• 25-07-2022, 03:08:57
    #1




    BAŞLARKEN

    -------------

    Allah’ın adıyla, yardımıyla, ihsan ve ikramıyla.
    Nicin yeni bir dergi?
    Yeni cıkan bir dergiye sorulan ilk soru, budur genelde: “Bunca dergi varken niye bir
    dergi cıkarıyorsunuz?”
    Buna verilecek ilk cevap, “Daha cok dergi olsun diye!”dir. Cunku her dergi bir okuldur,
    bir mekteptir. Okul sayısından cekinmeye ne gerek var! Bura(lar)dan yonetici yetişir,
    yazar yetişir, okur yetişir. Evet, son kelimeyi vurgulayalım: Dergilerde okur da yetiştirir.
    Gecmişe donup baktığımızda dergilerin ilim, kultur ve edebiyat alanlarında ne kadar
    kıymetli ve muhim işler kotardıklarını bugun rahat bir şekilde gorebilmekteyiz. Belki
    onlar da ilk cıktıklarında benzer sorularla karşılaşmışlardır. Bugun yapılmakta olanların değeri, gelecekte anlaşılacaktır. Rabbimizden niyazımız, bize ileride hayırla, ihtiramla anılacak işler yapmayı nasip etmesidir.
    İNSİCAM, insanı merkeze alan, duşunceyi insanın temel ozelliği olarak goren, duşunceden hÂsıl olan, yansıyan, ortaya cıkan kulturu, onun ve icinde yaşadığı toplumun
    kimliğini aksettiren bir mecra olmaya calışacak.
    Her dergi cıkarken mutlaka cıkış gerekcelerini hakkında soz soyler. Amaclarından,
    yonteminden bahseder.
    Jenerikte gorulduğu uzere İNSİCAM, ulkemizin koklu teşkilatlarından İnsan ve Medeniyet Hareketi sahipliğinde cıkmaktadır. Ama bir kurum bulteni huviyetinde değildir.
    Kurumun hedef ve hassasiyetlerini gozeterek duşunce ve kulturu merkeze alan bir
    yayın yapacaktır.
    İnsanımıza, toplumumuza ve ulkemize yeni bir heyecan, yeni bir renk katmayı amaclayan dergimiz Muslumanca bir duruş, bakış, anlayış ve yorumlayışı vazgecilmez bir
    ilke olarak benimsemiştir. İNSİCAM gecmişi, bugunu anlamak/yaşamak ve geleceği inşa
    etmek icin olmazsa olmaz olarak gormektedir. Tarihte ortaya cıkan kurumlar -mezhepler, tarikatlar, cemiyetler, teşkilatlar hatalarıyla, sevaplarıyla bizimdir. Bunlar, bizim
    duşunce ve kultur dunyamızın muhim birer unsurudur. Onların hatalarına duşmemek,
    sevaplarının izini surmek artırmak, daima onumuzde bulunduracağımız bir ilke olacak-
    tır.
    Yapılan uzun muzakereler neticesinde, gorduğunuz bicim ve icerikle karşınızdayız. Her
    sayıda bir konuyu ağırlıklı olarak ele alacağız, inşallah. İlk sayımızda son zamanlarda
    cokca tartışılan, daha doğrusu eleştirilen İslam duşunce ve kultur tarihinin en onemli
    birkac isminden biri olan, Eş‘arî kelÂmcısı, ŞÃ‚fiî fakihi, mutasavvıf, filozoflara yonelttiği
    eleştirilerle tanınan İslÂm duşunuru olan GazzÂlî’yi (vefatı: 14 CemÂziyelÂhir 505/18
    Aralık 1111) gundeme taşımaya calıştık. Az ama oz olduğunu duşunduğumuz yazıların
    siz okuyucularımıza yeni ufuklar acacağını temenni ediyoruz.
    Mart ayı biraz da Mehmed Âkif ayıdır. Canakkale ve Âkif bağlamında şair hakkında
    kitap yazan kıymetli uc yazarımıza uc soru yonelttik. Verdikleri cevapları ilgiyle okuya-
    cağınızı umuyoruz.
    Gectiğimiz ay icinde vefat eden İslam psikolojisi alanındaki calışmalarıyla tanınan
    Malik Bedri’ye ve ulkemizin muhim ilim adamlarından M. Emin Sarac Hocaefendi’ ye,
    Allah’tan rahmet ve mağfiret niyaz ediyoruz. Her iki hocamız icin birer yazımız var.
    Ayrıca Emin Sarac Hocaefendi’nin 35 yıl once yayınlanan bir yazısını, rahmete vesile
    olması duasıyla iktibas ettik.
    Onumuzdeki ay, daha nitelikli, daha doyurucu bir İNSİCAM’da buluşmak uzere Allah’a emanet olunuz.

