• 29-08-2022, 02:33:31
    #1
    Turkluğun ve İslÂmiyetin temsilcileri olarak asırlar boyunca dunya devletler dengesinde eşsiz bir rol
    oynamış olan Osmanlı İmparatorluğunun kuruluş, yukseliş, duraklama ve cokuş devirleri, yabancı bircok
    tarihciden diplomatlara kadar cok sayıda araştırıcının dikkatine konu olmuş ve hÂl da olmaya devam
    etmektedir.
    Bunlardan bazıları bu İmparatorluğu erişilmez bir hukuk, adalet, insaniyet ve irfan doruğu olarak
    gormuş, bazıları da barbar olarak nitelendirmiştir. Kasıtlı olarak ve on yargılarla ona saldıranlar
    olduğu gibi, tarafsız bir acıdan ele alanlar da gorulmuştur. Değil bir yabancının, bir Turk'un bile
    tarihimiz hakkındaki hukmu ne kadar ilmî bir derinliği hÂiz olursa olsun, şayet vicdanının da sesine
    kulak vermemiş ve mutlak bir yonu kapalı kalan tarihî hÂdiseleri acıklarken o kurtarıcı insaf duygusuna
    da bir hisse ayırmamışsa, cıkardığı sonuclar daima sakat kalmaya mahkûmdurlar.
    Bu Mektuplar 1830 yılında yayınlandıkları zaman, Avrupa'da derin yankılar uyandırmış ve o zamana kadar
    Turkler hakkında beslenilen peşin hukumleri temelinden sarsmıştır. Bağlı bulunduğu fikir ve mesleğe gore
    hareket eden bircok Turk duşunurunde bulamadığımız bazı yuce vasıflara sahip bulunan Ubicini'nin bu
    eserinde goze carpan bazı hususları burada kısaca işaret etmek ihtiyacını duyuyoruz. Ancak bir tarih
    felsefecisinin yapabileceği birtakım tespitlerin bu yazar tarafından ortaya konulmuş olması gercekten
    dikkat cekicidir.

    Tercuman 1001 Temel Eser 64. kitap.
    Tıpkıbasım PDF, 235 sf. 5 MB.

    Gizli İçerik:
    Gizli içeriği görmek için mesaj yazmalısınız.