• 24-07-2022, 01:37:21
    #1
    Varlık Dergisinin 1000. sayı ozel eki.
    Varlık Dergisi'nin Turk Edebiyatındaki onemi ele alınmış.
    Bu konuya dair yazıları ilgililerine havale ederek, coğumuzun ilgisini cekecek reklam sayfalarından sectiklerimi aktarıyorum.

    *Turkiye'de ilk defa sesli kitaplar...reklamından, Turkiye'de sesli kitapcılığın ticaretinin 1990'lara dek uzandığı anlaşılıyor. (TRT radyosu'nda dinlediğimiz Bir Roman Bir Hikaye programı sesli kitapların bildiğim ilk orneğiydi.)
    *Turkiye Yayıncılar Birlilği Kitap Kataloğu, Reklam, 'Turkiye'de mevcudu bulunan tum kitapları iceren TEK Kitap Kataloğu' alt başlığı ile yayımlanmış.
    *Bence derginin en iyi sayfası. Arka kapaktaki AMIGA 3000 reklamının bulunduğu sayfa...Şu anda bilgisayar sektorunde yeni bir devrime tanık oluyorsunuz...sloganı ile sunulmuş.
    22 senede nereden nereye...



    Gizli İçerik:
    Gizli içeriği görmek için mesaj yazmalısınız.

    Gizli İçerik:
    Gizli içeriği görmek için mesaj yazmalısınız.
  • 24-07-2022, 01:37:27
    #2





    Keyifli okumalar...


    Gizli İçerik:
    Gizli içeriği görmek için mesaj yazmalısınız.



  • 24-07-2022, 01:37:35
    #3




    Keyifli okumalar


    Gizli İçerik:
    Gizli içeriği görmek için mesaj yazmalısınız.




  • 24-07-2022, 01:37:42
    #4




    Clearscan uygulanmıştır.

    Gizli İçerik:
    Gizli içeriği görmek için mesaj yazmalısınız.





    İyi okumalar.
  • 24-07-2022, 01:37:49
    #5


    Ilhan Tarus ararken bu dergi cıktı. Kapakta Ilhan Tarus var da.


    Gizli İçerik:
    Gizli içeriği görmek için mesaj yazmalısınız.
  • 24-07-2022, 01:37:56
    #6



    Editorden; “Yeni yıla her yerde bir bayram havası icinde girilir. Omurlerimizden bir yılın daha eksildiğini bize hatırlatan bu olayın bu kadar taşkınca sevince cevrilmesinin anlamı sorulabilir ya, bizim uzerinde durmak istediğimiz nokta bu değil. Biz sadece her ulusun bayram ettiği bu yıldonumune, ne derece asık bir yuz ve kapanık bir gonulle girdiğimizi belirtmek istiyoruz. Gerci biliyoruz, icimizde, her turlu yurt ve toplum sorunlarına sırt cevirmiş, tatlı canlarından başka hic mi hic kaygıları olmayan kişilerin zevk ve eğlencelerinden en kucuk bir şey eksilecek değildir bu sefer de. Ama bu yurdu seven, onun ve dolayısıyla kendilerinin de gelecekleri ustunde duşunmeyi dert edinen ak alınlı kişileri de var bu toprakların. Hani onların yuzu suyu saygısına ayakta duruyor bu ulke de denilebilir bir bakıma, işte bu alnı acık kişiler, bu koşullar icinde yeni yıla girişimizin bayram etmeyi değil, yas tutmayı gerektirdiği kanısındadırlar. Gerci, iş başında bulunan ve işlerin gidişini bizden iyi bilmesi gereken buyuklerimiz, her şeyin yolunda olduğunu, yarına guvenmemiz gerektiğini soyledikleri icin, bizim de fazla kaygılanmamamız gerekirse de, oteden beri işler hep daha kotuye giderken başımızdakiler durmadan tıpatıp aynı sozleri soylemiş ve bunlara inanmayanları suclamış olduklarından, artık her işittiğimize inanacak saflık ve uysallığı ne yazık ki yitirmiş bulunuyoruz.” Yaşar Nabi Nayır, Varlık dergisinin 01.01.1965 tarihli sayısındaki yazısında yukarıdaki sozleri ederken elbette ulkemiz bugunkunden farklı koşullar icindeydi, bugunu dune eşitleyecek değiliz, ancak “bu yurdu seven, onun ve dolayısıyla kendilerinin de gelecekleri ustunde duşunmeyi dert edinen ak alınlı kişiler”in karamsarlığı sanıyoruz ki hÂl aynı. Hemen her şeyin “eğlenceli” sıfatıyla değer kazandığı, insanlar arasında hızla yayıldığı, unlendiği bir cağda ne mutlu ki dışlanmayı goze alarak karamsar olmak cesaretini gosterenler var. Hakikatten odun vermeyen, yalan dolan karşısında daima tetikte duran insanın hakkıdır karamsarlık ve onun “iyi”ye olan bağlılığının, “iyi”ye tutunmaktaki ısrarının işaretidir. Değil mi ya, “iyi”den haberdar olmayan biri “kotu”yu nasıl gorsun. Ama (Baudelaire’in deyişiyle) “karamsarlıktaki iyimserlik”i de gormezsek olduğumuz yerde cakılır kalırız. Oyleyse karamsar olduğumuz kadar iyimseriz de. Başka bir Turkiye’yi ozluyorsak eğer, “başka”dan haberdarız demektir, bu ulkede bize “başka” yı ozleten, bu uğurda calışmamızı sağlayan kaynakları goruyoruz demektir. Varlık, icinde bulunduğumuz donemi daha iyi kavramamızı sağlayan dosyalar hazırlayarak her ay bu duyguyla cıkıyor karşınıza, karamsar olduğu kadar iyimser de olmasaydı mumkun muydu 85 yılı aşkın suredir sizlerle buluşması…