    Mustafa Ozel
    Genel Yayın Yonetmeni


    Gizli İçerik:
    Gizli içeriği görmek için mesaj yazmalısınız.
  • 25-07-2022, 03:25:13
    #2



    MUBAREK AY RAMAZAN’A GİRERKEN


    SelÂm olanın selamıyla.
    İkinci sayımızla huzurlarınızdayız.
    Oncelikle, dergimiz İnsicam’ın cıkışını sozlu, yazılı, vicahi olarak tebrik
    eden, bize guc ve enerji veren siz kıymetli okuyucularımıza yurekten teşekkur ederiz.
    Bu sayıda Ustad Sezai Karakoc’un nitelendirmesiyle Başkentler Başkenti
    İstanbul’a dikkat cekmek istedik. Tum Turkiye’nin bir bicimde ilişkili ve
    bağlantılı olduğu bu kadim ve kutlu belde, maalesef kendine yabancılaşıyor,
    daha doğrusu bu şehirde yaşayan bizler, onun kişiliğini, kimliğini, tarihini
    yok ediyoruz. Onu ayakta tutabilmek, gelecek nesillere aktarabilmek icin
    evveliyetle onu tanımak, bilmek, yaşamak gerekiyor. Dergimizde yer alan
    yazılar, buna bir nebze katkı sağlarsa kendimizi bahtiyar addedeceğiz.
    İslam coğrafyasının her bir koşesi diğerinden onemlidir gozumuzde. Tarih-
    te ve gunumuzde Allah’ın adının yukseldiği her yer bizimdir; sevincimizdir,
    mutluluğumuzdur, uzuntumuzdur, acımızdır… İstanbul’umuzun yanında
    Balkanlar’ı da hatırlayalım istedik. Beğenerek okuyacağınızı umuyoruz.
    Gecen sayıda duyurmayı unuttuk, her sayıda yazacak olan kıymetli kalemler olacak. Aksilik olmazsa, Bilal Kemikli ile Ali Ozturk hocalarımız edebiyata, kulture dair yazılarıyla; Rıza Savaş ve Ahmet Pocanoğlu hocalarımız ise
    İslam Tarihi ve Hadise/Sunnete dair yazılarıyla sayfalarımızı susleyecekler.
    Mucahid Yıldız da Almanya’dan izlenimlerini aktaracak bizlere.
    İlk sayımızda Malik Bedri ile Muhammed Emin Sarac hocalarımızı anmış-
    tık. Suriyeli AllÂme Muhammed Ali SÂbûnî ve Osmanlı tarihciliğinin onemli
    siması Mehmet Genc, mart ayı icinde bu dunyadaki surelerini tamamlayıp
    Sonsuzluk Yurdu’na goctuler. Her biri hakkında iki calışma bulunuyor İnsicam’ın nisan sayısında. Her iki hocamıza da Rabbimizden sonsuz rahmet
    diliyoruz.
    Dergimizi okumaya başladığınızda Peygamber Efendimiz’in ifadesiyle (Beyhakî, Şuabu’l-ÎmÂn, 5/223) “başı rahmet, ortası mağfiret, sonu da cehennemden
    kurtuluş” ayı olan Ramazan-ı Şerif’e sayılı gunler kalmış olacak. Bu mubarek ayın ulkemize, Âlem-i İslÂm’a ve butun insanlığa hayırlar getirmesini
    niyaz ediyoruz.
    Fetih ayı olan mayıs ayında buluşmak temennisiyle, sağlık ve esenlikler dileriz.

    Vesselam.

    Mustafa Ozel
    Genel Yayın Yonetmeni

    Gizli İçerik:
    Gizli içeriği görmek için mesaj yazmalısınız.
  • 25-07-2022, 03:25:28
    #3



    VehhÂb olanın selamıyla.

