• 28-08-2022, 06:48:58
    #1
    Surdurulebilirlik ve Tıp _ Nedir bu ?surdurulebilirlik? oykusu? _ Pdf


    3-6 Eylul 2009 tarihleri arasında duzenlenen Karaburun Bilim Kongresinde yapılan konuşmanın, konuşma akışına ve ?ruhuna? uygun bir şekilde gozden gecirilmesiyle oluşturulmuştur. Ben daha anlaşılır olması icin kucuk bir deyimler sozluğu ekledim.


    "Ankara?dan İzmir?e yaptığım yolculukta arkamda bir ilac firmasına receteye yazdıkları ilaclara karşılık olarak tatile cıktıklarını anladığım iki doktor oturuyordu; ?gunde iki yuz hasta bakmaktan? soz ettiklerini duydum ve bu durumdan alabildiğine mutlu gozukuyorlardı: bir hasta icin yaklaşık olarak 115 saniye. Hasta ?işinin? cabuk gorulmesinden mutlu, hekim hasta başına aldığı ucretin artmasından. Aslında bu goruntu daha fazla soze, ?derin analizlere? yer bırakmayacak denli acıklayıcı. Kapitalizmin en ciddi ideolojik mudahalelerinden biri yabancılaşma hic kuşkusuz; gorulduğu gibi sağlıkta fordist uretim modeli donemini yaşıyoruz! Ve eğer bu alandaki yabancılaşmayı goz ardı edersek, onun niteliğini ve niceliğini sorgulamaz-sak yalnızca tıp icin değil tum bilimler kapsamında hala onlarda olmasını safca beklediğimiz, umduğumuz değerleri arayıp dururuz. Vakit kaybı! Cunku sınıflı toplumlarda ve devletin olduğu her yerde hicbir şey olması gereken yerde değildir ve ?şeylerin? olmasını istediğimiz yerlerde olmasını sağlamanın yolu zor mudahalesinden gecer, kapitalizmde oyle yapmıştır ve hic kuşkusuz kendince haklıdır. ?İnsana hiclik duygusunun yaşatılmasını? iyi bir yabancılaşma tarifi olarak ele alabiliriz ayrıca yabancılaşmayı ?benliğin dışına cıkma durumunu sağlayan akli rahatsızlık? olarak ta tanımlamak mumkun. Yolculuk orneğim hic kuşkusuz daha fazlasını hak ediyor."

    Ayrıca;
    Nedir bu ?surdurulebilirlik? oykusu? derseniz
    Gonca Mine Celik size anlatıyor.


    "Bizim bir evimiz var ve evde 8 kişi yaşıyoruz. Bu evin ihtiyaclarını bahcedeki bostandan karşılıyoruz. Bu bostan her yıl bize yetecek kadar urun veriyor ve ertesi sene yeni urunler ekmek istediğimizde toprağın kalitesini yitirmediğini ve kirlenmediğini goruyoruz. Cunku toprağa ait olmayan hic bir urun, kimya-sal gubre, herbisit, pestisit vesaire kullanmadık. Ustelik yiyecek artıklarımız boşa gitmesin diye kompost yapıp toprağı bir guzel zenginleştirdik. Topraktan aldığımızı toprağa geri verdik. Yeni bostan da bize yeni urunler vermeye de-vam edecek. İşte, surdurulebilir bir iş yaptık, kendimizi tebrik edebiliriz!
    Bostanda tek urun yok, ceşitlilik var. Boylece hem ceşitli ihtiyaclarımızı karşılayabildiğimiz icin kendine yeterli bir sistem kurmuş olduk, hem de toprağı korumuş olduk. Toprağı nasıl koruduğumuz kısmı biraz karışık. En kısa yoldan anlatmak gerekirse; bir şeyler yetiştirirken siz ekini eker-siniz ve doğa ona bakar, buyutur. Siz tohumu toprağa attık-tan sonra doğanın kuralları gecerlidir. Dolayısıyla doğayla iş yaptığınıza gore, onun kurallarına uymak zorundasınız-dır ve doğada ceşitlilik vardır. Toprak ve tum ekosistem de bu ceşitlilikten beslenir. Doğaya aykırı bir iş yaparsanız ve tek tip urun yetiştirirseniz toprağı ve tum ekosistemi gunden gune zayıflatır, savunmasız hale getirirsiniz. Sadece makarnayla beslenseydiniz bağışıklık sisteminiz cokmez miydi? İşte bunu da biyolojik ceşitliliğin onemi ve monokulturun zararlarıyla ilişkilendirebiliriz."




    Surdurulebilirlik ve Tıp _ Nedir bu ?surdurulebilirlik? oykusu? _ Pdf 1 Mb:


    Gizli İçerik:
    Gizli içeriği görmek için mesaj yazmalısınız.