    https://disk.yandex.com.tr/i/-4e8fNOTv5hFvg[/HIDE]
  • 24-07-2022, 01:38:03
    #7



    Editorden;Post-Kemalizm’den herkes “kendine gore” bir şey anlıyor, diğer yandan birbirinden farklı kesimler –aralarındaki kavgaya son vermeden– Post-Kemalizm ortak paydasında buluşabiliyorlar. Peki nasıl bir ortak payda bu? Post-Kemalizm’in bir ortak payda olacak denli tutarlılığa sahip olduğu soylenebilir mi? Kendine Post-Kemalist diyen var mı? Sağcı veya solcu olsunlar, siyasi hayatımızdaki otoriterliği, demokrasiye dair guncel sorunlarımızı, kimliklerimiz uzerindeki baskıları “yanlış kurulmuş Cumhuriyet” tezine dayandıranlar, devletin temelinde bir “ilk gunah” arayanlar, Batılılaşmayı ve Kemalizm’i “kulturel yabancılaşma” olarak gorenler sahneye yeni cıkmadılar, ancak bu duşuncelerin kimlerin cıkarına hizmet ettiği, toplumda yarattığı algı, sonuclarıyla birlikte henuz yeterince incelenip sorgulanmadı, tartışmalar suruyor. Varlık dergisi olarak Şubat ayı dosyamızı Turkiye’de tarihyazımını ve guncel siyaseti yeni bir okumaya surukleyen Post-Kemalizm kavramına ayırdık. Post-Kemalizm’e ve acılımlarına farklı perspektiflerden yaklaşan yazılarla oluşturduğumuz dosyamızda elbette ceşitli eksikler goruyoruz ama bu konuda emek vermekten mutluyuz. İlker Ayturk, Yuksel Taşkın, Yalın Alpay, Korkmaz Alemdar ve Selcuk Orhan’a yazılarıyla dergimize değer kattıkları icin teşekkur ederiz. İleride başka yazılarla meseleye yeni bakış acıları getirmeyi umuyoruz. Bir teşekkur de okurlarımıza borcluyuz tabii ki, Varlık’la birlikte duşunmeye devam ettikleri icin.