    Kıymetli okuyucularımız,

    Mubarek Ramazan’ı, kalben mahzun ve munkesir olarak idrak ettiğimiz şu
    gunlerde 3. sayımızla karşınızdayız.
    Yaşadığımız gunler, Peygamber Efendimiz’in (s.a.v.) şu kutlu sozunu bir daha
    hatırlatıyor: “Beş şey gelmeden once beş şeyin değerini iyi bilmelisin: İhtiyarlığından once gencliğinin, hastalığından once sağlığının, fakirliğinden once zenginliğinin, meşguliyetinden once boş vaktinin ve olumunden once hayatının.”
    (HÂkim, Mustedrek, IV, 341; BuhÂrî, Rikak, 3; Tirmizî, Zuhd, 25).
    Mayıs ayı, fetih ayıdır, Fatih’in ayıdır. İcinde yaşadığımız şehrin, İslÂmbol olduğu aydır. İslam’ın Avrupa’ya doğru kararlılıkla, guvenle, şefkatle, merhametle
    yurumeye başladığı aydır. Mayıs, bu anlamda bizim icin başka turlu bir bahardır. Allah’ın Elcisi’nin (s.a.v.) şu hadis-i şerifinde “Konstantıniyye elbette fethe-
    dilecektir. (Onu fetheden) komutan ne guzel komutan, (onu fetheden) ordu ne
    guzel ordudur!” (Ahmed b. Hanbel, Musned, IV, 335; BuhÂrî, et-TÂrîhu’l-Kebîr, I, (İkinci
    Kısım), 81; HÂkim, Mustedrek IV, 422, hn.: VIII: 8300) şeklinde ovduğu kumandan ve
    askerlerini rahmetle, hurmetle anıyoruz. Ruhları şad, mekÂnları cennet olsun.
    Allah hepimizi şefaatlerine nail eylesin.
    Bu sayımızda sizleri once bayrama dair yazılarımız karşılayacak. Bayram şekeri tadında okumanızı arzularız. Mayıs sayımızın ağırlıklı konusu eleştiri. Birey
    ve toplumun dinî, ilmî, fikrî, siyasî ve kulturel gelişmesinde muhim bir yer tu-
    tan eleştiri, maalesef ne doğru anlaşılıyor ne de doğru yapılıyor. Konuya sağlık-
    lı yaklaşmamıza imkÂn verecek yazılarımız var.
    Yazılarımız bunlardan ibaret değil elbette. Biyografiden hadise, tarihten du-
    şunceye uzanan değişik konulardaki yazılarımız sizleri bekliyor.
    Gectiğimiz ay İslam dunyasında yine vedalar yaşandı. Ulkemizin onemli ilim
    ve hizmet adamlarından İSAV’ın kurucusu Prof. Dr. Ali Ozek hocamız, bu dun-
    yadaki omrunu tamamladı. Hint alt kıtasının muhim simalarından Mevlana
    Vahîdudîn Han da 96 yaşında emanetini teslim etti. Her ikisini birer yazıyla
    anıyoruz. Allah’ın rahmet ve mağfireti uzerlerine olsun.
    Ramazan Bayramını’zı tebrik eder, ulkemize, Âlem-i İslam’a ve insanlığa hayır-
    lar getirmesini niyaz ederiz.

    Haziran sayımızda buluşmak umuduyla Rabbimize emanet olunuz.

    Mustafa OZEL
    Genel Yayın Yonetmeni

    Gizli İçerik:
    Gizli içeriği görmek için mesaj yazmalısınız.
  • 25-07-2022, 03:25:40
    #4



    YÂ Muntakim!

    Ey mazlumların sahibi, ey mustazafların koruyucusu!

    Ey Filistin’in, Kudus-u Şerif’in, Mescid-i AksÂ’nın yegÂne ve mutlak KÂdiri!

