19. yuzyıl Fransız edebiyatının en guclu kalemlerinden olan Maupassant'ın hikÂyeleri, hayatla sanat arasındaki sınırları ortadan kaldıran cinsten. Hayat sanattan, sanat da hayattan kopuk değildir Maupassant'ın estetik dunya goruşunde. Modern insanın "ic dunyasının" detaylı bir bicimde resmedildiği hikÂyelerinde, doludizgin akan bir hayat sevincine paralel olarak, alttan alta işleyen melankolik, urkutucu ve karanlık duygular da var. Maupassant'ın hikÂyelerinde donemin toplumsal kompozisyonunda yer alan neredeyse butun varoluşların portrelerini bulmak mumkun. Yuksek sosyetenin cıtkırıldım hanımefendilerinden ve beyefendilerinden soz ettiği kadar izbe sokaklarda dolanan fahişelerden, yoksullardan da soz eder Maupassant. Alkolikler, uyuşturucu bağımlıları ve deliler gibi toplumun ceperlerinde konumlanmış bireylerin hikÂyelerini anlatan Maupassant'ın, burjuva hayatına karşı "aşağıdakiler"den yana bir tavır aldığını soylemek olası: Deliler beni ceker. Bu insanlar, garip duşlerin oluşturduğu gizemli bir ulkede, bunaklık denilen şeyin o icine girilmez bulutu icinde yaşarlar. Yeryuzunde gordukleri, sevdikleri, yaptıkları her şey, onlar icin, eşyaların ve insan duşuncesini yoneten tum yasaların dışında, imgesel bir varoluş icinde yeniden başlar. Keskin zek yaratıcı deha ile birleşince; aşk, entrika, kin, umut, korku gibi insani duygulara bambaşka acılardan ışıklar duşuluyor Maupassant'ın hikÂyelerinde...
(Tanıtım Bulteninden)
Ceviri: Serdar Rifat Kırkoğlu
Yayınevi: Ayrıntı Yayınları
Basım Yılı: 2015
Sayfa Sayısı: 288
ISBN: 978-605-314-027-6
Aranabilir PDF + 2.5 MB
Mediafire