    Gizli İçerik:
    Gizli içeriği görmek için mesaj yazmalısınız.
  • 24-07-2022, 01:38:09
    #8



    Editorden;20. yy’da pek cok bilimsel gelişme ve araştırma sayesinde gecmişin hic olmadığı kadar aydınlandığını gorduk ama aynı zamanda tarihin –nihayetinde olay orgusu oluşturmaya dayandığına gore– kurmaca olduğunu da (Paul Veyne, Paul Riccoeur, vd.) oğrendik, sadece “buyuk” tarihin değil icinden gectiğimiz donemin de iktidarlar tarafından nasıl yazıldığına doğrudan tanıklık ettik ve geleceğe doğru ilerledikce aydınlandığına inandığımız gecmiş tasavvuru boylelikle sorunsallaştı. Felsefî tartışmalar ile alternatif tarih calışmaları birbirini izledi, ancak 21. yy’a ustumuzdeki kirden arınarak girdiğimiz elbette soylenemez, siyasetin neden olduğu kir bir yana tarihyazımının “malzeme”si ve yapısal ozellikleri nedeniyle hep sorunlu bir alan olarak kalacağı da muhakkak. Peki, sanat alanında durum nedir? Zira Varlık’ta Mart sayımızın dosya konusu “Sosyal Medya Cağında Sanat Tarihi Yazımı”. Sanat sozcuğune yuklediğimiz anlamdan dolayı sanat tarihini siyasetten veya piyasa koşullarından arınmış masum bir alan sanıyorsak yanılıyoruz, ayrıca tarihyazımının tum yapısal sorunlarını taşımakla birlikte, nesnesi sanat olduğu icin oldukca tartışmalı bir alandan bahsediyoruz. Bu ayki dosyamız tum bunları ortaya koymakla kalmıyor, daha ileriye gidiyor, sanatcılar icin sosyal medyanın aracıları ortadan kaldıran ozgur, demokratik bir mecra mı, yoksa –sanat soz konusu olduğunda bile– algoritmalarla algıyı belirleyen, takipci sayısına gore gundem oluşturan bir mecra mı olduğunu sorguluyor, gelecekte sanat tarihi yazımını nasıl etkileyeceğini tartışmaya acıyor. Barış Acar’ın hazırladığı dosyamızda sanat tarihcileri, eleştirmenleri, sanatcılar, kuratorler soz aldı – keyifle okumanızı diliyoruz. Kapsamı her anlamda geniş tutmaya calışsak da eksiklerimizin bulunduğunu goruyoruz, eleştirilere acığız, ele aldığımız meselelerin sadece bizde değil başka yayınlarda da surmesini, genişletilmesini umuyoruz.


    https://disk.yandex.com.tr/i/iUIoVew_p3R8CA[/HIDE]
  • 24-07-2022, 01:38:15
    #9