    Ey hicbir zulmu karşılıksız bırakmayan, bir adı da Muntakim olan Rabbimiz!
    Her yıl Ramazan’ımızı, orucumuzu bize, Âlem-i İslam’a zehir eden işgalci siyonistlerin koklerinin bizim ellerimizle kazındığı gunleri bize goster! Biz biliyoruz, inanıyoruz: Sen RahmÂn’sın, Sen Rahîm’sin, Sen Raûf’sun. Ancak; Senin bu
    ozelliklerine, bu isimlerine layık olmayan, yuzyıllardır Sana isyan eden, verdiğin nimetlere nankorluk eden Yahudi katil, cani ve işgalciler, Senin kendileri-
    ne Muntakim, KahhÂr, CebbÂr isimlerinle tecelli etmelerini bekliyorlar, onları
    mahrum etme ya Rab!
    Evet, son gunleri cok acı gecen bir Ramazan’ı daha geride bıraktık. Bu acılara
    kayıt duşen yazılarla acılıyor Haziran sayfalarımız. Az ama oz; kimliğimizi, kişiliğimizi, bakışımızı, duruşumuzu gosteren yazılarla...
    Dunyanın kadim meselelerinden biri, şuphesiz gencliktir. Her zaman, her yerde
    konuşulan, genelde şikÂyetci olunan genclik konusunu değişik acılardan, farklı
    kalemlerle gundeme taşımaya calıştık. Son birkac yıldır bu bağlamda o kadar
    olumsuz şey soylendi ki, ortaya karanlık bir tablo cıktı, cıkarıldı. Peki, gercek
    oyle mi? Sanmıyoruz. Cunku gencliğimizin durumuna baktığımızda umutsuzluktan cok umut gormek mumkun. Olaya nasıl, nereden baktığımız onemli.
    Şurası bir gercektir: Bugunu bize emanet edenler, dunun beğenilmeyen gencleridir. İnsanların nesillerini, genclerini beğenmemeleri, tarihî ve sosyolojik
    bir vÂkıadır. Dun boyleydi, bugun boyledir, yarın da boyle olacaktır. Hayat devam ettiğine gore, genclerden asla umut kesmemek gerekir. Cunku yaşadığımız
    bunca guzellik, iyilik onların eseridir. Bu kadar sosyokulturel calışmayı kim yapıyor? Cıkan bunca kitabı, onca dergiyi kim okuyor? Şurada bir iş var dendiğin-
    de kim koşuyor?
    Bu bağlamda son olarak şunu soyleyelim: Umutsuzluk değil umut aşılayalım,
    insanlarımızın gonlunu, yureğini ferahlatacak işlere vesile olalım.
    Yazılarımız elbette bunlarla sınırlı değil. Sayfalarımızı cevirdikce surprizler cı-
    kacak karşınıza.
    Turkiye İslamcılığının onemli iki ismi Bahattin Yıldız’ı (şeh. 17 Mayıs 2010) ve
    Âkif Emre’yi (o. 23 Mayıs 2017) rahmetle anarak iyi okumalar diliyoruz.
    Temmuz sayımızda buluşmak uzere Muntakim olana emanet olunuz.

    Mustafa OZEL
    Genel Yayın Yonetmeni

    Gizli İçerik:
    Gizli içeriği görmek için mesaj yazmalısınız.
  • 25-07-2022, 03:25:52
    #5


    RahmÂn ve Rahîm olanın selamıyla.

    Beşinci sayımızı cıkardık, hamdolsun.

    Sevincliyiz. Cunku bir kurbana, bir bayrama, bir Kurban Bayramı’na daha eriş-
    tik. Eriştiren’e binlerce kez hamd u sena olsun. İlk sayfalarımızda karşınıza bu
    konuda yazılar cıkacak. Mevzu derin ve engin olduğu icin ne kadar anlatılsa
    bitmez. Azımızı cok gorun lutfen.

    Bu millet, bu topraklar tarihte ve gunumuzde bircok ihanet gordu, sırtından
    hancerlendi. Ancak 15 Temmuz 2016 akşamında, gecesinde ve ertesi gunun
    ilk saatlerinde yaşananların bir benzerini asla gormedi. Kelimelerin anlatmada
    kifayetsiz kaldığı bu ihaneti, bu ihanet cetesini gundemimize aldık. İslam’ın ve
    muntesiplerinin madden, manen, zihnen, kalben, ilmen nasıl iğfal edildiğini,
    gormeyen gozler bu vesileyle gormuş ve bilmiş oldu. Rabbimiz, ulkemizi ve in-
    sanlarımızı bu hainlerden muhafaza buyursun. Bize dinini saptıran, yamultan,
    eğrilten insanları gorme basiret ve feraseti versin. Âmîn. O gece butun varlığıyla hainlere karşı dimdik duran milletimizi, gazilerimizi yurekten selamlıyor,
    şehitlerimizi minnetle, hurmetle anıyoruz.

