• 28-08-2022, 05:29:45
    #1






    O N S O Z



    Turkler, Anadolu?ya yerleşip coğalınca ve Osmanoğulları devletini kurunca
    sadece Anadolu cercevesi icinde yaşamanın kendilerine dar geleceğini anlamakta
    gecikmemişlerdi. Bunun sonucu olarak da gozlerini Boğazlar?ın karşı kıyılarına,
    Rumeli, yÂni Avrupa topraklarına cevirmişlerdi. Buraların bereketli toprakları
    kendilerini cağırıyordu. Mevlût şaheserinin yazarı Suleyman Celebi bir eserinde
    bu karşıya gecişi ne hÂrika bir beyitle anlatır:
    «VelÂyet gosterup halka suya seccade salmışsın»
    «Yakasın Rumeli?nin desti takvayla almışsın»
    Ve işte Turkler sayısız haclı, hacsız seferlere, Hıristiyan Âlemin butun acık ve
    kapalı ittifaklarına rağmen altı yuz yıldır Rumeli?nde tutunabilmiştir. Avrupa?da
    sahip olduğu cok geniş toprakların bir bolumunu olsun muhafaza edebilmiştir.
    Elbette bu kolay olmamıştır. Rumeli topraklarını durup dinlenmeden elinden
    gaspetmek cabasında olan ceşitli milletlerin ordularına karşı savaşmak zorunda
    kalan babayiğitler comertce kanlarını akıtmışlar ve şehadet şerbetini seve seve
    icmişlerdir. Hele bunların arasında bulunan biraz zayıf bunyeliler hicbir şekilde
    hayatta kalamamışlardır. Bitip tukenmek bilmeyen bu savaşlardan arta kalanlar
    ancak son derece sağlam yapılı kişiler olabilmiştir. Bu babayiğitlerin torunlarından
    ise dunyayı şaşırtacak kuvvette ve kudrette pehlivanların turemesi kadar tabii bir
    şey olamaz.
    Bunlar sadece kuvvet ve kudret bakımından değil, fakat ahlÂk bakımından da
    eşsiz ustunlukte birer varlık idiler.
    Bugun gureş tarihimize baktığımız zaman adları hÂl dillerde dolaşan nice ve
    nice buyuk pehlivanımızın Rumeli kokenli olmalarının tek sebebi budur. Bunların
    adları sayılmakla tukenmez. Mesela Zigoş diye halkı tamamıyla Turk bir koy vardı
    ki bir davul sesi duyuldu mu istisnasız her evden elinde kısbet zembili ile bir
    delikanlı fırlardı. Biz şoyle aklımıza geliveren birkac adı kaydediverelim:
    Koca Yusuf, Hergeleci İbrahim, Kara Ahmet, Kazıkcı Karabekir, Kel Alico,
    Kara Ibo, Adalı Halil, Kurtdereli Mehmet, Koca Rustem, Makarnacı Huseyin,
    Kızılcıktı Mahmut, Tekirdağlı Huseyin.
    Ne yazık ki Bulgarlar orada yaşamakta olan Turk soyunu benliklerinden
    uzaklaştırmak icin adlarını Bulgarlaştırmadan once ilk iş olarak memleketlerinde yağlı gureşi yasaklamışlardır. Bu da onların Turklerden olduğu kadar Turk
    gureşinden de ne kadar korktuklarını acık bir bicimde ortaya koymaktadır.
    İşte bu kitapta iki Rumeli kokenli yaman Turk pehlivanının bundan hemen
    hemen yuz yıl once başlarından gecen gercek maceralarını okuyacaksınız.

    Murat SERTO?LU









    Link:


    Gizli İçerik:
    Gizli içeriği görmek için mesaj yazmalısınız.