunla mutlaka tanışın” “Conan’ın Gelişi” adını taşıyan ilk sayı hemen tukendiğinden, ikinci sayı “Hayvan Adamın İni” daha yuksek tirajda basıldı. Ne var ki ikinci sayı, ilk sayının başarısına ulaşamadı.

Roy Thomas bu duruma, oykuyu okuyucuların beklediği doğrultuda olmamasına bağladı. İkinci sayının satış sonucları geldiğinde ucuncu sayı “Aksi Gri Tanrı’nın Alacakaranlığında” piyasaya surulmeye hazır durumdaydı ve değişiklik yapmak icin cok gecti. Roy Thomas 4. sayıda, Howard’ın en guzel Conan oykulerinden “Fil Kulesi”ni devreye soktu ve bu sayı beğeniyle karşılandı.

Bu sırada ilk sayıdaki cizimlerden memnun kalmadığını soyleyerek Barry’ye sayfaları tekrar tekrar cizdiriyordu. Oyku ve cizimler arasında bazı tutarsızlıklar vardı. Barry, Jack Kirby’in etkisinden kurtuluncaya dek, onun tekniği doğrultusunda cizmeyi surdurdu ve sonra kendine ozgu anlatımını geliştirdi. Boylece Conan yavaş yavaş gercek kişiliğini kazanmaya başladı. 6. sayıdaki “Shadizar’ın Şeytan Kanatları” gercekten cok ilgincti. Conan uckağıtcı bir kadın olan Jenna tarafından colun ortasında terk ediliyordu. Daha sonra bir cok seruvende Conan’a eşlik eden Jenna, Red Sonja tipinin doğmasında etkili olmuştur.

Roy Thomas, yeni senaryolar yazarken, Conan’a bazı yeni ozellikler getirmeye başladı. Bundan sonra Conan yalnızca savaştığı surece değil, hem duşunup hem savaştığı surece yaşayabilecek ve aptal barbar olmadığını kanıtlayacaktır. Cevresindeki olaylara daha duyarlı bir barbar, kuşkusuz daha kalıcı seruvenler yaşacaktı. Conan’ın bu yeni kişiliği 16. sayıda “Donmuş devin Kızı” adlı macerada karşımıza cıktı.

Onceleri hırsız donemi maceralarını izlediğimiz Conan’ı, 19. sayıdaki “Deniz Şahinleri” adlı macerada bir paralı asker olarak goruyoruz. Conan 18. sayının sonunda bir Turan savaş gemisi tarafından denizden kurtarıldıktan sonra, kendini Hirkanya savaşlarının icinde buluyor. Uzun ve ozgun bir oyku olan “Hirkanya Savaşları” Homeros destanlarına eşdeğerdir ve Roy ile Barry’in calışmalarında zirveyi oluşturuyordu.

Homeros destanlarındaki Truva kentinin karşılığı bu oykude Makkalet kenti idi. Red Sonja ile de ilk kez, Makkalet kentinde Hirkanyalı bir paralı asker olarak tanıştık.

Conan 24. sayıya geldiğinde Barry Smith, Marvel’den ayrıldı. Dizi tutmuş ve para kazanmaya başlamıştı. Artık buyuk usta John Buscema’nın ucreti karşılanabilirdi. John Buscema 25. sayıdaki “Kharam Akad’ın Aynaları” ile Conan’a gorkemli bir giriş yaptı. Olaylardan cok hareketleri birer odak noktası olarak belirleyen John Buscema, bir dizinin tutulmasında ressamın onemini kanıtladı. Bu dizinin inanılmaz savaş sahneleri, cizgi roman severlerin gozunden kacmadı ve Conan en cok satan dizi zirvesine Buscema zamanında tırmandı.
Hirkanya savaşlarından sonra Roy Thomas okurlara daha değişik oykulerle seslenmeye karar verdi ve 29. sayıda Conan, Turan ordusunda Kral Yıldız ve Prens Yezdigerd’in muhafızı olarak karşımıza cıktı.

Conan dizisinin bir donum noktası da 58. sayı oldu. Conan Kara Kıyıların Korsan Kralicesi Belit ile tanıştı ve onunla birlikte denizlere acıldı. Conan’ın en uzun ve aşk dolu bu macera dizisi, 100. sayıda Belit’in trajik olumuyle sona erdi.
Aylık renkli olarak yayınlanan ana dizi “Conan The Barbarian” 58. sayıya geldiğinde, daha buyuk boy, siyah beyaz “The Savage Sword Of Conan” dizisinin yayını başladı.

Conan The Barbarian dizisi 275. sayıda sona erdi ve bu dizideki maceralar The Savage Sword Of Conan dizisinin 218. sayısından başlayarak bu yayının icinde surdu. Boylece iki Conan dizisi birleşik olarak yayınlanmaya başlandı.
1979 yılında Conan’ın Krallık gunlerindeki maceraları “King Conan”, genclik maceraları ise “conan The Adventurer” dizilerinde yayınlandı.