    Kulture, duşunceye sonsuz inanıyoruz. Kulturun, duşuncenin, sanatın, edebi-
    yatın olmadığı bir hayat, yağı tuzu olmayan bir yemekten daha berbattır. Yavan
    kelimesi bile yetmez bu hayatı anlatmaya. Hava kadar, su kadar muhtac olduğumuz bu atmosferin iki muhim simasını ağırlıyoruz bu sayımızda. Bunların
    ilki Filistin davasının onemli isimlerinden karikaturist Naci Ali (1938-1987).
    Ardında kırk bin civarında eser bırakan Naci, 22 Temmuz 1987’de Mossad’ın
    yaptığı suikast sonucu yaralandı, hastanede tedaviye alındı ve 29 Ağustos
    1987’de hastanede vefat etti. Kendisini saygıyla, rahmetle anıyoruz. Diğeri bir
    hezarfen olan Şafak Tavkul (1963-24 Haziran 2021). Uzun bir hastalık sonucu
    beka Âlemine irtihal eden Tavkul, on parmağında on marifet olan cok kıymetli
    bir sanatcıydı. Değeri bilinmeyenlerdendi. MekÂnı cennet olsun.

    Sayfalarımızı actığınızda tarihten geziye, hadisten coğrafyaya kadar calışmala-
    rın sizi beklediğini goreceksiniz.

    Kurban Bayramı’nızı tebrik eder, keseceğimiz kurbanların hepimizi Rabbimize
    yaklaştırmasını can ı gonulden niyaz ederiz.

    Ağustos sayımızda goruşmek uzere Allah’a emanet olunuz.

    Mustafa OZEL
    Genel Yayın Yonetmeni

    Gizli İçerik:
    Gizli içeriği görmek için mesaj yazmalısınız.
  • 25-07-2022, 03:26:04
    #6



    FettÂh olanın adıyla.

    Ağustos ayı, Muslumanlar icin ayrı bir ehemmiyete sahiptir. Selcuklu askerleri, Sultan Alparslan komutasında 26 Ağustos 1071’deki Malazgirt Muharebesi ile Anadolu’ya bir daha cıkmamacasına doğudan girdiler. Zamanın halifesi KÂim-BiemrillÂh’ı, giydiği beyaz elbiseyle “Olursem kefenim olsun” diyen
    komutan Alparslan’ı ve askerlerini rahmetle, minnetle anıyoruz. Emanetlerine
    sahip cıktığımızı beyan ediyoruz. Hepsinin ruhu şÃ‚d olsun.

    Bu sayımızda yuzyılların en onemli kultur taşıyıcısı, edebiyatın muhafızı olan
    kitabı gundeme aldık. Dunyanın yaşamakta olduğu değişimin, dijitalleşmenin
    kitabın geleceğini nasıl etkileyeceğini ceşitli acılardan ele almaya calıştık. Yayıncılardan, yazarlardan goruşler aldık. Soyleşi yaptık. Bazı yazarlarımız da
    konuyu değişik acılardan değerlendirdiler. Kitapsız bir dunya duşunulemez,
    diyoruz. Kitap dun vardı, bugun de var, yarın da elbette olacak. İlgiyle okuyacağınız yazılar sizi bekliyor.

    Bu sayımızda 80’lerin ortasında yayın hayatına başlayan efsane dergi İkindi Yazıları’nın tıpkıbasımını gercekleştiren kıymetli yazar Duran Boz ile yaptığımız
    mulakatı ilgiyle okuyacağınızı duşunuyoruz. 131 sayı cıkan derginin buyuk bir
    mektep vazifesini icra ettiğini de hatırlatmak istiyoruz.

    1 Temmuz 2021 tarihi ile birlikte pandemi sureci farklı bir boyuta girdi. Gorunen o ki toplum olarak rehavete kapıldık. İyi gitmekte olan veriler, tekrar
    olumsuz bir nitelik kazanmaya başladı. Her şeyin başı sağlık diyor, bu muzmin
    hastalığa karşı gereken tedbirleri alarak hem kendimizin hem de toplumumuzun sağlığına ozen ve onem vermeye cağırıyoruz.

