Mevlana'yı vefat yıl donumunde anarken,yıllar once radyo programımda okuduğum ve cok ilgimi ceken “neyin”hikayesini anlatmak istiyorum.Şuphesiz Mevlana denince akla Konya şehrimiz,semazenler ve de ney gelir ve ben oğrenene kadar ,kucukken Mevlana ‘nın Konya'da doğduğunu ,ve oralı olduğunu ,orada doğup buyuduğunu sanırdım ve Mevlana Hazretleri'nin de oturup ney uflediğini duşunurdum.Cunku zihnimde cocukluğumdan kalma bu ve buna benzer kareler coktu…Zamanla,buyudukce bildiklerimizin,oğrendiklerimizin eksikliğini ya da yanlışlığını anlıyoruz. Mesela Mevlana Celaleddin Er-rumi(30 Eylul 1207-17 Aralık 1273) Bugun Afganistan sınırları icerisinde yer alan Horasan'ın Belh şehrinde doğmuş.Konya'da değil.
Benim asıl maksadım,- ney ne icin inler ?-Diye sorup,neyin hikayesini anlatmak.Ney alemi kuşatan”buyuk sırrın”sesidir.Yanıktır.Yakar.Her nerede uflenirse uflensin bulunulan ortamın nahoşluğuna inat kendi aşkını ve derdini one alan,baskın cıkan,”alet edilemez”bir inleme gibidir.Diğer tum sazları gayri meşru şarkılarda kullanmak mumkundur,ancak ney oyle değildir.O alet olmaz.Nerede olursa olsun kendi gundemini ,ilahi aşk ateşini bir anda en on sıralara oturtuverir.
Neyin cıkış oykusu şoyle anlatılır:”efendimiz(sas) Mirac'da ilahi guzelliği temaşa ettikten sonra icine duşen aşk ateşinin şiddetine dayanamayarak sırrı damadı Hz.Ali'ye nakleder.Bu sefer O aynı aşkla yanmaya başlar ve sonunda tahammul edemez hale geldiği icin gider,kor bir kuyuya derdini acar.Bir gun Efendimiz (sas) ashabıyla gezinirken kulaklarına Hz.Ali'ye anlattığı sırrın sozleri calınır.Hayretle sesin geldiği tarafa yaklaştığında kor kuyunun icinden yukselen bir kamışın ruzgarda sallandıkca sırrı ifşa ettiğini gorur.
Neyin uzerindeki dokuz boğum,insanın sadece misafir olduğu dunyaya dokuz ayda yolculuk ettiğini,uzerindeki yedi nota perdesi ise insanın kemale erme yolunda baş etmesi gereken yedi kat nefse sahip olduğunu anlatmaktadır.Ney ile olgun insan bir diğerinin orneği ve temsilcisidir.Cunku ney ,yetiştiği kamışlıktan kesilip ayrılmış,goğsune ateşle delikler acılmış,başına ,ayağına,hatta boğumlar arasına madeni halkalar ve teller takılmış,koparıldığı yerdeki rutubetten mahrum kalmış,bundan dolayı kupkuru ve sapsarı kesilmiştir.İcerisi tamamıyla boştur.Ancak neyzenin nefesiyle dolar.Kendi başına kalırsa ne sesi cıkar ne sadası.Dolayısıyla Mevlana Hazretleri bir rubaisinde “Ney'i dinle ki neler neler soyluyor.Allah'ın gizli sırlarını tekellum ediyor.Yuzu sararmış,ici boşalmış,başı kesilmiş,yahut neyzenin nefesine terk edilmiş olduğu halde dilsiz ve kelamsız ,Huda Huda aiyor.”buyurmuştur.İşte Ney bunun icin inler….Mevlana Hazretlerini rahmetle ve saygıyla anıyoruz.
NOT:Alıntıdır.
Forumda oylesine gezinenler icin araştırıp buldum

__________________