    Editorden;Nisan sayımızın dosya konusu, “Ritmin Poetikası: Devrim Erbil”. Sadece resmiyle değil, oğretmen olarak yeni nesillere aşıladığı sanat tutkusuyla da, Cumhuriyet tarihinin onemli bolumunde sanatla ilgili pek cok alanda (sunumunda, orgutlenmesinde…) verdiği emekle de değerlendirilmesi gereken bir usta var karşımızda. Dosyamıza katkıda bulunan yazarlar gorevlerini hakkıyla yerine getiriyorlar; ayrıca Erbil kendisiyle yapılan soyleşide edebiyata komşu ilerleyen resim seruvenini her zamanki samimi uslubuyla anlatıyor. Bu satırların yazarı ise Devrim Erbil resimleriyle karşılaşmasını vaktiyle şoyle kaleme almıştı: “Noktanın coğalarak yuruyuşu ve olumu. Cizgiye donuşerek olumu. Cizgiler kesiştikce, sayısız kere kesiştikce yeniden doğan noktalar. Ressamın elinin belli bir yondeki hareketinden, ait oldukları cizgilerden kopup yeni doğrultularda birleşen noktalar. Ongorulmemiş cizgiler. Daha buyuk bir iradenin, doğanın deviniminin urunu olan cizgiler. Yakından tanıdığımız, sevdiğimiz bir manzaranın icinde coğalan yabancı manzaralar. Ansızın beliren korku. Kendini tekrarlayarak olen korku. Doğum ve olumun sonsuz tekrarı. Sonsuzluğun yarattığı daralma. Cizgiler arasındaki daracık alanlarda yitip giden sonsuzluk. Son. Binaları kuran cizgiler. Onları art arda sıralayarak yıkan cizgiler. Hayır, bir cokuş değil bu: Burada bir cami var, şurada bir kule, hepsi yerli yerinde. Her şeyin birbirine ulanmasının verdiği cokuş hissi. Şeyler birbirlerine oyle sıkı duğumlenmiş ki ben dışarıda kalıyorum. Kendimi icine koyabileceğim bir gok ya da deniz buluyorum bazen ama yerimden azıcık olsun kımıldayamıyorum. Peki ama neden girmeliyim bu resimlerin icine? Zaten bu resimlerdeki İstanbul’da yaşamıyor muydum ben, nasıl duştum ondan boyle uzağa? Noktaların birleşerek olumu, kesişen cizgilerle yeniden doğuşu ve zihnimde başka doğrultularda uzayan cizgileri oluşturmak uzere birbirlerine eklenerek yeniden olumu. Binaları art arda sıralayarak yıkan cizgiler. Doğum ve olumun sonsuz tekrarı. Her doğum ve olumle manzaranın icinde belirip kaybolan hayaletler, korku, yaşadığım şehrin icinde coğalan yabancı manzaralar. Coğalıp olen, geride yalnızca hayaletlerini bırakan şeyler. Ansızın anlıyorum: Ben de bir hayaletim bu resimlerin karşısında. Aynı zamanda cizgiler arasındaki daracık alanlarda yitip giden insanlardan biriyim. Yeniden kurulan mesafelerde kendimin sonuyum.” Sanat, edebiyat eylemdir, yeni karşılaşmalara goturur insanı. Varlık da yeni karşılaşmalara neden olmak amacıyla her ay yoğun bir emekle sizler icin cıkıyor.


    https://disk.yandex.com.tr/i/r2nwk374PtcR5g[/HIDE]
  • 24-07-2022, 01:38:21
    #10



    Editorden;Varlık dergisinin Mayıs 2019 sayısının dosya konusunu “İyimserlik ve Kotumserlik Arasında Umut” olarak belirlerken kuşkusuz ulkemizdeki son yerel secimlerle ilgili tartışmalardan etkilendik, ama konuyu bununla sınırlamamak, hatta daha otesine gecip 21. yy insanının temel acmazına ilişkin bir şeyler soylemek icin ozel bir caba sarfettik. Nilgun Tutal, Musab Oğuz, Mehmet Ozkan Şukuran ve İncilay Cangoz umudun aydınlığa ve karanlığa bakan, birbirinden farklı iki yuzu hakkında yazdılar; evet, umudun bir de karanlık yuzu var, dosyamız biraz da bu yuzu irdelediği icin değerli. “(…) ‘Kendi Olma Yuku’nun Dayanılmaz Yalnızlıkları Uzerine” yazan Huseyin Kose, cağımız insanının dramını irdelemesi bakımından dosyamızla gizli bir bağ kuruyor ve şu onemli soruyu soruyor: “hangi toplum duzeni yalnızlığın ic deneysel aşkınlığını lanetlememiştir ki?” Bu ay iki ressam konuğumuz var: Yalın Alpay, Nevhiz Tanyeli’nin resimlerini inceliyor; Fadime Şen resim dunyası uzerine Berrin Aida Akmanlar’ın sorularını yanıtlıyor. Burak Sume’nin hazırladığı Tiyatronun Koşetaşları’nda ise Ayla Algan oyunculuk ve şarkıcılık yaşamına dair konuşuyor. Varlık’ta, biliyorsunuz, edebiyatı asla diğer disiplinlerden ayırmıyoruz, ayrıca edebiyatla irtibatını koparan bir disiplinin sağlıklı bir yorumdan mahrum kalacağına, boylelikle kuruyacağına inanıyoruz. Hepsi ayrı ayrı anılmayı hak eden eleştiri/inceleme yazıları, soyleşiler, şiirler, oykulerle dolu bir Varlık dergisi var yine karşınızda. Edebiyatı, sanatı parlak cumlelerle savunmak yerine her ay iyi metinlerin adresi olmaya calışıyoruz.


    https://disk.yandex.com.tr/i/3H07o0lPEg3U6w[/HIDE]