    Sağlık, afiyet ve huzur niyaz ederek Eylul sayımızda buluşmak uzere hepinizi
    ŞÃ‚fî olan Rabbimize emanet ediyoruz.

    Mustafa OZEL
    Genel Yayın Yonetmeni

    Gizli İçerik:
    Gizli içeriği görmek için mesaj yazmalısınız.
  • 25-07-2022, 03:26:16
    #7


    Mun’im olanın adıyla.

    Kıymetli okuyucularımız, yeni bir sayımızla huzurlarınızdayız. Huzurunuza vesile
    olmasını niyaz ederiz.

    Gectiğimiz aylar, yandığımız aylardı; ormanlarımız, canlarımız, ciğerlerimiz yandı.
    Bugunumuz yandı, geleceğimiz yandı. Kimin yaktığı, neden yandığı hic onemli değil. Cunku yanan onemliydi, biz onemliydik, toprağımız, ormanlarımız onemliydi.
    Yanan o ormanlarda, yanan toprağın altındaki ve ustundeki milyonlarca hayvan
    onemliydi. Onların hepsi Rabbimizi tesbih eden, ona ibadet eden varlıklardı. Milletce uzulduk.

    Malum, canlılar bir cevre icinde yaşarlar. Sağlıklı bir cevre, hayat icin zorunludur.
    Bundan dolayı mezkûr konuyu ele alalım, uzmanların, yazarların goruşlerini, değerlendirmelerini paylaşalım istedik. Aslında bu konuyu, musilaj vesilesiyle gecen
    ay işleyecektik. Nasip bu aya imiş. Tabiat, cevre hususunda duyarlık oluşturmada
    bir nebze katkımız olursa kendimizi bahtiyar hissedeceğiz. Mun’im olan Rabbimizin ihsan ve ikramlarını korumak, bizden sonrakilere aktarmak, İslamî ve insanî vazifedir.

    İslam dunyasının en hassas bolgelerinden biri olan Afganistan’da yaşanan son
    gelişmeler, dunyanın her yerindeki Muslumanları heyecanlandırdı, umutlandırdı.
    O topraklardaki kardeşlerimizin son elli yıldır yaşananlardan ders alarak ulkelerinin maslahatları doğrultusunda hareket etmelerini temenni ediyoruz. Allah’tan
    niyazımız, budur. Afganistan her acıdan yorgun, bitkin bir ulke. Bu yorgunluğun
    altında buyuk bir enerjinin yattığını biliyoruz. Afganlı Muslumanlar akl-ı selim ile
    hareket ettiklerinde hem kendileri huzura, guvene, feraha erecekler hem de diğer
    kardeşlerini hayal kırıklığından kurtaracaklardır. Rabbimiz, dunyanın her yerindeki Muslumanlara basiret, feraset ve istikamet nasip etsin.

    Ağustos ayında İskocyalı bir Musluman vefat etti: Abdulkadir Sufi. Merhumun yazdıklarıyla, kitaplarıyla 1980’li yıllarda tanışmıştık. Bircok insanımız duşuncelerinden etkilenmişti. Cunku farklı, değişik, ozgun ve carpıcı goruşleri vardı. Kendisine CenÂb-ı Allah’tan rahmet niyaz ediyoruz.

    Son iki yıldır pandemi surecinde eğitim hayatımız buyuk yara aldı. Yeni donemde şartların yuz yuze eğitime imkÂn verecek şekilde olmasını temenni ediyoruz.

    Daha sağlıklı, daha huzurlu gunlerde buluşmak umuduyla Mun’im olan Rabbimize
    emanet olunuz.

    Mustafa OZEL
    Genel Yayın Yonetmeni

    Gizli İçerik:
    Gizli içeriği görmek için mesaj yazmalısınız.
  • 25-07-2022, 03:26:28
    #8


    Alîm olanın adıyla.

    Kıymetli okuyucularımız, sizleri bir sonbahar selamıyla selamlıyoruz. Yazın bereketli aylarını arkada bıraktığımız şu gunlerde huznun baskın olduğu zamanları
    yaşıyoruz. Rabbimizin her mevsimi, her ayı, her gunu ayrı bir guzel. Tabii ki guzel
    bakmasını bilene, guzeli gorebilene.

