İki guzel dost ve yaşanan iki farklı hayat. Bir yanda aşkın parıltıları, bir yanda aile olmanın ağırlığı... Bir yanda "Naz ile işve sazının en pesinden en tizine dek her telinden calabilen" Louise; diğer tarafta "Fedakarlığın, şefkatin aşktan buyuk olduğunu duşunen" Renée. "Aşkla evlilikteki butun vazifeler vazife olmaktan cıkıyor. "Aşk haz. Aşk, turlu renkleriyle bir ışık tufanı, belki bulbul feryadı, bir Enduluslu Arap... Nikah; tevekkul ve sadakat...
Her anı aşkın boyasıyla boyanmış olsa da cocuksuz bir evliliğin eksikleri... Zaman zaman "Bu buyuk bahce, bu koşk bana ıssız, tenha geliyor. Her yer zindan gibi soğuk, karanlık. Cocuksuz bir kadın yanlış yaratılmış bir yaratığa benziyor." diyen Loise'in feryatları... Aşkı Loise'in anlattıkları kadarıyla bilen ve ona aile olmanın cok farklı olduğunu anlatmaya calışan uc cocuk annesi Renée...
Her sayfada karşımıza cıkan gorkemli tabiat, yuce ruhlar ve o donemin debdebeli Paris hayatı ve iki arkadaşın bu cercevede birbirlerine yazdıkları mektuplarda fazilet, mutluluk, aşk, aile, nikah, cocuk, doğum, şefkat, saygı gibi kavramların irdelenmesi... "Aşk bir kafes olamazsa, sıkılan erkeği tutmak icin hicbir şeyin para etmeyeceğini" bilen iki kadının evliliklerini sıradanlıktan, sevgisizlikten kurtarmak icin verdikleri mucadeleler, birbirlerine yazdıkları "puf noktaları"...
Kısacası, sanki eserdeki butun mektupları iki dost birbirine gondermemiş de yazar muhteşem bir dille susleyerek dunden bugune gondermiş. Değişen hicbir şey yok: Kadınlar aynı kadınlar, erkekler aynı erkekler...
Her anı aşkın boyasıyla boyanmış olsa da cocuksuz bir evliliğin eksikleri... Zaman zaman "Bu buyuk bahce, bu koşk bana ıssız, tenha geliyor. Her yer zindan gibi soğuk, karanlık. Cocuksuz bir kadın yanlış yaratılmış bir yaratığa benziyor." diyen Loise'in feryatları... Aşkı Loise'in anlattıkları kadarıyla bilen ve ona aile olmanın cok farklı olduğunu anlatmaya calışan uc cocuk annesi Renée...
Her sayfada karşımıza cıkan gorkemli tabiat, yuce ruhlar ve o donemin debdebeli Paris hayatı ve iki arkadaşın bu cercevede birbirlerine yazdıkları mektuplarda fazilet, mutluluk, aşk, aile, nikah, cocuk, doğum, şefkat, saygı gibi kavramların irdelenmesi... "Aşk bir kafes olamazsa, sıkılan erkeği tutmak icin hicbir şeyin para etmeyeceğini" bilen iki kadının evliliklerini sıradanlıktan, sevgisizlikten kurtarmak icin verdikleri mucadeleler, birbirlerine yazdıkları "puf noktaları"...
Kısacası, sanki eserdeki butun mektupları iki dost birbirine gondermemiş de yazar muhteşem bir dille susleyerek dunden bugune gondermiş. Değişen hicbir şey yok: Kadınlar aynı kadınlar, erkekler aynı erkekler...