Conan’ın Yaşamı


Okuyucular, Conan’ın seruvenlerini oylesine benimseyip ciddiye aldılar ki, Conan’ın olası yaşam oykusu bile yazıldı. İşte ozetle Conan’ın yaşamı:


[CENTER]
Conan, kuzeyin buzlu Kimmerya dağlarında, babası ve babasının arkadaşlarının Vanaheimli istilacıları puskurttukleri bir savaş alanında doğdu. On beş yaşında Kimmerya’nın ıssız topraklarında avlanırken, Ayı rahibesi Urusla tarafından baştan cıkarıldı. On beş yaşındayken bile 1.95 metre boyunda, 82 kilo ağırlığındaydı. Daha bu yaşında Venarium savaşına katıldı. Kimmeryalıların en onunde, kazıktan duvarları ilk aşan o oldu. Artık oymağın kahramanıydı.

Daha sonra Vanaheim iclerine akınlar yapan bir Aesir cetesine katıldı. Brutheim’in kuyruksuz maymun adamlarına karşı, insanların başkaldırısına onderlik etti. Sonra Vanirli kole tuccarlarının eline duştu. O zaman gladyatorluğu olan “Cukur Dovuşcusu” olarak kullanıldı. Kacmayı başardı ve Hiberya Dunyasını dolaşmaya başladı. On sekiz yaşında Zamora’yı gezdi. Burada Arenjun’daki Fil Kulesi’ne tırmandı.
Yaşamını hırsızlıkla kazanırken, guzel ve kurnaz fahişe Jenna ile tanıştı.

Hirkanya savaşlarına paralı asker olarak katıldığında, Hirkanyalı dişi paralı asker Red Sonja ile karşılaştı.
Hirkanya savaşlarından sonra Turan Kralının muhafızlığını yaparken, ozel bir gorevle Khitai’ye gonderildi. Donuşunde Turan ordusundan ayrıldı ve yeniden Red Sonja’ya rastladı. Sonya tarafından terk edildikten sonra, doğup buyuduğu Kimmerya’ya kısa bir gezi yaptı. Canı sıkılınca yeniden guneye indi ve Komutan Murilo’dan kılıc kullanma sanatlarının inceliklerini oğrendi.

Argos’ta başı yasalarla derde girince kactı ve Kara kıyıların Korsan Kralicesi Belit’in gemisiyle guney denizlerine acıldı. Kara kıyılarda “aslan” anlamına gelen “Amra” adıyla un saldı. Belit’in olumunden sonra kederler icinde yalnız kaldı ve kara kıyılardaki kabile savaşlarına katıldı.

Başka yerlerde de kılıcını sattı. Koth’da savaştı, vahşi Kozaklarla dolaştı ve onların “Savaş Atamanı” oldu. Kimmerya’ya yeniden kısa bir gezi ve Vilayet denizindeki korsanlık maceralarından sonra Khauran Kralicesi Taramis’in hizmetine girdi. Kraliceye bağlılığı nedeniyle işkence gordu ve carmıha gerildi.
Yasadışı Zuagirler tarafından kurtarıldı ve onların lideri oldu. Zuagir cetelerinden ayrıldıktan sonra Zambula’yı gormeye gitti. Turan’lara karşı Kozaklara katıldı. Kozaklar savaşı yitirince İranistan’a kactı. Koth, Argos, Stigya ve Tombalku’da paralı askerlik yaptı, kılıcını kiraladı.

Baracha ve Zingara korsanları arasında gecen kısa bir donemden sonra, Kızıl Kardeşlik’ten Dişi Korsan Valeria ile birlikte buyulu kent Xucholl’da tuyler urpertici bir seruven yaşadı. (Kızıl Tırnaklar) Valeria’dan ayrıldıktan sonra Kimmerya’yı bir kez daha ziyaret etti. Yeniden guneye indiğinde Akilonya ordusunda paralı asker olarak vahşi Piktlere karşı savaştı. . Bu savaşlardaki başarıları sonucu Akilonya ordusunda general oldu. Conan’ın general olarak başarıları ve ununun artması Akilonya’nın deli kralı Numedides’in kıskanclığını cekti. Conan’ı sarayına cağırdı, ilaclı şarapla uyutup, idam edilmek uzere Demir Kule’ye kapattı. Ama Kont Trocero ve Komutan Prospero, onun kacmasını sağladı.




Conan, Pikt topraklarına girerek efsanevi Tranicos’un hazinesini buldu. Akilonya krallığının ileri gelenlerinden olan Trocero, Prospero ve Publius, Conan’ı deli Kral Numedides’e karşı duzenlenecek ayaklanmaya onderlik etmeye ikna ettiler.

Uzun bir uğraşın sonunda Conan’ın ordusu, Numedides’in ordusu Alimane savaşlarında yendi. General Conan, Numedides’i oldurdu ve kılıcıyla aldığı krallık tacını başına taktı.

Akilonya Kralı Conan, kendisini devirmek icin duzenlenen uc komployu da atlattı. Bu komploların birinde kendisini zindandan kurtaran Nemedyalı kole kız Zenobia ile evlendi.