    Ulkemizde eylul ve ekim ayları, eğitim-oğretim hayatının hareketlendiği, bereketlendiği aylardır. Eylulde ilk ve orta dereceli okullar acılır. Universitelerin bir kısmı
    eylul sonunda, bir kısmı da ekimde kapılarını oğrencilere acar.

    Ekim sayımız, okullarımıza, derslerimize, eğitim sistemimize dair yazıların one
    cıktığı bir sayı oldu. Takdir edersiniz ki, her konuyu, her sorunu, her alanı ele almak, tartışmak, cozum onerilerinde bulunmak bir derginin sınırlarını aşar. Eğitim
    meselemiz, kadim bir konudur. Ozellikle son bir iki yuzyıldır gundemin değişmez
    maddelerinden biridir. Millî Eğitim Şûrası'nın 1-3 Aralık 2021 gunlerinde 20. kez
    toplanacak olması, konunun ehemmiyetini gostermektedir. Dergimiz İnsicam’da
    belki de ilk kez bu kadar yazar aynı konuyu değişik acılardan değerlendirmeye
    calıştı. Konuya bir nebze de olsa ışık tutabildiysek, ne mutlu bize!

    Değişmeyen diğer bir gundemimiz de İslam Âlemi, Muslumanların yaşadığı topraklar. Bu bağlamda Dr. Fahri Solak ile Orta Asya Turk Cumhuriyetleri uzerine
    gercekleştirdiğimiz soyleşiyi ilgiyle okuyacağınızı umit ediyoruz. Afganistan, Cin,
    Somali de bu sayıda dertlendiğimiz topraklardan.

    Peygamber Efendimiz (s.a.v.) ve muhterem ashabının (Allah hepsinden razı olsun.) ornekliği bizim icin zaman ve mekÂn ustudur. Onceki sayılarımızda olduğu
    gibi ekim sayımızda da yolumuzu, onumuzu aydınlatıyorlar.

    Mutlak ve hakiki bilginin sahibi ve kaynağı olan, kullarına ilminden, bilgisinden
    bahşeden, oğreten; bunun icin Peygamber ve Kitap gonderen Yuce Allah’a emanet
    olunuz.

    Kasım sayımızda buluşmak uzere sağlıcakla kalınız.

    Mustafa OZEL
    Genel Yayın Yonetmeni

    Gizli İçerik:
    Gizli içeriği görmek için mesaj yazmalısınız.
  • 25-07-2022, 03:26:47
    #9


    RezzÂk olanın adıyla.

    Yarattığı her varlığı, ecelin geleceği Âna kadar besleyen, yediren, iciren, doyuran
    Rabbimize binlerce kez hamdolsun.

    Yeni bir sayı ile kasım sayısıyla karşınızdayız. Bizi en cok heyecanlandıran sayının,
    elinizdeki bu sayı olduğunu soylemeliyiz. Bunun nedeni, dosya konumuzun yirminci yuzyılın mustesna şahsiyetlerinden; sozuyle sohbetiyle, vaazıyla hutbesiyle,
    konuştuklarıyla yazdıklarıyla, kısacası butun bir hayatıyla Muslumanların, ozellikle de genclerin, daha da ozelde universitede okuyanların elinden, gonlunden,
    yureğinden, zihninden tutan muhterem Mehmed Zahid Kotku Hocaefendi’yi ele
    alıyor olmasıdır. Dosyamızda goreceğiniz uzere sadece yazılar yok, bunların yanında basında, medyada ilk kez yayınlanan belgeler, Hocaefendi’nin el yazısından
    ornekler de var. Bunun icin hem heyecanlıyız hem de sevincli. Boyle bir dosyayı
    yapmayı bahşeden Rabbimize hamd u senalar ediyoruz.

