Fogazzaro'nun yapıtlarının tumunde, gokyuzu ile yeryuzunun, dogma ile bilim ozgurluğunun, ruhla etin cağrıları arasında dalgalanan bir vicdan dramı gorulur. Bu dram oteki kitaplıklarında anımsamalar, karşıtlıklar şeklinde işlenmişken, son iki romanına (Il santo 1905, Leila 1911) ana konu olarak girmiştir. Il santo'da Fogazzaro, romanın kahramanının aracılığı ile kilisenin yenilenmesi tezini savunan ve "modernist" denilen akımın sozculuğunu ve onderliğini yaptığı icin, romanda modernizmi kınayan papa X. Pius tarafından aforoz edilmiştir. Leila da aynı sondan kurtulamamıştır.
Sanatının, duşuncelerinin eksik, zayıf yanlan kavranmaya başlayınca, birkac yıl suresince gerek sanatcı, gerek duşunur ve hatta yeni bir din kurucusu olarak aşırı bir şekilde ovulen Fogazzaro'ya karşı gosterilen tepkinin insaf sınırlarını cok aşmış olmasını tabii karşılamalıdır. Fogazzaro, bilim, din, siyaset konusunda savunduğu duşuncelerinde yanılmış olabilir. Ahlak ve feragat havariliği yapmak istedikce, mizacının sensualizmi yuzunden halkın sempatisini yitirdigi de bir vakıadır. Ama butun bu şeylerin ustun de bir gercek vardır ki o da, yanlış ya da doğru, hak bildiği yolda samimi olduğudur. Fogazzaro hic şuphesiz, XIX yuzyıl ikinci yarısı İtalyan edebiyatının Verga ile en buyuk iki romancısından biridir.
Sanatının, duşuncelerinin eksik, zayıf yanlan kavranmaya başlayınca, birkac yıl suresince gerek sanatcı, gerek duşunur ve hatta yeni bir din kurucusu olarak aşırı bir şekilde ovulen Fogazzaro'ya karşı gosterilen tepkinin insaf sınırlarını cok aşmış olmasını tabii karşılamalıdır. Fogazzaro, bilim, din, siyaset konusunda savunduğu duşuncelerinde yanılmış olabilir. Ahlak ve feragat havariliği yapmak istedikce, mizacının sensualizmi yuzunden halkın sempatisini yitirdigi de bir vakıadır. Ama butun bu şeylerin ustun de bir gercek vardır ki o da, yanlış ya da doğru, hak bildiği yolda samimi olduğudur. Fogazzaro hic şuphesiz, XIX yuzyıl ikinci yarısı İtalyan edebiyatının Verga ile en buyuk iki romancısından biridir.