• 23-07-2022, 20:32:58
    #1
    Şolohov - Durgun Don; Ozgun adı: Тихий Дон - Tihiy Don Turkcesi: Mete Ergin ve Gani Yener Rusca aslıyla karşılaştıran: Hasan Âli Ediz Kapak Resimleri: Yuri Reblov İc Resimler: Orest Vereiski Yeniden Gozden Gecirilmiş Dokuzuncu Basım: 1991 Onceki Basımlar: Birinci - Ucuncu Basım: 1961-1971 Altın Kitaplar Dorduncu - Sekizinci Basım: 1982-1988 Sosyal Yayınları Mayıs 1919 Yordam Yayınları Sayfa sayıları: Birinci Kitap 470 sayfa İkinci Kitap 431 sayfa Ucuncu Kitap 463 sayfa Dorduncu Kitap 597 sayfa Toplam 1961 sayfa Engin Yayınları, İstanbul

    CLEARSCAN TIPKICEKİM PDF



    ".... Şolohov henuz gencecik bir delikanlı. Edebiyat ufkunda mini mini bir kara nokta gibi gorunmeye başlayalı şunun şurasında iki uc yıl oluyor. İcimizde en ileri goruşlu olanlarımız bile onun gucunu bu kadar kısa zamanda, boylesine sağlam bir bicimde gosterebileceğini asla kestiremezdik. Hayır, onun kendi halkını anlatmakla kaldığını, onları kağıt uzerine gecirmekle yetindiğini kabul edemeyeceğim. Her birinin yuzunde kendine ozgu kırışıklar bulunan, her birinin kendine ozgu burnu, kenarları kırışmış kendi gozleri, kendine ozgu konuşma bicimi olan bu soluk alıp veren, bu renkli insan kalabalığı gozlerimizin onunde canlanmıştır bizim. Bunların her biri, kendine gore nefret eder. Her birinin sevgisi başka bicimdedir, her birinin yureği başka bir bicimde tutuşur bunların ve her birinin mutsuzluğu kendine goredir. İşte her insan tipine o kendine ozgu karakteri, bir başkasında rastlanmayan kendine ozgu nitelikleri verebilmek; başkasında rastlanmayan kendine ozgu nitelikleri verebilmek; başkasında rastlanmayan bir ic dunyası yaratabilme yeteneği - bu muazzam yetenektir ki, Şolohov'u, şimdi bizim onu gorduğumuz yukseklere cıkarabilmiştir..." - Alexander Serafimovic (Birinci Cildin Arka Kapağından)

    "Durgun Don", gerek dili, gerek duygu derinliği bakımından tam anlamıyla Rus işi, tam anlamıyla ulusal, dolayısıyla da tam anlamıyla halkın malıdır...

    "Bu eserde duygular - Gregor'un karısı Natalya'nın sevgisiyle kıskanclığı, Gregor'la Aksinya arasındaki aşk - son derece guclu bir bicimde verilmiştir. Bu tur duyguları işlemekte sanatcılar buyuk gucluk cekerler genellikle. Aşkı, yuzyıllardan beri deha sahibi sanatcılar eserlerinde anlatagelmişlerdir; bu romanda yer alan aşk sahnelerini, boylesine guclu bir bicimde verebildiğine bakılırsa, Şolohov'un yureğinin de aynı duyguların taze izlerini taşıyor olması gerekir." - Aleksey Tolstoy

    "Şolohov gibi Sovyet yazarlarının ortaya koyduğu mukemmel eserlerle, Lev Tolstoy'un ustalığında olumsuzluğune kavuşan Rus sanatının ruhunu bize aktaran gecen yuzyılın buyuk gercekci geleneği arasında sıkı sıkıya bir bağlılık vardır."

    Ama ben bu iki cığır arasındaki ayrılığı Şolohov'un eserinde acıkca gorebiliyorum... Yeni cığır nereye yoneldiğini biliyor ve bu yolda karşı konulmaz bir bicimde ilerliyor." - Romain Rolland (İkinci Cildin Arka Kapağından)

    "Durgun Don", kendisi de bir Don kazağı olan ve hem Birinci Dunya Savaşında, hem de İc Savaşta carpışan Şolohov'un, Don Kazakları uzerine bir romanıdır. Roman kesin bir bicimde ayrılan dort donemi işler - Barış, Savaş, Devrim ve İc Savaş; Şolohov'un romanına o senfonik yapıyı kazandıran da işte bu tarih, ya da, daha doğru bir deyimle soylemek gerekirse, bu tarihin Marksist acıdan yorumu olsa gerektir. Zira boyle bir yorumun yardımı olmaksızın, her biri bir tufan niteliğindeki tarihsel ve toplumsal olayları, o olaylarla ic ice yaşamış bir yazarın o kadar mantıksal ve gercekci bir bicimde canlandırabilmesi mumkun olamaz, o olayları yansız bir gozle gorebilmek icin yazarın kuşaklar boyu beklemesi gerekirdi... "Durgun Don"u, Tolstoy'un "Savaş ve Barış"ı ile karşılaştırmakta haklıydı Gorki. Gorkemli doğa tasvirleri yanısıra, romandaki kahramanların cokluğu ile de, tarihsel gercekciliği ve Don Kazakları'nın o ilkel, neredeyse masalsı yaşayışlarını verişteki gercekciliği ile de unutulmazlar arasına girmiştir "Durgun Don". - The New Republic (15 Ağustos, 1934) (Ucuncu Cildin Arka Kapağından)

    Bugun 'Rusya'nın Balzac'ı diye bilinen Şolohov, varlıklı Kazak ailelerinin yanında hizmetcilik ederek gecimini sağlayan, hic oğrenim gormemiş Ukraynalı bir koylu kadınının oğludur. On yedi yaşında Moskova'ya giderek bir sure yukleme, boşaltma işciliği, daha sonra da kitap satıcılığı yapan Şolohov, ilk kitabı olan Don HikÂyeleri'nin yayımlandığı tarihte yirmi bir yaşındaydı.

    Bugun de, o cok sevdiği Don boyunda, Vyeşenskaya İlcesi'nin kucuk bir koyunde yaşamaktadır Şolohov. Onun bugun yaşadığı topraklarda, bir zamanlar, Beyaz Muhafızlar'a karşı savaşan Kızıl Atlılar'ın toynak sesleri cınlıyordu; Durgun Don'un kahramanları da yine aynı topraklarda yaşadılar ve olduler... Şolohov'un yumuşak ve renkli bir bicemi var. HikÂye ediş bicimi son derece rahat, doğa tasvirleri son derece canlı ve gorkemli; savaşın ritmini ise buyuk bir ustalıkla yakalamış. Romanın gectiği yerlerle ilgili canlı ve renkli tasvirlerin buyusunden okur bir an bile kendini kurtaramıyor... Şolohov'un, Rus epik romanı geleneğini surduren buyuk bir yazar olduğuna hic kuşku yok." Şolohov'un Nobel Edebiyat Odulu'nu kazanması uzerine, 17 Ekim 1965 tarihinde, L'Express'de cıkan bir yazıdan... (Dorduncu Cildin Arka Kapağından)


    Gizli İçerik:
    Gizli içeriği görmek için mesaj yazmalısınız.