    Eylul ayında ilim ve kultur hayatımıza onemli bir eser katıldı. Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından hazırlanan Hayat Rehberi Kur’Ân isimli konulu tefsir, okuyucuyla buluştu. Belki İslÂm dunyasında yılın kultur olayı olarak tanımlanabilecek bu
    calışmanın başında bulanan Prof. Dr. Mehmet Pacacı hocamızla muhim bir soyleşi gercekleştirdik. Soyleşinin, eseri ve bu bağlamda yapılan calışmaları tanımaya,
    anlamaya yardımcı olacağına inanıyoruz. Adı gecen tefsir, ulkemizdeki akademik
    zenginliği gostermesi bakımından da ehemmiyet arz etmektedir.

    Diğer bir konuşmayı ise Cağa Şahitlik Eden YILDIZLAR kitabını hazırlayan Ahmet
    Refik Partal ile yaptık. Turkiye İslamcılığı tarihinde onemli bir yer tutan Yıldız Teknik Universitesi mezunlarının yaşadıkları olaylar, duygular, duşunceler ilk kez bu
    kitapta derli toplu bir şekilde, hem de birinci ağızdan anlatılıyor.

    Evet, ulkemizde guzel olaylar yaşanıyor. Guzel insanlar, arkalarında guzellikler bırakarak gidiyor. Yaşarken bunları gorebilmeyi, bunlarla hemdem, hemhal olabil-
    meyi Rabbimizden niyaz ediyoruz.

    CenÂb-ı Hak’tan bizi turlu gıdalarla rızıklandırdığı gibi, salih ve mustakîm insanlarla, faydalı kitaplarla da rızıklandırmasını cÂn-ı gonulden diliyoruz.

    Daha iyi bir İnsicam’da buluşmak temennisiyle RezzÂk olana emanet olunuz.

    Mustafa OZEL
    Genel Yayın Yonetmeni

    Gizli İçerik:
    Gizli içeriği görmek için mesaj yazmalısınız.
  • 25-07-2022, 03:26:59
    #10


    Hayy olanın adıyla.

    Yeni bir yılı bitirirken huzunluyuz, mahzunuz.

    Işıksız, meşalesiz, kandilsiz kaldık.

    Yolumuzu aydınlatan, kalbimize umut ve heyecan katan, ruhumuzu besleyen, hepimizi geleceğe doğru kanatlandıran mutefekkir, şair, yazar ve dava adamı Ustadımız Sezai Karakoc (Mayıs 1933- 16 Kasım 2021), bu dunyadaki omrunu tamamladı, sevdiklerine kavuştu. Ardında kendilerine ruh uflediği binlerce er bıraktı.

    Hayatı boyunca erlerin, erenlerin, pirlerin yetişmesi icin yazdı, cizdi, dergi yayınladı, kitap cıkardı. Şiirler, denemeler, hikÂyeler yazdı, tercumeler yaptı. Sessizdi, ama arkasında cok hoş bir sada bıraktı.
    16 Kasım 2021 tarihi, bundan sonra Sezai Karakoc olarak anılacak. Kendisine sonsuz mağfiret ve rahmet niyaz ediyoruz.

    Gectiğimiz ayın ortasında vefat eden Sezai Karakoc’u bir iki yazı ile yÂd edelim diye duşunduk. Ancak sayı ona ulaştı. Bir nebze de olsa kendisini anlatabildiysek, ne mutlu bize!

    Aralık dosya konumuz sosyal medya. Gittikce ağırlığını ve etkisini artıran sosyal medya aracları, hayatımızda neredeyse mahrem alan bırakmadı. İletişimin ve internet kullanım imkÂnlarının yaygınlaşması, hem sosyal medya kullanımını artırdı hem de değişik sorunların ortaya cıkmasına yol actı. Sosyal medya aracları bir
    imkÂn mıdır yoksa bir tehdit midir konusu, oyle gorunuyor ki bir mesele olarak
    gundemde kalmaya devam edecektir. Lehte de olsak aleyhte de olsak, dunyanın
    her yerinde buyuk bir kitlenin bir bicimde kullandığı sosyal medyayı, sosyal medya mecralarını değişik acılardan ele alan yazılarla karşınızdayız.

    Bu sayımız, hacimli ve dolgun bir sayı oldu. Umarız beğeni ve ilginize layık olmuştur.

    Yeni yılda, yeni sayılarda buluşmak uzere Hayy olana emanet olunuz.

    Mustafa OZEL
    Genel Yayın Yonetmeni

    Gizli İçerik:
    Gizli içeriği görmek için mesaj yazmalısınız.