Kral Conan ve Kralice Zenobia, bir cok buyulu ve politik fırtına savaşmak zorunda kaldılar fakat her şeye rağmen Conan tahtını korudu. Prens Conn, Prenses Radegund ve Prens Taurus adlı uc cocukları oldu.
Kral Conan, ezeli rakibi buyucu Toth Amon ile son ve buyuk savaşa girip onu oldurdu.

Kralice Zenobia, dorduncu cocuklarını doğururken oldu. Birkac yıl sonra Conan, uzak batıdan gelen gizemli bir cağrıya uyarak 70 yaşında tahtını terk etti. Batı okyanusuna, buyuk olasılıkla son yolculuğunu yapmaya gitti. Batıdaki Mayapan anakarasına ulaştı. Olumu hakkında bir bilgi yok.

Prens Conn, babasının hukumdarlığını devralarak, Akilonya Kralı II. Conan olarak tahta cıktı.


Kral Conan’ın Ortaya Cıkması


Kral Kull, Solomon Kane, Bran Mak Mom ve diğer kılıc ve buyu olan Robert E. Howard 1932’den 1936’ya kadar yaklaşık iki duzine Kimeryalı Conan Seruveni yazdı.

Conan’ın seruvenleri belli bir sırayı izleyemiyordu. Weird Tales dergisinde Akilonya Kralının oykuleri yer aldı. Sonra geri donerek Fil Kulesini yazdı ve kahramanının yaşamından değişik donemlere ilişkin seruvenlerini oykuledi.
Roman uzunluğunda tek Conan oykusu Muzaffer Conan adıyla basılan Ejderin Saati’dir. Bunun sonunda Nemedyalı harem kızı Zenobia ile evleneceğini soyler. REH Kimeryalı’nın bundan sonraki yaşamına ilişkin bir sozcuk yazmadı. Ama hayranlarından bazılarına Kral Conan’ın yeterince hukumdarlık ettiğini, savaşlara girdiğini ve tahtını oğluna bırakarak Batı Denizine gittiği ve Akilonya’ya oğlunun yanında ortak duşmanlara karşı savaşmak uzeri geri donduğunu yazdı.

Howard’ın olumunden sonra bir cok yazar Conan’ın Krallığına ilişkin oykuler yazdı. Bunlardan biri İsvecli Bjorn Nyberg ile L. Sprague de Campın ortaklaşa yazdığı “Conan’ın Donuşu”dur. Bu oyku Conan’ın evliliğinden bir yıl sonra gecer ve Kral kacırılan Kralicesini buyucuden kurtarır.

Ondan once Camp ve Lin Carter “Kurtarıcı Conan”ı yazdı. Burada Akilonya tahtını ele gecirmesini anlatırken “Adaların Conan”ı Kimeryalı’nın oğlu Conn’u tahta bırakarak yetmiş yaşında denize acılışını anlatır.

Bundan sonra bu cift Conan ve oğlunun Tohth-Amon ile mucadelesini anlattı ve bunlar Akilonya’lı Conan adı altında toplantı. Bunun birkac Tor romanı ve Leonard Carpenter’ın yazdığı Buyuk Conan İzledi.

Diğer Ozgun Kral Conan oykulerinde yanısıra John Buscama ve ben Muzaffer Conan’ın devamını yazdık. Bunlar Conan’ın Zebobia’yı kurtarmak icin Nemedya’ya donuşunu anlatan Muzaffer’in Donuşu ve Muzaffer’in Gelini’dir.
Thulandra Thuu’nun intikamının başında Kral Numedides olmuş ve gomulmuş ve buyucu Tarantia’ya kacmıştır. Kral Conan biraz rahatsız Akilonya tahtında oturnaktadır. Ama Thulandra Thuu’ orada cok uzun sure kalmamasına calışmaktadır....


Conan Nasıl Kral Oldu?


Pek cok maceradan sonra Conan, Akilonya ordusunda paralı asker olarak vahşi Pikt’lere karşı savaştı. Bu savaşlardaki başarıları sonucu Akilonya ordusunda general oldu. Conan’ın general olarak başarıları ve ununun artması Akilonya’nın deli kralı Numedides’in kıskanclığını cekti. Conan’ı sarayına cağırdı, ilaclı şarapla uyutup, idam edilmek uzere Demir Kule’ye kapattı. Ama Kont Trocero ve Komutan Prospero, onun kacmasını sağladı.

Conan, Pikt toğraklarına girerek efsanevi Tranicos’un hazinesini buldu. Akilonya krallığının ileri gelenlerinden olan Trocero, Prospero ve Publius, conan’ı deli Kral Numedides’e karşı duzenlenecek ayaklanmaya onderlik etmeye ikna ettiler.

Uzun bir uğraşın sonunda Conan’ın ordusu, Numedides’in ordusu Alimane savaşlarında yendi. Genaral Conan, Numedides’i oldurdu ve kılıcıyla aldığı krallık tacını başına taktı.


Kaynak: Resimli Roman